Somali'de terörle mücadele çerçevesinde Eş-Şebab'ı bekleyen senaryolar

Eş-Şebab, tüm kazanımlarını El Kaide üyelerine sunmak zorunda kalabilir

Somali'de federal güçler ve müttefikleri kırk beşten fazla ilçenin ve beldenin kontrolünü geri kazandı / Fotoğraf: AFP

Somali federal hükümeti tarafından ülkenin orta ve güney bölgelerinde eş-Şebab Hareketi'ne karşı yürütülen askeri operasyonda kaydedilen ilerlemelere ilişkin haberler gelmeye devam ediyor.

Edinilen bilgilere göre Eş-Şebab Hareketi, stratejik merkezler ve on yılı aşkın bir süredir kontrol ettiği bölgeleri hızla kaybederken Somali Silahlı Kuvvetleri liderliğinde yerel, eyalet ve aşiret güçlerinin katılımıyla karada devam eden çatışmalarla birlikte, hızlanan gelişmeler çerçevesinde eş-Şebab ve geleceği ile ilgili senaryolara dair soru işaretleri ortaya çıkıyor.


Askeri yöndeki işaretler

Güvenlik alanında uzman olan ve başkent Mogadişu'da yaşayan gazeteci Liban Lagaad, askeri olarak sahadaki gelişmeler ve eş-Şebab'ın geleceğine dair işaretler hakkında yaptığı değerlendirmede, Somali federal güçleri ve müttefiklerinin, on yılı aşkın bir süredir eş-Şebab'ın kontrolü altında kalan kırk beşten fazla ilçeyi ve beldeyi Afrika güçlerinin müdahalesi olmadan kendine güvenerek, kendi yetenekleri, halk dayanışması ve desteği ile geri almayı başardığını söyledi.

Eş-Şebab'ın üst düzey yetkililerinin hedef alınıp etkisiz hale getirildiğini ve eş-Şebab'ın çok sayıda aracına ve silahına el koyulduğunu belirten Lagaad, tüm bunların eş-Şebab'ın geri çekildiğinin ve devletin kontrolünün genişlediğinin bir işareti olduğunu vurguladı.

Somali Dışişleri Bakanlığı'ndan diplomat Ahmed Şeyh, tüm göstergelerin tek bir sonuca, yani yıllarca hiçbir engelle karşılaşmadan büyüyen eş-Şebab Hareketi'nin gücünün sonunun geldiğine işaret ettiğini söyledi.

Şeyh, "Eş-Şebab Hareketi içinde yıllardır devam eden bölünmelerden ve mevcut operasyonlar çerçevesinde üst düzey yetkililerinin etkisiz hale getirilmesinden sonra bugün örgütün Somali'deki geleceğini tahmin etmek mümkün hale geldi ve onu hiç parlak bir gelecek beklemiyor" ifadelerini kullandı.

Somalili diplomat, sözlerini şöyle sürdürdü:

Eş-Şebab Hareketi'nin yok olma yolunda olduğunu söyleyebiliriz. Bu elbette, sadece askeri operasyonla örgütün ortadan kaldırılacağı anlamına gelmese de operasyonun gelecekte örgütten ayrılmak üzere olan eş-Şebab'ın üst düzey yetkilileriyle iletişim için uygun kanallar bulana, uzun süredir devam eden terör ve sindirme politikalarını sona erdirmek için fikirlerini ve gündemlerini sunmak için savaşmadan ve kan dökmeden alternatif bir yol izlemeye mecbur bırakana kadar Somali hükümetine askeri olarak üstünlük sağlamaya devam edeceğini düşünüyorum. En azından şuan eş-Şebab Hareketi'nin en kötü günlerini yaşadığını söyleyebilirim.


Savaşta kadın asker

Siyasi aktivist Felson İbrahim de kadınların mevcut durumla ilgili tutumlarına ve durumun değiştirilmesine bulunduğu katkıya dikkati çekerek, "Kadınlar, şüphesiz bugün Somali'nin, özellikle de başkent Mogadişu'nun karşı karşıya olduğu siyasi çatışmalar ve terör olayları nedeniyle toplumun en fazla etkilenen kesimi oldu. Radikal örgüt eş-Şebab Hareketi kadınları kaçırıp zorla evlendiriyordu. Örgüt kadınları ayrıca başkentte birkaç bombalama için de kullandı. Eş-Şebab, başta ülkesi için değişiklik isteyen şehit gazeteci Huden Naliye olmak üzere yurtdışından hükümet organlarında ve sivil toplum kuruluşlarında ülkelerine hizmet etmek üzere dönen kadınları hedef aldı. Örgüt ayrıca Milletvekili Amine Mohamed Abdi'yi de geçtiğimiz yılki seçimlerden önce bir suikast ile öldürdü. Tüm bunlar, örgütü tüm toplumsal, siyasi ve ekonomik alanlarda kadın düşmanı haline getirdi" değerlendirmesinde bulundu.

Felson İbrahim, sözlerini şöyle sürdürdü:

Somalili kadınların iç savaş koşullarında yaşadıkları tüm acılar ve trajediler, eş-Şebab'ın uygulamaları ve kadınları pek de hak ve onur sahibi insanlar olarak görmeyen radikal fikirleriyle daha da arttı. Bugün ülkede süregelen savaş iki yönlü. Bunlardan biri askeri operasyonlar ve ekonomik kaynakların tüketilmesi gibi, mevcut hükümetin sahada başarıyla uygulamaya çalıştığı maddi yön ve başarının, eş-Şebab'un uygulamalarını ve fikirlerini ne ölçüde kabul ettiği ya da reddettiği ile belirlendiği ahlaki ve entelektüel yönü. Somalili kadınlar, en çok etkilenen kesim oldukları sürece eş-Şebab'ı ister desteklesinler ister desteklemesinler kesinlikle ona karşı olduklarını açıklıyorlar. Birçok alanda bunu ifade ediyor, erkek kardeşlerini eş-Şebab ile mücadelede tereddüt etmeden ilerlemeye cesaretlendiriyorlar. Hatta eş-Şebab'la doğrudan mücadele için ordu ve polis güçlerine katıldılar. Bu da hükümetin başlattığı askeri operasyonda yer alan çeşitli bileşenlerin ne denli yüksek bir motivasyona sahip olduklarını gösteriyor.


En kötüsü ahlaki yenilgi

Mogadişu'da ikamet eden gazeteci Mahmud Musa Hüseyin, "genel ruh halindeki yalnızca eş-Şebab'ın yakın görünen yenilgisi değil, aynı zamanda bu yenilgiyi mümkün olan en kısa sürede elde etme ihtiyacı duygusuyla beslenen bir değişime" işaret etti. 

Hüseyin yaptığı açıklamada, "Savaş bölgelerinden gelen görüntülerin yayılmasıyla ve hareketle ilgili her şeyin küçümsenerek ele alınması, terörü yıllarca terör eylemleri ve suikastlar aracılığıyla Somalililerin zihninde pekiştirmek için milyonlarca dolar harcadıktan sonra, terör bariyerinin yıkılmasının ve örgütün teröre yaptığı yatırımlarının boşa gittiğinin bir göstergesidir. Tüm göstergeler, örgütün ahlak dışı davranışlara, ilkelere aykırı uygulamalara ve masum insanları ve önemli şahsiyetleri hedef alan suçlara bulaştığını teyit ediyor. Eş-Şebab, sadece savaşı değil, varlığını savunduğu ideolojisine olan desteği de kaybetti" dedi.

Devletin güvenliği ve adaleti sağlayan kurumlarının olmadığı bir dönemde, kontrolü altındaki bölgelerde yaptığı darbenin de yok olduğunu söyleyen Hüseyin, "Bu yüzden Macawiislay olarak adlandırılan aşiret savaşçılarının şiddetli misilleme kampanyası yürütmesi, hatta ölen eş-Şebab üyelerinin cesetleriyle en düşük düzeyde saygı ile ilgilenmesi şaşırtıcı bir durum değil" şeklinde konuştu.

Mahmud Musa Hüseyin, sözlerine şöyle devam etti:

Şuan, sadece federal hükümete bağlı düzenli güçler ile eyaletlerin iş birliği yaptığı askeri operasyonun ivmesinden dolayı değil, çatışma bölgelerinde eş-Şebab'ın fikri ve manevi olarak bir yenilgi yaşadığının açık göstergeleriyle karşı karşıyayız. Çünkü istihbarat ve lojistik desteğin yanı sıra arazi hakkında doğru bilgi sağlayan aşiretlerden insanlar artık örgüt üyelerinin bu topraklarda kalmalarına izin vermiyorlar.


Eş-Şebab Hareketi'nin geleceğine ilişkin senaryolar

Felson İbrahim, eş-Şebab'ın geleceğiyle ilgili senaryolara değinerek, "Uzun bir süre örgüte yönelik destek azalmaya devam edecek. Örgütün korku terörü ve sindirme suçları karşısında artık sessiz kalınıyor. Son sürat devam eden değişimler çerçevesinde, hareketin hedeflerinin meşruiyeti ve kabulü konusunda kısır bir döngü içinde yapılan tartışmalar kapandı. Toplumunun bel kemiğini oluşturduklarına inandıkları kadınlar hem farkındalığa hem de örgüte karşı mücadeleye katıldılar. Bu da topraklarımızda artık eş-Şebab için yer olmadığı ve devam eden tehlikesine rağmen varlığını sürdüremeyeceği anlamına geliyor. Bu aynı zamanda eş-Şebab'ın liderleri, bağlı kuruluşları ve iş birlikçileri için de bir risk oluşturuyor. Eş-Şebab'ın durup halkının yanına dönmekten, tövbe edip af dilemekten ve devam etmek istiyorsa suçlarını işleyebileceğine inandığı yere gitmekten başka seçeneği yok" değerlendirmesinde bulundu.

Ayrıca, eş-Şebab'ın önündeki senaryolarla ilgili olarak, örgüt liderlerinin ve üyelerinin ülke dışına dağılabilecekleri ve uluslararası terör örgütlerine katılabilecekleri konusunda uyaran Mahmud Musa Hüseyin şunları söyledi:

Askeri operasyonun coğrafi olarak güneye doğru genişlemesi gerekirse eş-Şebab'ın önündeki seçeneklerin sınırlı olduğu görülecek. Eş-Şebab'ın dağınık haldeki Somali toplumlarında ortadan kaybolmaktan, dağılmaktan ve iktidar için silahlanma ve kan dökme aşamasını geçtikten sonra barışçıl siyasi ve sosyal çalışmalara girişmekten başka seçeneği yok. Aksi takdirde geriye sadece Somali Cumhuriyeti topraklarını ve hatta genel olarak sınırların ötesindeki Somali ulusal bölgelerini terk etme seçeneği kalacak. Çünkü aşiretler iz sürme ve misilleme kampanyası başlattılar ve eş-Şebab üyeleri tek tek etkisiz hale getirilinceye kadar durmayacaklar. Bu yüzden eş-Şebab, hizmetlerini ve kazanımlarını örneğin El Kaide örgütü üyelerine sunmak zorunda kalacak. Örgütün taktikleri ile bu taktiklerin izlerini taşıyan istihbarat ve lojistik faaliyetlerinin Afrika ve Asya kıtalarının çeşitli bölgelerinde ortaya çıkabileceği göz ardı edilmemeli. Dolayısıyla bunu öngörmek ve bu faaliyetleri mümkün olduğunda Somali sınırları içinde sonlandırmak gerekiyor.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU