HÜDA PAR'a verilen akıllar

Altan Tan Independent Türkçe için yazdı

Bizim milletin en fazla sevdiği şey başkalarına akıl vermektir. Tabii bu aklı ne hikmetse kendine hiç kullanmaz. 

Çünkü zaten kendisinin her yaptığı doğrudur; kendisi doğrunun göbeğindedir. Başkaları da her an
yanlış yapabilecek, yanılacak, sapıtabilecek bir noktadır. 

Onun için mutlaka, hatta bazen de parmak sallayarak akıl vermek halkımız en büyük sporudur.

Geçenlerde Akit gazetesinde Sinan Burhan isminde bir yazar HÜDA PAR'la ilgili bir yazı kaleme aldı. 

Tabii eğer merak ediyorsanız yazının tamamını da okuyabilirsiniz ama yazının en can alıcı yerlerinden özetle HÜDA_PAR'a şunu söylüyor:

Devletimiz bir karar alarak HÜDA PAR'a bir kredi açmıştır. 


Sinan Burhan, yazıda özetle, milletimiz ve devletimiz HÜDA PAR'a alan açtı" diyor. 

Hani derler ya, "dakika bir, gol bir"

Bizim bildiğimiz bunu AK Parti yaptı. 

Peki, bu nerede tartışıldı? 

Devlet, AK Parti'ye ne söyledi? 

Devlet kim? Siyasal iktidarın ötesinde devlet kim? 

Ve Burhan sonra yazıda hemen nasihatlerine başlıyor. Diyor ki;

HÜDA PAR devletin temel değerleri ile ters düşmemelidir. 


Tabii hemen akıllara şu sorular geliyor:

Devletin temel değerleri ne? 

Ayrıca, HÜDA PAR'ın devletin temel değerleriyle ters düşme gibi bir iddiası mı var? 

Neyi kastediyorsun bu ifadeyle? 

Ve üstelik bir Müslüman "şeriatçı", "ümmetçi", "hilafetçi" biri olarak ne demek istiyorsun? 

Bundan kastın ne? 

Hoşuna gitmeyen ne?

Ve sonra daha da ileri bir noktaya götürüyor işi ve diyor ki ;

HÜDA PAR, Türk halkının hassasiyetlerine kulak kesilmelidir. Bölücülük tartışmalarına girmemelidir. 


Sanki HÜDA PAR'ın Türk halkının temel değerleriyle veya bölücülükle bir ilişkisi veya sorunu varmış gibi, bu nasihatlerini daha da artırıyor.

Ve ondan sonra da tam olarak şunu söylüyor:

Devleti ve Türk milletini rahatsız edecek talepler HÜDA PAR'a açılan krediyi bitirir. 


Devleti ve Türk milletini rahatsız edecek şeyler neler? 

Bölücülük tartışmaları neler? 

Tabii HÜDA PAR'ın Kürt meselesiyle ilgili programı gayet açık ve net. 

Hatta, yıllardır bu kulvarda siyaset yapan HDP'den, Yeşil Sol Parti'den çok daha açık ve net.

Ne diyor HÜDA PAR? 

Kürtçenin anadilde eğitimde kullanılabileceğini, kullanılabilmesi gerektiğini söylüyor. 

Köy kasaba şehir isimlerinden iadesini istiyor.

Kürtçenin ikinci bir resmi dil olabileceğini söylüyor. 

Ve onun da ötesinde, Türkiye'nin bütünlüğü içerisinde ayrılmadan, bölünmeden, teröre, şiddete karşı, "eyalet sistemi", "bölgesel yönetimler", "özerklik" ve "federasyon" gibi yönetim biçimlerinin de serbestçe tartışılabilmesi gerektiğini söylüyor.

Kendisi "Ben eyalet sistemi istiyorum", "özerklik istiyorum", "federal bir sistem, federasyon istiyorum" demiyor. 

Ama diyor ki; 

Bunları açıkça ön yargıdan uzak tartışalım.

Faydalı bir şey varsa bakılır, halk neye karar verirse verir. 


Şimdi daha Ankara'ya gider gitmez, Bismillah bizim aklı evveler ve sözde Müslümanlar diyorlar ki;

Aman bak ha! Geldin tamam, seni içimize aldık, buraya getirdik ama sen çok akıllı ol. Sakın bu Kürt meselesine, bu toplara falan girme. 


İşte mevzu bunlar yani. Yoksa niye bu toplara girme diyorsun? 

Bir de tabii bütün kendini çok akıllı zanneden, kıt akıllılar gibi bir adım daha ileriye gidiyor -sözde haktan yana gözüküyor- ve diyor ki;

Zaman içinde Kürt halkının bütün talepleri demokratik bir sistem içerisinde karşılanacaktır. 

Ve bir Müslüman da kendisi için istediğini diğer Müslüman kardeşi için de isteyecektir. 


Yani burada bir kurnazlık daha yapıyor; "Bak, tamam. Ben aslında çok bunlara da karşı değilim ama bugün zamanı değil. Bugün hiç bu topa girme" diyor.

Peki ne zaman girsin?

Ne yapsın? 

Onun için tabii ki bu konuda kararı HÜDA PAR yetkilileri verecek. 

Ben sadece bu tilkiliklere biraz değinmek istedim. 

Tabii ki bu bahsedilen taleplerin tamamını ben de istiyorum. 

Ben de öyle düşünüyorum. 

HÜDA PAR da HDP de hatta keşke AK Parti ve CHP de bu noktada olsalar, 

Açıkça Kürtlerin bu meşru demokratik haklarını tanısalar,

Diğer bütün yönetim biçimlerinin de serbestçe tartışılabileceği bir anayasal ortam meydana getirseler,

Kararı da halk verse. 

Neticede demokrasi dediğimiz de böyle bir şey.

HÜDA PAR'ın önünde zorlu bir yol var. 

Ya tıpkı diğer partiler ve yapılar gibi "Ankaralılaşacak" ya da kendi doğru bildiği, inandığı şeyleri, kendi üslubu içerisinde dile getirecek. 

Özellikle Kürt meselesindeki bu yaklaşımı ona bir farklılık, daha bir sahicilik getirecek. 

Tabii, eğer bunları cesaretle savunabilirse ve doğru düzgün bir formatta sunabilirse bu ona prim sağlayacak. 

Ha birilerini de rahatsız edecek hatta etmeye başlamış bile. 

Yani diyorlar ki; 

Seni sistemin içine aldık ama sen de otur, akıllı ol.


Vallahi "akıllı" olan hiç kimsenin akıbeti hayır olmadı. 

Özellikle "Ankaralılaşan" hiç kimse de iflah olmadı.

Tekrar söylüyorum:

Bunun kararını HÜDA PAR'ın kendisi verecek. 

Ama bu taleplerin tamamı meşrudur, doğrudur.

Bu yolda ilerlediği müddetçe desteği artacaktır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU