DEM Parti Eş Başkanı Bakırhan: İşbirliği olacaksa da kamuoyunun bilgisi dahilinde olacak

Bakırhan, “İstanbul ve Ankara’da sonucu belirleyecek yüksek oyumuz var” dedi

Fotoğraf: AA

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, gizli pazarlıklar içinde olmadıklarını, aksine “dolaylı destek” almak için kapılarının çalınmasına itiraz ettiklerini vurguladı.

Bakırhan,“Ön seçim sonucuna göre hangi illerde aday isimleri netleşti?” sorusuna “Muhtemelen önümüzdeki hafta içinde hemen hemen bölgedeki bütün iddialı olduğumuz yerlerdeki adaylarımızı kamuoyu ile paylaşacağız” diye yanıt verdi.

Bakırhan, genel seçimlerin ardından “Gizli pazarlık yok, şeffaflık olacak” dediniz. CHP ile bu anlamda görüşmeler yaptınız. Görüşmeleriniz şeffaflık çerçevesinde mi devam ediyor?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Geçmişte de gizli pazarlıklar yoktu. Biz onu şu vesile ile söyledik: Siyasi partiler dolaylı destek almayı biz söz konusu olunca yeğliyorlar. Biz ona itiraz ettik. Parlamentonun üçüncü büyük siyasi partisiyiz, resmi yasal bir kurumuz. Çok önemli bir gelenekten geliyoruz. Her oyumuz çok kıymetli, çok değerli. Eğer bir işbirliği olacaksa bu işbirliğini talep eden siyasi partilerle açık oturup konuşuruz dedik. Bu çerçevede CHP ile de görüşüldü.

Netleşmiş bir işbirliği, güç birliği yok. Sadece hangi kentlerde işbirliği yapılabilir konusunda bir komisyon görevlendirdik. Onlar çalışmalar yürütüyorlar. İş birliği olacaksa da kamuoyunun bilgisi dahilinde olacak. Geçmiş dönemde farklı bir taktik, strateji vardı. İktidara kaybettirmek, muhalefete kazandırmak. Şimdi ‘kazan kazan’ dedik. Halkın, emekçilerin, yoksulların iradesinin yönetime yansıyabileceği bir stratejiyi benimsiyoruz.

İşbirliğimiz halinde, kentlerin kazanılması halinde birlikte yönetebileceğimiz, söz ve karar süreçlerinde bulanabileceğimiz kentler üzerinde bir çalışma yürüteceğiz. Nereye evrilir, nasıl bir sonuç ortaya çıkar onu şimdiden söyleyemeyiz.

Tuncer Bakırhan bazı sorulara şu yanıtları verdi:

“CHP taleplerinize nasıl yaklaştı?

Aslında herhangi bir talep yok, çok net. Formül şu: İki partinin de oylarının bir araya gelerek kazanacağı kentleri belirlemeye çalışıyoruz. CHP’nin iddialı olduğu yerlerde kendi adayları, bizim iddialı olduğumuz yerlerde kendi adaylarımız. İş birliklerinde karşılıklı fayda esastır. Bu sadece CHP ile sınırlı değil, sol, sosyalist, demokrat diğer partilerin de iddialı olduğu yerler var. EMEP, TİP, DEVA, SAADET için de bunlar geçerlidir. Oylarımızın bir araya gelmesiyle kazanma şansının ortaya çıktığı kentlerde birlikte çalışmak temel önceliğimizdir.

CHP ile ittifak gerçekleşirse İstanbul dahil batıdaki büyükşehirlerde nasıl bir yol izleyeceksiniz?

Türkiye geneli için İstanbul, Ankara ve birkaç büyükşehir bütün partiler için çok önemli, seçim sonucu açısından. Bizim de bu kentlerde sonucu belirleyebilecek çok yüksek oranda oyumuz var. Oylarımız sonuçları belirleyecek durumdadır. Şimdilik sadece Ankara’yı değil, seçime gireceğimiz 7 il 27 ilçe açıkladık.

Buralarda en geniş kent uzlaşısıyla adaylarımızı belirleyip seçime gireceğiz.

Bunların dışında işbirliği yapacağımız kentlerde; adayın nitelikleri, demokrasiye, kadına, Kürt meselesine; emekçilere, yoksullara, ekolojiye, sanata, evrensel hukuk ilkelerine nasıl baktığıyla da ilgileniyoruz.

CHP’nin belirleyeceği özellikle büyükşehirlerdeki adaylarına ilişkin sizin bir tavsiyede bulunma durumunuz olur mu?

Biz başka bir siyasi partinin adaylarına karışmayız. İlkelerimiz var, ölçüler çok net. Kadın düşmanı, demokrasi düşmanı, rantçı, çevre ve doğa düşmanı, ırkçı, milliyetçi bir adayı desteklemeyiz. Ölçülerimiz çok net. Biz başka bir partinin şu aday olsun, bu olmasın gibi tartışmalarına asla müdahil olmayız. Biz ancak ilkelerimizi ortaya koymakla mükellefiz.

Genel seçimlerde TİP’le ittifaka gidildi. Yerel seçimde TİP’le bir ittifaka gidilecek mi? Ayrıca Tunceli’de EMEP’in de içinde yer aldığı bazı partilerle bir ittifak söz konusu olacak mı?

Bileşen ve birey hukukuna sahip bir partiyiz. Aynı zamanda Halkların Demokratik Kongresi’ne üye bir partiyiz. 6 birleşeni olan ve birçok sol, sosyalist, demokrat ve mütedeyyin bireyin 11 yıldır birlikte yürüttüğü bir gelenekten bahsediyoruz. Yaptığımız iş birliklerinde ilkelere bakarız, ilkeler üzerinde iş birlikleri ve ittifaklar kurarız. Bir önceki seçimde Emek Özgürlük İttifakı’nı kurduk.

Şu anda bütün Emek Özgürlük İttifakı bileşenleri ile tek tek görüşüyoruz. Dün de bugün de görüştük. Dışında kalanlarla da görüşüyoruz. Sol Parti, Halk Evleri, dergi çevreleri gibi birçok kesimle görüşüyoruz. Yerel seçimlerde toptan bir ittifak olmuyor. Kimi yerlerde TİP var, kimi yerlerde EMEP var. Başka yerlerde başka bir siyasi gelenek, siyasi parti var. Dolayısıyla yerelin özgünlüğüne göre kiminle işbirliği yapmamız gerektiği zaten ortaya çıkıyor. O çerçevede görüşmeler sürüyor. TİP’le de görüşüyoruz, görüştük. Onların bazı kentlerde iddiaları var. Bazı kentlerde olası ortaklaşmalar üzerine bir çalışma yürütebiliriz.

Diğer siyasi partilerden dönem dönem aldığınız bazı ortak tepkiler oluyor. Bunları parti olarak nasıl değerlendiriyorsunuz, sizi nasıl etkiliyor?

Ucuz bir siyaset. Savaş, çatışma, cenaze üzerinden kendisini var eden bir siyasi atmosfer var maalesef Türkiye’de. Savaş isteyenlerle bedel ödeyenlerin çocukları aynı kişiler değil. Yoksulun, emekçinin çocuklarının yaşamı üzerinden siyaset yapmak vicdansızlıktır. Irkçı, ayrıştırıcı, Kürtleri ve partimizi terörize eden yaklaşımı reddediyoruz. Biz bu toprakların bağrından çıkmış temel dinamiklerinden birisiyiz. Emin olun bizim için Trakyalı da Karadenizli de Egeli de Serhatlı da Türk-Kürt gençlerinin tamamı aynı değerdedir. Kimse yaşamını yitirmesin.

 

Röportajın tamamına buradan ulaşabilirsiniz

 

T24

DAHA FAZLA HABER OKU