Köy köy dolaştı, yaşlılara kulak verdi, hiç bilinmeyen Kürtçe kılamları gün yüzüne çıkardı: Ayfer Düzdaş'tan Arguvan Kılamları

Malatya'nın köylerini dolaşarak gizli saklı kalan kılamları derleyen Ayfer Düzdaş, bu eserleri "Kilomen Arxawune – Arguvan Kılamları" adlı albümde toplayarak yayımladı. Düzdaş, Arguvan Kılamları'nın hikayesini Independent Türkçe'ye anlattı

Ayfer Düzdaş'ı herkes yarı Türkçe yarı Kürtçe söylenen ve Kürtlerin ilk olarak Ayşe Şan'dan dinlediği "Sallana Salana" türküsüyle tanıyor: 

Sallana, sallana neçe ser avê
Yıkamış esvabın raxe ber tavê
Bir öpücük isterem xêra dê û bavê
Yabancın degilem pismamê te me…


Eski eserlerin peşinde 20 yıl

Ancak Düzdaş'ın en önemli özelliği uzun yıllardır çeşitli yörelerden yaptığı Kürtçe derlemeler.

Koçgiri olarak bilinen Sivas'ta büyümüş Düzdaş, müziğe ilgisi de çocuk yaşlarda henüz çobanlık yaparken başlamış, ardından korolar ve müzik eğitimi.

Yaklaşık 25 yıldır Kürtçe müzik yapıyor ve bu 25 yılın 20 yılında da köy köy gezerek, eski-unutulmuş müzik eserlerini bulup ortaya çıkartıyor.

Düzdaş'ın son albümü, daha çok Türkçe türkülerle tanınan Arguvan'dan derlediği yüzlerce yıldır söylenen ama artık sadece yaşlıların belleğinde türküler ya da Kürtçe tabiriyle kılamlar.

Köy köy dolaşıp eskiye dair Kürtçe kılamlarımızı kayıt altına alıp, onları zaman buldukça ve olanak sağladıkça somut ürünlere dönüştürmeye çalışıyorum. 2008 yılında 'Leyla' albümüm, 2012 yılında Koçgiri'de mezar başlarında ve cenaze evlerinde yakın ağıtlardan oluşan ve ağıtçı kadınların söylediği 'Şinên Qoçgirîyê' adlı albümüm çıktı. 2017'de ise Horasan'dan Çorum'a Kürt Alevi ezgilerini derlediğim 'Ji Xoresanê Heta' albümüm yayımlandı.
 

 

"Kilomen Arxawune – Arguvan Kılamları" albümünün hikayesi ise neredeyse 12 yıllık.

2012 yılından itibaren Malatya'nın Arguvan, Hekimhan, Yazıhan, Akçadağ ilçelerine gidip buralarda köy köy dolaşarak gizli-saklı kılamları derlemeye başlamış.
 

 

Sanatçı bu derleme çalışmalarını yaparken; il ve ilçe merkezlerinin yanı sıra 15'ten fazla köy ziyaretinde bulunmuş, 18 kaynak kişiden, yöreye ait 90'nın üzerinde Kürtçe/Kurmancî eseri kayıt altına almış.

Bu albümle çoğu ilk kez gün yüzüne çıkan bu derlemeler ile yerelde saklı kalmış ama hinterlandı evrensel boyutlarda olan kültürel değerleri de kamuya mal etmeyi amaçlıyor.
 

 

"Arguvan çok sahipsiz kalmış, insanlar hala korkuyla yaşıyor"

Düzdaş, albümün hikayesini şu sözlerle anlattı: 

Albümde 13 ezgiye yer verdik ama yöreden derlediğim diğer kılamlar bende kalmasın, bütün sanatçılara ulaşsın, isteyen seslendirsin istiyorum. Albümle ilgili tanıtım süreci tamamlandıktan sonra geriye kalan kılamları kaynakçalarıyla birlikte dijital platforma yükleyeceğim ve buradan sanatçı arkadaşlar ilgi duyan herkes kendi repertuvarlarına alsın. Bu süreç 13 eserle kalmamalı, devam etmeli diye düşünüyorum. Çünkü bu bölge hiç işlenmemiş. Arguvan çok saklı kalmış, gizli kalmış, dokunulmamış, kimse gitmemiş, uğramamış. Daha doğrusu sahipsiz kalmış Arguvan. Arguvan'a gittiğimde insanlar Kürtçe konuşuyor evet ama onlarca yıllık baskıdan dolayı inanılmaz bir korku içinde konuşuyor.
 

 

Ayfer Düzdaş kendisi de Kürt Alevi bir sanatçı olarak, Kürt Alevilere yönelik özel politikaların hala etkili olduğunu söyledi:

Özellikle Kürt coğrafyasının kuzeybatısında inanılmaz bir sindirilme söz konusu, bunu sahaya gidince, insanlarla sohbet edince rahatlıkla görebiliyorsunuz. Beni televizyondan, ekrandan bildikleri için ve tabii onların tanıdığı kişilerle de gittiğim için kılamları kaydetme olanağı buldum. Ama bu avantajlarım olmasa müthiş bir kapalılık durumu söz konusu. Yine de bir karşılaşmamızı hiç unutmayacağım, bir köyde cep telefonunda 'Sallana Sallana'yı - açarak karşılamışlardı. Bunu yapan kişi 70 yaşının üzerinde bir dedeydi, inanılmaz duygulanmıştım, hemen boynuna sarıldım.
 

 

"Müziklerini bile gizlice yapmışlar"

Ayfer Düzdaş yeni albümünde 18 kaynak kişiden 100'e yakın eser kaydetmiş ve bu eserlerin neredeyse hepsi şu ana kadar duyulmamış eserler.

Aslında kültürün taşıyıcısının kadınlar olduğunu ama çoğu kadının anlattığı kapalılık nedeniyle kamera karşısında kayıt yapmakta zorlandığını, o yüzden kaynak olarak daha çok erkek seslerini kaydetmek zorunda kaldığını söyledi.
 

 

Peki, daha çok Türk Halk Müziği olarak bilinen Arguvan türküleri, neden sadece Türkçe olarak biliniyor, Kürtçe eserler neden bu kadar gizli kalmış?

Ayfer Düzdaş bunun nedeninin politik olduğunu belirtti:

Bunun izleri Şark Islahat Planı'na kadar gider. Özellikle Kürt Alevilerin yaşamış olduğu kuzeybatı hattında yani Adıyaman, Maraş Malatya Çorum, Koçgiri, Dersim Bingöl, Kars gibi yörelerde yaşayan Kürt Alevi toplumuna yönelik ciddi bir asimilasyon politikası uygulandı. Öyle ki Kürtçe unutturulmuş, kız çocukları yatılı bölge okullarına gönderilerek kadından başlayan bir asimilasyon başlatılmış. Arguvan müziği deyince, Türkçe uzun havaların ön plana çıkmasının bir nedeni de bu. Kürtçe kılamlar arka planda bırakılmış, yani öyle bir politika uygulanıyor ki oradaki insanlar kendi kültürlerini gizlice yaşamak zorunda kalıyorlar. Müzik de bunun içinde elbette. O şarkılar onlarda saklı kalıyor korkudan, baskıdan kaynaklı çok açığa çıkarmıyorlar.
 

 

Arguvan Kılamları'nın bir özelliği de Kürtçe'nin farklı bir ağzıyla söylenmesi. Ayfer Düzdaş buna dair de şu bilgileri verdi:

Evet konuştuğumuz Kürtçe'nin başka bir ağzı. Adıyaman, Maraş, Çorum, Koçgiri, Dersim'in bazı illeri ve Bingöl'de bu ağız kullanılıyor. Bu ağızda A ve O harfleri daha baskın.
 

 

Arguvan Kılamları'nın bir özelliği de daha çok doğaya ve köy hayatına yönelik temalarda söylenen eserler ve davul-zurna bazen de klarnetle söylenen müzik eserleri olması:

Genelde oradaki yaşamı anlatan kılamlar yapmışlar yüzyıllar boyunca. Tarlaya giderken söylemişler, yayık yayarken söylemişler, koyun sağarken söylemişler, yaylaya çıkarken söylemişler. Yani neyi yaşamışlarsa onun müziğini yapmışlar. Arguvan'da müziğe daha çok davul, zurna eşlik ederken, Arapgir civarında klarnet de kullanılıyor. Yaygın olarak Uşak makamına rastlıyoruz ama zaman zaman Hicaz ve Hüseyni makamlarında eserlerle de karşılaşıyoruz.
 

 

"Kendi dillerinden, kültürlerinden utanır hale gelmişler, bu çok üzücü"

Ayfer Düzdaş, Arguvan kılamlarını derlerken kendisini çok üzen gözlemler de yapmış.

En önemli gözlemi ise Arguvanlıların kendi kültürlerinden utanması olmuş, o yüzden bu önemli cevherin unutulmaması için en önemli şeyin Arguvanlıların kendi kültürlerine sahip çıkması olduğunu ifade etti:

20 yıldır derleme yapıyorum, gittiğim yerler arasında kendi kültürüne, diline duyarsızlığı en çok göze çarpan yer Arguvan'dı. Çok acı ama kendi kültürlerinden, kendi kimliğinden, kendi dilinden, kendi şarkılarından utanan insanlarla karşılaştım. Bunun üzerine düşünmeleri, kültürlerine karşı daha duyarlı olmaları gerekiyor. Benim bu albümle yapmak istediğim bir şey de özellikle Arguvanlılarda bu duyarlılığı yaratmak.
 

 

Ayfer Düzdaş, Arguvan kılamlarını sanat camiasına açtıktan sonra rotasını Çorum'a, Manisa'ya, Kayseri'ye çevirmek istiyor.

Özellikle isteği; bu yörelerdeki sürgün ailelerin müzik kültürünü deşmek, ortaya çıkarmak.

Ne diyelim, yolu açık olsun.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU