"Sosyalleşme parklara sıkışmış, yüzde 71 fazla mesai alamıyor, herkes günü kurtarmak için çalışıyor"

Türkiye yerel seçimlere giderken SODEV, çalışma hayatı ile ilgili bir araştırma yayımladı. Araştırma hayatın her alanında çalışanların yaşam kalitesinin daha geriye gittiğini gösteriyor

Görsel: Canva Yapay Zeka

Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV), Olof Palme Vakfı'nın katkılarıyla "Hizmet Sektöründe Çalışan Yoksulluğu ve Güvencesiz Çalışanlar Araştırma Raporu" yayımlandı.

Ankete göre Türkiye'de insanların büyük çoğunluğu sadece eve ekmek götürme kaygısıyla çalışıyor.

Katılımcıların yüzde 70’inin üzerinde bir kesimi için çalışmanın anlamı sadece geçim ve temel ihtiyaçlardan ibaret.

Türkiye günü kurtarmak için çalışıyor

Bir başka deyişle anketin sonuçların çalışanların geleceği düşünemidiğini sadece günü kurtarmaya çabaladığını ortaya koyuyor.

"Eve ekmek götürmek" amaçlı çalıştığını söyleyenlerin oranı yüzde 27,6, "Para kazanma/biriktirme" amaçlı çalıştığını ifade edenlerin oranı yüzde 22,8, ailesine daha iyi bir gelecek sunmak istediği belirtenlerin oranı yüzde 22,1 seviyesinde.
 


Yüzde 20,7'lik bir kesim ise sadece ihtiyaçlarını karşılamak için çalıştığını aktarıyor.

Çalışmak yaşamaktan daha önemli

İş değiştirmenin ana sebeplerinin başında ücret politikaları geliyor.

Ücretle ilgili konuların oranı tek başına yüzde 40’a yakın. 

Çalışma şartlarının zorluğu ve kişisel nedenler de en sık alınan diğer yanıtlar.
 


Dikkat çekici bir diğer bulgu ise; motokuryelik en tehlikeli işlerden bir olmasına rağmen motokuryelerin iş değiştirme sebeplerine bakıldığında, "Tehlikeli olduğu için" diyenlerin oranı son derece düşük, sadece yüzde 7,7 oranında kalıyor.

Bir başka deyişle birçoğu ücreti yeterli bulsalar yaşamları pahasına çalışmaya devam edecek görünüyor.

Diplomalı işsiz sayısı artışta

SODEV'in araştırmasının dikkat çekici bulgularından biri de çok az sayıda insanın kendisine uygun işlerde çalıştığıyla ilgili. 

Eğitimli işsizlik artıyor.

Meslek tercihlerini belirleyen kriter ise alternatif işlerin olmayışı olarak görünüyor.
 


Yani kişiler eğitim aldıkları işi yapamıyor, bu durum da üniversitelerde verilen nitelikli eğitimi sorgulanmasına yol açıyor.

Kanıtı, gerçekten eğitim aldığı alanlarda çalışabilen, mesleklerini yapabilenlerin oranı ise yalnızca yüzde 9,9 oluşu. 

Eğitime yönelik yatırımın getirisi alınamıyor, iş gücü verimliliği kaybı ortaya çıkıyor. 

Bu doğrudan Türkiye ekonomisini de olumsuz anlamda etkiliyor.
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


Özel güvenlik, AVM çalışanları, özel sektör-ofis çalışanları ve moto-kuryeler alternatif işler olmadığını ve kendi tercihleri nedeniyle çalışmadığını ifade ediyor.

Araştırma genelinde ankete katılım sağlayanların yüzde 38,3'ü alternatif iş olmadığı için halinhazırdaki işine devam ettiğini, yüzde 18,5'i ise eğitim aldığı işi mesleği yapamadığı için mevcut işini devam ettirdiğini söylüyor.

Kazancı yüksek olduğu için çalışanların oranı yalnızca yüzde 6,4 olarak görünüyor.

Yüzde 71 fazla mesai alamıyor

En büyük sorunlardan biri de fazla mesai ücreti ile ilgili. 

4857 Sayılı İş Kanunu'nun 63'üncü maddesine göre haftalık çalışma saati düzenlenmiş durumda.

Buna göre çalışma süresi haftada en çok kırk beş saat. 

Aksi kararlaştırılmadığı sürece iş yerlerinde hafta çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanıyor. 

Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, iş yerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde on bir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabiliyor. 

Fazla mesai kavramı İş Kanunu'nun 41'inci maddesine göre "Haftalık kırk beş saati aşan çalışmalar" olarak nitelendiriliyor.

İş Kanunu'nun 41'inci maddesi "Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir" diyor. 

Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma yapan işçi isterse, bu çalışmalar karşılığı zamlı ücret yerine, fazla çalıştığı her saat karşılığında bir saat otuz dakikayı, fazla sürelerle çalıştığı her saat karşılığında bir saat on beş dakikayı serbest zaman olarak kullanabiliyor.

Yasa böyle diyor ancak uygulama noktasında sıkıntı büyük.
 


Çalışanların yüzde 71'i fazla mesai ücreti almadığını söylüyor.

İş yaşamındaki güvencesizlik, cezalandırma yöntemi olarak işten çıkarma durumlarında da kendini gösteriyor.

En yüksek oran ise motokuryelerde görülüyor. 

Diğer gruplarda ise işten çıkarma ve ücret kesintisi yaygın. 

İşten atılma korkusu ağırlaştıkça güvencesizlik hissi derinleşiyor.

Yüzde 68'lik kesim hakkını arayamıyor

SODEV'in araştırması emeğin gün geçtikçe daha güvencesiz hale geldiğini söylüyor.

Güvencesizliğin en önemli göstergelerinden birisi de hak arama imkan ve kabiliyetinin ortadan kalkmasıyla ilintili.

Bu tablo, hak arama konusundaki örgütlülüğün ve bilincin zayıf olduğunu da gösteriyor.

Örneğin araştırmanın ortaya koyduğu sonuçlara göre motokuryelerde sendikalaşma neredeyse yok.

SODEV'in araştırması çalışanların yüzde 67,8'i hakkını arayamadığını söylüyor.

Bu oran ofis çalışanları özelinde yüzde 70,8'e kadar yükseliyor.

Maaş kira ve beslenmeye gidiyor

Gelir harcama kalemlerine bakıldığında beslenme, barınma ve giyinme ihtiyaçlarında yoğunlaşıldığı; eğitim, kültür gibi alanlara ayrılacak bütçenin ise neredeyse kalmadığı görülüyor.

Maaşın yüzde 40'ı beslenmeye, yüzde 32,3'ü kiraya gidiyor.

Harcama kalemi değişikliği incelendiğinde en yüksek paya sahip beslenme/mutfak harcamalarının ise yüzde 67 oranında azaltıldığı görülüyor.
 

 

Sağlık, kişisel bakım, teknoloji, giyim gibi diğer yaşamsal ihtiyaçlardan da önemli ölçüde vazgeçildiği/azaltıldığı ifade ediliyor.

Tüketim sepetindeki daralmalar insanların refahında ciddi azalmaya yol açıyor.

Parklara sıkışan sosyalleşme

Sosyo-kültürel faaliyetler park ve bahçelere sıkışmış vaziyette.

Çalışanların çoğunluğu sinema, tiyatro, spor, dışarıda yemek yeme gibi faaliyetleri yapıp yapamadığı sorulduğunda ağırlıklı olarak "Artık yapamıyorum" yanıtı veriyor.
 


İnsanların halen yapmaya devam edebildiği tek sosyal aktivite park-bahçe-deniz kenarında boş vakit geçirme.

Yüzde 92'lik kesim ekonomiden memnun değil

SODEV'in araştırmasında "Türkiye'nin mevcut ekonomik durumu düşünüldüğünde yaşamınızdan memnun musunuz?" sorusuna verilen yanıt ise yüzde 92,3 oranında "Hayır" olarak görünüyor.
 


Aralık 2023'te gerçekleştirilen araştırma yüzde 95 güven aralığında yapıldı, toplam 4 bin 268 kişiyle görüşüldü.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU