Çar ve danışmanları

Rusya Devlet Başkanı'nın danışmanları Korkunç İvan, Büyük Peter ve Büyük Katerina'yı incelediğinizde, Putin'de onlara benzer özellikler bulursunuz

Rusya Devlet Başkanı Putin'in danışmanlarını dinlememesi gerektiği ifade ediliyor / Fotoğraf: AP

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Polonyalıları kızdıran ve aralarında korku ve endişe uyandıran komşu Polonya hakkında sarf ettiği sözlere kadar sarayda dördüncü bir danışmanı olduğunu bilmiyorduk.

Daha önce Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Putin'in üç danışmanı olmasının ne anlama geldiğini anlatmış ve bu üç danışmanın 'Korkunç İvan', 'Büyük Peter' ve 'Büyük Katerina' olduğunu söylemişti.

Onları yan yana bir şekilde modern Rus Çarı Putin'in ofisinde sıralanmış halde bulursunuz.

Putin isterse onları çağırır ve isterse onlardan tavsiye ister. Putin'in politikalarında gördüğümüz ve takip ettiğimiz şekliyle danışmanları onun istediği hiçbir şeyi eksik etmezler.

Eğer birimiz söz konusu üç ismi araştırsa, birbirini takip eden 16, 17 ve 18'inci yüzyıllarda yaşadıkları bilgisine ulaşır.

Putin'in her birini dört gözle beklediğini görüyoruz. Lisan-ı hali Arap bölgesinde söylediklerimizi yansıtıyor.

Yüce Allah her asrın başında Müslümanlar için dinlerinin önemini tazeleyecek bir 'müceddid' gönderiyor.

Örneğin Cemaleddin Afgani, Allah'ın 19'uncu yüzyılın başında gönderdiği kişiydi.

Muhammed Abduh, (başlangıcından beş yıl sonra ölmesine rağmen) 20'inci yüzyılın başında geldi. 21'inci yüzyılın başında kimin olduğu tartışması da bundan sonra ortaya çıkıyor.

Rusya Devlet Başkanı'nın danışmanları Korkunç İvan, Büyük Peter ve Büyük Katerina'yı incelediğinizde, Putin'de onlara benzer özellikler bulursunuz.

Putin, onlardan aldığı ilhamla yine onların başlattığı güç ve yenilenme yürüyüşünde bu asrın sahibi olarak kendini onların önüne koydu.

Tüm dünyanın karşısında Polonya topraklarının bir kısmının aslen Joseph Stalin'den bir hediye olduğunu söyleyen Putin, üç danışmanının yanına dördüncü olarak da Stalin'i eklemiş gibi gözüküyor.

 

56749.jpg
Danışmanları Putin'in yanlış mı yönlendiriyor / Fotoğraf: AP 



Putin'in Polonya hakkında bu şekilde konuşması tüm Polonyalılarda korku uyandırırken bir buçuk yıl önce Ukrayna'da başlattığı askerî harekât henüz sona ermeden yeni bir karamsarlık yarattı. Hedeflerin niteliğini açıklamayan Putin, operasyonun sahada başarıya ulaşıldığı zaman duracağını söylüyor.

Şayet dünya, Putin'in Polonya hakkında söylediği sözlerin altında yatan mantığı kabul ederse o zaman dünyadaki hiçbir ülke mevcut sınırlarında kalmaz.

Zira her ülke geçen yüzyılda Stalin'in yaşadığı günleri hatırlayan Putin'in bulduğuna benzer bir şey bularak komşu ülke topraklarında hak sahibi olduğunu söyler.

Danışmanlarının dört, hatta on olmasında bir sakınca yok elbette. Ancak sorun şu ki onların yaşadığı devirle bizim içinde bulunduğumuz çağdaş dünyanın doğası çok farklı. Bu dört isim, Rus gücünün ve kudretinin sembolleri arasındaydı. Hiçbir zorlukla karşılaşmadan birçok toprak işgal ettiler.

Geçmişe sembolleriyle hatırlamak, sadece siyaset düzeyinde değil her düzeyde pek çoğumuzda büyük bir istekle devam ediyor. Ancak tecrübe bize, onu çağırmanın hayatın karmaşıklığını artıran veya bu hayatı yaşayanların önünde duran bir şey değil, çağın doğasına fayda sağlayan bir şey olması gerektiğini söylüyor.

Yakın zamana kadar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçmiş isimleri çağırma oyunu oynuyordu. Osmanlı hanedanının padişahlarını çağırmaktan geri kalmıyor, yüzyıllar boyunca Osmanlı İmparatorluğu'nu yöneten 36 padişahın gözünden içinde bulunduğumuz çağa bakıyordu. Ama sonunda, onları çağırmanın hukukçuların dediği gibi 'davayı sonuçlandırmadığını' fark etti.

Bu onun için netleşince bir adım geri çekildi, sonra sayfalarını çevirdi ve ardından dönemin ve gerçeklerinin ilhamıyla hareket etmeye başladı. Başkan Putin'in ihtiyacı olan da işte bu. Erdoğan'ın gördüğünü görerek nasıl davranması gerektiğine karar vermek.

Erdoğan yıllarca Osmanlı İmparatorluğu'nu görerek yaşadı ama kısa süre sonra bundan vazgeçti.

Çok geçmeden kafasını meşgul ettiği şeyin adımlarını kolaylaştırmaktan çok engellediğini anladı.

Daha gerçekçi davranması gerektiğini ve Osmanlı'yla meşgul olduğu yılların bölgedeki dengesini bozduğunu ve kendisine bir şey eklemediğini fark etti.

'Çar' ise dört danışman atadı ve sonra sonucu inceledi. Erdoğan örneğinde olduğu gibi söz konusu 'danışmanlarını' terk ederse sonuç kesinlikle farklı olurdu.

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU