İslam dünyası BM İnsan Hakları Konseyi’nin dine karşı nefret suçları kararından memnun

Arap Birliği ve İİT, dine karşı nefreti suç sayan BM kararını memnuniyetle karşıladı

Cenevre'deki Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Sudan'daki durumu tartışırken. Fotoğraf: AFP

Arap ve Müslüman kamuoyu, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin (UNCHR) “Ayrımcılığa, düşmanlığa veya şiddete teşvik teşkil eden dini nefretle mücadele” başlıklı karar taslağını geniş bir memnuniyetle karşıladı. İslam dünyasından gelen açıklamalar kararı dine karşı işlenen nefret suçlarını engellemeye yönelik ortak çabaları güçlendirmeye yönelik önemli bir kilometre taşı olarak değerlendirdi.

Suudi Arabistan, “Dünyadaki bazı ülkelerden gelen aktif talebin ardından” oylamaya sunulan karar taslağının kabul edilmesini memnuniyetle karşıladı. Riyad ayrıca “söz konusu kararın dinlere ve kültürlere saygı ilkelerinin ve uluslararası hukuk tarafından güvence altına alınan insani değerlerin teşvik edilmesinin somutlaşmış hali olduğunu” vurguladı. Suudi Arabistan bu alanda diyalog, hoşgörü ve itidalli tutumları desteklemek için tüm çabalarını sürdüreceğini, nefret söylemlerini ve aşırılığı yaymaya çalışan tüm yıkıcı eylemlere karşı olduğunu bir kez daha yineledi.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), UNCHR'de “Ayrımcılığa, düşmanlığa veya şiddete teşvik teşkil eden dini nefretle mücadele” karar taslağının kabul edilmesini, kutsal kitaplara karşı işlenen nefret suçlarını ve dini hoşgörüsüzlüğü reddetmeye yönelik kolektif çabalarda önemli bir kilometre taşı olarak nitelendirdi.

UNCHR tarafından alınan kararı tebrik eden İİT, Konsey’in bu tarihi kararı kabul etmesinin, dine karşı nefret söylemlerinin ve şiddetin engellenmesinde önemli bir meşruiyet göstergesi olduğunu vurguladı.

İslam İşbirliği Teşkilatı

İİT, nefreti, dışlamayı ve ırkçılığı kışkırtan ve inançların takipçileri arasındaki uyumu, farklı toplumlar arasında diyalogu ve barış içinde bir arada yaşamayı açıkça baltalayan nefret dolu İslam karşıtı eylemlerin kınanması ve reddedilmesi çağrısında bulundu. Ayrıca bu kasıtlı eylemlerin kanunen kabul edilemeyeceğinin, gerekçelendirilemeyeceğinin veya ifade veya düşünce özgürlüğü hakkının kullanılmasıyla karıştırılamayacağının altını çizdi.

Şarku’L Avsat’a konuşan İİT Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha, karar taslağını destekleyen tüm ülkeleri de diplomatik çabalarından dolayı tebrik etti. Taha, UNCHR'de başarılı bir tartışmaya yol açan bu konuda BM Yürütme Komitesi'ni acil bir toplantıya çağırma konusundaki kararlılığı ve girişimi için Suudi Arabistan'a da teşekkür etti.

Taha, İİT'nin uluslararası topluma, ayrımcılığın, hoşgörüsüzlüğün ve nefreti kışkırtmanın tezahürlerine karşı kararlı bir şekilde durma ve halklar ve medeniyetler arasında hoşgörü ve barış içinde bir arada yaşama değerlerini desteklemek için birleşme çağrısını yineledi.

Arap Birliği

Arap Birliği, UNCHR'nin 53’üncü oturumunda alınan kararı memnuniyetle karşıladı. Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebul Gayt, “Karar, tüm tarafların kutsal kitaplara saygısızlık da dahil olmak üzere dine karşı işlenen nefret suçlarının ve söylemlerinin savunulmasını alenen kınama ve failleri cezalandırmanın önemine dikkati çekiyor” dedi.

Ebul Gayt yaptığı açıklamada tüm ülkeleri kararı benimsemeye, farklı dinlere mensup insanlar arasında artan nefret dalgalarıyla mücadele etmek için dini nefreti gerektiği gibi ele almayan bazı yasaları ve politikaları gözden geçirmeye, nefret suçu ve provokatörlerin kovuşturulması için çalışmaya ve bu konudaki yasal boşlukları kapatmak için acil adımlar atmaya davet etti.

Karar, bazı Avrupa ülkeleri ve diğer devletlerde Kur'an-ı Kerim mushafına yapılan saygısızlıklarla gündeme gelen bir dizi provokatif eyleme cevaben  İİT'nin talebi üzerine UNCHR’nin gündemine getirilmişti. UNCHR’nin 53’üncü oturumunda yapılan acil tartışmanın ardından ise söz konusu karar kabul edildi.

Karar, son zamanlarda Kur'an-ı Kerim nüshalarına kasıtlı olarak saygısızlık eylemlerini kınadı ve bu tür dine karşı nefret eylemlerinin faillerinin, devletlerin uluslararası insan hakları hukukundan kaynaklanan yükümlülükleri doğrultusunda hesap vermesi gerektiğini vurguladı.

BM İnsan Hakları Konseyi'ni dini ya da dine karşı nefretin savunulmasına karşı konuşmaya çağıran karar, ayrıca, dini nefretin nedenlerini ve tezahürlerini tespit etmesini, yasalar, politikalar ve uygulamalardaki boşlukları belirlemesini, aleni ve kasıtlı eylemlerin önlenmesini ve kovuşturulmasını, bu tip eylemleri engelleyen yasaları uygulamasını, insan hakları ve temel özgürlüklerden tam olarak yararlanmayı engelleyen dini nefret eylemleriyle mücadele etmeyi amaçlayan önlemler önermesini talep etti.

Karar, devletleri dini ve dine karşı nefret eylemlerini önlemek ve bunlarla mücadele etmek için ulusal yasalar ve politikalar benimsemeye teşvik ediyor. İİT, uluslararası toplumu kutsal kitaplara saygısızlığın, yabancı düşmanlığının, İslamofobi’nin, ırkçılığın, inanca dayalı ayrımcılığın, nefret söyleminin ve şiddete teşvikin artması gibi tekrarlanan olayları kararlı bir şekilde ele almaya çağırıyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU