Savaşın ve politikanın gölgesinde bir transfer başarısızlığı: Arsen Zakharyan

Bir Ermeni futbolcunun Batı ve Rusya arasındaki kamplaşmanın; Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki asırlık husumetin içinden geçen yolculuğu… Hem paylaşılamayan, hem de istenmeyen Arsen Zakharyan

Rus milli takımının "wonderkid"i Arsen Zakharyan'ın İngiliz Chelsea kulübüne transferi, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından siyasi engellere takılmıştı.

Galatasaray onun için bir çıkış yolu olabilir miydi?

Türkiye macerasını başlamadan bitiren şey neydi?
 


Bunu anlamak için ailesinin kökenlerinin geldiği yere, Karabağ'ın kuzeyine gitmemiz gerekiyor…

Burası Ağdere, Ermenice adıyla Martakert… I. ve II. Karabağ savaşlarında Azerilerin Grad ve Smerch füzeleriyle ağır bombardımana maruz kalan tartışmalı bölge, bugün Rus askerlerinin kontrolünde…

Zakharyan ailesi, 1994'te çatışmalar sürmekteyken, bazı akrabalarını geride bırakıp, 20 bin nüfuslu bu küçük kasabayı terk etti.

Rusya'ya sığınan Ermeniler genellikle Soçi'de sebze meyve işiyle uğraşırken, inşaat mühendisi babası Norayr Zakharyan, otomotiv endüstrisiyle gelişen Samara'da iş buldu.

Abisi ve kardeşi gibi futbolcu olan küçük Arsen, Ermeni kültüründen çok uzakta, Rus milli takımının alt yaş gruplarında parlamaya başladı…


Ruslar ile Ermeniler arasında kalan Zakharyan

Henüz 16 yaşında, The Guardian onu dünya futbolunun en iyi 60 genç yeteneği arasında gösteriyordu.

Alman teknik direktör Sandro Schwarz'ın Dinamo Moskova'nın başına getirilmesiyle 17 yaşında futbol sahnesine çıktı.

Schwarz, Dinamo'nun sistemini 4-1-4-1'e çevirirken Arsen Zakharyan'ı, hızlı ama verimsiz Clinton Njie'nin yerine sağ kanada koydu. Genç oyuncu ilk maçında ağları havalandırmayı başardı…

2020/21 sezonunun son 11 haftasında, 3 gol ve 5 asist kaydetti. Son hafta 90. dakikada attığı golle CSKA Moskova'yı yıktı.

Böylece CSKA'nın gizli sahibi olarak bilinen, aynı zamanda Chelsea'nin de sahibi olan Rus patron Roman Abramoviç'in dikkatini çekti…

Genç oyuncunun İngiliz kulübüne transferi gündeme geldiğinde Moskovalı taraftarların hissettiklerini öğrenmek için Rusya'nın Sports gazetesinden Anton Dorofeev'le konuşuyoruz:

Taraftarın duyguları iki taraflı. Elbette bu bir kayıp olacak. Ve Dinamo taraftarı bu konuda üzgün. Ancak eğer Arsen Chelsea'de oynama şansına erişirse bu oyuncuyla gurur duyulur ve bu şansa sahip bir delikanlıyı elde tutmak zor olur.


Genç yıldızın yetenekleri Ermenilerin de ilgisini de çekiyordu. Bir ay sonra babası, Ermeni muhabir Ararat Mambreyan'a verdiği röportajda, oğlunun hangi milli takımı seçeceğine dair sorulan soruya, "Rusya bizim anavatanımız. Ermenistan da öyle, bırakalım kendisi karar versin" cevabını vermişti.

Bundan iki ay sonra Rus milli takımına çağrıldı, ancak bademcik iltihabı nedeniyle Euro 2020'yi kaçırdı.

Onu yaz boyunca Ermenistan için oynamaya ikna etmeye çalıştılar, ancak Rusya'dan vazgeçmedi. Sonbaharın başında Rus formasını giydiğinde, ilk kez milliyetçi nefretin hedefi oldu.

Kendisine hakaretler ve tehditler yağdıranlara şu cevabı verdi:

Dünya Kupası'nda veya Avrupa Şampiyonası'nda başarılar elde etmek istiyorum. Bu insanlara cevap vermenin bir anlamı yok.


Ama bu sonuncusu değildi. Nitekim benzer bir tepkiyi ileride Chelsea'ye transfer olmak için Ermenistan vatandaşlığına geçmesi gündeme geldiğinde de görecekti…

Futbolcunun potansiyelini tartışmak ve tercihlerini anlamak için Rus RBC Sports kanalında çalışan Grant Getadaryan'a kulak veriyoruz. Ermeni gazeteciye iki sorumuz var:

Ona "Ermeni De Bruyne" diyorlar. Gelecekte Mkhitaryan'dan daha büyük bir futbolcu olabilir mi?

Rus vatandaşı Ermeni futbolcular Bagrintsev ve Spertsyan neden Ermenistan'ı seçti, Zakharyan neden seçmedi?


Getadaryan, sorularımızı şöyle yanıtlıyor:

Zakharyan ve Mkhitaryan arasında çok ciddi fark var. Her şeyden önce yetenek konusunda, Zakharyan Mkhitaryan'dan daha güçlü. Fakat Mkhitaryan'daki bazı özellikler de onda yok. Hem de bayağı yok. Neden Rusya milli takımını seçtiği konusuna gelirsek. Çünkü Rusya'da büyüdü ve yaşadı İyi bir teklif geldi, Dünya Kupası'nda oynayabileceği bir takımdan…"


Batı ile Rusya arasında kalan Zakharyan

2021/22 sezonuna da gollerle başladı. Daniil Lesovoy'un 5 aylık sakatlığı onun için şans oldu. Alman hocanın sol kanada çektiği oyuncu, performansını ikiye katladı.

15 Şubat'ta UEFA'nın 2022'nin yıldız adaylarını açıkladığı listede yer aldı. Ne var ki, bundan 10 gün sonra 24 Şubat'ta Rus ordusu Ukrayna'yı işgal edecekti.

Ondan 2 gün sonra da Abramoviç, Chelsea yönetiminden çekilecekti. İşte şimdi talihi tersine dönüyordu…

Gerçi Chelsea'nin yeni sahibi Amerikalı Todd Boehly, Rus patronun "Vizyon 2030" adlı gençleştirme projesini sürdürmeye kararlıydı.

Yaz transfer döneminin bitmesine 5 gün kala Dinamo'nun kapısını çaldılar. Moskova kulübü 1 Eylül'de şu açıklamayı yaptı:

25 Ağustos'ta Chelsea'den bir teklif aldık. Ancak kontrolümüz dışındaki bir nedenden dolayı, oyuncuyu transfer etmek imkansız.


Görünüşe bakılırsa Zakharyan'ın transferi politik nedenlerden ötürü çıkmaza girmişti. Kimine göre, FIFA resmen bir engel koymamış olsa da Rus futbolcuların önüne görünmez bir duvar örülmüştü.

Böyle düşünenlerden biri de Rusya'nın Championat gazetesinden Oleg Lisenko…

Independent Türkçe'ye konuşan Rus gazeteci şu cümlenin altını çiziyor:

Avrupa artık Ruslara fiilen kapalı. Ve sorun pasaport değil. Bankalar arasında ödeme yapılamaması. Rus bankalarının SWIFT sisteminden çıkarılması.


Peki Zakharyan Chelsea'de direkt oynayacak seviyede mi? Lisenko'nun buna cevabı hayır. Bu hikâyenin oyuncu üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu ve bu yüzden eleştirilerin hedefine konduğu görüşünde…  

Zakharyan'ın Chelsea'ye transferi pek mümkün görünmüyor. Bunun nedeni, oyuncunun eski formunda olmaması ve AB'nin Dinamo'nun ortağı VTB bankasına uyguladığı yaptırımlar. Zaten Chelsea'ye gider gitmez ilk 11'de oynayacağını düşünmek gerçekçi olmazdı. Bir rotasyon oyuncusu olarak Chelsea için yararlı olabilirdi ama o da mevcut siyasi durumda değil.


Futbol ekonomisi uzmanı ve T24 yazarı Tuğrul Akşar'dan aldığımız bilgiler de ambargonun Rus futbolu üzerindeki etkisine dair Lisenko'nun anlattıklarını tamamlıyor.

Lig değeri, yani bonservis bedelleri üzerinden lig değeri 760 milyon avroya gerilemiş vaziyette, yani yüzde 25 civarında savaşın Rus ligine olumsuz etkisi oldu.


Bu esnada Ermeni gazeteci Hrach Khacatryan bomba bir iddia ortaya attı:

Zakharyan, Ermeni vatandaşlığını düşünüyor. FIFA'nın Rusya yerine Ermenistan milli takımında oynamasına izin verme şansı da var.


Söylentiye göre Chelsea, işi kitabına uydurmak için parayı bir Ermeni bankası üzerinden göndermeyi düşünüyordu. Ve bu hamle sporcunun Birleşik Krallık'ta çalışma vizesi almasını da kolaylaştıracaktı.

Rus spor hukukçusu Mikhail Prokopets, Rusya'nın Match TV'sine bunun normalde mümkün olmadığını söylerken şunu da ekliyordu, ancak mevcut ortamda FIFA'nın nasıl davranacağını bilemeyiz.

Ermenistan Futbol Federasyonu'nun basın sözcüsü Hayk Karapetyan, oyuncuyla temaslarını yalanladı.

West Hamlılar da Chelsea'den Ruben Loftus Cheek'i almak için Maviler'in Zakharyan'ı transfer etmesini bekliyorlardı.

Ancak Chelsea, kış döneminde 6 numara pozisyonuna Arjantinli Enzo Fernandez'i, 10 numaraya da Portekizli Joao Felix'i aldıktan sonra Zakharyan'dan tamamen vazgeçti.

Ermeni futbolcu, transfere toplamda 611 milyon avro harcayan Londra kulübü için bir öncelik olmaktan çıkmıştı.  

Bu arada Mallorca, Celta Vigo ve Porto'dan gelen diğer teklifler de ambargoya takıldı. Ferencvaros'un teklifini ise kendisi reddetti. Bir çıkmaz sokakta, hiç umulmadık bir kapı açılmak üzereydi şimdi: Türkiye…


Türkler ile Ermeniler arasında kalan Zakharyan

Avrupa'nın majör liglerinde kış transfer sezonu 31 Ocak'ta sona erer. Türkiye'de 8 Şubat'a kadar devam ediyor.

Aradaki 8 günlük süre önemli, zira Türk kulüpleri Avrupa devlerinin tercih etmediği ucuzlamış futbolcular için devreye giriyorlar.

Normalde Galatasaray'ın Zakharyan için fazla zamanı yoktu. Ama UEFA Türkiye'deki deprem felaketi nedeniyle Süperlig kulüplerine tanıdığı süreyi 5 Mart'a uzattı. Ve Ermeni futbolcunun transferi adeta yılan hikâyesine döndü…

Burhan Can Terzi'nin iddiasına göre Galatasaray, Chelsea ile görüşmüştü. Zakharyan'ı Ruslardan 12'ye alıp İngilizler'e 30'a satacaklardı.

Ünlü İtalyan gazeteci Nico Schira, Galatasaray'ın Moskova'yla 13 milyon avroya anlaştığını duyurdu. Sarı-kırmızılılar genç oyuncuyla da 1,9 milyon euro yıllık ücret karşılığında anlaşmıştı. Dört yıllık mukavele yapılacaktı.

İddiaya göre Galatasaray, belki ilk taksitini de ödemeden Zakharyan'ı Chelsea'ye gönderecek ve yarım sezon verim alacağı oyuncudan sıfır masrafla kâr elde edecekti.

Türkiye'de Rus rublesiyle alışveriş yapılabiliyordu. Ermeni futbolcu İstanbul aktarmasıyla Avrupa hayallerine kavuşacaktı.

Yani Gürcü Khvicha Kvaratskhelia'nın Rubin Kazan'dan Dinamo Batumi'ye, oradan Napoli'ye gittiği gibi…

Sosyal medyaya bakılırsa Chelsea taraftarı da memnundu. Zira onlara göre, biraz pahalıya gelecek olsa da oyuncu Rusya'dan kurtulacak, bu arada Türk kulübünde tecrübe kazanacaktı.

Türk kamuoyunun Ermeni futbolcuya ilgisi had safhadaydı. 50 bin kişinin hayatını kaybettiği trajik bir döneme denk gelmesine rağmen Galatasaray formalı görselleri timeline'ları süslüyordu.

Takımıyla birlikte kamp yapmak için Antalya'ya geldi. Aynı tarihlerde Galatasaray da oradaydı. İki takımın otelleri arasındaki mesafe sadece 8 dakikaydı. Zakharyan, Galatasaray'a çok yakındı...

Fakat önce babası, sonra abisi transferi yalanladı. Ardından kendisi "Kişisel sebeplerden ötürü kariyerime Galatasaray'da devam etmeyi düşünmüyorum" dedi.

Bu imalı açıklamanın anlamı neydi? Acaba ne olmuştu?

Tıkanıklığı anlamak için kulübü iyi bilen birine, Radyospor'dan Özgür Sancar'a konuk oluyoruz.

Sancar, Zakharyan'la anlaşmanın mümkün olduğunu düşünüyordu ve bu konuda çok sayıda yayın yapmıştı.

Peki, bu transferde parasal konular dışına başka engeller var mıydı?

Bu transferde tek engel vardı, o da Arsen Zakharyan'ın babasının muhalefet şerhi, bunun dışında hiçbir engel yoktu. Çünkü Galatasaray oyuncunun kulübüyle anlaşmıştı. Parasal değerler önemliyse onu da verebilirim: 13 milyon euro, dört eşit taksitle ödenmek kaydıyla ve 2,5 milyon euroluk bonuslar. Menajeriyle zaten uzun süredir görüşüyordu Galatasaray ve anlaşma sağlamıştı. Arsen de Galatasaray'da oynamayı istiyordu. Ancak babası fanatik milliyetçi duygulara sahip bir insan... Benim Galatasaraylı yöneticilerden edindiğim net bilgi bu. Teyit etmeden asla söylemezdim. Onlar şunu söylüyorlar. Biz her konuda kulübüyle de futbolcuyla da anlaştık. Hatta özel uçağımız da hazırdı. Antalya'da kamp yapıyordu Dinamo Moskova. Onu oradan alıp, İstanbul'a getirip son işlemleri yapacaktık. Fakat babası bize döne döne şunu söyledi diyorlar:

'Ben bu olayı yakın çevreme anlatamam. Ben yaz döneminde tekrar gündeme geleceği kanaatinde değilim Zakharyan'ın, çünkü Galatasaray yeterince uğraştı ailesini ikna edebilmek için… Daha fazla uğraşacağını sanmıyorum.'


Arsen Zakharyan'ın babası gerçekten sıkı bir Ermeni milliyetçisiyse, neden oğlunu Ermenistan milli takımına yönlendirmedi?

Bu sorunun cevabı havada kalıyor.

Ayrıca transferi zorlaştıran duyguların tek taraflı olmadığı da anlaşılıyor. Nitekim Fabrizio Romano'nun attığı tweet ve ardından yaşananlar, bunun göstergesi…

Transfer haberciliğinin zirve ismi, Zakharyan'ın Galatasaray'a gitmeyeceğini yazmıştı. Genç oyuncunun babaannesi, Romano'nun tweetini Instagram'da paylaştı.

Onu coşkuyla bekleyen taraftarlar, şimdi futbolcuya ve babaannesine ağır yorumlar yazıyorlardı.

Takvim gazetesinin manşeti: Zakharyan ırkçı tepkiler yüzünden gelmiyor. Tabii bazı olumsuz tepkilerin transferi sabote etmeye çalışan Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarlarından geldiğini de not etmek gerek.

Bugünlerde bir Ermeni'nin Türk futbolunda var olması imkânsız mı? Galatasaray yöneticisi Dikran Gülmezyan, Beşiktaş'ın tribün lideri Alen Markaryan, Fenerbahçeli futbolcu Diego Rossi Maraşlıyan birer Ermeni…

Kaldı ki, ülkenin futbol geçmişinde çok sayıda Ermeni isim de var. Galatasaray tarihini kaleme alan spor yazarı ve GS TV yorumcusu Bülent Tuncay anlatıyor:

Ermeni cemaatinin sanatta olduğu gibi sporda da Türk toplumuna katkı sağladığını görüyoruz. Galatasaray'ın geçmişinde de Ermeni sporcular sık sık karşımıza çıkıyor. Setrak ve Mıgırdiç futbolcu olarak, Türkiye'nin ilk profesyonel boksörü Garbis Zakharyan Galatasaraylı bir boksör olarak bizim karşımızda… 1960'larda da Turgay Şeren'in yedeği Yervant Balcı'ydı. Rus milli takımında oynayan Ermeni asıllı Zakharyan'ın Galatsaray'a transferi direkten dönmüştü. Eğer bu transfer gerçekleşseydi, Türkiye – Ermenistan ilişkilerinde buzların erimesine ciddi katkı sağlardı diye düşünenlerdenim. Bunu Trabzonspor örneğinde gördük. İki Yunan futbolcu, iki ülke arasında köprü kurulmasına katkı sağladılar. Fakat aşırı milliyetçi yaklaşımlar bu köprülerin kurulmasını geciktirebiliyor.


İddialara göre, Rus futbol otoritelerinin yorumları da genç oyuncunun kafasını karıştırıyordu.

Örneğin efsane futbolcu Andrey Kanchelskis, "Herhangi bir kulüp bul ve Rus liginden ayrıl" derken, eski Dinamo Moskovalı Sergey Kiryakov, "Bugün bir Rus futbolcunun Chelsea'ye doğrudan gitmesi mümkün değil. Ben olsam Galatasaray'ı reddetmezdim" diyordu.

Dinamo'nun eski sportif direktörü Roman Oreshchuk ise bunun tam tersini söylüyordu:

Galatasaray'ı reddetmesi kesinlikle doğru karardır. Türkiye'den üst liglere kaç satış gördünüz ki?


Bugünlerde Rus futbol kamuoyunda Zakharyan'ın form düşüklüğü tartışılıyor. Lokomotiv'in eski forveti Dmitry Sychev'e göre, bunun sebebi oyuncunun psikolojik durumu:  

Arsen'in etrafında çok fazla gürültü var. Onun genç ve kırılgan bir ruhu olduğunu unutmayın. Her saniye Chelsea'ye transferinden bahsediliyordu. Bundan soyutlanmak imkânsız. Bu nedenle Arsen artık pes etti.


Bu sezon Feyenoord'a kiralanan Sebastian Szymanski'nin yerine ortaya, 8 numara pozisyonuna kaydırılan genç oyuncu, geçen sezonki performansının bir hayli altında.

Bununla birlikte geçtiğimiz günlerde sözleşmesi yenilendi ve serbest kalma bedeli 15 milyon avrodan 20 milyon avroya çıkarıldı. Yani Moskova'dan ayrılması zorlaştırıldı.

Oyuncunun Ermenistan'ın FC Urartu kulübü üzerinden Avrupa'ya açılacağı konuşuluyor. Ancak henüz somut bir adım atılmadı.

Bu arada, Chelsea'nin Mason Mount'la anlaşamaması nedeniyle zaten ondan pek de hoşlanmayan Londra ekibinin taraftarlarının gündeminde kalmayı sürdürüyor.

Ancak son gelen haberlere göre Chelsea önümüzdeki sezon için Gavi ve Jude Bellingham'la ilgileniyor. Mavilerin yöneticileri Ermeni yıldızı çoktan unutmuş görünüyor.


Azerbaycanlılar ile Ermeniler arasında kalan Zakharyan

Arsen Zakharyan'ın siyasi gerilimden etkilenmiş olması hiç zayıf bir ihtimal değil. Nitekim bunu eski takım arkadaşı Zaurbek Pliev'in açıklamalarından da anlayabiliyoruz:

Siyasi nedenler olmasaydı Galatasaray'a transferinin kendisi için iyi bir adım olacağını düşünüyorum. Ancak Ermeni kökenleri göz önüne alındığında, oraya uyum sağlaması zor olacaktı. Üzerinde çok baskı olacaktı. Dolayısıyla transferin eşiğinde olmasına rağmen son anda reddetti.


Pek önemsenmese de Azerbaycan tarafının tepkileri de dikkat çekiyordu. Örneğin Rekord gazetesinin genel yayın yönetmeni Kenan Mastaliyev'e göre, transferin arka planında siyasi ilişkiler vardı.

Maraş depremlerinden sonra Türkiye ve Ermenistan arasında dostluk gelişmekteydi ve Zakharyan bunun için Galatasaray'a getirilmekteydi.

Azerbaycan Cumhuriyeti eski İstanbul Başkonsolosu İbrahim Nebioğlu'nun Erden Timur'dan alıntıladığı sözlere göre ise Azerilerin tepkileri nedeniyle transferden vazgeçilmişti. Oysa Galatasaray yöneticisinin böyle bir beyanı yoktu.

Elçin Alikhan'dan Azeri kamuoyunun Zakharyan'ın transferine dair düşüncelerini ve tepkilerini şu sözlerle aktarıyor:

Azerbaycan'da farklı fikirler vardı. Bir kesim diyordu ki, bir Türk takımında bir Ermeni futbolcunun oynaması kabul edilemez. Diğer bir kesim ise bu transfere normal bakıyordu. Galatasaray'a hayır verecekse, kendi oyunuyla fayda verecekse… Ve potansiyelli de bir oyuncudur. Kulübe para kazandırabilir. O bakımdan bu transferi normal karşılıyordu insanlar. Zakharyan zaten Ermeni değil. O Rusya'da doğmuş. Kendini Rus hissediyor. Rus vatandaşıdır. Rus milli takımında oynuyor. Ona göre bu transferde bir problem yoktur.


Azerbaycanlı gazeteci, bir başka Ermeni futbolcu Aras Özbiliz'in Beşiktaş'a imza attığı günlerde de buna benzer tepkilerin oluştuğunu, ancak zamanla her şeyin geride kaldığını anlatıyor:

Geçmişte Aras Özbiliz diye bir oyuncu Beşiktaş'ta oynadı. O dönemde bir daha Beşiktaş'ı tutmam, artık Beşiktaş taraftarı değilim diyen insanlar, bugün de Beşiktaş maçlarını izliyorlar, takımı seviyorlar, besteler yazıyorlar. Yani hiçbir şey değişmedi, o bir müddetlik öfkeydi. Yani Zakharyan transferi de gerçekleşseydi, böyle bir şey olacaktı.


Peki Zakharyan'ın Galatasaray'a transferi Ermenilerin ne kadar ilgisini çekti?

Söz konusu transfer bazı Ermenileri de rahatsız etti mi?

Bu soruları Leon Aslanov'a yöneltiyoruz. Aslanov, Türkçe ve Azerbaycanca öğrenmiş bir Ermeni araştırmacı.

Gürcü, Ermeni ve Azeri gençlerini buluşturan Caucasus Talks adlı bir projede de yer alıyor.

Gördüğüm kadarıyla Ermeniler arasında bu transfer pek ilgi çekmedi. Bunun birkaç sebebi olabilir. Birincisi Zakharyan'ın kendisi pek ünlü bir oyuncu değil. Böyle bir transfer Mkhitaryan'la ilgili olsaydı mesela, daha çok ilgi çekerdi. İkincisi Ermenistan'da Rusya ve Türkiye ligleriyle ilgilenenlerin sayısı çok az. Genelde Avrupa liglerini takip ediyorlar.


Her şeye rağmen Ermeni bir futbolcunun Türkiye'de oynaması mümkün.

Peki, Türk ya da Azerbaycanlı bir futbolcunun Ermenistan'da oynaması mümkün mü?

Ermenistan kamuoyunda Türkler ve Azerbaycanlılar her ne kadar eşit tutuluyorsa da gerçekte iki grubun yaklaşımları arasında oldukça büyük bir fark var. Mesela Türkiye'den Ermenistan'a çok sayıda turist gidiyor ve olumsuz bir vakaya şahit olmadık. Yani Türkiye'den bir oyuncunun Ermenistan'da oynaması mümkün olabilir. Ancak Azerbaycan'dan bir oyuncunun Ermenistan'a gelmesi pek de mümkün değil.


Eğer bir Ermeni futbolcunun Türkiye'ye transferi siyasi nedenlerle zorlaşıyorsa, bunun altında daha çok 1915 olayları mı, yoksa Karabağ savaşları mı var?

Mesela ikinci savaş olmasaydı, Zakharyan Galatasaray'a gelebilir miydi?

Ermeni toplumunda bu iki mesele birbirine bağlı, ayıramıyoruz. Türkiye'nin Azerbaycan'a savaşta destek vermesi bazılarında tarihi düşmanlık hislerini yeniden uyandırdı. Bu savaş olmasaydı Zakharyan'ın Galatasaray'a gelmesi daha mümkün olabilirdi.


Aynı soruları Leon Aslanov'la aynı projede, Caucasus Talks'ta yer alan Azerbaycanlı toplumbilimler ve sinema araştırmacısı Toğrul Abbasov'a da soruyoruz, şöyle yanıtlıyor:

Savaş olmasaydı, bu kadar yüksek bir milliyetçi atmosferde olmazdık muhtemelen. Dolayısıyla Arsen'in Galatasaray'a gelmesini zorlaştıran nedenlerden biri olmuştur, diye tahmin ediyorum.


II. Karabağ Savaşı'ndaki Azerbaycan zaferine rağmen, Ermenilere yönelik olumsuz bakışı nasıl açıklayabiliriz?

Nihai bir barış anlaşması imzalanmadı. Özellikle medyada bir nefret söylemi devam ediyor. Bu konuda çok da değişen bir şey yok. İşte eylülde en son büyük bir çatışma oldu. Savaş bitti denemez, bitmediği için milliyetçi duygular devamlı körükleniyor. Aslında böyle bir futbolcunun transferi barışa hizmet edebilirdi. Keşke olsaydı.


Hâlbuki bir zamanlar Azeriler ile Ermeniler Sovyet liginde bir arada oynayabilmekteydiler.

Abbasov, Azerilerin köklü kulübü Neftçi'de kaptanlık yapan Ermeni futbolcu Eduard Markarov'u anlatıyor:

Neftçi'nin o zamanki ismi Neftyanik'ti. En başarılı dönemi 60'lı yıllardır. 66 yılında Sovyetler Birliği üçünüsü olmuştu. Neftçi'de oynayan Ermeni futbolcular vardı. Markarov'un ismini zikretmek gerekiyor. Çünkü aynı zamanda takım kaptanıydı. 60'lı yılların ortaları Karabağ sorununun alevlendiği bir dönem aslında. Ve gidişi de olay olmuştu, çünkü kimse istemiyordu Neftçi'den gitmesini.


"Bakülü Pele" lakaplı Markarov'un 2009'da bir diyalog grubuyla Bakü'ye gidip Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'le görüştüğünü de not edelim. Bazen gerçekten de futbol yalnızca futbol demek değil…


Bundan sonra ne olacak?

Tuğrul Abbasov'un da dediği gibi, savaş bitti denemez, yeniden başlıyor denebilir.

Kasım 2020'de imzalanan ateşkes antlaşmasına göre Nahçivan ile Azerbaycan'ın batısını birleştirecek bir geçişe izin verilecek, bu geçişin güvenliğini de Rusya sağlayacaktı.

Erivan yönetimi söz konusu geçişi kuzeyden vermek isterken, Bakü yönetimi Zengezur bölgesinden bir koridor talep ediyor.

Ayrıca İran, Ermenistan'la bağlantısını kopartacak bir fikirden rahatsız. Kuzey sınırlarının İsrail'in müttefiki Azerbaycan'ın kontrolüne geçmesini istemiyor.

27 Ocak'ta Azerbaycan'ın Tahran Büyükelçiliği'ne bir saldırı düzenlendi. Aliyev, İran'ı sorumlu tuttu ve büyükelçisini geri çekti. Devamında İsrail'de ilk kez bir elçilik açtı.

Zengezur'da şimdilik istediğini elde edemeyen Aliyev rejimi, misilleme amacıyla Ermenistan ile Karabağ'ın bağlantısını sağlayan Laçin yolunu kapattı ve sınıra sevkiyata başladı. İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen'in "Azerbaycan ile birlikte İran'a karşı ortak cephe kuracağız" açıklamasının ardından, Tahran Azerbaycan'a nota verdi. Kısacası savaş tamtamları çalıyor…

Galatasaray 26 Mart'ta Qarabağ'la bir dostluk maçı yapmak üzere Azerbaycan'a gitmişti. Şayet Arsen Zakharyan Galatasaray'la anlaşsaydı, bu koşullarda Bakü'ye götürülemezdi.

Çünkü Aliyev rejiminin kanunlarına göre, Karabağ'a izinsiz ayak basmış birinin Azerbaycan'a girişi yasak. Nitekim Arsenal, Ermeni futbolcusu Henrikh Mkhitaryan'ı Bakü'de oynanan UEFA Avrupa Ligi finaline götürememişti.

Arada kalan Arsen Zakharyan'ın hikâyesini izlediniz. Onun hikâyesi Alman milli takımını tercih eden Mesut Özil'in ya da Rus milli takımını tercih eden Azeri Alexander Samedov'un hikâyesini hatırlatıyor. Her iki futbolcu da tercihleri nedeniyle ağır tepkilere maruz kalmışlardı.

Zakharyan Rusya'nın Irak'la oynadığı son maçta ilk 11'e giremedi. Kulübünde oynadığı son 10 maçta ise golü ya da asisti yok. Muhtemelen depresyonda…

Hâlbuki 10 yıl hocalığını yapan Vladimir Korolev'e göre, Arsen sakin, güler yüzlü, kimseyle kaba konuşmayan ve alçakgönüllü bir çocuktu ve idmanlara asla geç kalmazdı.

Rusya'nın son 20 yılda yetiştirdiği en büyük futbolcu Andrey Arshavin, onun için "Benden daha iyi" diyordu.

Sofascore.com'daki sezonluk ısı haritası… Sahada ayak basmadığı yer yok… Bu siteye göre 14,6; Transfermarkt.com'a göre 15, Football Transfers.com'a göre 18,1 milyon avro değerinde… Hala Rusya'nın en iyisi…

Birkaç gün önce Galatasaray'ın Fenerbahçe'yle sezon finalini izlemesi için İstanbul'a davet edildiği iddia edildi, gene gündemde…


Zakharyan ve Galatasaray? Hala mümkün mü?

Oleg Lisenko, şunları söylüyor:

Avrupa liglerinde Rus futbolcular için tek ciddi pazar Türkiye. Karagümrüklü Ozdoev örneği, Rus oyuncuların Türkiye'de rekabet edebilecek kapasitede olduğunu gösteriyor. Açıkçası Galatasaray, "Zakharyan'ın kariyerinde mükemmel bir basamak olabilir. Rusya'nın Şampiyonlar Ligi'ne ne zaman döneceği bilinmiyor. Galatasaray ise muhtemelen son baharda orada olacak. Bu büyük bir teşvik. Bence Arsen'in seçeneklerini tartması gerekiyor. Ve Galatasaray'ın teklifi hala geçerliyse kabul etmesi gerekiyor. Türkiye'den İngiltere'ye transferi daha kolay olacak. Tabii bunun için öncelikle kendisini bu seviyede kanıtlaması gerekiyor.


Anton Dorofeev da şöyle yanıtlıyor:

Arsen'in Galatasaray'a gitme isteğini sordunuz. Öncelikle Arsen buna zaten yanıt verdi. Hayır, mümkün değil dedi. Kişisel sebeplerle olamayacağını söyledi. Ben de bu transfere inanmıyorum. Zira Türkiye ve Ermenistan arasında tarih boyunca karşılıklı ilişkiler pek iyi sayılmaz. Eminim ne dediğimi anlıyorsunuzdur.


Grant Getadaryan da şu görüşte:

Babasının onun Galatasaray'da oynamasına karşı olmasına gelince, burada şunu anlamak lazım, bunlar Artsahlılar (Karadağlılar). Onlarda çok zorluklar oldu ve Azerbaycan'a karşı savaştılar. Ayrıca Türk "Bayraktar"larıyla ve Türk askeri kurmaylarıyla savaştılar. Ve bu olaylarda Azerbaycan Artsah halkının karşısındaydı. Öyle zannediyorum, Türk bombalarıyla yakınların bombalandığı zaman bir Türk kulübüne gitmeden önce 10 defa düşünürsün..


Başından sonuna kadar okuduysanız, fark etmişsinizdir, bir transfer hikâyesi anlatmadık. Tarihi ve güncel olaylar bir sporcunun kariyer macerasında iç içe geçmişti, biz sadece aktardık.

Zor görünüyor ama Türkiye'nin kapıları ona hala açık. Kısa vadede Rusya'ya uygulanan ambargonun kaldırılması beklenmiyor.

Bu koşullarda ülkesinde kalır mı, Avrupa'nın yolunu bulur mu, yaz döneminde göreceğiz...

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU