Mansur Yavaş: İktidara yakın iş adamlarının vergileri silindi, onlara gelince para var, vatandaşa gelince para yok

Yavaş; Altında, Mamak, Karapürçek ve Etimesgut'ta açılış ve proje toplantılarına katıldı

Açılışlarda yaptığı konuşmada; hükümetin açlık sınırını 16 bin lira olarak belirlediğini hatırlatan Yavaş şunları söyledi:

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yani hükümet, '16 bin liranın altında geliri olanlar açlık sınırı altındadır' diyor. İşte ben bunu seyredemedim, içim gitti. Hemen bir mesaj attım, '10 lira alıp başka gelir olmayan, ikinci bir iş yapamayan emekliler varsa hepsi bize müracaat etsin' dedim. İlk başta 13-14 bin kişiden başladı. Şu anda 34 bin emeklimize destek oluyorum. Yani 34 bin ailenin evinde aş pişiyor. İktidara yakın iş adamlarının vergileri silindi. Onlara gelince para var, vatandaşa gelince para yok. Böyle bir şey olur mu? Bunun çaresi şudur; hükümet değişmiyor ama sandıklar ikaz yeridir. Sandıkta vereceğiniz ikaz onları muhakkak yola getirecektir. Bunu unutmayın.

 

Vatandaşa hesap verdiklerini, "ben paptım" diye çöp projelere para aktarmadıklarını dile getiren Yavaş sözlerini şöyle sürdürdü:

Paranızı nasıl kullanıyorlar, doğru kullanıyorlar mı, nereye harcıyorlar? Bunun hesabını sorma zamanı 31 Mart. İnşallah 31 Mart'ta, paranızı doğru kullanan ve yanlış kullananı, israf edeni ayırt edeceksiniz.  yıldır 200 bin aileye düzenli olarak yardım desteği veriyoruz, düzenli olarak et yardımı yapıyoruz. Yurt dışında işsizlik maaşı diye bir şey var. Niye verirler biliyor musunuz? Kendi insanının çocuğuna süt, et almasını isterler. Eğitiminden, bedeni ihtiyaçlarından mahrum kalmasını istemezler. Ülkemizde böyle bir şey yok. Sadece işinden ayrılanların kısa müddetli işsizlik sigortası var. İşte burada biz devreye giriyoruz ve kentte yaşayan, destek alanların çocuklarının okuması için her türlü yardımı yapıyoruz. Ama bunu nasıl yapıyoruz? Seçimden önce söz vermiştim, 'Başkent Kart çıkaracağız' diye. Başkent Kart'ı çıkarttık, ona yükledik. Eskiden sadece bir tüccardan alınıyordu. O da yurt dışından getiriyordu. Şimdi Ankara'nın en ücra köşesindeki bakkal, manav, kasap, kasap da hem bundan para kazanıyor hem de inancımız gereği bir elin verdiğini diğeri görmüyor. Bundan daha büyük bir proje olur mu?

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU