Ayşe Ateş, öldürülen eşi Sinan Ateş'in son gününü anlattı

"MHP’den hiçbir cevap da beklemiyorum, hiçbir şey beklemiyorum"

Fotoğraf: Twitter

Öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, Sözcü TV'de gazeteci İpek Özbey'in sorularını yanıtladı. Sinan Ateş'in son gününün nasıl olduğunu anlatan Ayşe Ateş, eşinin kızlarıyla saklambaç oynadıktan sonra çıktığını söyledi:

Bizim için aslında sıradan bir gündü. Her sabahki gibi, rutin. Büyük kızım bizden daha erken çıkıyor, o çıktı. Sinan uyandı, ben uyandım. Birlikte kahvaltı yaptık. Sinan bizden bir saat sonra çıkıyor. Her sabah olduğu gibi Zeynep’le saklambaç oynadı. Zeynep’i yorganın altına saklar, sonra bana seslenirler, “Annesi Zeynep nerede” diye. Sonra onu buluruz, hep birlikte gülüşürüz. Sonra vedalaştık, Zeynep’e sarıldı, biz çıktık. O gün keşke son bir kez sarılsaydım diye kaldı içimde. Zeynep’e sarıldı, “Hoşça kal” dedim, çıktık evden.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ayşe Ateş'in yanıtları özetle şöyle:

1 yıl 3 ay oldu, hâlâ neden iddianame yok?

Tabii ki tedirginliklerimiz var. Sürekli yapılan savcı değişiklikleri söz konusu. Savcı görevden alındı, izne gönderildi vs. Bunlar bizim kafamızı karıştırdı. Dosya gizli, inanın biz de sizin bildiğiniz kadar biliyoruz. Kimse bizimle bir şey paylaşmıyor. Oradan buradan duyduklarımızı da dikkate almıyoruz açıkçası. Ben biraz da gerçekçi bir insanım. Somut bir şeylerin önümüze konulmasını istiyoruz. Dedikodularla bir yere varılamayacağını düşünüyorum. Tedirginliğimiz var mı, çok büyük tedirginliğimiz var. Bu kadar sessizlik, iddianamenin bu kadar uzun zamandır çıkmaması, “Acaba deliller karartılacak mı” hissi uyandırıyor. Serdar Öktem hastalanıp, hastaneye götürülünce üst düzey bir yöneticiyle görüştüğü iddiası var. Bunlar tabii ki duyduğumuzda tedirgin ediyor. Serdar Öktem, bu davada kilit isim. Efendim bir türlü telefonundaki şifre kırılamıyor, ne hikmetse.

Aile olarak neden yardımı sayın Cumhurbaşkanından bekliyorsunuz. Hiç MHP demiyorsunuz?

Benim muhatabım Sayın Cumhurbaşkanı. Bu devleti şahsı yönetiyor. Onun iradesiyle yapılması gerekenlerin yapılacağını düşünüyorum. MHP’den hiçbir cevap da beklemiyorum, hiçbir şey beklemiyorum.

Tabii ki burada ‘katili siz biliyor musunuz’ diye sorsam cevap vermeyeceksiniz, ama aranızda bunu konuşuyor musunuz?

Bence katili herkes biliyor. Bunu bu devletin, şerefli, namuslu hakimleri, savcıları, polisleri görevini hakkıyla yerine getirecek, ben başka kimseden bir şey beklemiyorum. Kimseden bana yandaşlık yapmasını da istemiyorum. Herkes görevini hakkıyla yerine getirsin, onlar söylesin. Ben kim olduklarını biliyorum, ama somut olarak delilleri gösteremem. Bunu ortaya koyacak olan kurumlar, kişiler, şahıslar var. Hatta benim bilmediklerimi de bulsunlar ve ortaya koysunlar.

Siz bir tehlikenin içinde yaşıyorsunuz, tehdit alıyorsunuz, niye tehdit ediliyorsunuz?

Niyesini tehdit edenlere sormak lazım. Niye Sinan’ı kendilerine bir tehdit olarak gördüler, niye nefret ettiler, niye ötekileştirdiler? Niye bu kadar yapının dışına itmeye çalıştılar? Görevi bıraktığından itibaren Ülkü Ocakları mensupları, yöneticileri tarafından sistematik olarak itibarsızlaştırma politikası, tehditler, hakaretler, FETÖ’cülükle, hırsızlıkla suçlandı, tamamen gerçek dışı, hiçbiri ispatlanamamış iftiralar ve tehditlerle yaşadık biz görevi bıraktığından beri.

Adalet yerini bulacak mı sizce?

Ben inanıyorum. Bir tarafı eksik kalacak. Bakın kayınpederim adaleti beklerken vefat etti. Bir taraftan benim için şu çok önemli. Kızlarıma “Babanızın katili yakalandı, cezaevinde” diyebilmek istiyorum. Çocuklarım korkmadan uyumaya başlasın istiyorum.

 

Sözcü, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU