Lübnanlı bakan: On binlerce IŞİD’li Avrupa’ya ulaşmaya çalışıyor

Londra’da bulunduğu sırada verdiği röportajda güvenlik meselelerini değerlendiren Lübnan Savunma Bakanı, cihatçıların dönüşünün büyük tehdit teşkil ettiğini söyledi

Lübnanlı bakan, bölgede son zamanlarda yaşanan gerilimle ilgili değerlendirmelerde bulundu (Alamy)

Lübnan Savunma Bakanı İlyas Ebu Saab, IŞİD’in saha yenilgisinin İslamcı direnişte yeni bir fasıl açtığını ve “on binlerce” savaşçının cihada devam etmek için Avrupa ve Afrika’ya hareket etme arayışında olduğunu ileri sürdü.

Suriye sınırı boyunca sızma teşebbüslerinde bulunan aşırılık yanlısı grupların üyelerinin Lübnan’ı başka bölgelere ulaşmak için kanal olarak kullanmaya çalıştığı uyarısını yapan Ebu Saab, bu durumun ABD öncülüğündeki güçlerin halifeliği yenilgiye uğrattığını ilan etmesinden bu yana mevcut zorlukların üzerine ilave yük getirdiğini kaydetti.

Lübnanlı bakan, halihazırda tansiyonun yüksek olduğu Ortadoğu’da ortamı daha da kızıştıran diğer gelişmelere dikkati çekti: Amerika ve İran arasında yüzleşme, Trump yönetiminin ABD büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıması ve İsrail’in Golan işgalini tanıması, ABD Başkanı’nın damadı Jared Kushner’ın İsrail-Filistin barış planındaki çatlaklar ve Amerika’nın Hizbullah yetkililerine yaptırımları.

Ancak Lübnanlı bakana göre, aşırılık yanlılarından gelen tehdit, çözümü en acil sorun olarak yerini muhafaza ediyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Suriye ve İsrail’e sınır Lübnan üzerinden kaçan savaşçıların Avrupa ve Afrika’ya ulaşırken denizi aşmak için tekneleri kullanması gerekiyor. Bu da sivil kılığında gizlenmelerine rağmen mutlaka durdurulma ve tutuklanma riskinin yanı sıra tehlikeli bir yolculuğu göze almaları gerektiği anlamına geliyor. Son yıllarda mültecileri taşıyan tekneler Lübnan’dan Kıbrıs’a ulaşmaya çalışırken ya durduruldu ya da alabora oldu.

Birleşmiş Milletler’e (BM) göre 110 ülkeden 40 bin civarında yabancı gönüllü, İslamcı gruplara katılmak üzere Suriye ve Irak’a seyahat etti. Londra King’s College’deki Uluslararası Radikalleşme Çalışmaları Merkezi’nin (ISCR) hesaplamaları, özellikle IŞİD’le bağlantılı kişilerin sayısının kadınlar ve çocuklar dahil 42 bini bulduğunu gösteriyor.

IŞİD’in toplam kuvvetininse, gücünün zirvesindeyken Suriyeliler ve Iraklılar dahil 60 bin ila 200 bin arasında değiştiği tahmin ediliyor. Aralarında yabancı cihatçıların da olduğu bu kişilerin çoğu ya öldürüldü ya da tutuklandı. Bununla birlikte IŞİD Karşıtı Küresel Koalisyon’un ABD Özel Temsilcisi James Jeffrey bu yıl mart ayında yaptığı bir açıklamada, IŞİD’e bağlı 20 bin kadar “silahlı taraftarın” geride kaldığını ve bunların çoğunun “uyuyan hücrelerde” olduğunu iddia etmişti.

ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford ise İslamcı grupların elinde bulunan, Suriye’deki son toprak olan İdlib’de 20 bin-30 bin arasında savaşçının kaldığını belirtmişti.

Suriye’de Esad rejimi destekçisi parlamenter Faris Şehbi, bölgede 100 bin kadar savaşçının olduğunu söylüyor ancak bu rakamın genelde çok yüksek olduğu düşünülüyor.

 

Trablus Reuters.jpg
Trablus'ta geçen ay güvenlik birimlerini hedef alan bir saldırı gerçekleşmişti (Reuters)

 

İngiltere’yle çok faydalı bir askeri işbirliği geliştirdiklerini kaydeden Ebu Saab, İngiliz ordusunun Lübnan kuvvetlerine verdiği askeri eğitimin yanı sıra Suriye sınırında güvenlik kuleleri inşa etmenin, gerek insan gerekse mal kaçakçılığını azaltmada yararlı olduğunu söyledi. Bugünlerde gerçekleşen görüşmelerdeyse, güvenlik sensörleri yerleştirme ve sahada devriye görevlerini yerine getirme konularını da içeren projenin bir sonraki aşaması ele alınıyor.

Ebu Saab, İngiltere’nin Savunma Bakanı Penny Mordaunt, Silahlı Kuvvetlerden Sorumlu Devlet Bakanı Mark Lancaster ve Genelkurmay Başkanı Sir Nick Carter’la Londra’da bir araya geldiği ziyareti sırasında röportaj verdi.

Görüşmelerde, cihatçıların sızması ve istihbarat paylaşımı meselelerinin ön plana çıktığını kaydeden Lübnanlı bakan şunları söyledi:

İngilizlerin desteğiyle kuleler ve sınır güvenliğinden çok iyi sonuçlar elde ettik. İnsanları tutukladık ve bu kişiler Avrupa ya da Afrika ülkelerine ulaşmak için Lübnan’ı platform olarak kullandıklarını anlattı (…) Şüphesiz askeri savaşı kaybettikleri için on binlercesi şimdilerde ülkemizin yanı sıra Ürdün ve Türkiye gibi diğer güzergahları kullanarak Suriye’den çıkış yolu bulmaya çalışıyor. Sivillere dönüşebilir, tanınmaz hale gelebilir, sınırlara yönelebilir, bir yerlerde ortaya çıkabilir ve saldırı gerçekleştirebilirler.

“Avrupa’da hemen hemen her ülkeden kişiler (cihada) katıldı: Bu teröristler evlendi, çocuk sahibi oldu, arkalarında ailelerini bıraktı” diyen Ebu Saab sözlerine şöyle devam etti:

Dolayısıyla tüm bu insanların, on binlerce kişinin taşıdığı ideoloji, internet vasıtasıyla dünyanın herhangi bir yerine ulaşabilir. Bu, dünyanın gelecekte yüzleşeceği bir tehdit. Her ülkenin kendi yurttaşları için uygun bir çözüm bulması icap ediyor. Bu da farklı ülkelerde yasaların değişmesini gerektiriyor.

Lübnan’ın bizatihi kendisinin son zamanlarda cihatçılardan gelen şiddet olaylarına maruz kaldığını vurgulamak isteyen Ebu Saab şu ifadeleri kullandı:

Birkaç hafta önce Trablus’ta bir saldırı yaşadık: İki askerimizi ve iki polis memurumuzu kaybettik. (Saldırının faili) bu kişi Türkiye üzerinden Suriye’ye gitti, geri geldi ve tutuklandı. Cezaevinde kaldıktan sonra terör eylemini gerçekleştirdi. Fark ettik ki tek başına değildi, terörist bir grupla iletişim halindeydi. Bunlar coğrafyayla sınırlı olmayan insanlar.

Bakan Ebu Saab’a göre daha geniş bir çerçeveden bakıldığında Lübnan hükümeti, Washington ve Tahran arasındaki çatışmayla birlikte bölgede artan gerilime kapılma riskinin tamamen farkında.

“Bunun kesinlikle yaşanmamasını umuyoruz. Bölgesel çatışmaların her türlüsünden uzak durmak isteriz” diyen Ebu Saab, “Aynı zamanda şu anda bölgede şahit olduklarımıza karşı diyaloğu teşvik etmek ve barışçıl çözüm bulmak için elimizden gelebilecek olumlu bir rol üstlenmek isteriz” diye ekledi.

 

 

Trump yönetimi, “İran’ın zararlı faaliyetlerine Lübnan hükümeti içinden destek verdikleri” iddiasıyla üst düzey üç Hizbullah yetkilisi hakkında yakın zamanda yaptırım kararı aldı.

ABD Hazine Bakanlığı cuma günü yaptığı açıklamada, Hizbullah üyesi Selman Rauf Selman’ın yakalanmasını sağlayacak bilgileri aktaracak kişilere 7 milyon dolar (yaklaşık 40 milyon TL) ödül verileceğini de bildirdi.

Bu hamle, Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te bir Yahudi merkezine düzenlenen ve Selman’ın koordine ettiği belirtilen saldırının 25. yıldönümüne denk geldi. Saldırıda 85 kişi öldürülmüş, yüzlerce kişi de yaralanmıştı.

Lübnanlı bakan İlyas Ebu Saab şunları söyledi:

Lübnan hükümeti için kolay değil. Bu kişilerden en az ikisi halk tarafından seçildi. Parlamentonun ve egemen bir hükümetin parçası onlar (…) Maaşları hükümet tarafından ödeniyor. Böyle bir durumla nasıl başa çıkılır? Hükümet için bu çok zor ve Amerikalıların bu durumu Lübnan’da olduğu gibi dikkate almasını umuyoruz (…) Hizbullah ve Hizbullah destekçileri en nihayetinde Lübnanlı, oradalar, bugün de yarın da orada kalmaya devam edecekler (…) Hizbullah’a karşı yaptırımlar Lübnan halkına ve Lübnan hükümetine karşı görülecek, özellikle politikamız (İran’a karşı) tüm yaptırımlara tamamen boyun eğdiği için bizi de zor duruma düşürecek.

Lübnanlı bakan, İsrail ve Filistinliler arasında bir anlaşmaya varmada yaşanan tarihi başarısızlığın kargaşa kaynağı olmaya devam edeceğini belirtirken, Jared Kushner’ın fazlaca müjdelediği “Yüzyılın Anlaşması”nın soruna çözüm olmayacağını ifade etti.

Ebu Saab, Filistinlilerin ve İsraillilerin yokluğunda Bahreyn’de ilk bölümü açıklanan plan hakkında konuşurken de şu değerlendirmelerde bulundu:

Gelin ve damadın olmadığı yerde nasıl nikah kıyılabilir? (…) İki devletli çözüme inancımız sürüyor. Bunu (Ürdün) Kralı Abdullah’la görüştüm. Şayet bölgenin aktörleriyle konuşmadan bir çözüm dayatmaya çalışılırsa bunda başarı elde edilmesi çok, çok zor olacaktır.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: Elvide Demirkol

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU