Biraz Sineklerin Tanrısı, bir tutam da Kötü Kızlar: Huzurlarınızda Türkiye'nin ilk manga uyarlaması

GAİN'in hayatta kalma draması Kurtuluş Lisesi'nin oyuncularıyla, Keiko Suenobu imzalı mangadan uyarlanan diziyi ve mesajlarını konuştuk

19 Ocak'ta GAİN'de izleyiciyle buluşan Kurtuluş Lisesi'nin 6 hafta süren çekim süreci, oyuncuları zorlasa da onlar halinden memnun (GAİN)

"Yanlışlıkla" çocukken okuyanların rüyalarına giren 1954 tarihli ürpertici William Golding klasiği Sineklerin Tanrısı (Lord of the Flies), bugüne dek sayısız yapıma ilham verdi. 

Bunlar arasında öne çıkanlardan biri yıldızlarla dolu oyuncu kadrosu, başarılı performansları, tedirgin edici atmosferi ve cesur sahneleriyle Showtime dizisi Yellowjackets'tı. 

Medeniyet üzerine ikircikli bir hikaye anlatan The Wilds da Sineklerin Tanrısı'yla benzerlikler taşıyan konusunun yanı sıra hem etkileyici karakterleriyle öne çıkan hem de başarılı izlenme rakamlarına ulaşan bir diğer dizi oldu. 

GAİN'in yeni uyarlamasıyla tanışın

Eğer bu saydıklarımı seviyorsanız, GAİN'in Sineklerin Tanrısı göndermesini de rahatça yakalayabileceğiniz yeni dizisi Kurtuluş Lisesi de pekala ilginizi çekebilir.

kurtulus.JPG
Dizide Asiye'nin zorbalığa uğradığı bir sahnede, çantasından Sineklerin Tanrısı çıkıyor (GAİN)


Lise çağındaki öğrencilerin dertlerini merkeze alan hayatta kalma draması, önceki haftalarda gösterime girdi. 13 bölümlük dizinin en önemli özelliği, aslında yukarıda saydığım roman ve dizilerle olan benzerlikleri değil.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kurtuluş Lisesi, korkunç bir otobüs kazası geçiren 5 liseli kızın hikayesini anlatırken, bir yandan da Türkiye'nin ilk Japon manga uyarlaması olma özelliğini taşıyor. 

25 kişiyi dağ köyüne götürmek üzere taşıyan otobüsün uçurumdan yuvarlanarak kaza yapmasıyla arkadaşlarını yitiren öğrencilerin ormandaki hayatta kalma mücadelesini merkeze alan dizi, Keiko Suenobu imzasını taşıyan Limit adlı dünyaca ünlü mangadan uyarlanmış.

Limit, "Kötü Kızlar (Mean Girls) ve Sineklerin Tanrısı'nın modern bir karışımı" diye tanımlanıyor ve dış görünüşle popülerliğin, ortalama bir gencin çöküşüne neden olduğu bir hayatta kalma hikayesini anlatıyor.

Dizinin başrollerini Miray Akay, Aslıhan Kapanşahin, Aslıhan Karalar, Cansu Sabancı, Sedef Çalışır, Erdem Şanlı ve Çağla Boz paylaşıyor.

"Hem seyirci hem oyuncu gözüyle"

Çekimleri, Balıkesir'in Dursunbey Köyü'nde gerçekleşen Kurtuluş Lisesi'nde Beste karakterini canlandıran Aslıhan Karalar, "Çizgi romanlarla aram hep iyiydi" diyerek ekliyor: 

Zaten kitaplara, filmlere, tiyatroya çocukluğumdan beri çok büyük ilgim var. Limit'i proje hazırlık sürecinde okumaya, izlemeye başladım. Kore uyarlamasını hem seyirci hem de oyuncu gözüyle iki defa izledim ve inceledim.

Küçük yaşta bale ve piyano eğitimi almaya başlayan Karalar, 8 yıl da lisanslı voleybol oynamış. Londra King's College'da okurken Londra Film Akademisi'nde oyunculuk eğitimi alan Karalar, "2017'de Best Model Türkiye birincisi oldum, daha sonra Paris'te düzenlenen Best Model of the World'de ülkemi temsil ettim ve 50 ülke arasında birincilik alarak döndüm" diyor. 

kurtulus-lisesi.jpg
Aslıhan Karalar, "Zorlu koşullar olacağını bilerek her şeye hazır başladım" diyor (GAİN)


Dizide hayatta kalan öğrencilerden hiçbiri birbirine benzemiyor. Karalar'ın canlandırdığı Beste karakteriyse kendini yakmaktan zevk, acı çekmekten haz duyuyor. 

Anne-babası erken yaşta boşanmış, sevgi eksikliğiyle büyümüş, maddi olarak ne kadar yanında olsalar da manevi olarak büyük bir boşluk hissetmiş hep.

Karalar, "Hem duygu durumu olarak hem de yaşadıkları itibarıyla pek fazla ortak noktamız yok" diye ekliyor.

"Animelerin kendilerine has mesajları var"

Defne'yi canlandıran Sedef Çalışır da çocukluğunun anime izleyerek geçtiğini söylüyor. 

Biraz daha yaşım büyüyünce Fullmetal Alchemist ve Death Note gibi animeleri izlemeye başladım. Limit'i sete çıkmadan hemen önce okumuştum. Okur okumaz da Death Note'la benzer yerlerini birleştirmeye başladım kafamda. Animelerin kendilerine has mesajları ve söyleyecek ortak sözleri var. Bunların farkına varınca başka bir bakış açısı çıkıyor bence.

Canlandırdığı karakterle neredeyse hiç ortak noktası olmadığını anlatan 24 yaşındaki Çalışır, "Ben bir karakteri yaratma kısmını oyun haline getiriyorum hep" diyor. 

Bir sürü sorular yazıyorum. Metroda, vapurda cevaplarını veriyorum kendi kendime. Neden ürkek, buna ne sebep oldu, ailesi mi? Hangi kitapları okumaktan hoşlanır, hayali ne ya da en çok hangi rengi sever mesela? Hemen bir playlist hazırladım Defne için. Müzik bu konuda çok yardımcı oluyor bana. Gerisi Defne'yle benim aramda sır.

Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı'ndan mezun olduktan sonra İstanbul'a gelen İzmirli oyuncu, halihazırda iki ayrı tiyatro oyununda oynadığını da söylüyor.

"Bir manga karakterini oynamak, ayrıcalık"

kurtuluş.JPG
Yapımcılığını Tolgahan Sayışman'ın, yönetmenliğini Müge Uğurlar'ın üstlendiği dizinin senaryosu Makbule Kosif ve Gülsev Karagöz'e ait​​​​​​​ (GAİN)


"Keiko Suenobu, hem görsel hem de yazınsal olarak bir dünya kurmuştu zaten" diyen Çalışır, "Bize de bunu hakkıyla canlandırmak kalmıştı" diye ekliyor:

Bir manga karakterini oynamak bence bir oyuncu için çok keyifli bir ayrıcalık. Kendi adıma çok gururluyum.

Halihazırda Zorlu PSM'de "Kusursuz Dünya Müzikali" adlı oyunda rol alan Cansu Sabancı ise dizinin önemli rollerinden Yaren'i oynuyor. Annesi ve babasını kaybetmiş, kardeşleriyle dedesine bakma sorumluluğunu üstlenen Yaren'le ilgili şöyle diyor 29 yaşındaki Sabancı:

Fedakar bir karakter. Başarılı olmak zorunda, bu yüzden çok çalışkan. Ama arkadaşlık ilişkileri zayıf, asosyal diyebilirim. Çok benzer yönlerimiz olmasa da yaşanan zor durumlar karşısında soğukkanlı kalışı ve çözüm üreten biri olması ortak noktamız olabilir.

Üç yaşından beri oyunculuk yapan Miray Akay ise dizide Nehir karakterini canlandırıyor. Akay, tüm felaketlere rağmen iyimser bakış açısını dizi boyunca yitirmeyen Nehir'le bu özelliklerinin benzediğini söylüyor. 23 yaşındaki oyuncu, "Kendimle pekiştirdim Nehir'i" diye de ekliyor.
 


Kurtuluş Lisesi'ni izlerken epey hızlı sayılabilecek karakter dönüşümlerine şahit oluyoruz. Bunun sebebini sorduğumda Cansu Sabancı, "Evde ve okulda yaşatılan travmalar kazayla birlikte tetikleniyor" diyor:

Kendi yaşadıkları şiddeti başkasına uygulamaya başlıyorlar. Ama ormanda kaldıkları sürede, eksik kalan sevgi ve güveni hissettikçe karakterler başka bir kırılma yaşıyor.

"Sulayış şekline göre çocuk ya çiçek olur ya da diken"

Sedef Çalışır da karakterlerin yaşlarına dikkat çekerek, "17 yaş çocukluktan yetişkinliğe geçme yolculuğunda çok kritik bir yaş" diyerek ekliyor:

Kimse kötülüğün ne demek olduğunu bilerek doğmuyor ki. Ailelerinden neler gördüyse onu yapıyorlar. O yüzden suçları yok. Bunu fark etmenin bedelini de ağır ödüyorlar. Anne ve babanın ağzından çıkan her bir kelime çok önemli çocuklar için. Aile toprağı sular, sulayış şekline göre çocuk ya çiçek olur ya da diken.

Aslıhan Karalar ise insanların değişebileceğine olan inancından bahsediyor:

Kişiliğimizi şekillendiren elbette çok etken var; genler, çevremiz, yaşanmışlıklar... Kimisi der ya 'İnsan 7'sinde neyse 70'inde de odur' diye...  Katılmıyorum. Ben insanların değişebileceğine, iyi ve kötü deneyimlerinden dersler çıkarabileceğine inanıyorum.

Dizideki her karakterin birbirinden farklı olduğunu hatırlatan Karalar, "Bence her biri seyirciye ayrı bir mesaj veriyor" diye ekliyor: 

Ormanda herkes yaralanıyor. Kimi ölüyor, kimi hayatta kalma çabasındayken yaralanıyor. Verilen en güzel mesaj bence kimsenin bir başkasını yaralayarak kendini iyileştiremeyeceği ve zorbalığa duyarsız kalmamamız gerektiği...

Kurtuluş Lisesi'nin gençlere hitap ediyor gibi görünmesine rağmen ailelere de çok fazla mesaj ilettiğini vurgulayan Cansu Sabancı, "Bence her yaştan seyirci izlemeli" diyor. 

"Hepsinin aileleriyle travmaları var"

Sabancı, karakterlerin hepsinin ailesiyle travmaları olduğunu hatırlatarak zorbalığa dikkat çekiyor: 

Dizi, bir insanın karakter oluşumunda ailesinden gördüğü sevgi ve güvenin ne kadar önemli olduğunu ve bunun eksikliğinin insanı zorbalığa iterek çevresiyle kurduğu ilişkiyi nasıl etkilediğini gösteriyor.

Sedef Çalışır ise "Bazen bir şeylerin yoluna girebilmesi için birkaç kişinin birleşip 'biz' olabilmesi ve sesini çıkarabilmesi gerekir" diyor. Dizidekine benzer tecrübeler yaşamış olan gençlere de bir mesajı var: 

Zor olduğunu biliyorum ama yalnız olmadığını unutma.

Kurtuluş Lisesi, halen GAİN'de izlenebilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU