Rusya, Ortadoğu'da denklemin bir parçası mı?

Gülru Gezer Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Gazze ve Ukrayna'da savaş tüm şiddetiyle sürerken geçen hafta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Şubat 2022'nin başından bu yana Çin ve İran'ın ardından üçüncü yurtdışı ziyaretini Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) ve Suudi Arabistan'a gerçekleştirdi.

Her iki ülke de Ukrayna savaşının akabinde Rusya'yla ilişkilerini sürdürdü, bu bağlamda OPEC+ çerçevesinde işbirliğini devam ettirdi, Batı'nın yaptırımlarına katılmadı ve zaman zaman Moskova ile Kiev arasında arabulucu rolü de üstlendi.

Putin her iki ülkeye 6 Aralık Çarşamba günü gerçekleştirdiği ziyaretin ardından, 7 Aralık Perşembe günü de Moskova'da İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'yi ağırladı, Umman Veliaht Prensi Ziyazan Bin Haytham Al Said'i kabul etti.


Putin'in Ortadoğu ziyaretinde gördüğü hüsnükabul 

Kremlin ziyaret öncesinde Putin'in temaslarında hangi konuların ele alınacağını duyurmuş, bu çerçevede tarafların enerji konuları başta olmak üzere Gazze ve bölgedeki durum ile Ukrayna'yı görüşecekleri, Putin'in Suudi Arabistan'da yapacağı görüşmelerde Yemen'deki gelişmelerin de ele alınacağı belirtilmişti. 

Rusya Devlet Başkanı Putin, BAE'de resmi devlet töreniyle karşılandı. Putin'i taşıyan uçağın BAE hava sahasına girdikten sonra BAE hava kuvvetlerine ait uçaklarca eşlik edildiği görüntüler Rusya'nın Abu Dabi Büyükelçiliği tarafından "Başkan Putin'e Abu Dabi'de gösterilen sıcak karşılama" ifadeleriyle servis edildi.
 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan ile görüştü aa.jpg
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan ile görüştü / Fotoğraf: AA

 

Al Nahyan Temmuz 2023'te St Petersburg Ekonomik Forumu'na katılmış ve Putin'le bir araya gelerek Ukrayna savaşına siyasi bir çözüm bulunması amacıyla istişarelerde bulunmuş ve iki ülke arasındaki stratejik işbirliğinin daha da geliştirilmesi imkanlarını ele almıştı.

BAE ayrıca Rus oligarkların varlıklarının bulunduğu, Rus turistlerin tercih ettiği destinasyonlar arasında yer alıyor. 

Putin ve BAE Devlet Başkanı Şeyh Mohammed Bin Zayed Al Nahyan'ın Al-Watan Sarayı'nda gerçekleştirdikleri görüşmenin basın önünde cereyan eden kısmında Al Nahyan, Putin'e "değerli dostum" şeklinde hitap ederek, iki ülke arasındaki tarihi bağlara vurgu yaptı, BAE'nin bölgede Rusya'nın en büyük ticaret ortağı olduğuna işaret etti.

Ayrıca son bir yıl içerisinde BAE'nin Rusya'daki petrol dışı yatırımlarının yüzde 103 artığına dikkat çekti.

Al-Nahyan bu hususlara ek olarak dünyanın iyiliği için iki ülkenin birlikte çalışabileceğine işaret etti.

Rus lider ise, BAE Devlet Başkanı'nın tutumu sayesinde ilişkilerin benzeri görülmemiş bir düzeye eriştiğini, iki ülke arasındaki ticaretin son bir yıl içerisinde yüzde 67,7 artış gösterdiğini, bu yukarıya doğru ivmenin bu yıl da devam edeceğini, iki ülke arasındaki ilişkilerin önümüzdeki dönemde de gelişmesini temenni ettiğini vurguladı. 
 

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, başkent Riyad'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi.jpg
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, başkent Riyad'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi / Fotoğraf: AFP

 

Putin bölge turunun ikinci durağında Suudi Arabistan'a bir çalışma ziyareti gerçekleşti. Putin'e Riyad'da da aynı sıcak karşılama gösterildi.

Rus lider ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman Al Saud Riyad'in Kaşıkçı cinayeti nedeniyle izole edilmeye çalışıldığı dönemde bile yakın ilişkilerini sürdürmüş, Ukrayna savaşıyla birlikte Batı'da yaşanan enerji krizine rağmen, Riyad petrol üretiminin azaltılması yönünde aldığı kararlar karşısında Vaşington'un zaman zaman tehdide varan tepkilerine kulak asmamış, bu durum en çok petrol gelirleri sayesinde ayakta durmaya başaran Rusya'nın işine yaramıştır.  

İkilinin Riyad'daki Al-Yamamah Sarayı'ndaki görüşmesinde Veliaht Prens, iki ülke arasındaki ilişkilerin son yedi yılda (2016 yılında OPEC+ çerçevesinde varılan petrol üretimi mutabakatını kastederek) büyük gelişmeler kaydettiğini, iki ülkenin önünde bulunan çok geniş olanaklardan istifade ederek iki ülke halkları ve tüm dünya için çalışabileceklerine vurgu yaptı.

Veliaht Prens konuşmasının sonunda Putin'in Suudi Arabistan'da değer atfedilen bir misafir olduğunun altını çizdi.

Başkan Putin ise, iki ülke arasındaki ilişkileri hiçbir şeyin etkileyemeyeceğini, son yedi yıl içerisinde ilişkilerin siyasi, ekonomik ve insani veçhelerinin hızla geliştiğini belirtti.


Reisi Moskova'da 

Putin, Ortadoğu'daki temaslarından bir gün sonra Moskova'da İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'yi ağırladı.

Görüşmenin basın önünde gerçekleşen bölümünde Rusya Devlet Başkanı enerji sektörü başta olmak üzere büyük altyapı projeleri ve eğitim alanlarında iki ülke arasında güçlü bir işbirliği bulunduğunu, Rus tarafının kuzey-güney koridorunun bir parçasını teşkil edecek tren yolu inşaatına başlamaya hazır olduğunu, iki ülke arasındaki ticaret hacminin son bir yıl içerisinde yüzde 20 artış gösterdiğini vurgulayarak, ikili ilişkilerin daha da geliştirilmesi temennisinde bulundu.
 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile Moskova'da bir araya geldi.jpg
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile Moskova'da bir araya geldi / Fotoğraf: Reuters

 

Reisi ise, son yıllarda iki ülke arasındaki münasebetlerin ulaştığı düzeye değinerek enerji ve eğitim dışındaki alanlarda da işbirliği yürütülmesinin gerekliliğine vurgu yaptı.

Reisi konuşmasının büyük bir bölümünü Filistin meselesine ayırdı ve ABD ile Batı'nın tutumunu kınadı. 

Uzun yıllardır yaptırımlar altında ekonomisi can çekişen İran ile Ukrayna savaşıyla Batı'nın kapsamlı yaptırımlarına maruz kalan Rusya hem ekonomik hem de askeri olarak birbirine yardımlarını son dönemde kayda değer oranda artırdı.

İki ülke ayrıca Suriye başta olmak üzere bölgedeki gelişmeler konusunda yakın bir işbirliği yürütüyor.

Gazze savaşının İran'ın yardımıyla Rusya tarafından başlatıldığı yönünde iddialar da var.

Gazze savaşının Ukrayna'ya yönelik dikkatleri yeniden Ortadoğu'ya çevirmesi nedeniyle Rusya'nın çıkarına olduğunu önceki yazılarımda defaatle vurgulamıştım. 

Perşembe günü Moskova'nın bir ziyaretçisi daha vardı. Umman Veliaht Prensi Ziyazan Bin Haytham Al Said Moksova'da düzenlenen "Rusya Çağırıyor" Yatırım Forumu marjında Putin'le bir araya geldi.
 

Umman Veliaht Prensi Moskova'da Rusya Devlet Başkanı ile görüştü.jpeg
Rusya Devlet Başkanı Putin, Umman Veliaht Prensi Al Said ile Moskova'da görüştü

 

Al Said'in görüşmede Putin'in Forum'da yaptığı konuşmada adaletsiz dünya düzeni ve Batı hegemonyasının son bulması yönündeki ifadelerine katıldığını belirtmesi, bu çerçevede çifte standartların olmadığı yeni bir dünya düzeninin inşası konularına değinmesi dikkat çekiciydi. 

Putin 9 Aralık günü Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'yle de bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Putin Ortadoğu temasları ve Moskova'da görüşmeleri hakkında Mısır Cumhurbaşkanı'nı bilgilendirdi. İki lider Gazze'deki son durumu da ele aldı. 


Temasların yansımaları

Putin'in Gazze'deki savaşın şiddetlendiği sırada iki Körfez ülkesine gerçekleştirdiği ziyaret ve Moskova'da bölge ülke liderleriyle yaptığı görüşmeler özellikle batı başkentlerinde yakından takip edildi.

Putin'in Ortadoğu liderleriyle yürüttüğü diplomasi trafiğinden birkaç sonuç çıkarmak mümkün:

Birincisi, Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya'nın izole edildiği ve dünya sahnesindeki önem ve ağırlığının azaldığı değerlendirmelerinin gerçeği yansıtmadığı açık.

Rusya hala bölgesinde ve ötesinde etkili bir aktör olduğunu ortaya koyuyor. ABD ve Batılı ülkelerin dışında şu anda Rusya Devlet Başkanı'yla görüşmeyen bir ülkenin lideri yok gibi.  

İkincisi, ABD ve Batı'nın Gazze savaşına verdiği iki yüzlü tepki nedeniyle itibarını ve inandırıcılığını yitirmesi, buna ek olarak Ukrayna savaşının seyri sayesinde Putin son iki yıldır hiç olmadığı kadar özgüvenli. 

Üçüncüsü, Ortadoğu'nun bu noktaya gelmesinin sebebinin ABD'nin geçmişten bu yana uygulayageldiği yanlış politikalar olduğunu sıklıkla vurgulayan Putin, ABD'nin bölge ülkeleriyle yürüttüğü asimetrik ve üstten bakan ilişki dinamiğine alternatif olarak bölgenin istikrarı için Ortadoğu'daki ortaklarına eşitler arası kazan-kazan ilkesi temelinde daha adil bir ilişki modeli öneriyor. Bu alternatifin birçok ülkede karşılık bulduğu görülüyor. 

Dördüncüsü, siyasi ve diplomatik açıdan bölgeye yeni nüfuz etmeye başlayan Çin'in aksine, Rusya'nın bölgedeki ağırlığının geçmişten gelen bağların da etkisiyle daha fazla olduğu açık.

Dolayısıyla, şu anda Gazze savaşı bağlamında Rusya denklemin içinde gibi gözükmese de İsrail-Filistin ihtilafının çözümünde dikkate alınması gereken bir aktör.

11 Kasım tarihinde Riyad'da düzenlenen Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'nde kurulmasına karar verilen ve 7 ülkenin dışişleri bakanlarından oluşan Eylem Gurubu'nun temaslarına Çin ve Moskova'dan başlamasını bu bağlamda not etmek gerekir. 

Beşincisi, Ortadoğu'nun ve özellikle Körfez ülkelerinin artık Batı'nın güdümünde değil, stratejik çıkarları neyi gerektirirse o yönde hareket ettikleri aşikâr.

Ancak bu noktada önemli olan bir süper gücün etkisinin azalması karşılığında yeni bir süper gücün bölgede etkinliğini artırması olmamalı.

Bölge ülkeleri Filistin meselesi başta olmak üzere bölgenin sorunlarını çözmek için gerekli iradeyi ortaya koymalıdır.

Aksi takdirde dış etkilere maruz kalmaya devam eden bir Ortadoğu'ya hiçbir zaman tam anlamıyla barış gelmesi mümkün olamayacaktır. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU