Kazanmışlar seçimleri kaybedince…

Celalettin Can Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

CHP, 5 Nisan 1977'den bu yana ilk defa seçimlerden, daha doğru bir ifadeyle yerel yönetim seçimlerinden birinci parti olarak kazanarak çıktı.

Bilmem şu soruyu sormam CHP'yi eksik değerlendirme mi olur;

CHP mi kazandı, yoksa kaybetmenin koşullarını çok boyutlu hazırlayan tutumuyla daha çok AK Parti mi kaybetti?..
 


Ekonomik olarak ülke adeta batırıldı.

Denebilir ki devlet kasası tamtakır.

Seçimlerden bir süre önce Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bile itiraf etmişti: "Para yok"

"Yok" ama kendi çıkarlarından da feragat etmediler.

Emeklilerin açık haklı tepkilerini dahi görmezlikten geldiler.

"Yalandan kim ölmüş?"  

İşte ortaya attıkları "Emeklilik maaşlarını Tayip Erdoğan verecekti ama Mehmet Şimşek bırakmadı" yalanı…

Olmadı, güvenlik kuvvetleri ellerindeydi, nasılsa bastırır, kontrol altına alırlardı.

Hep beraber, güce ve paraya tapınma hırsından, şatafattan, kibirden kaybettiler.

Değerlerine yabancılaştılar ve halkla bağları koptu.

Öğreniyoruz, FETÖ Borsası dahil, türlü haksız ve hukuksuz yollardan yapılan çeşitli yolsuzluk ve usulsüzlükler üzerinden Karun gibi zenginleşen belediye başkanlarını, AK Parti yöneticilerini, il başkanlarını.

Hatta kimi ilçe başkanlarının ellerinde dahi sayısız menkuller olduğunu öğreniyoruz, ama emin olunuz ki bu kadarına da şaşırıyoruz…

İşte en son Ankara'da Belediye Başkan adayının sözde ailesinden kalan yüzlerce menkul olduğu gazetelerde günlerce konuşuldu.

Yıllar ve yıllar önce hayatını kaybetmiş bir aileden hiç o kadar miras kalır mı?

"Her şeyi yaparız, güç bizde, zaman bizim zamanımız kimse de bir şey yapamaz" değil mi?

Ya vicdanlar bu denli ağır haksız ve hukuksuzluğa karşı uyanır da insanlar bir gün gerçekten dolmuş vaziyette ayağa kalkarsa?


Seçimler kaybedilince

İzlediğim kadarıyla seçimlerin kaybedilmesine hazır olmadıklarından olmalı, Ak Parti'nin ruh hali hayra alamet değil… Şok hali var.

Son olarak 14-28 Mayıs seçimlerini kazanmışlardı.

"Şok hali var" ama kazanma alışkanlığı edinmiş işbilirlere göre, "Yine kazanacaklardı. Tayip Erdoğan seçim kaybetmezdi. Ne olursa olsun yine kazanacaklardı."

 Ama, aması var işte… Bırakalım AK Parti'yi, CHP'nin dahi beklemediği biçimde AK Parti Adıyaman, Urfa, Adana ve bir kısım diğer belediyeleri kaybetti.

Bunu unutmuş olacaklar ki çok şaşırdılar. Aslında 14-28 Mayıs seçimlerini nasıl kazandıklarını da unutmuş olacaklar ki bu kez ağır sarsıldılar…

Bu arada "Saray'ın içi ile Saray'ın dışı" arasında bir tarafın diğer tarafla ilgili devlet adına not tutacak kadar ileri gidebildiği, bunun ciddi bir gerilim ve ayrışmaya yol açtığını da ifade edelim.

Bu bir yana kanımca sarsıntı derinlerini etkilemiş. Köklü bir özeleştiri zorunlu.

Özeleştiri yapabilecekler mi, buna uygun bir zihniyet dünyaları var mı?

Ama Özeleştiri yapmazlarsa, çok şey kaybedecekleri de çok açık…

Hatırlayalım… AK Parti'nin yola çıkış zamanlarını…

Ortak bir hayal vardı: Yeni Türkiye hayali vardı.

Batı ile İslam dünyasını barıştırma hayali vardı.

İslam dünyası ile demokrasiyi barıştırma hayali vardı.


Ya şimdilerde…

Hayaller orada duruyor ama Türkiye'nin tüm yaşam alanlarına ve sektörlerine yayılan ve artan ölçüde derinleşen bir milli kriz AK Parti'yi ve ülkeyi silkeliyor…

AK Parti yönetemiyor. Kötücül yönetimin derinleştirdiği milli krizi, yani ekonomik, sosyal, siyasal, ekolojik, hatta insani krizi aşamıyor.

Yeni düşünceler, yeni siyasetler ve siyaset etme biçimleri, yeni bakış açıları üretemiyor.

Devleti koruma refleksi, kimlik erimesi, milliyetçi-devletçi, baskıcı söylem ve yönetim biçimi her şeyin önüne geçerken, hemen hemen MHP ile aynılaşmaya dönüşmesi, muhafazakâr/demokrat iddiasının kaybolmasını getirdi.

Yönetim biçimi gerçekten kötücül. Ama bu Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'dan ayrı da değil…

Toplumsal hayatın her alanında tıkanma var. Ufukta yenilenme isteği ve iradesi de görünmüyor.

Bir zamanlar AK Parti'de gerçekten yetenekli, kendi düşünce dünyaları içinde idealist kadrolar da vardı.

Kimi şahsiyetleri yakından tanıma imkânım oldu. Gerçekten vardı.

Gittiler… AK Parti saflarından duyduğumuz kadarıyla yerlerine konanlar ülke, halk derdi olmayan, "son derece çıkarcı, oportünist kişilikler" …


Tarih unutmuyor

Yerel yönetim seçimlerinde her 100 AK Parti seçmeninden 35'inin AK Parti'ye oy vermediği anlaşılıyor.

Buna göre 3 milyon Ak Parti seçmeni başka partilere oy vermiş oluyor.

Gelinen noktada AK Parti kendi öz cenahı içinden doğru alternatifsiz de değil…

Yeniden Refah Parti'nin (YFP) yükselişi sürecek gibi görünüyor.

Öte yandan tarihin unutmama gibi bir özelliğinin olduğunu da akılda tutmak gerekiyor: Erbakan'ın gölgesi AK Parti'yi takip edecekti…


 
Başa saralım ve soralım…

CHP'mi kazandı, yoksa kaybetmenin koşullarını hazırlayan tutumuyla daha çok AK Parti mi kaybetti?

 

(CHP vd. devam edecek...)

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU