Mehmet Şimşek de şimşek çaktıramadı!

Altan Tan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Türkiye neredeyse son 5-6 yıldır sadece ekonomi tartışıyor. 

Tabii ki Türkiye'nin başka gündemleri de var. Ama herkesi ilgilendiren konu ekonomi.

Dış politikayı, İsveç'in NATO'ya girip girmemesi gerektiğini veya bir başka eğitim, sağlık problemini halkın bir bölümü belli bir kesimi tartışırken, herkesi ilgilendirdiği için ekonomiyi herkes tartışıyor.

Ve sürekli olarak da Sayın Erdoğan'a şu söylendi:

Bu uyguladığın ekonomik politika yanlış. Reel dünyadaki genel geçer ekonomi kurallarına uymuyor ve mutlaka kötü bir sonuç verecek. 
 


Ve nitekim sonuçları alınmaya başlandıktan sonra da şimdi zamlar durdurulamıyor, döviz durdurulamıyor, faiz durdurulamıyor.

"Faizi 8 buçuğa indirdim" diyorlar; ama bankalardaki kredi faizleri yüzde 40'larda.

Ne denildiyse hiçbiri para etmedi. 

Sayın Cumhurbaşkanı "Ben ekonomistim", "Ben ekonomiyi iyi bilirim", "Bu yerli ve milli bir çözümdür", "Nas'a; Kur'an'ın emirlerine uygundur. Ona uymaya çalışıyoruz" anlamında sözlerle bu politikadan asla taviz vermedi. 

Hele hele bir Nurettin Nebati örneği yaşadık ki o jestler, o mimikler, aman Allah'ım! 

O karamsar günlerde yüzümüzü aydınlatan, gülümseten en güzel konuşmalar onunki oldu. 

Ama ne yazık ki döndük, dolaştık yine aynı yere geldik.

Ve gemi karaya oturdu.

Seçimlerden sonra ise sanki bütün bunları yapan, uygulayan bu politikalarda ısrar eden hükümet değilmiş gibi, yüz 80 derece bir dönüşle "Artık ekonominin genel kurallarına uyacağız. Piyasa şartlarına uyacağız" ve "Mehmet Şimşek'i bir kahraman olarak bir Süpermen olarak getiriyoruz. Her şey düzelecek" politikasına dönüldü. 

E ne oldu? 

Mehmet Şimşek -soyadından kinayeyle- şimşekler çaktıracak, etrafı aydınlatacak;

Bugüne kadar ters devrilen arabayı hemen bir süpermen gücüyle tutup kaldırıp tekrar dört lastiğinin üzerine oturtacak; 

Yepyeni şeyler yapacak. Kimse zarar görmeden, tabiri caizse kimsenin burnu kanamadan bu kazadan, bu felaketten halk sağ salim kurtulacaktı. 

E öyle mi oldu? 

Keşke öyle olsaydı. 

Maalesef büyük ümitlerle getirilen Mehmet Şimşek de bir şimşek çaktıramadı.

Döndü, dolaştı, babadan kalma usullere dayandı. 

Babadan kalma usuller ne demek? 

Ta eski padişahlar döneminden beri hazine boşaldığı zaman ne yapılırdı? 

Halka vergi salınırdı. 

Bu en basit, en kolay yol. 

Halkın canı acımadan, halkının canını acıtmadan çözüm bulana işte "büyük ekonomist" deniliyor.

Yoksa babadan kalma usulleri denemişsin, kemer sıkmışsın, vergisi almışsın… 

Bunun yükünü de en fazla fakir fukaraya garip gurebaya yüklemişsin. 

Dar gelirlinin zor olan hayatını daha da zora sokmuşsun. 

E bunda bir keramet yok. 

Bizim memlekette bir söz var:

Ya bunu benim kör nenem de yapar.

Bunu kör nenelerimiz de yapabilirdi. 

Onun için çok büyük ekonomist olmaya, çok bilgili olmaya dünyanın birçok yerinde referansları bulunan bir büyük ekonomist olmaya ihtiyaç yoktu. 

E ne olacak şimdi? 

Yani esas sorun bu. 

Bu durum devam ettikçe, sıkıntılar daha da artacak.

Rahatsızlıklar daha da artacak. 

Halk söylenecek. 

"E söylensin canım daha seçime şu kadar zaman var. 

Hele seçimler yaklaştığı zaman yine çaresine bakarız" derseniz; gerçekten iyi politikacısınız.

Çünkü politikacılık böyle bir şey. 

Zamlara gelince, "Memura, emekliye şu kadar zam yapıldı", "Kök maaş şu kadar kökün yüzde 25'şle çarpımı bu kadar", "Şunu şunu eklersen bu kadar"...

İnanın, bu kadar matematik okumama rağmen, ben bile bunları doğru düzgün anlamıyorum. 

Hani inşaat mühendisiyim, inşaat mühendisliğinin köküm matematik. 

Bir sürü matematik dersi okuduk, ben bile anlamıyorum anlamakta zorluk çekiyorum. 

E zam yaptınız ne oluyor? 

Zammın ne faydası var? 

Siz memurun, emeklinin daha maaşına zam yapmadan piyasalar o zammın iki misli zam yapıyor. 

Hadi bir daha zam yap, bir daha piyasalar zam yapsın... 

Bu çıkmaz sokak bir yere varmaz.

Mehmet Şimşek de çare olmadığına göre, artık etrafa, dünyaya, dosta, düşmana konu komşuya haber yollayalım da bu işlerden anlayan birileri gelsin.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU