Türkiye'de görülen "aşırı hava olayları" 10 yılda 2 kat arttı: 2040'a kadar hava kimi bölgelerde 3 derece ısınacak

Türkiye'nin bir kısmının temmuz ayında sağanak yağışlarla uğraşması son yıllarda artan ani hava değişimlerini bir kez daha gündeme getirdi. Ekosfer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Gürbüz, son yıllarda artan bu hava olaylarını değerlendirdi

Son yıllarda yaz aylarında ani bastıran yağışlar gündelik yaşamı etkiliyor / Fotoğraf: AA

Türkiye'nin bazı bölgeleri kuraklıkla boğuşurken bazı bölümleriyse temmuz ayında sağanak yağışların etkisinde.

Son yıllarda yaz ortası yağan dolu, sağanak yağmurlar, ani gelişen hortumlar ve kış ortası günlük güneşlik havalar, herkesin aklına "İklimimiz mi değişiyor?" sorusunu getiriyor.

Türkiye'de iklimin değiştiğini söylemek bugün için çok iddialı bir yorum olsa bile "sıradışı" olarak adlandırılabilecek, ani gelişen iklim olaylarında bir artış olduğu da sıradan insanların bile dikkatini çekmekte.

Bu konuda geçtiğimiz günlerde Ekosfer Derneği'nin bir açıklaması olmuştu.

Ekosfer, iklim krizine yol açabilecek politikaların değiştirilmesi amacıyla kampanyalar yürütmek için kurulan bir sivil toplum örgütü.

Yönetim kurulu üyeleri arasında yaptığı enerji ve çevre haberlerinin yanı sıra yine bu konulardaki aktivist kimliği ile de bilinen gazeteci-yazar Özgür Gürbüz de var.

Ekosfer'in çalışmalarına dair bilgiler veren Gürbüz, öncelikle sıra dışı hava olayları tanımı yerine "aşırı hava olayları" tanımlamasını kullandıklarını belirterek sözlerine başladı ve ardından sorularımızı yanıtladı.

özgür gürbüz.jpg
Özgür Gürbüz / Fotoğraf: Twitter@ozzgurbuz

 

2020'de Türkiye'de 984 aşırı hava olayı görüldü

Aşırı hava olaylarında bir artış var mı?

Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün verilerine dayanarak Ekosfer olarak yaptığımız araştırmada, Türkiye'de görülen aşırı hava olaylarının sayısının son 10 yılda iki kat arttığını gördük. 2020 yılında Türkiye'de 984 aşırı hava olayı görülürken 2010 yılında ise bu rakam neredeyse 2020'nin yarısı, 556 kadardı. 2020 yılında kaydedilen aşırı hava olaylarının yüzde 30'u şiddetli yağış-sel, yüzde 27'si fırtına ve yüzde 23'ü dolu oldu.

Aşırı hava olayı olarak nitelendirirken nelere dikkat edilmelidir?

Bir hava olayını "aşırı hava olayı" şeklinde tanımını kullanmadan önce bilimsel bir süzgeçten geçirilip, geçmişte meydana gelen benzer olaylardan ne kadar farklı oldukları, gözlemlerle sıklık ve şiddetlerinin zaman içerisinde değişip değişmediğine bakılmalıdır. Geçmiş veriler ve iklim projeksiyonlara göre normal kabul edilemeyecek bir yağıştan, fırtınadan, kuraklık periyodundan ya da sıcak hava dalgasından bahsederken aşırı hava olayları tanımını yapıyoruz. Bu sınıflamayı, bizim de baz aldığımız Meteoroloji Genel Müdürlüğü gibi kuruluşlar yapıyor.

dolu.jpg
Dolu yağışları kimi zaman ev ve araçların camlarına zarar verebiliyor / Fotoğraf: AA

 

"Türkiye'de hiç görmediğimiz büyüklükte dolu yağışları görüyoruz"

Aşırı hava olaylarındaki artışı neye bağlıyorsunuz?

İklim bilimciler yıllardır bizi, krize dönen iklim değişikliği sonucunda aşırı hava olaylarının sıklığı, sayısı ve şiddetinin artacağı konusunda uyarıyordu. Yaptıkları projeksiyonlar doğru çıkıyor. Türkiye'de de hiç görmediğimiz büyüklükte dolu yağışları, daha önce görmediğimiz sıcaklıklar ve sel baskınları görüyoruz.

"Avrupa'da ve Kanada'da gördüğümüz ölümlere Türkiye'de rastlayabiliriz"

Türkiye'de iklim krizinden nasıl etkilenecek?

Türkiye de iklim krizinden etkileniyor ve etkilenmeye de devam edecek. İklim krizini durdurmak veya yavaşlatmak dışında bir çözüm yolu yok. Yapılan projeksiyonların ortalama seviyeleri bile bize, 2040'a kadar olan dönemde ortalama sıcaklıklardaki artışın 2 dereceyi bulacağını, Marmara ve Batı Karadeniz'de 3 dereceye kadar çıkabileceğini gösteriyor. 2041 sonrası ise 4 derecelerden bahsediyoruz. Aşırı sıcaklarda 1 derecenin bile özelikle kentlerde ciddi sorunlara yol açtığı düşünülürse Avrupa'da birkaç yıl önce gördüğümüz, bu yıl Kanada'da karşımıza çıkan ölümlere Türkiye'de rastlayabiliriz. Yağışlarda da 2040'a kadar olan içinde bulunduğumuz dönemde kışın Kıyı Ege, Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu'da artış; ilkbahar yağışlarında ise Kıyı Ege ve Doğu Anadolu'nun doğusu hariç büyük bölümde yüzde 20 oranında azalma bekleniyor. İleriki yıllarda da bütün yurtta yağışta azalma bekleniyor. Bunun nispeten mütevazi bir projeksiyon olduğunu da hatırlatmak isterim.

Aşırı hava olayları başka ne şekillerde görülüyor?

Aşırı hava olayları sıcaklık ve yağışlardan ibaret değil. Çeşme ve Antalya'da son yıllarda daha sık ve şiddetli görmeye başladığımız hortumlar, kentlerimizi tehdit eden dolu yağışı ve özellikle Karadeniz'de facialara neden olan sel baskınları da karşımıza çıkacak. Kuraklık ise zaten neredeyse her yıl konuştuğumuz bir soruna döndü. Tarımsal üretimden turizme kadar çok ciddi etkisi olacak.

Bu tür değişimler en çok hangi bölgelerde etkili olacak?

Yağış ve sıcaklık artışlarıyla ilgili projeksiyonlardan bazı örnekleri yukarıda vermeye çalıştım. Her bölge için benzer tahminler var ama söz konusu yağış, hortum veya kuraklık olduğunda bir bölge içindeki farklı yerlerde aşırı hava olayları farklı sonuçlara neden olabiliyor. Bunu da unutmamak gerek.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU