Ömer Çelik: Cumhurbaşkanlığı sisteminde aksayan taraflar varsa düzeltilir

AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında toplandı

Fotoğraf: AA

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısının ardından yaptığı açıklamada, yeni anayasa tartışmalarıyla ilgili olarak, "Cumhurbaşkanlığı sisteminde aksayan taraflar varsa düzeltilir" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Açıklamasında DEM Parti'ye de tepki gösteren Çelik; meşru yetkinin gayrimeşru girişimler için kullanılamayacağını belirten Çelik, "Herkesi değerlerimize saygılı olmaya davet ediyoruz" dedi. Öğretmen atamaları için tarih veren Ömer Çelik, Hamas için 'terör örgütü' ifadesini kullanan İBB Başkanı İmamoğlu'na da eleştirilerde bulundu.

AK Parti Genel Merkezi'nde saat 14.00'te başlayan toplantı yaklaşık 3 saat sürdü. MYK toplantısının ardından kameraların karşısına geçen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu. MYK toplantısının ardından kameraların karşısına geçen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu. Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:

"Gazze birinci gündemimiz"

Gazze'deki durum birinci gündemimiz olmaya devam ediyor. BMGK ve Uluslararası Adalet Divanı'nın kararlarına rağmen kimse Netanyahu hükümetinin soykırımcı politikasını durduramıyor. Tabii Batılı ülkelerin bir yandan İsrail'e silah vermesi, öbür taraftan Gazze'ye insani yardım göndermesi şeklindeki çifte standartlı gündem onları daha çok cesaretlendiriyor. Ama buna rağmen küresel vicdan ayakta. Halklar Filistin davasından yana tavır koymaya devam ediyor. Son dönemdeki protestolar karşısında görülen şu ki verilen tepkiler Gazze meselesinde insani bir duruşu bastırmaya dönük. Burada insanların Gazze'den yana ortaya koyduğu haklı duruşu dünyanın demokratik ve Batılı ülkelerinin ters kelepçe dediğimiz bir uygulamayla karşıladığını görüyoruz. Düşünceye, vicdana vurulan bu ters kelepçe en önemli gündem olmaya devam ediyor. Soykırım konusunda çalışma yapan Yahudi düşünürler İsrail hükümetine güçlü tepkiler veriyor. Dünyanın demokratik dediğimiz ülkelerinin verdiği tepki ise hiçbir şekilde insanlık onuruna yaraşan şekilde değil.

Siyonizm karşısında insanlığın birikimi olan basın işlevsiz hale getiriliyor. Dünyanın en önemli gazetelerinde artık siyonizmden kurtulmak gerektiğine dair çok ciddi analizler yapılıyor. Ama gelinen noktada siyonizm medeniyetin bütün birikimlerinin askıya alınmasına yol açan bir tutum ortaya çıkarıyor. Siyonizm zihinleri meşgul etmeye çalışıyor. Netanyahu'nun soykırım zihniyeti insanlığı tehdit eden bir düşünce biçimi, bir saldırganlıktır, bir soykırım siyasetidir. İnsanlık bütün bu tepkileri vererek İsrail hükümetine karşı ayakta durmaya çalışıyor. Tüm bunun karşısında halen üniversitelerin bahçesinde devam ederken, buna karşı polis şiddetinin uygulanması ibretlik bir görüntü ortaya çıkarıyor.

"Failler yargılanacak"

İnsanlık vicdanı, küresel vicdan bu soykırım zihniyetini yenecektir. Bu zihniyet Türkiye'yi işgal edememiştir. İşgal edilmiş yerlerde düşünürlere, öğrencilere acımasızca şiddet uygulanıyor. Bunu bütün gücümüzle kınıyoruz, bu soykırım zihniyetiyle sonuna kadar mücadele edeceğiz. İnsanlık bu zihniyeti yenecek ve bunların failleri uluslararası mahkemelerde yargılanacaktır. Mesele Filistin-İsrail meselesi olmaktan çıkmıştır. Mesele insanlığı savunanlarla soykırımı savunanlar arasında bir mücadeledir. Mücadele Gazze'nin yanında durarak medeniyeti savunanlar ile Netanyahu'nun yanında hizalanarak barbarlığı savunanlar arasında bir mücadeledir. Gazze'ye sahip çıkmaya devam edeceğiz.

Erdoğan'ın Irak ziyareti 

İran-İsrail gerilimi sırasında Cumhurbaşkanımızın Irak'a ziyarete son derece önemli olmuştur. Irak'ta 12 yıl aradan sonra olumlu gelişimleri görmek memnuniyet verici. Terörle mücadele, sınır aşan sular, güvenlik, ticaret, sağlık, enerji, ulaşım gibi konularda çok önemli değerlendirme yapıldı. Ziyaretin ayrıştırıcı yönlerinden biri, tek seferde en çok anlaşma imzalanan ziyarettir. Yaklaşık 26-27 kalemde anlaşma imzalandı.  Ziyaretin stratejik önemi de şu; bütün bölgede kaos ve istikrarsızlık sürerken, kalkınma yolu projesinin merkezi konulardan birisi olmasıdır. Basra'yı Türkiye'ye bağlayacak olan kalkınma yolu projesinin hayata geçmesini istemeyen çok sayıda odak var ama Türkiye tüm bu kaosun ortasında bile bu projeye güçlü bir destek vermektedir. Türkiye, Irak, BAE ve Katar'ın imzasıyla önemli bir aşama geçildi.

Önemli konulardan biri de terörle mücadele. Irak makamlarının PKK'yı yasaklı örgüt listesine almasını memnuniyetle karşılıyoruz ama doğrudan terör örgütleri listesine alması gerektiğini de belirtiyoruz. PKK Irak'ın da toprak bütünlüğünü tehdit ediyor. Irak topraklarından sınırlarımıza saldırı geldiği zaman BM şartının 51. maddesinin bize verdiği yetkiyle müdahale etmek zorundayız. Bu müdahaleler Irak'ın toprak bütünlüğüne karşı değildir. Buna mecbur olduğumuz için yapıyoruz. Kardeş Irak yönetimine bir kere daha şunu ifade etmek isteriz ki, o bölgede teröre verdiğimiz karşılık Türkiye'nin egemenliğini olduğu kadar Irak'ın da egemenliğini koruma anlamına geliyor.

Almanya Cumhurbaşkanı'nın ziyareti

Türkiye'nin küresel çaptaki rolü daha da artıyor. Bu dünya ve bölge barışına katkı anlamında önemlidir. Bu kapsamda Almanya Cumhurbaşkanı'nın Türkiye ziyareti de önemli olmuştur. Ekonomi, NATO konusu, terörizm, soydaşlarımızla ilgili meseleler ve terör konusu kapsamlı şekilde ele alındı. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi, AB-Türkiye ilişkilerinin tekrar işler hale gelmesi bütün dünyaya örnek teşkil edebilecek çok önemli adımlar oluşturabilir.

Gündemimiz ne olursa olsun Azerbaycan ile ilgili gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. 19 Nisan'da önemli bir gelişme oldu. Sınır konusu yürütmekle görevli Azerbaycan Başbakan Yardımcısı ile Ermenistan Başbakan Yardımcısı başkanlığında heyetler 8. kez bir araya geldi. Sembolik de olsa ilk defa sınıra sınır taşı yerleştirildi. Bu sembolik de olsa son derece önemli.

TRT'nin İspanyolca yayını

Türkiye'nin dünyaya sesinin duyurulması bakımından gazetecilerin katkıları son derece önemli. Basınımız dünyadaki bu baskı ortamında gerçek konularda sesimizin duyulması açısından çok önemli bir işlev yerine getiriyor. TRT yeni bir adım daha attı ve İspanyolca kanal açtı. Çünkü İspanyolca konuşan başta Latin Amerika ülkeleri olmak üzere bütün ülkelerde sesimizin duyulması gerekiyor. Oradaki siyasi hareketleri incelediğimizde pek çok konuda iş birliği yapabileceğimiz ortak noktalarımız olduğunu görüyoruz. Bu bakımda TRT İspanyolca önemli iş üretecek. İspanyol basınında bu girişimin aleyhinde bazı yazılar çıktı ama herkes şunu bilsin bizim attığımız adımlar kimsenin aleyhine olmaz, müttefik ülkelerin yararına olur.

DEM Parti'ye tepki

Bazı DEM Parti yöneticileri İstiklal Marşı'na, bayrağımıza, Cumhurbaşkanımıza saygısızlık yapıyorlar. Saygı hem siyasetin hem de ilkelerin gereğidir. Hiç kimse meşru siyaset alanında aldığı yetkiyi gayri meşru girişimler için kullanamaz. Herkesi değerlerimize saygılı olmaya davet ediyoruz. Bunun siyasi polemik haline getirilmesi yerine sıkıntılı birtakım tablo oluşturan partinin gereken tedbiri alması gerekir. Onun ötesindeki her şey yanlış sonuçlar doğurur.

"Mehmet Şimşek'e destek tam"

Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek ve ekibine desteğimiz tamdır. Önümüzdeki dönem çalışmalarımızla ilgili kararlarımızı sizinle paylaşacağız.

"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi testlerden geçti"

Gönül ister ki kategorik yaklaşımlar yerine, kuvvetler ayrılığı üzerinden tekliflerini duyabilsek. Türkiye'de artık parlamenter sistem-cumhurbaşkanlığı sistemi olarak bilek güreşi olarak bunu sunmak yanlıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi milletimizin oyları ile onaylanmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçme yetkisi vatandaşımıza verilmiştir. Vatandaşımıza verilen hak geri alınmaz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi çeşitli testlerden geçmiştir. Aksayan yönler varsa her zaman düzeltilmesi mümkündür. Bir siyasi parti benim tercihim şudur diyebilir. Bunun tarihsel ve politik bir zemini kalmamıştır.

İmamoğlu'nun Hamas açıklamasını nasıl yorumladı?

Biz açıklamayı yanlış değerlendiriyoruz. Hamas'ın terör örgütü olarak suçlanması yanlıştır. İki prensip ortaya koymuştuk. Hangi kesime olursa olsun sivillere saldırıları doğru bulmuyoruz ama şöyle bir nokta var ki, esas mesele Hamas meselesi değil, Netanyahu hükümetinin soykırımcı politikalarla Filistinlilere uyguladığı katliam siyasetidir. Hamas, İsrail'in seçimlere girmesine izin verdiği bir partidir. Daha sonra seçimleri kazandığı için ona siyasi yasak getirdi. 

Erdoğan-Özel görüşmesi

Cumhurbaşkanımız ile Bahçeli arasındaki görüşme kendi rutini içinde gerçekleşti. İç ve dış politikaya ilişkin gelişmeler gözden geçirildi. Tabii Sayın Cumhurbaşkanımız Özgür Özel'i de kabul edecek. Nitelikli bir muhalefet olsun isteriz. Doğru siyaseti rekabetin kurulduğu söylemler ve politikalarla siyasi diyalektik gerçekleşsin. Bu olduktan sonra siyasetin daha verimli yapılması konusunda yeni kapılar açılmış olur. Umarız yeni dönemde CHP'nin tutumu bu şekilde olur.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU