İtalya’nın Suriye Özel Temsilcisi’nin Şam ziyaretinin nedenleri

İtalya’nın Suriye Özel Temsilcisi Stefano Ravagnan’ın Suriye'nin başkenti Şam'a yaptığı son ziyaret, büyük ilgi ve spekülasyon yarattı

Suriye'nin Azez kentinde muhalifler, Beşar Esad'la normalleşme adımlarını 19 Mayıs'ta protesto etti (Reuters)

Bu, 2012 yılında Beşşar Esed rejimiyle yaşanan diplomatik kopuştan bu yana bir İtalyan yetkilinin Suriye'ye gerçekleştirdiği ilk resmi ziyaretti.

Bu adımın önemi, Avrupa Birliği'nin (AB) Esed rejimi konusundaki katı konumundan ayrılmasıdır. Zira AB'nin Dışişleri ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell'in Suriye ile ilişkileri yeniden tesis etme olasılığının siyasi süreçte önemli ilerleme kaydedilmesine bağlı olduğunu söylemesinin üzerinden bir ay bile geçmedi. Böyle bir ilerleme olmadığı göz önüne alındığında, İtalya’nın Suriye Özel Temsilcisi Ravagnan'ın Şam ziyareti, AB içinde Suriye konusunda olası bölünmeler ve hatta Roma'nın Esed'e yönelik politikasında bir değişiklik olduğu hakkında soru işaretleri uyandırdı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ortalık yatışırken, bu önemli olayın gerçek nedenleri ve sonuçları hakkında nihai neticelere varmadan önce bu ziyaretin neler gerektirdiğini dikkatlice ortaya çıkarmak önemlidir. Bununla birlikte, şu an bunu siyasette radikal bir tersine çevirmeden ziyade, İtalya'nın Suriye rejimine karşı tutumunun organik bir gelişimi olarak değerlendirmek akıllıca olacaktır. Belki de söz konusu ziyaret, Şam ile Avrupa arasındaki arabuluculuk rolünü güçlendirmenin yanı sıra, Roma ile rejim arasındaki belirli konulardaki iş birliğini güçlendirmeyi amaçlıyordu.

İtalya, Suriye'ye yönelik AB politikasının normlarına bağlı kalsa da Roma, Avrupalı ​​ortaklarıyla her zaman mükemmel ilişkiler içinde olmadı. Avrupalı ​​ortakları gibi Roma da 2012 yılında Suriye büyükelçisini geri çağırdı ve AB'nin Esed'e uyguladığı yaptırımlara uydu. Ancak İtalya'nın Şam konusundaki tutumu yıllar içinde her zaman bir miktar tutarsızlık gösterdi.
 

İtalya, Suriye'ye yönelik AB politikasının normlarına bağlı kalsa da Roma, Avrupalı ​​ortaklarıyla her zaman mükemmel ilişkiler içinde olmadı.
 

İki ülke, özellikle istihbarat konularında belirli bir düzeyde iş birliğini sürdürüyor gibi görünüyor. Ali Memlük'ün 2018 yılı başında Roma'ya yaptığı iddia edilen ziyaret gibi tartışmalı ziyaretlere ek olarak Suriye Emniyet Genel Müdürlüğü eski başkanı Muhammed Dib Zeytun ile İtalya İstihbarat Teşkilatı Bilgi ve Dış Güvenlik Ajansı eski başkanı Alberto Manenti arasında 2016 yılında gerçekleşen görüşmelere dair haberler var. Özellikle Zeytun ve Memlük'ün Mayıs 2011'den bu yana Avrupa yaptırımlarına tabi olması Avrupa çevrelerinde hoşnutsuzluk uyandırdı.

İtalya'nın Suriye'ye yönelik çekingen duruşu, rejimin Suriye'deki askeri ilerlemeleri ve İtalya içindeki diğer iç siyasi dinamikler göz önüne alındığında, 2017 yılından sonra daha da belirgin hale geldi. 2017 - 2019 yılları arasında, merkez sağ partinin önde gelen üyelerinden ve Senato'daki Forza Italia grubunun eski başkanı Paolo Romani liderliğindeki en az iki İtalyan delegasyonu, Suriyeli yetkililerle görüşmek için Şam'a gitti. İtalya, 2019 yılında aniden Şam'daki büyükelçiliğinin yeniden açılacağını duyurdu. Ve bu, Suriye rejimiyle yakınlaşmaktan kaçınan resmi konumuyla çelişiyordu. Bununla birlikte Roma, Suriye’ye bir büyükelçi değil yalnızca bir maslahatgüzar atadı. Bu da diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasında gecikmeye yol açtı.

Giorgia Meloni hükümeti Ekim 2022'de Roma'da iktidara geldiğinde, İtalya'nın diplomatik yaklaşımını değiştirmeye hazır olduğu ortaya çıktı. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in müttefiklerinin Suriyeli Hıristiyanların korunmasında oynadığı role övgüde bulunan Meloni, bölgedeki birçok ülke gibi Roma'nın da Şam'a yönelik daha cesur adımlar atmasına zemin hazırladı.

Şubat 2023'te İtalya Kalkınma ve İşbirliği Ajansı, Suriye Arap Kızılayı ile tartışmalı bir anlaşma imzaladı. Bu, bir AB üye devletinin kamu kurumu ile Suriye rejimi ile yakından bağlantılı bir örgüt arasında imzalanan bu türden ilk anlaşmaydı.
 

İtalya'nın Suriye'ye yönelik çekingen duruşu, rejimin Suriye'deki askeri ilerlemeleri ve İtalya içindeki diğer iç siyasi dinamikler göz önüne alındığında, 2017 yılından sonra daha da belirgin hale geldi.
 

Bu arka plan karşısında, Stefano Ravagnan'ın son zamanlarda Şam'a gerçekleştirdiği ziyaret aslında daha az şaşırtıcı. İtalya'nın Şam'a yönelik önceki stratejik hamleleri gibi, Özel Temsilcisi’nin Suriye ziyaretinin de Esed'le acil ve tam bir uzlaşmaya yol açması pek olası değil. Böyle bir hareket, özellikle ekonomik yaptırımlar altında net mali kazanımların olmadığı bir ortamda, Batılı müttefikler ve ABD ile ilişkilerin gerilmesi riskini taşır.

Bunun yerine İtalya, belirli hedeflere ulaşmak için dikkatini Esed ile ilişkilerini güçlendirmeye yöneltiyor gibi görünüyor. Bazı Arap ülkeleri gibi Roma da (özellikle İtalya bu uyuşturucu için bir geçiş ülkesi haline geldiğinden) Suriye'den Captagon kaçakçılığı akışını sınırlamaya çalışabilir. Dahası, Suriye merkezli havayolu şirketi Cham Wings'e göçmenleri İtalya'ya gitmeden önce Libya'ya nakletmekle ilgili yöneltilen suçlamalar göz önüne alındığında, İtalya'nın amacı insan kaçakçılığıyla mücadele için bir fırsat yaratmak olabilir. Diğer taraftan İtalya, Şam ile doğrudan iletişim kanallarını yeniden inşa ederek, kendisini Suriye ihtilafında potansiyel bir Avrupalı ​​arabulucu olarak da konumlandırabilir.

Bu kazanımları elde etme arzusuna rağmen Roma, Avrupalı ​​ortakları pahasına bu hedefi gerçekleştirme konusunda isteksiz görünüyor. Bunun nedeni, Ürdün'ün şimdiye kadar Şam'la herhangi bir gerçek ilerleme sağlayamayan uzlaşma çabalarının da gösterdiği gibi, Suriye rejimiyle yeniden temas kurmanın Esed'i taviz vermeye ikna etmeye yeterli olacağına dair güven eksikliği olabilir.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Majalla’dan çevrildi.

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU