Atatürk için Anıtkabir'de devlet töreni düzenlendi

Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki devlet erkanı, Atatürk'ün vefat ettiği saat olan 09.05'te mozole önünde saygı duruşunda bulundu

Fotoğraf: AA

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 85'inci yılında Anıtkabir'de düzenlenen devlet töreniyle anıldı.

Anıtkabir'deki tören, saat 08.45'te devlet erkanının Aslanlı Yol'dan yürüyüşüyle başladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki kortejde TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yüksek yargı organlarının başkanları, TSK komuta kademesi, siyasi parti temsilcileri, bürokratlar ve diğer devlet erkanı yer aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kırmızı beyaz karanfillerden oluşan ay yıldızlı çelengi, Atatürk'ün mozolesine bıraktı.

Atatürk'ün 85 yıl önce vefat ettiği saat olan 09.05'te saygı duruşunda bulunuldu ve ardından İstiklal Marşı okundu.

Saygı duruşu sırasında gönderdeki Türk bayrağı yarıya indirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve protokolde yer alan devlet erkanı, daha sonra Misak-ı Milli Kulesi'ne geçti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anıtkabir Özel Defteri'ne şunları yazdı:

Aziz Atatürk, vefatınızın 85'inci seneidevriyesinde bir kez daha zatıalinizi, silah arkadaşlarınızı vatanımız için toprağa düşen kahraman şehitlerimizi ve aynı ideal uğrunda kanlarını akıtan gazilerimizi rahmetle yad ediyoruz. İlk asrını büyük bir gururla geride bırakıp Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ikinci asrına başladığımız Cumhuriyetimizi ilelebet payidar ve muzaffer kılmak için 21 yıldır olduğu gibi bugün de aşkla çalışıyoruz.

Mazlumların umudu, kimsesizlerin kimsesi, vatandaşlarının gurur kaynağı olan Türkiye Cumhuriyeti'ni her alanda yüceltmeye devam ediyoruz. Türkiye'nin yükselişine, Türkiye Yüzyılı'nın inşasına ve milletimizin asırlık hedeflerine ulaşmasına hiçbir güç engel olamayacaktır. Ruhun şad olsun.

Erdoğan anma programında konuştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek 10 Kasım Atatürk'ü Anma töreninde açıklamalarda bulundu. 

"Gazi Mustafa kemal Atatürk'ü ebediyete irtihalinin 85'inci yıldönümünde rahmetle yad ediyorum" diyen Erdoğan, "1000 yıldır bu toprakların vatanımız olması için gözlerini kırpmadan canlarını ortaya koyan şehitlerimizin, gazilerimizin, kahramanlarımızın her birine Allah'tan rahmet diliyorum. Sınırlarımız içinde ve dışında görev başında olan güvenlik güçlerimizi rabbim muhafaza ve muzaffer etsin diyorum" ifadelerini kullandı.

"Türkiye dün gardırop Atatürkçüleri, bugün de sosyal medya Atatürkçüleri olarak ifade edebileceğimiz kesimden çok çekmiştir"

"Gazi Mustafa Kemal'in vasiyeti olan ülkemizi muhasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarma mücadelesini milli mücadele ruhuyla sürdürüyoruz" diyen Erdoğan şöyle devam etti:

Dillerinden Atatürk'ü ve Cumhuriyeti düşürmeyenlerin geçtiğimiz bir asırda ülkemize ne kazandırdıkları, neler kaybettirdikleri milletimizin hafızasında mevcuttur. Türkiye dün gardırop Atatürkçüleri, bugün de sosyal medya Atatürkçüleri olarak ifade edebileceğimiz kesimden çok çekmiştir. Kavramların, kişilerin ve hassasiyetlerin istismarı dışında hiçbir icraatları olmayan bu mirasyediler dün olduğu gibi bugün de sağa sola savruluyor. Öyle ki bu sıfatları terör örgütlerinden emperyalistlere, kendi ülkelerine düşman kim varsa herkesin dümen suyuna girmenin şemsiyesi yapacak kadar kontrolü kaybetmiş durumdalar. Kökü olmayan ağacın ayakta kalamayacağı, dalından kopmuş yaprağın rüzgarın önünde sürükleneceği gibi bunların da uzun süre varlığını sürdürmesi mümkün değildir. Ülkenin ve milletin geçmişinden ve geleceğine dair hedeflerinden koparak anlık reflekslerin esiri haline gelen bu kesim, giderek marjinal hale gelmektedir.

Hamdolsun Türkiye bu zihniyete rağmen önüne çıkan zorlukları birer birer aşarak demokrasi ve kalkınma yolculuğuna devam ediyor. Salgından depreme, bölgesel çatışmalardan küresel krize nice sıkıntıların üstesinden tüm dikkatimizi, enerjimizi, imkânlarımızı büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası yolunda seferber ederek geliyoruz. Bu iki asırda devlet yıkılıp devlet kurulmamıştır. Sadece yönetim sistemiyle birlikte devletin adı değişmiştir. Yoksa bizim sadece bu topraklardaki devlet varlığımız, Anadolu Selçuklu ile başlar ve kesintisiz olarak günümüze kadar gelir.

Erdoğan'dan İsrail'e: Ülkemiz topraklarını da içeren vadedilmiş topraklar hezeyanıyla nükleer silah kullanma tehditleriyle sabrımızı zorluyorlar

Konuşmasında İsrail'e yönelik tepkilerde bulunan Erdoğan şunları kaydetti:

Bütün dünyanın gözü önünde bir felaket, bir facia, bir insanlık suçu yaşanıyor. Filistin halkının binlerce yıldır yaşadığı topraklarını zorla gasbedenler bunun üzerinde geçmişi 75 yılı ancak bulan ve meşruiyetini bizzat kendi faşistlikleri ile tartışmalı hale getirdiği bir devlet inşa etmeye çalışıyor. Bununla da yetinmiyor. Ülkemiz topraklarını da içeren vaat edilmiş topraklar hezeyanıyla nükleer silah kullanma tehditleriyle sabrımızı zorluyorlar.10 binlerce insanın yitip giden canlarının hesabı sorulacak. Zulmün hesabı elbette sorulacaktır. Aynı suça ortak olanlar önce insanlık vicdanında ardından tarih önünde sorulacaktır.

Türkiye düzinelerce saldırıyı savuşturmuş bir ülkedir. İstikbalimizi ve istiklalilimizi hedef alan iç ve dış senaryoların, kirli ittifakların maskelerini teker teker düşürdük. Hamdolsun temel altyapı ihtiyaçlarımızı karşıladık. Her alanda oldukça iyi bir seviyedeyiz. PKK'sından FETÖ'süne kadar terör örgütlerini hareket edemez haline getirdik.  Umudunu giderek yitiren AB, Türkiye'nin kapısını çok çalacaktır. 

"Hukukçularımızla görüşerek, meseleye bir hal yolu muhakkak bulacağız"

Yargıtay'ın, Anayasa Mahkemesi kararı ile ilgili de yorumlarda bulunan Erdoğan şunları söyledi:

Yargı kurumlarının kararları da tartışılabilir. Türkiye'de, yüksek mahkemeler dahil hiçbir organ, hiçbir kurum layüsel değildir, eleştirilemez değildir. Yargının iki kurumu arasındaki yetki tartışmasının çözüm yeri anayasadır, yasalardır. Ancak mevcut anayasamız ve yasalarımız, bu konuda yetersiz kalmaktadır. Darbecilerin bundan 41 sene önce Türkiye’ye biçtiği gömlek, yapılan 20’yi aşkın tadilata rağmen, 2023 Türkiye’sine artık dar gelmektedir. Yeni anayasa meselesini ısrarla gündemde tutmamızın, günlük siyaset söylemi değil, hayati bir konu olduğu, bu vesileyle herhalde daha iyi anlaşılmıştır.

Anayasa, 'devlet başkanı' sıfatıyla bize 'devlet organlarının uyumlu çalışmasını temin' görevi vermektedir.Biz bu tartışmada taraf değil hakem konumundayız. Devletin başı olarak, kurumlarımız arasındaki görüş ayrılığının bir anayasa ve sistem krizi haline dönüşmesinin önüne geçecek adımları süratle atacağız. Hem yüksek yargı kurumlarımızın temsilcileriyle hem yetkinliği herkesçe kabul edilen hukukçularımızla görüşerek, meseleye bir hal yolu muhakkak bulacağız. Gerekirse anayasa ve yasa değişiklikleri dahil tüm yöntemleri kullanarak, tekrar böyle bir tartışmanın ortaya çıkmaması için gerekenleri yapacağız

 

Independent Türkçe, AA

DAHA FAZLA HABER OKU