Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman: Gazze’ye yönelik saldırıyı durdurmak için bir Arap-İslam hareketi oluşturmaya çalıştık

Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın Gazze’ye yönelik saldırıyı durdurmak ve insani yardımların Gazze Şeridi’ne girmesine imkân tanımak için ortak bir Arap-İslam hareketi oluşturmaya çalıştığını vurguladı

Fotoğraf: SPA

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman, çarşamba günü Şura Meclisi üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, Suudi Arabistan Krallığı’nın ülkede düzenlenen ortak Arap-İslam zirvesi aracılığıyla Gazze’ye yönelik saldırıyı durdurmak ve insani yardımların Gazze Şeridi’ne girmesine imkân tanımak için ortak bir Arap-İslam hareketi oluşturmaya çalıştığını vurguladı. Veliaht Prens ayrıca ülkesinin Vizyon 2030 ve diğer iddialı programlar doğrultusunda kalkınma hamlesini sürdürdüğünün altını çizdi.

Veliaht Prens, Şura Meclisi’nin sekizinci döneminin dördüncü yıl çalışmalarının açılışında Hadim-i Haremeyn-i Şerifeyn (İki Kutsal Caminin Hizmetkârı) Kral Selman bin Abdülaziz’e vekaleten yaptığı yıllık kraliyet konuşmasında, Krallığın iç ve dış politikalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Veliaht Prens, ülkesinin, Vizyon 2030 ve diğer iddialı programlar doğrultusunda kalkınma hamlesini sürdürdüğünü, bu hamlenin Krallığın dünya çapındaki ileri konumunu korumaya, daha fazla ilerleme ve kalkınma gerçekleştirmeye ve vatandaşlar için iyi bir yaşam temin etmeye katkı sağlayacağını belirtti.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi konuşmasında, ülkesinin pek çok alanda ileri seviyelere ulaştığına dikkat çekti. Bunlar arasında Suudi Arabistan’ın Birleşmiş Milletler sürdürülebilir kalkınma göstergelerinin yüzde 50’sinden fazlasında ilerleme göstermesi, ekonomisini geliştirerek 2022 yılında yurt içi hasılada yüzde 8,7 ve petrol dışı yurt içi hasılada yaklaşık yüzde 4,8’lik bir büyüme oranıyla G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomi olması ve dünyanın en rekabetçi yirmi ülkesi arasına girmesi yer alıyor.

Veliaht Prens, Krallık’ta turizm alanında da 2023 yılının ilk çeyreğinde tarihî bir performans sergilendiğine ve yüzde 64 oranında bir büyüme kaydedildiğine dikkat çekti. Ayrıca Vizyonun hedefleri doğrultusunda ekonomik dönüşüm sürecine ilişkin çalışmaların devam ettiğini vurgulayarak, elde edilen olumlu sonuçların ekonomik iyileştirmeler gerçekleştirme ve Krallığın mali durumunu ülkenin kapsamlı ekonomik büyümesini artıracak şekilde güçlendirme konusunda daha fazla başarının da habercisi olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

Krallık, mümkün olan en fazla sayıda Hac ve Umre ziyaretçisinin ibadetlerini kolayca yerine getirebilmeleri için çabaladı ve geçen yıl 1 milyon 800 binden fazla hacı ile 10 milyondan fazla Umre ziyaretçisini ağırladı. Bu, Vizyon 2030 kapsamındaki Rahman’ın Misafirlerine Hizmet programının sonuçlarından biridir.

Veliaht Prens, Krallığın bölgesel ve uluslararası düzeylerde elde ettiği konumundan ve her düzeyde etkin varlığından hareketle Krallığın dost ve kardeş ülkelerle yapıcı ilişkiler geliştirmeye çalıştığını söyledi. Geçen yıl 100’den fazla ülkeyi bir araya getiren birçok önemli zirveye ev sahipliği yaptığının altını çizdiği açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:

Expo 2030’a ev sahipliği yapmayı tercih etmesi, Krallığın sahip olduğu küresel konumun ve güvenin bir teyididir. Ayrıca Suudi Arabistan’ın en önde gelen küresel forumlara ev sahipliği yapmak için ideal bir sahne olduğunun da göstergesidir. Krallık ayrıca, Gazze’deki kardeşlerimizin maruz kaldığı acı hadiselere karşı koymak için olağanüstü ortak Arap-İslam Zirvesi’ni düzenledi ve uluslararası topluma İsrail’in saldırısının durdurulması ve insani yardımların Gazze Şeridi’ne girmesine imkân tanınması için ciddi ve kararlı tutumlar sergilemeleri yönünde baskı yapmak üzere ortak bir Arap-İslam hareketi başlatmaya yönelik çalışmalar yürüttü.

Veliaht Prens, Krallığın tutarlı yaklaşımının tüm ülkelerin ulusal egemenliğine saygı duyup iç işlerine karışmamaya, uluslararası meşruiyet ilkelerine ve kararlarına sadık kalmaya, iyi komşuluk ve anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözme ilkelerini benimsemeye, bölgede ve dünyada güvenliği ve istikrarı artıracak her şeyi dikkate almaya dayalı olduğunu belirtti. Konuşmasını meclis üyelerine ve vatanları için tüm samimiyeti ve özverisiyle hizmet eden tüm devlet memurlarına teşekkür ederek bitirdi.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ı Şura Meclisi binasına girişte Riyad Bölgesi Valisi Prens Faysal bin Bender, Riyad Bölgesi Vali Yardımcısı Prens Muhammed bin Abdurrahman ve Şura Meclisi Başkanı Şeyh Dr. Abdullah Âl-i Şeyh karşıladı. Veliaht Prens’in ana platformdaki yerini almasının ardından Kur’an-ı Kerim okunarak toplantı başlatıldı.

Şura Meclisi Başkanı Dr. Âl-i Şeyh, meclis üyeleri ve tüm memurlar adına Hadim-i Haremeyn-i Şerifeyn’e vekaleten Şura Meclisi’nin sekizinci döneminin dördüncü yıl çalışmalarının açılışına değerli katılımından ötürü Suudi Veliaht Prens’e teşekkür ettikten sonra konuşmasına şu sözlerle devam etti:

Bu kutlu dönemde, bu mübarek yolu takip eden herkes Hadim-i Harameyn-i Şerifeyn’in yönlendirmesiyle Suudi Veliaht Prens’in önderliğinde yürütülen ve ülkeyi sınırsız kalkınma ufuklarına yükselten Vizyon 2030 ışığında gerçekleşen ve azami ölçüde göz kamaştıracak ve öne çıkacak şekilde çizilmiş planlara göre ilerleyen kapsamlı kalkınmayı açıkça görüyor. Şura Meclisi, sekizinci döneminin üçüncü yılında 48 oturum düzenledi ve 379 karara ve şimdi saymaya zaman yetmeyecek başarılara imza attı. Önce Yüce Allah’ın lütfu, sonra da Hadim-i Harameyn-i Şerifeyn ile Suudi Veliaht Prens’in rehberliği ve desteği olmasaydı bunlar mümkün olmazdı.

Veliaht Prens’in Şura Meclisi’ni teşrif edip, basına açık olarak kraliyet konuşmasını yapması, Meclis başkanı, yetkilileri, üyeleri ve çalışanları için bir gurur ve şeref kaynağı olarak değerlendirildi. Değerli kraliyet konuşması ise meclis üyelerine Krallığın iç ve dış politikasına ilişkin tutumları için önemli ışıklar tutan bir yol haritası sayılıyor.

Dr. Âl-i Şeyh, kraliyet konuşmasının içeriğine ilişkin açıklamada bulunarak, devletin iç ve dış politikasına, nelerin başarıldığına ve devletin tüm beklentilerle arzuları gerçekleştirme azmine dikkat çekti.

Şura Meclisi Başkanı ayrıca, Veliaht Prens’in, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030’u ve diğer iddialı programları doğrultusunda kalkınma hamlesini sürdürdüğüne ilişkin sözlerine işaret etti. Krallığın ileri seviyelerde olduğunu, geleneksel ekonomiden modern ekonomiye doğru büyük bir dönüşüm gerçekleştirdiğini ve özellikle Suudi ekonomisinin Veliaht Prens’in de belirttiği üzere 2022 yılında G20 ülkeleri düzeyinde en hızlı büyüyen ekonomi haline geldiğini vurguladı. Bu bağlamda Veliaht Prens’in Expo 2030’a ev sahipliği yapmanın Krallığın sahip olduğu küresel konumun ve güvenin bir teyidi olup, Suudi Arabistan’ın en önde gelen küresel forumlara ev sahipliği yapmak için ideal bir sahne olduğunu gösterdiği yönündeki açıklamalarına dikkat çekti.

Şura Meclisi Başkanı, Veliaht Prens’in de belirttiği üzere, olağanüstü ortak Arap-İslam Zirvesi ve çeşitli toplantılar aracılığıyla Krallığın, uluslararası topluma İsrail saldırısının durdurulması ve insani yardımların Gazze Şeridi’ne girebilmesi için ciddi ve kararlı bir duruş sergilemeleri yönünde baskı yapmak üzere ortak bir Arap-İslam hareketi oluşturmaya çalıştığının altını çizdi. Bunun, Krallığın küresel düzeyde sahip olduğu siyasi ağırlıktan kaynaklandığını ve bu ağırlıkla küresel güvenliği ve barışı temin etmek için sürekli çabaladığını kaydetti.

Şura Meclisi Başkanı, Veliaht Prens’in, Krallığın Hac ve Umre ibadetini yerine getirmek üzere Kâbe’yi ziyaret eden konuklara hizmet için üstlendiği büyük emanetten ve vazifeden dolayı, mümkün olan en fazla sayıda Hac ve Umre ziyaretçisinin ibadetlerini kolaylaştırmaya çalıştığı yönündeki sözlerine dikkat çekti.

Kraliyet konuşmasının metni

Şura Meclisi’nin sekizinci döneminin dördüncü yıl çalışmalarına ilişkin yıllık kraliyet konuşmasının, Krallığın iç ve dış politikalarına dair detayları içeren tam metni şöyle oldu:

Onların işleri, aralarında danışma iledir” buyuran Allah’a hamd ve peygamberlerin en şereflisi Peygamberimiz Muhammed’e, onun tüm ailesine ve ashabına selam olsun. Selamun aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü Şura Meclisi Başkanı ve üyeleri olan değerli kardeşlerim. Allah’ın izniyle Şura Meclisi’nin sekizinci döneminin dördüncü yıl çalışmalarını açıyoruz. Allah’tan çalışmalarımızı onun değerli varlığına halis kılmasını ve Meclise’, Yüce Allah’ın razı olacağı şekilde arzulanan hedeflerine ulaşmak için kutlu yolculuğunu ve yoğun mesaisini sürdürmeyi, umutlarına ve hedeflerine ulaşmayı nasip etmesini diliyoruz. Özellikle başta geçen yıl olmak üzere son yıllarda çeşitli düzeylerde elde edilen büyük kalkınma başarıları için Yüce Allah’a şükrediyor ve vatana, vatandaşlara ve ülkemizde ikamet edenlere büyük fayda ve etki sağlayacak daha fazla şey yapmayı, bu ve gelecek nesiller için bu kazanımları korumayı umut ediyoruz. Allah bize bu mübarek ülkede şükretmeyi gerektiren pek çok nimet bahşetti. Bu nimetlerin en önemlisi; tevhid, iman, söz birliği ve safların sıklığıdır. Rahmetli Kral Abdulaziz bin Abdurrahman es-Suud ve onun sadık adamları, burayı güvenliğin ve emniyetin yaygın olduğu ve Rahman’ın konuklarının hizmet gördüğü bir vatan olarak birleştirmek için değerli çabalar sarf ettiler. Allah, bu ülkeye Haremeyn-i Şerifeyn’e (Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi) hizmet etme şerefini lütfetti. Bu ülke de tüm gayretini ve hizmetini buna adadı ve kuruluşundan bu yana İslam’a ve Müslümanlara hizmet eden her konuda üzerine düşeni yapmaya ve Rahman’ın konuklarına kolaylık sağlayacak her şeyi temin etmeye çalıştı.

Geçen yıl mümkün olan en fazla sayıda Hac ve Umre ziyaretçisinin ibadetlerini kolaylaştırmak amacıyla, hazırlıkların koronavirüs salgını öncesindeki haline döneceği duyuruldu ve geçen yıl 1 milyon 800 binden fazla kişi hac ibadetini gerçekleştirdi. Ayrıca devletin salgına karşı koymak için en üst düzeyde sorumluluk, ciddiyet ve yenilikçilik göstermesinden sonra salgının aşıldığı da duyuruldu. Sürekli faaliyeti ve tüm ürün ve hizmetlerin kesintisiz teminini sağlama konusundaki azmimizle Krallık, hastalık salgınlarıyla mücadelede küresel bir model haline gelecektir. Allah’ın lütfu sayesinde Umre ziyaretçilerinin sayısında da en yüksek sayıya ulaşıldı ve geçen yılki ziyaretçi sayısı 10 milyonu aştı. Prosedürlerin kolaylaştırılması, gelişmiş vize sistemleri ve çeşitli dillerde birleşik bir platformda dijitalleştirilmesi bu başarıya katkı sağladı. Bu, Vizyon 2030 kapsamındaki Rahman’ın Konuklarına Hizmet programı için gösterilen kurumsal faaliyetin bir sonucudur.

Kardeşlerim! Ülkemiz Vizyon 2030 ve diğer iddialı programlar doğrultusunda kalkınma hamlesini sürdürüyor. Allah’ın izniyle bu vizyon, Krallığı sürekli bir ilerleme halinde tutacak ve vatandaşlara onurlu bir yaşam sağlayacak. Çağın gereklerine, hoşgörülü İslam şeriatına ve ilkelerimizle geleneklerimize uygun yönetmelikler ve kararlar çıkarmaya da devam edilecek. Kişisel Durumlar Sistemi’nden ve İspat Sistemi’nden sonra Sayın Başbakan’ın ilan ettiği dört sistemden üçüncüsü olan ve yasama ortamıyla adli kurumların, sistemlerin daha yeterli hale getirilmesini, hakların himaye edilmesini ve şeffaflığın artırılmasını temin edecek şekilde geliştirilmesini hedefleyen Hukuki İşlemler Sistemi ile hayatın çeşitli gereksinimlerini kapsayan ve onların çeşitli alanlarda daha fazla hakka ve hizmete erişmesini esas alan Engelli Bireylerin Hakları Sistemi’nin çıkarılması bu bağlamda değerlendirilebilir.  

Krallık’ta sağlık sektörünü geliştirme hedefi doğrultusunda translasyonel araştırmalar ve klinik deneyler alanında araştırmacıları ve seçkin yetenekleri desteklemek için Ulusal Sağlık Araştırmaları Enstitüsü kurulması onaylandı. Devletimiz, Siyam ikizlerini ayırma operasyonunda da küresel çapta öncü konumunda. Nitekim Suudi Arabistan’ın Siyam ikizlerini ayırma programında, 1990’dan bu yana 24 ülkeden 133 vakaya imza atıldı.

Tarafımızca eğitim sektörüne de büyük ilgi gösteriliyor. Eğitim, Krallık Vizyonu’nun temel direklerinden biri. Erkek ve kız evlatlarımızın beceri ve yeteneklerini geliştirmek, yüksek bilgi ve beceriye sahip ve küresel düzeyde rekabete hazır nesiller yetiştirmek, kapsamlı ve sürdürülebilir bir ekonomik kalkınma gerçekleştirmede uygun ve etkin eğitim ortamı hazırlamak için ciddiyetle çalışıyoruz. Bu çabanın sonucunda 2022 Küresel Rekabetçilik Yıllık Raporu’nda eğitime, araştırmaya ve yenilikçiliğe ilişkin göstergelerde ilerleme kaydedildi. Yetenekli kız ve erkek öğrencilerimizin çeşitli uluslararası bilimsel yarışmalarda aldıkları ödüller bizi memnun etti. Aynı şekilde Krallığın, ev sahipliği başvurusunun ilan edilmesinden bu yana gösterilen iddialı ve sürekli çabaları sonucunda Expo 2030’a ev sahipliği yapma hakkı kazanması da bizi mutlu ediyor. Bu başarı, Krallığın öncü rolünün, imkânlarına duyulan uluslararası güvenin ve küresel forumlara ev sahipliği yapmak için ideal bir sahne olduğunun teyididir.

Tarımsal Kalkınma Fonu Sistemi’nin oluşturulması, tarım sektörüne verilen desteğin devam ettiğini, uzun vadeli borçların verilip kredi kolaylığının sağlandığını ve stratejik projelerin süresinin artırıldığını doğrular nitelikte. Gayrimenkul Katkı Payı Sistemi de emlak sektörü için düzenleyici ortamı geliştirmeyi ve Krallıktaki ekonomi ve yatırım büyümesine ayak uydurmayı hedefleyen Emlak Mevzuatı Sistemi’nin bir uzantısı olarak geliştirildi.

Sayın Başbakan, Ulusal Ulaştırma Stratejisi hedeflerine uygun olarak devam eden girişim paketi kapsamında lojistik sektörünün altyapısını geliştirmek, yerel ekonomiyi çeşitlendirmek, öncü bir yatırım noktası ve küresel bir lojistik merkez olarak Krallığın konumunu güçlendirmek amacıyla lojistik merkezlerine ilişkin genel planı ortaya koydu.

Krallık, performans verimliliğinde büyük atılımlar gerçekleştirdikten sonra, Dünya Bankası’nın yayınladığı Küresel Lojistik Endeksi’nde 17 sıra yükselerek, 160 ülke arasında 38’inci sıraya yerleşti. Ülkenin içinden geçtiği gelişim aşamasını tamamlayıcı bir adım olarak da birçok öncü strateji, plan, proje ve şirket hayata geçirildi. Ulusal Fikrî Mülkiyet Stratejisi, Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nin (KAUST) yeni stratejisi, Uluslararası Kral Selman Havalimanı’nın genel planı, Yeni Uluslararası Abha Havalimanı’nın genel planı, WAREFA projesi, MARAFY projesi, es-Sevde Zirveleri (Kımemü’s-Sevde) projesi, Neom’daki Leyja inşaatı projesi, Suudi Eğlence Projeleri (SEVEN) şirketi, Yeni Murabba İnşaatı şirketi ve Riyad Havayolları şirketi bunlar arasında sayılabilir.  

Vatandaşların konut sahibi olma oranını artırmak amacıyla pek çok çözüm ve çeşitli konut seçenekleri sunuldu. Bu sayede Suudi ailelerin mülkiyet oranı, 2022’de yüzde 60’ın üzerine çıktı. Vatandaşlara uygun konut sağlama ve ev sahibi olma oranını artırma çabalarımızı Allah’ın izniyle sürdüreceğiz.

Krallık, iddialı vizyonunun temel bileşeni olarak kültür sektörüne de büyük önem veriyor. Bu özenin bir sonucu olarak BM Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) Dünya Mirası Komitesi, oy birliğiyle Krallığın Dünya Mirası Komitesi Başkanı olarak kabul edildiğini açıkladı.

Spor sektöründe büyük bir sıçrayışa ve köklü bir değişime tanık olundu. Başbakan, faal bir spor sektörü oluşturmayı hedefleyen Vizyon 2030 hedeflerine ulaşmak için Spor Kulüpleri Yatırım ve Özelleştirme projesini başlattı. Böylece milli takımlar, spor kulüpleri ve her düzeydeki temsilciler için arzu edilen mükemmelliğe ulaşmak üzere özel sektörü teşvik edip spor sektörünün gelişimine katkıda bulunmasını sağladı. Spor sektörünün gördüğü bu sınırsız desteğin sonucunda Suudilerin 2034 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapma teklifine bölgesel ve uluslararası federasyonlar tarafından verilen destekte benzersiz bir görüş birliğine şahit olundu. Krallığın Formula 1 ve Dakar Rallisi gibi en prestijli uluslararası şampiyonalara ev sahipliği yapmasını mümkün kılan hazır altyapının ve gerekli imkânların yanı sıra bu görüş birliği, Krallığın ev sahipliği dosyasının desteklenmesine katkı sağladı.

Yerli medya içeriği üretimini artırmak için Medya Düzenleme Genel Kurulu’na ilişkin yeni düzenleme kabul edildi. Amaç, ulusal ekonomi kaynaklarını çeşitlendirmek suretiyle Krallık Vizyon 2030 hedeflerini gerçekleştirmeye katkı sağlayacak şekilde medya alanında bölgesel ve uluslararası düzeyde benimsenen en iyi uygulamaları ve en yeni yönelimleri benimsenin yanı sıra, ulusal şirketleri güçlendirecek ve doğrudan yabancı yatırımları çekecek yatırım ortamını oluşturarak, çeşitli medya alanlarında ülkenin ekonomik faaliyetini desteklemek ve çeşitli işlerle büyük iş imkânları sağlamaktır.  

Allah’a hamdolsun ki ülkeniz, BM sürdürülebilir kalkınma göstergelerinin yüzde 50’sinden fazlasında ilerleme kaydetti ve pek çok alanda ileri seviyelere ulaştı. Devletiniz turizm alanındaki başarılarını 2023 yılının ilk çeyreğinde yüzde 64 oranında bir büyümeyle sürdürdü. Bu, tarihî olarak en yüksek üç aylık performansı temsil ediyor. Üstelik turist sayısındaki artış oranında da dünyada ikinci sırada yer alıyor. Ülkemiz, Uluslararası Uzay İstasyonu’na iki astronot göndererek bilimsel bir başarıya imza attı. Bu bilimsel yolculuk, Krallığın uzay keşifleri ve insanlığa hizmet alanında küresel konumunu güçlendirmeye katkı sağladı. Uzay sektörünü destekleme çalışmalarımız doğrultusunda, uzay pazarı oluşturmaya ve bu alanda araştırmayı ve yeniliği teşvik etmeye odaklanma bakımından nitelikli bir atılım olarak Suudi Uzay Otoritesi’ni Suudi Uzay Ajansı’na dönüştürmek üzere gerekli düzenlemeleri de onaylandı. Gençlerimize özen gösteriyoruz. Çünkü onlar, Krallığın bugününü ve yarınını inşa eden ellerdir ve herhangi bir kalkınma planının oluşturulup hayata geçirilmesinin temelidir. Birçoğunun sadece yerel düzeyde değil, aynı zamanda küresel düzeyde de çeşitli sektörlerde öncü konumlarda bulunduğunu görmek bizi çok mutlu ediyor.

Suudi kadınlar da güçlenme ve inşa etme fırsatlarından yararlandılar. O kadar ki Krallığın çeşitli alanlarda gerçekleştirdiği kalkınma hamlesinin önemli ve etkin bir ortağı haline geldiler. Kamu ve özel sektörde, bölgesel ve uluslararası kuruluşlarda üst düzey liderlik koltuklarına oturdular.  

Değerli kardeşlerim! Gelişme, modernleşme ve sürekli gelişme yolunda ilerleyen Krallık, Suudi Arabistan’ın gelişmiş ülkelere denk olduğu bu seviyede devam etmesini sağlayacak şekilde ekonomik temeli ve gelir kaynaklarını çeşitlendirmek ve mevcut enerjilere, zenginliklere ve çeşitli alanlara yatırım yapmak suretiyle bu kalkınma yolculuğunu geliştirmek için ortaya konan Vizyon 2030’a doğru emin adımlarla yürüyor. Devletinizin benimsediği ekonomik dönüşüm yolculuğu sürüyor. Şu ana kadar elde edilen olumlu sonuçlar da kapsamlı ekonomik büyümeyi artırmayı ve Krallığın mali durumunu gelişmiş bir ekonomiye doğru mali sürdürülebilirliği temin edecek şekilde güçlendirmeyi hedefleyen ekonomik ve mali iyileştirmeler konusunda daha fazla başarının habercisidir. Vatandaş, kapsamlı ve sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın temel direğidir. Kalkınma hamlesinin temel dayanağı olarak çeşitli alanlarda ve gelecek vaat eden sektörlerde başarılar elde edilmesine doğrudan katkı sağlar. Ülkeniz, onurlu bir yaşam düzeyi sağlamanın, vatandaşların yaşam kalitesini yükseltmenin, iş fırsatlarını artırmanın, gelir düzeyini iyileştirmenin, şehirlerin altyapısını geliştirmenin ve tüm hizmetleri en üst seviyelerde temin etmenin öneminden hareketle vatandaşlara yönelik sosyal destek ve koruma sistemini güçlendirme çalışmasına devam ediyor. Ekonomik değişimler ışığında kadın ve erkek vatandaşların yükünü hafifletme ve yaşamlarını iyileştirme arzumuz doğrultusunda sosyal sigorta sahiplerinin maaş hesabında temel alınan asgari tutarın artırılması, Vatandaş Hesabı Programı’na göre çalışmaların sürdürülmesi ve Vatandaş Hesabı Programı’ndan faydalananlar için kayıt açmanın ve ek mali desteğin Aralık 2023’e kadar üç ay boyunca devam etmesi için onay verildi.

Vatanın sahne olduğu ekonomik kalkınmayı tamamlayıcı bir adım olarak Suudi ekonomisini çeşitlendirmek, yatırım ortamını iyileştirmek ve böylece öncü bir küresel yatırım noktası olarak Krallığın konumunu güçlendirmek için dört özel ekonomik bölge oluşturuldu.

Suudi Arabistan’ın dünyanın en güçlü 20 ekonomisini içeren G20’ye üyeliği, sağlam bir endüstriyel ekonomik temele ve dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen yatırımlar için güvenli bir ortama sahip olması, Krallığın küresel ekonomide oynadığı etkili rolün arttığı anlamına geliyor. Krallığın, üye ülkelerin hedef ve beklentilerini karşılamaya ve halkların refahını gerçekleştirmeye dönük çeşitli girişimleri, pek çok sektör ve faaliyette önemli ve etkili bir rol oynadı.

Allah’a şükürler olsun ki ülkemiz, ileri seviyelere ulaşmayı başardı. Nitekim Uluslararası Para Fonu (IMF) raporunda Suudi ekonomisi, yüzde 8,7 oranıyla 2022 yılında G20 ekonomileri arasında en hızlı büyüyen ekonomi olarak sınıflandırıldı. Petrol dışı yurt içi hasıla da yaklaşık yüzde 4,8 büyüme gösterdi ve Suudiler arasındaki işsizlik oranları yüzde 8’e düşerek tarihinin en düşük seviyesine indi. Rapor, Krallığın yerel destek sunmak ve bazı ürünlere tavan fiyat koymak suretiyle enflasyonu kontrol altına alma çabasını takdir etti. Nitekim 2022 yılında ana tüketici fiyat endeksi ortalaması yüzde 2,5’e ulaştı.

Hükümetin mali politikayı ve kapsamlı yapısal, düzenleyici ve ekonomik iyileştirmeleri geliştirme çabalarına devam etmesinin bir sonucu olarak kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Suudi Arabistan’ı pozitif görünümle A1 olarak sınıflandırdı.

Avrupa Dijital Rekabet Edebilirlik Merkezi’ne göre ülkeniz, G20 ülkeleri arasında dijital rekabet edebilirlikte ikinci sıraya yerleşti. Ayrıca Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi’nde mükemmellik sertifikaları da aldı ve böylece Krallığın aldığı mükemmellik sertifikaları toplamda 35’e yükseldi. Halka arz ve yönetim kurulları göstergelerinde G20 ülkeleri arasında üçüncü sırada ve 2022 yılı işçi üretkenliği büyüme oranında da G20 ülkeleri arasında birinci sırada yer aldı.

Ülkemiz, Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı’na (ICAO) göre havacılık güvenliği sektörü alanında G20 ülkeleri düzeyinde yedinci, dijital düzenlemelere hazırlık konusunda G20 ülkeleri arasında ikinci ve dünya genelinde dördüncü sırada. Dünya Bankası Grubu’nun 2022 yılı için yayınladığı Dijital Devlet Olgunluk Endeksi’nde dünya çapında üçüncü, BM Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu (ESCWA) tarafından 2022 yılı için yayınlanan Elektronik ve Mobil Devlet Hizmetleri Olgunluk Endeksi’nde de birinci sırada yer aldı. Dijital altyapı, toplam nüfusun yüzde 99’unu kapsamayı başardı ve Krallık, dijital uçurumun kapanması bakımından dünyaya öncü bir model sundu.

Krallık, dünyanın en rekabetçi 64 ülkesi arasında dünya çapında 17’nci sıraya yerleşmeyi başardı ve böylece Küresel Rekabetçilik Yıllık Raporu’nda ilk kez ilk 20 ülke arasında yer aldı. 2022’deki güçlü ekonomik ve mali performans ve kendisini ilk kez G20 ülkeleri arasında üçüncü sıraya yerleştirilen iş mevzuatı iyileştirmeleri sayesinde raporun 2023 versiyonunda yedi sıra yükseldi. Uygulanan ekonomik reformlar ve harcama verimliliği de Krallığın 23 göstergede ilk üç sıraya yükselmesine katkıda bulundu.

Suudi kadınların iş piyasasına katılım oranı, Krallık Vizyon 2030’u kapsamında hedeflenen yüzde 30 oranının üzerine çıktı. Borsadaki Suudi kadın yatırımcıların sayısı, 2023’ün ikinci çeyreğinin sonunda 1 milyon 562 bin 781 yatırımcıya ulaştı. Krallıktaki küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin yüzde 45’inden fazlası Suudi kadınlara ait. 2023 yılının ilk çeyreğinde genel olarak işletmeler, aynı yılın ilk çeyreğine göre yüzde 2,6 oranında artarak 1,23 milyon işletmeye ulaştı.

Kâr amacı gütmeyen sektör, 2022 yılında hızlı bir büyüme kaydetti. Bu sektördeki tesisler, Vizyon 2030 öncesine kıyasla yüzde 114’ten fazla arttı ve sayıları 3 bin 800’ü aşkın kuruma ve derneğe ulaştı. Bunlar arasında uzmanlaşmış derneklerin sayısı da yüzde 67 oranında arttı ve gönüllü sayısı 650 bini aştı. Bu, devletin, Vizyon 2030’un eksenlerinden biri olarak bu sektöre gösterdiği ilgiyi yansıtıyor.

Sanayi sektöründeki beklentileri karşılamak ve Krallığın ekonomik tabanını çeşitlendirmede bu sektörün rolünü en üst düzeye çıkarmak amacıyla Ulusal Sanayi Stratejisi ortaya kondu. Amaç, yüksek teknolojili ürünler ihraç eden, özel sektör ortaklığıyla küresel tedarik zincirinin güvence altına alınmasına katkı sağlayan ve yatırım çeken bir endüstriyel ekonomiye ulaşmaktır. Buna ek olarak Krallığın elektrikli otomobil üreten ilk Suudi şirketi SIR de kuruldu.

Krallık, ekonomik tabanının dayanıklılığına ve üç kıtayı birbirine bağlayan stratejik konumuna dayanarak büyük yatırımcıları çekmeye çalıştı. Yatırımcılar açısından cazibesini artırmak için yatırım ortamını iyileştirmeye çabaladı ve Kamu Yatırım Fonu çatısı altında çok sayıda dev yatırım girişimi sundu. Örneğin bu fon, projeler yoluyla ekonominin çeşitlendirilmesinde, ekonomiye yıllık 150 milyar riyal harcanmasında ve yerel içeriğin desteklenmesinde önemli bir rol oynadı. Ayrıca Etkinlikler Yatırım Fonu oluşturuldu ve Asir Yatırım Şirketi ile beş bölgesel şirket daha kuruldu.

Hindistan’ı, Ortadoğu’yu ve Avrupa’yı birbirine bağlayan yeni bir ekonomik koridor projesine ilişkin bir mutabakat zaptının imzalanması, Krallığın ortak çıkarlarını gerçekleştirecek şeylerin üzerine inşa edildiği temelleri belirginleştiriyor ve diğer ülkelerdeki ortaklıklarıyla ekonomik bağlantıyı güçlendiriyor. Bu da genel olarak küresel ekonomiye olumlu yansıyor. Proje aynı zamanda Krallığın Doğu’yu Batı’ya bağlayan stratejik konumunun önemini ve onun kıtaları birbirine bağlayan projelere açıklığının arttığını da gösteriyor. Kıtalar arasındaki ticarete hizmet eden bu projeler, Krallığın güvenilir bir enerji kaynağı olarak dünyadaki öncü rolünü ve bu rolün başarıya ulaşmasını sağlayan mevcut rekabet avantajlarını güçlendiriyor.  

Kardeşlerim! Enerji stratejisi ve küresel ekonominin ve enerji piyasalarının istikrarını sağlamadaki öncü rolü çerçevesinde Krallık, petrolün küresel ekonominin büyümesini desteklemede önemli bir unsur olması dolayısıyla küresel petrol piyasalarının istikrarını ve dengesini desteklemeye çalışıyor. Bu çaba, piyasaların istikrarını ve tedarik sürekliliğini hızlandırmayı amaçlayan girişimlerinin ve sahip olduğu tüm enerji kaynaklarını geliştirip yatırım yapma isteğinin bir sonucu olarak Krallığın, OPEC Plus anlaşmasının yapılmasındaki ve devam ettirilmesindeki önemli rolünde açıkça görülüyor.  

Krallıktaki enerji sistemine ilişkin programlar ve girişimler, devletten büyük bir ilgi gördü. Bunun Suudi ekonomisi üzerindeki olumlu etkisi, 2030 yılına kadar enerji karışımındaki elektrik enerjisi üretim kapasitesinin yaklaşık yüzde 50’sini oluşturacak olan yenilenebilir enerji kaynaklarının katkısını artırmaya dönük plan ve programlarla netleşti.

Ülkemiz, temiz enerjiye dayalı olan ve karbon emisyonunu azaltmaya katkı sağlayan yerel ve bölgesel girişimlerde bulunarak çevreyi korumada öncü rol oynadı. Söz konusu girişimlerin en önemlileri Yeşil Suudi Arabistan ve Yeşil Ortadoğu girişimleridir. Bu iki girişim, Krallığın uluslararası sürdürülebilirlik çabalarına olan bağlılığını teyit ediyor ve tüm küresel hedeflere ulaşmayı sağlayan net işaretlere sahip bir plan geliştirerek bölgenin Dünya’yı koruma yeteneklerinin artmasına katkıda bulunuyor.

Krallığın dünyadaki su sorunlarına çözüm bulmadaki rolünün ve çevresel sürdürülebilirlik meselelerine olan bağlığının bir teyidi olarak, merkezi Riyad’da bulunan Küresel Su Örgütü kuruldu. Bu gelişme, ülkenizin onlarca yıldır suyun üretimi, ulaşımı ve dağıtımı alanında sunduğu öncü küresel deneyimi, suya ilişkin zorlukların üstesinden gelmek için geliştirdiği teknik çözümleri, su meselesinin küresel gündemlerin başına yerleştirilmesi konusunda sunduğu katkıyı ve su ve sanitasyon projeleri yararına dünya çapında dört kıtadaki birçok kardeş ve dost ülkeye sağladığı altı milyar doları aşkın maddi desteği tamamlayıcı niteliktedir.

Bağlı kuruluşları aracılığıyla Ulusal Kalkınma Fonu, Krallığın temiz enerjiye geçme ve artan küresel enerji ihtiyacını karşılama çabaları kapsamında, yeni ve alternatif enerji kaynakları geliştirmedeki öncü rolünden hareketle Neom’daki Oxagon City’de kurulması planlanan dünyanın en büyük yeşil hidrojen üretim tesisinin finansmanına katkı sağladı. Yeşil hidrojen, Krallığın gelişimine öncülük ettiği en önemli yatırımlardan birini temsil ediyor.

Kardeşlerim! Devlet, kalkınmanın ve ilerlemenin birincil düşmanı olarak gördüğü yolsuzlukla mücadele ediyor ve kökünü kazıyor. Yolsuzluğu ortadan kaldırmak, büyük bir milli görev olup, bunun için kamu malını korumak, ulusal kazanımları muhafaza etmek ve İslam şeriatına aykırı haksız kazançların önüne geçmek üzere herkesin bir arada hareket etmesi gerekir. Devletin yolsuzlukla mücadele edip onu bitirme konusundaki net yaklaşımını sürdürdüğünü ve tüm yolsuzluk davalarını ve yargı organlarının tespitlerini adil ve şeffaf bir şekilde açıkladığını belirtiriz. Riyad Küresel Girişimi, Arap Anlaşması ve BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi kapsamında yolsuzluğun tehlikelerini ve yıkıcı etkilerini ortak çıkarlara hizmet edecek ve yolsuzların güvenli sığınaklarını sınırlandıracak şekilde ortadan kaldırmak için yakın uluslararası iş birliği yürütüyoruz.  

Dünya çapında ülkelerin karşı karşıya olduğu en önemli krizlerden biri olan uyuşturucu, halkların hayatını ve kazanımlarını etkiler hale geldi. Krallık, toplumu bu tehlikeli afetten koruma ve onunla mücadele etme konusundaki rolünü yerine getirmek amacıyla, Başbakan Veliaht Prens’in desteği ve liderliğiyle uyuşturucuyla mücadele için emniyet kampanyası başlattı. Allah’a şükür bu kampanyada somut sonuçlar elde edildi. Bu noktada önleyici darbelerin kararlılıkla devam edeceğini ve kaçakçıların ya da tacirlerin oğullarımızı veya kızlarımızı hedef almasına ya da güvenliğimizi bozmasına hiçbir fırsat vermeyeceğini belirtiriz. Toplumun uyuşturucunun zararları ve tehlikeleri konusunda bilinçlendirilmesinin önemine dair kanaatimizle, tüm sektörlerde bilinçlendirme kampanyaları başlatıldı, uyuşturucuyla mücadele ve etkilerini azaltma amacıyla tedavi ve rehberlik merkezleri kuruldu.

Kardeşlerim! Krallık; tevhid inancı, İslam şeriatı, İslam ilkelerinin hoşgörüsü ve dinî, mezhep ve etnik aidiyetleri ne olursa olsun dünyadaki tüm milletlerin barış içinde bir arada yaşamasına ilişkin esasları gibi birtakım temeller üzerine kurulmuştur. Biz, haklara saygıya, uluslararası sözleşmelere, milletlerin ve halkların barış içinde bir arada yaşamasına dayalı adil bir diyalog ve barış çağrısı yapıyoruz. Diyaloga, hoşgörüye ve açıklığa dayalı değerlerimize ve kültürümüze duyduğumuz bağlılığı ve gururu ifade ederken, başkalarının değerlerine ve kültürlerine, ülkelerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne duyduğumuz saygıyı da teyit ediyoruz. Krallığın herhangi bir gerekçeyle İslam dinine hakaret eden, İslam dininin imajını çarpıtmaya çalışan, Kur’an-ı Kerim’e saldıran, Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (as) ya da onun değerli ashabına (ra) dil uzatan veya Müslümanların herhangi bir kutsalına dokunan kim olursa olsun kesin bir şekilde reddettiğini vurguluyoruz. Bununla birlikte dünyada barış ve uyum adına dinlerin, kültürlerin ve medeniyetlerin mensupları arasında diyalog ve iş birliğinin güçlendirilmesinin ve genel olarak semavi dinlere saygı duyulmasının öneminin altını çiziyor; nefret söylemlerine, bağnazlığa, aşırılığa, şiddete ve provokasyona karşı ideal yolun barış ve hoşgörü değerlerinin yayılması olduğunu söylüyoruz.

İslam’ın hoşgörüye dayalı şeriatı ve yüce mesajı; saldırganlığa, aşırılığa ve teröre karşıdır. Krallığın hak dine dayalı değişmez tutumu da biçimi, yöntemi ve gerekçesi ne olursa olsun teröre karşıdır. Terör; toplumların arasına fitne tohumları eken, insanlar arasında nefret ve kin uyandıran, sınır ve değer tanımayan ve inançları, renkleri ve ırkları ne olursa olsun halklar arasında ayrım yapmayan ölümcül bir kötülüktür.

Krallık daima güvenliğe, istikrara, kalkınmaya ve refaha giden yolun teröre ve onun suç çetelerine, ayrıca dinî, insani ve ahlaki bütün değerlerle çelişen aşırı düşüncelere karşı mücadelede toplu çabaların devam etmesi gerektiğine inanmıştır. Krallık, düşünceye karşı düşünceyle mücadele etme, terörün kökünü kazıma, nefrete ve aşırılığa karşı durma düşüncesinden hareketle Dünya Aşırı Düşünceyle Mücadele Merkezi İtidal’i kurdu. Bu merkez, bölgesel ve uluslararası ortaklarımızla iş birliği kurarak, aşırılık yanlısı düşünceyle ve onun mesajlarıyla mücadele etmeyi, bu tür düşüncenin faaliyetlerine karşı koymayı ve etkilerini sınırlamayı, hoşgörü ilkelerini yayıp itidal kültürünü teşvik etmeyi hedeflemektedir.

Kardeşlerim! Krallık; Riyad Arap-Çin İşbirliği ve Kalkınma Zirvesi’ne, Arap Birliği Konseyi’nin zirve düzeyindeki 32’nci olağan oturumu (Cidde Zirvesi) çalışmalarına, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri ile Orta Asya ülkeleri zirvesine, ilk Suudi-Afrika zirvesine ve Riyad şehrindeki olağanüstü Arap-İslam Zirvesi’ne ev sahipliği yaparak bölgesel ve uluslararası konumunu sağlamlaştırdı. Saygıdeğer Veliaht Prens’in kardeş ve dost ülkelere ziyaretleri, uluslararası konferanslara katılımı ve birçok devlet başkanının barış üreticisi haline gelen ve her durumda yapıcı olarak anılan Krallığa yönelik ziyaretleri de bu konumu pekiştiriyor.

Körfez düzeyinde, KİK’in bölgesel ve küresel stratejik rolünü etkinleştirmeyi başardık. 43’üncü Körfez Zirvesi’nde de vizyonumuzu tam ve doğru bir şekilde hayata geçirmenin önemi vurgulandı. Ekonomik birlik bileşenlerinin ve ortak savunma ve güvenlik sistemlerinin bütünleştirilmesi ve KİK ülkelerinin istikrarını sağlayıp çıkarlarını koruyacak, onları bölgesel ve uluslararası çatışmalardan uzak tutacak, vatandaşlarının beklentilerini karşılayacak, siyasi tutumları birleştirmek ve uluslararası toplumla, bölgesel ve uluslararası kuruluşlarla, dost ve kardeş ülkelerle stratejik ortaklıkları geliştirmek suretiyle bölgesel ve uluslararası rollerini güçlendirecek şekilde tutumların koordine edilmesi bu bağlamda değerlendirilebilir.  

Krallık, kurulduğundan bu yana Arap bölgesinin yüzleştiği tehlikeler, zorluklar ve değişimler ile sahne olduğu ve çoğu ülkeyi etkileyen büyük siyasi dönüm noktaları karşısında Arap saflarının sıkılaştırılmasını ve dayanışmasını destekledi. Bölgede barışın, güvenliğin, istikrarın ve refahın sağlanmasını hedefleyen ilgili tutumlar arasında Yemen’de, Sudan’da ve Suriye’deki krizler için kapsamlı bir siyasi çözüm bulmaya dönük mevcut çabaların ve girişimlerin desteklenmesi de yer alıyor.

Müslümanlar düzeyinde; Harameyn-i Şerifeyn’e ev sahipliği yapan ve dünyanın doğusundaki ve batısındaki Müslümanların kıblesi olan ülkemiz, İslam’a hizmet etme, onun hoşgörüye dayalı öğretilerini yayma ve genel olarak Müslümanların meselelerini savunma konusunda önemli ve temel bir rol üstlendi.

Arapları ve Müslümanları yeniden birleştirmenin, safların birliği üzerine çalışmanın, Arap ve İslam uluslarının her düzeyde karşılarına çıkan zorluklarla mücadele için söz birliğine varmanın önemine inanan Krallık; Arap ve İslam uluslarının meselelerine büyük önem verdi.

Bu noktada Gazze Şeridi’nde binlerce çocuğun, kadının, yaşlının ve savunmasız sivilin hayatına mal olmuş acımasız bir savaşa maruz kalan kardeş Filistin halkının daima yanında duracağımızı vurguluyoruz. Gazze Şeridi’nde devam eden saldırı faaliyetlerinin durdurulması, bölgeye yayılmasına engel olunması, uluslararası insani hukuka uyulması ve sivillerin hedef alınmaması için tüm uluslararası ve bölgesel taraflarla iletişim kurmak üzere mümkün olan her türlü çabayı gösteriyoruz.

Gazze’de kuşatma altında bulunan sivillere tıbbi bakım ve gıda yardımı yapılması için güvenli insani koridorlar oluşturulmasında BM’nin ve kuruluşlarının rolüne vurgu yapıyor; sivillerin herhangi bir gerekçeyle ve herhangi bir şekilde hedef alınmasını kesin bir şekilde reddettiğimizi ve tehcir teşebbüslerine itiraz ettiğimizi belirtiyoruz.

Suudi Arabistan Krallığı’nın tarihî rolü çerçevesinde, Gazze Şeridi’ndeki kardeş Filistin halkına yardım ulaştırmak için bir halk kampanyası başlatılmasını yönlendirdik. Ülkemiz, insani yardımların hava ve deniz yoluyla ulaştırılması girişiminde bulundu. Krallığın talebi üzerine birleşik bir Arap tutumu oluşturmak, Gazze’deki saldırının durdurulması için uluslararası baskıyı yoğunlaştırmak, bölgenin güvenliğini ve istikrarını destekleme çabalarını teşvik etmek üzere Riyad’da olağanüstü bir ortak Arap-İslam zirvesi düzenlendi. Ortadoğu bölgesinin güvenliği için Filistin meselesinde, Filistin halkının 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız devletini kurmasını garanti eden Arap Barış Girişimi’ne ve uluslararası meşruiyet kararlarına dayalı adil ve kapsamlı bir çözüm arayışının hızlandırılması gerekiyor. Krallık, tüm uluslararası yasaların açıkça ihlali sayılan, bölgesel ve uluslararası barış çabalarını baltalayan ve siyasi çözüm yollarını tıkayan tüm tek taraflı uygulamaları reddettiğini ve kınadığını bir kez daha yineliyor.

Yemen meselesinde Krallık, kardeş Yemen Cumhuriyeti’nin güvenliğine ve istikrarına olan hassasiyetini ve krizi çözmeye, kardeş Yemen halkının insani sıkıntılarını gidermeye, Yemen’de güvenliği ve istikrarı yeniden sağlayacak siyasi çözümlere ulaşmaya ve Krallığa ve bölgeye yönelik tehdidi ortadan kaldırmaya dönük tüm çabalara desteğini teyit ediyor. BM Genel Sekreteri Yemen Özel Temsilcisi’nin barış sürecini destekleyecek bir yol haritasına ulaşılmasına ilişkin açıklamasından memnuniyet duyduğumuzu ifade ediyoruz. Bu yol, Krallığın, 2216 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı da dahil olmak üzere üç referansla uyumlu kapsamlı bir siyasi çözüme varmak ve Yemen’deki savaşı sona erdirmek için ortaya koyduğu girişimle ve BM’ye ait ve uluslararası çabalara verdiği destekle uyumludur.

Kardeş Irak meselesinde Krallık, devletin egemenliğine ve hukukun uygulanmasına özen göstererek Irak hükümetinin büyümede, ilerlemede, güvenlikte ve istikrarda sürekliliği sağlamaya ve Irak’ın toprak bütünlüğünü, tam egemenliğini, Arap-İslam kimliğini, toplumsal dokusunu, ulusal birliğini korumaya dönük çabalarını destekliyor, terörist gruplara ve silahlı milislere karşı verdiği mücadelesinde dayanışma gösteriyor.

Kardeş Sudan meselesinde Krallığın, Sudan’ın güvenliğini, selametini ve istikrarını koruma, devletin ve kurumlarının bütünlüğünü sürdürme ve çöküşünü önleme konusundaki kararlı tutumunu bir kez daha vurguluyoruz. Ayrıca gelişmeler ve mevcut krizin yansımaları karşısında Sudan’la dayanışma gösterdiğimizi, sakinleşmek, birlik ve diyalog dilini hâkim kılmak, kardeş Sudan halkının sıkıntılarını gidermek ve Sudan’ın meselesine çatışmayı körükleyecek ve bölgesel güvenliği tehdit edecek her türden dış müdahaleyi engellemek gerektiğinin altını çiziyoruz. Krallık, duruşunu sergilemek, sorumluluğunu ve kardeş Sudan’ın güvenliğiyle istikrarına yönelik endişelerini göstermek için Cidde şehrinde Sudan barış görüşmelerine ev sahipliği yaptı.

Krallık, Arap Birliği’nin Suriye hükümeti heyetlerinin Arap Birliği Konseyi’nin ve ona bağlı kuruluşlarla organların toplantılarına yeniden katılması yönündeki kararını ve Cidde Zirvesi sonuçlarını destekliyor. Umuyoruz ki bu, kardeş Suriye Arap Cumhuriyeti’nin ve toprak bütünlüğünün desteklenmesine ve istikrara kavuşmasına, Suriye krizine de Suriyeli mültecilerin ülkelerine gönüllü ve güvenli bir şekilde dönmelerini sağlayacak acil bir çözüm bulunmasına katkı sağlar.

Kardeş Lübnan meselesinde Krallık, daima kardeş Lübnan halkının yanında duruyor ve Lübnanlı taraflara mevcut krizin aşılmasını sağlayacak kapsamlı ve yapısal siyasi ve ekonomik reformları hayata geçirme çağrısında bulunuyor. Krallık ayrıca, ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına ve Taif Anlaşması hükümlerine bağlı kalarak devletin, güvenliğin kontrol altına alınmasına ve bölgeyle dünyanın güvenliğini tehdit eden uyuşturucu ve terör faaliyetleriyle mücadele edilmesine katkı sağlayacak şekilde iktidarını tüm topraklara yaymasını destekliyor.

Afganistan meselesinde Krallık, güvenliğin ve istikrarın sağlanmasının ve Afganistan’ın terörist gruplarla örgütlerin sığınağı haline gelmemesinin önemini vurguluyor. Ayrıca insani ve ekonomik yardımlar sunmak ve kardeş Afgan halkının acılarını dindirmek için bölgesel ve uluslararası çabaların yoğunlaştırılmasını teşvik ediyor.

Kardeşlerim! Çin Devlet Başkanı’nın Suudi Arabistan Krallığı ile İran İslam Cumhuriyeti arasındaki iyi komşuluk ilişkilerini geliştirme girişimi bizi memnun etti. Nitekim Krallık, kurulduğundan bu yana iyi komşuluk, uluslararası örflere, yasalara ve sözleşmelere karşılıklı saygı, iç işlere müdahale etmeme, anlaşmazlıkları barışçıl yollarla ve doğrudan diyalogla çözme, bölgede ve dünyada güvenliği ve istikrarı artıracak her şeyi dikkate alma ilkelerine bağlı kalma konusunda kararlı ve sürekli bir yaklaşım benimsemiştir.  

Krallık, kardeş ve dost ülkelerle dengeli ilişkiler kurma konusunda akıllıca ve tutarlı bir politika izliyor. Bu da ona, bazı ülkeler arasında meydana gelen sorunların ve anlaşmazlıkların giderilmesinde samimi ve dürüst bir arabulucu rolü oynama imkânı veriyor. Krallığın, saldırgan eylemlerin kalıcı olarak durdurulması için Sudan Silahlı Kuvvetler ve Hızlı Destek Kuvvetleri temsilcilerini ağırlaması ve Rusya ile Ukrayna arasındaki krize ilişkin olarak ulusal güvenlik danışmanlarının ve birçok ülkenin temsilcilerinin katıldığı ve Krallığın uluslararası hukuk ilkelerine, BM sözleşmesine ve devletlerin egemenliğine, toprak bütünlüğüne, siyasi bağımsızlığına saygı duymaya, iç işlerine karışmamaya, güç kullanmamaya ve onları tehdit etmemeye dayalı uluslararası düzenin korunmasına ilişkin kararlı tutumunu ifade ettiği bir toplantıya ev sahipliği yapması, bu çabalara örnek gösterilebilir. Krallık, Rusya ile Ukrayna arasındaki krizin çözülmesi, ateşkesin sağlanması, krizin siyasi açıdan sonuca bağlanması, diyalog dilinin hâkim kılınması ve çekişmenin müzakere yoluyla çözülmesi yönündeki arabuluculuk çabalarını da destekliyor.

Kardeşlerim! Ülkemizin dünyaya karşı insani rolünü yerine getiren ve kaynağı İslam dininin öğretileri olan insan onurunu koruma misyonundan ilham alan Krallık, yardım kuruluşları ve hayır platformları aracılığıyla muhtaçlara yardım etmeye, insan hayatını, onurunu ve sağlığını korumaya, yardım eli uzatmaya, insanlara destek vermeye ve kardeş ve dost ülkelere yardım sağlamaya büyük önem vermiştir.

Krallık, düşük ve orta gelirli ülkelere resmî (insani ve kalkınma) yardımlar sunan bağışçı ülkeler arasında birinci sırada.

Geçtiğimiz on yıllardan bugüne kadar toplam Suudi yardımı, 123,22 milyar ABD dolarına ulaştı. Dünya çapında 167 ülkenin faydalandığı 5 bin 694 proje hayata geçirildi ve uluslararası kurum ve kuruluşlardan faydalanan 62 muhataba 782 katkı sağlandı.

Krallık, Sudan krizinin başlangıcından bu yana 110 ülkeden 8 bin 455 insanı tahliye etmek ve onları güvenli bir şekilde ülkelerine geri döndürmek için girişimde bulundu. Ayrıca Sudan Cumhuriyeti’ne ve krizden etkilenen komşu ülkelere insani yardımların ulaştırılması ve depolanması için bir merkez olarak Cidde’de Dünya Gıda Programı için insani bir bölge oluşturulmasına katkı sağladı.   

Felaketzede kardeş halkların yanında durma kararlılığımızla, korkunç can ve mal kayıplarına sebep olan yıkıcı deprem felaketlerinin doğurduğu sıkıntıları hafifletmek için Türkiye’ye, Suriye’ye ve Fas’a sağlık, barınma, gıda ve lojistik yardımlar gönderdik. Ayrıca selden zarar gören kardeş Libya halkının acılarını dindirmek için kardeş Libya’ya da gıda ve insani yardımlar ulaştırdık.

Son olarak; ülkelerine yürekten hizmet eden, Krallığın Vizyon 2030 hedeflerini vatanın yükselmesini ve ilerlemesini sağlayacak ve onu dünyada en üst noktalara taşıyacak şekilde gerçekleştirmeye adanan tüm devlet kurumu çalışanlarına teşekkür ediyoruz.

Tüm emniyet ve ordu mensuplarına ve sınırları bekleyen kahraman askerlere teşekkür ederiz. Cenab-ı Allah’tan vatanı, onun imkânlarını ve kazanımlarını koruma yolunda öldürülenleri şehit kabul etmesini ve yaralılara acil şifa vermesini niyaz ediyoruz. Şura Meclisi’ne de gösterdiği çabalardan ve yetkileri kapsamında sunduğu çalışmalardan dolayı teşekkür ederiz. Umuyoruz ki Allah, hepimizi istediği ve razı olduğu şeye eriştirsin. O, duaları işiten ve cevap verendir. Allah’ın selamı ve bereketi üzerinize olsun.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat'ın haberlerine ulaşmak için tıklayın

DAHA FAZLA HABER OKU