Türkiye-Irak yakınlaşması meyvesini verdi: Anlaşmazlıkların giderilmesi için ortak bir operasyon merkezi kurulacak

Gözlemcilerden Bağdat'a su krizinin çözülmesi ve Avrupa’ya ihracat planının başarısını garanti altına alması amacıyla yatırım yapılması çağrısı

Irak'taki Türk güçleri (AFP)

Mueyyid et-Turfi

Gözlemciler, Ankara’nın Bağdat’la güvenlik anlaşması imzalamayı istemesinin arkasında Türkiye'nin PKK terör örgütüne karşı mücadelede daha büyük askeri operasyonlar düzenleme niyetinin yattığını düşünüyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İki komşu ülke Irak ve Türkiye arasındaki anlaşmazlıkların aşılması amacıyla karşılıklı olarak yapılan önerilerin ardından Türkiye, Ankara'ya karşı silahlı isyan yürüten PKK terör örgütüyle mücadele amacıyla Irak’la ortak bir operasyon merkezi kurulmasını öngören umut verici bir anlaşmaya varıldığını açıkladı.

Milli Savunma Bakanlığı'ndan bir yetkili düzenlediği basın toplantısında, Ankara'nın, PKK terör örgütüne karşı mücadele çerçevesinde Bağdat'la ‘ortak operasyon merkezi’ kurulması önerdiğini ve geçtiğimiz hafta yapılan toplantıda Irak'ın bu öneriye ‘olumlu’ yanıt verdiğini belirtti.

Anlaşma, Türkiye’den aralarında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın'ın da bulunduğu üst düzey yetkililerden oluşan bir heyetin, başta terörle mücadele, güvenlik ve askeri alanlar olmak üzere çeşitli konularda iş birliğini görüşmek üzere Bağdat'a yaptığı ziyaret sonrası imzalandı. Görüşmelerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ramazan ayından sonra yapması beklenen Bağdat ziyaretinin hazırlık çalışmaları da ele alındı.

Öyle görünüyor ki, ortak operasyon merkezinin kurulmasına ve mekanizmalarına ilişkin detaylar henüz belirlenmediği için taraflar arasında yoğun görüşmeler gerçekleşecek. Aynı Türk yetkiliye göre görüşmeler belirli düzeylerde devam ediyor.

Gözlemcilere göre Türkiye, PKK terör örgütüne karşı Irak topraklarında daha büyük ve daha kapsamlı askeri operasyonlar düzenlemeyi planlıyor. Bu operasyonlara meşruiyet kazandırmak için de Irak ve İran arasında ortak sınırı korumak için imzalanan anlaşmaya benzer bir güvenlik anlaşması taslağı hazırlanmaya çalışıyor.

Irak ve İran, 19 Mart 2023 tarihinde sınırlardaki güvenlik önlemlerinin sıkılaştırılmasına ve korunmasına yönelik bir güvenlik anlaşması imzaladı. Anlaşma, İranlı muhalif grupların sınırlardan uzaklaştırılmasını, istikrarın sağlanmasını ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) sakinlerinin Tahran tarafından bombalanmasının önlenmesini amaçlıyor.

Belki de Irak ve Türkiye arasındaki ortak ekonomik ilişkiler ve iki ülkenin çıkarları, özellikle de Bağdat'ın kurmayı planladığı Basra limanlarını Türk toprakları üzerinden Avrupa'ya bağlayan kalkınma yolu, iki tarafı güvenliğin artırılmasına yönelik iş birliğini daha da ileri götürmeye itecektir. Irak'ın su paylarını garanti altına alma taleplerinin yanı sıra güvenlik ve ekonomik konuları da içeren kapsamlı bir anlaşma da imzalanabilir.

Ekonomi alanında ortak projeler

Stratejik Araştırmalar Merkezi İcra Direktörü Mutaz Muhyi Abdulhamid, Bağdat’ın, ekonomik projeleri hayata geçirebilmek için PKK’nın Irak topraklarındaki varlığına son vermeyi istediğini, bunun da güvenliği, ekonomik konuları ve su paylaşımını düzenleyen bir anlaşmanın yakında imzalanacağına işaret ettiğini söyledi.

Bağdat'ın özellikle PKK’yı ‘terör örgütü’ olarak sınıflandırması nedeniyle bu konudaki ciddiyetine dikkat çeken Abdulhamid, “Irak ile Türkiye tarafından kurulacak ortak operasyon merkeziyle, PKK’nın Irak topraklarındaki varlığını sona erdirmek için istihbarat ve askeri koordinasyon sağlanması amaçlanıyor” değerlendirmesinde bulundu.

PKK’nın takip sürecinin, Süleymaniye çevresine kadar yayılan PKK unsurlarının takibi için mobil üsler ve organize istihbarat çalışmaları şeklinde yürütüldüğünü belirten Abdulhamid, Irak’ın Türkiye ile bu konudaki yakınlaşma nedeninin Bağdat'ın, PKK’nın Suriye'de Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile iş birliği yapmasının oluşturduğu tehlikeyi hissetmesinden kaynaklandığını belirtti.

Irak’ın artık PKK’nın dağ, vadi ve mağaralara değil, şehir yakınlarına sızmasından endişe ettiğini, bu durumun Irak için DEAŞ gibi terörist güçler tarafından istismar edilebilecek bir tehlike oluşturduğunu ifade etti.

İki ülkenin güvenlik, istihbarat, ekonomi ve su paylaşımı gibi konularda anlaşma imzalayacaklarını düşünen Stratejik Araştırmalar Merkezi İcra Direktörü, Ankara ile ilişkilerin sadece ekonomik alanda değil, birçok alanda Bağdat’ın çıkarına olduğunu vurguladı.

Irak’ın kalkınma yolu projesinde Türkiye’nin desteğine ihtiyacı olduğunu ve Türkiye’nin bu projede yer almakla ilgilendiğini söyleyen Abdulhamid, kalkınma yolunun yakınından geçeceği kuzey bölgelerindeki güvenlik sorunları nedeniyle, projenin hayata geçirilmesine yönelik bazı soru işaretlerinin olduğunu ifade etti. Yolun yapımında dev şirketlerin yer alacağını, Türkiye’nin, Irak’ın bu şirketleri ve Türk işçileri PKK’dan koruyacağını umduğunu belirtti. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Abdulhamid, üst düzey yetkililerin yer aldığı Türk heyeti ziyaretinin aynı zamanda Ankara’nın bu konudaki ciddiyetini ve PKK’yı ortadan kaldırma konusundaki istekliliğini teyit ettiğini belirtti.

Türkiye’nin yasal gerekçesi

Ancak Irak’ın siyasi meselelerinde uzman bazı gözlemciler, ortak operasyon merkezinin kurulması ve Türkiye’nin gelecekte bu merkezi askeri operasyonların düzenlenmesi için yasal bir gerekçe olarak kullanmasından ve Bağdat'ın Ankara ile onlarca yıl önce güvenlik alanında imzaladığı anlaşmaların yerine geçmesinden duydukları endişeleri dile getirmekten çekinmediler.

El-Mustansıriyya Üniversitesi’nden siyaset bilimi uzmanı İsam el-Feyli, ortak operasyon merkezinin kurulmasının, Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) Irak topraklarına daha fazla askeri üs kurması ve Irak topraklarında daha fazla askeri operasyon düzenlemesi için yasal bir dayanak sağlayacağına inanıyor.

Feyli, konuyla ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi:

Ortak operasyon merkezinin kurulması, Ankara’nın Irak topraklarında resmi olarak var olma çabaları çerçevesinde özellikle de 1992 yılında Ankara’nın önerileri üzerine ilk askeri üssün kurulmasıyla birlikte yaklaşık 32 yıldır Türkiye’nin Irak topraklarındaki varlığı temeline dayanıyor. Türkiye, Irak topraklarında bir kamp ve üste 83 personelin bulunduğunu teyit etti.

Feyli, Ankara’nın Irak’taki varlığının meşruiyetini tesis etmek istediğini, ancak ‘Muhammed Şiya es-Sudani hükümeti, Türkiye’nin Irak topraklarındaki askeri varlığı ve yürüttüğü askeri operasyonlar için bir süre sınırı koymayı başarabilecek mi? Bu operasyonlar başlamadan önce  Bağdat'a operasyonlar hakkında bilgi verileceğine dair bir madde yer alıyor mu?’ sorularının ortaya çıktığını belirtti.

Türkiye'nin yaşadığı sorunlardan birinin Irak topraklarındaki askeri varlığının meşru olmaması olduğunu savunan Feyli, “Ancak Ankara, ortak operasyon merkezi sayesinde, Irak'ın kendisini gelecekte Birleşmiş Milletler'de (BM) egemenliğini ihlal etmekle suçlamasını engellemek istiyor” yorumunda bulundu.

Uzman müzakereci

Bununla ilgili görüşmelerin gündeminin Türkiye ve Irak konularında uzman bir ekip tarafından hazırlanması gerektiğini vurgulayan Feyli, “Özellikle Türkiye tarafının müzakere yapma potansiyeli olduğundan, Türk müzakere ekibinde birinci sınıf bir diplomat ve eski MİT Başkanı olan ve Kürt dosyasına tamamen hâkim olduğu bilinen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve mevcut MİT Başkanı İbrahim Kalın yer alacağından, Irak hükümetinin de bu konuda ağırdan alması gerekiyor” şeklinde konuştu.

Türkiye ile Irak arasında 1984 yılında iki ülke arasındaki ilişkileri şekillendiren Sınır Güvenliği ve İşbirliği Anlaşmasının imzalandığını hatırlatan Feyli, anlaşma çerçevesinde Türkiye’nin düzenlediği Sıcak Takip operasyonlarının süresinin bir haftayı ve bir kilometre derinliği geçmediğini belirterek, “Zamansal ve mekânsal sınır, Irak'ın o dönemde Türkiye ile aynı güçte olduğunu kanıtlıyor” dedi.

Feyli, Bağdat’a, Dicle ve Fırat nehirlerinden su payını garanti altına almak ve söz hakkına sahip olmak için ortak anlaşmadan yararlanması çağrısında bulundu.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Şarku'l Avsat'ın haberlerine ulaşmak için tıklayın

DAHA FAZLA HABER OKU