Picasso'dan "Guernica"ya… Bir katliam ve trajedinin vesikası

Vahap Aydoğan Independent Türkçe için yazdı

Madrid'deki Reina Sofia Müzesi'ndeki orijinal "Guernica" tablosu / Chema Moya/EPA

Kendi çocuklarımızın geleceği için, başka çocukların ölümüne sessiz kalmak …

Kulağa çok garip ve ürkütücü geliyor değil mi?

İlk kez öldürdüğünde bir değil, sanki bin kişiyi öldürmüş gibi olursun.

Yeni doğmuş ve annesi tarafından emzirilen o bebeği öldürmüşsündür.

Babasının başını okşadığı o çocuğu da, bir genç kıza aşkını ilan eden o delikanlıyı da, zavallı bir kadının kocasını da, savaşa giderken ailesi tarafından uğurlanan o masumu da... Bütün bu kişileri öldürmüş olursun.

İkinci kez birini öldürdüğünde alt tarafı bir tek kişi öldürmüşsündür.

Üçüncü kez ise, kimseyi öldürmüş sayılmazsın.

AMAT'taki dizelerde geçen bu alışma hali günümüzün fotoğrafına fokuslanıyor adeta…

Tıpkı hayatımızda olağan hale gelen savaşlar ve savaşlarda öldürülen çocuklar gibi, duygu dünyamıza da sirayet etmiş durumda…Hissizlik!

Bir devlet politikası, siyasi, iktisadi, milliyetçi ya da mezhepsel bakış açısıyla her savaşta ölen çocuklar…

Savaşlar hep var oldu… Belki Kabil'in Habil'i öldürdüğünden bu yana, hiç savaşsız bir dünya olmadı. 

Hep anlatıldı çocuklara savaş oysa…

Savaşı bir oyun olarak yaşar ve o oyunu oynarken tahtadan silahlar yapardık.

Ve sonrası; savaştan doğan kahramanlar olur ve biz o ölen kahramanlar üzerinden minik kulaklara masalsı ölümler anlatmaya devam ederdik.

Ölümün bazen bir mertebe olduğu ve o mertebenin kutsiyetini anlatmak için kimi zaman vaazlar kimi zamanda özel geceler düzenledik.

Düzenliyoruz da…

Ve biz her savaşı meşrulaştırırken, dünyada on binlerce çocuk ölmeye devam eder. 

Ama bizler, bütün savaşları çocuklar üzerinden temize çektik. 

Ve günah çıkardık …

Ne yaptıysak çocukların geleceği için hamasetine devam ettik.

Milyonlarca insanın öldüğü Dünya Savaşlarında bile, devletlerin açıklamalarında kahramanlık ve hümanist öykülerle çocukları zehirledik.

Onların geleceği için, onların akranlarını öldürdük. 

Gelecek kuşaklar; yani çocuklar için ölümü dahi kirlettik.  

Oysa çocuklar kirlendi, gelecek ve bizler kirlendik.

Ve fakat katliamların, kanlı savaşların öznesi zaferler olurken, çocuklar sadece bir matematiksel öğe olarak karşımızda durdu. 

Peki, bu karamsar skalada savaş karşıtları ya da haksız gördüğümüz ülkelerin politikaları karşısında sessiz mi herkes? 

Elbette değil! 

Dünyada ve ülkemizde savaş karşıtlığı için birçok faaliyet yürütüldü ve yürütülmeye de devam ediyor.

Savaş karşıtlığını ulusal anlamda sembolize eden eserlerin varlığı da azımsanmayacak boyutlarda.

Ama kanlı savaşlarda sanat ve sanatçılar çok büyük misyonlar üstlendi.

Bu misyonun en büyük temsilcilerinden biri de Pablo Picasso'ydu.

Tarihte sivil halka karşı yapılan ilk havadan bombardıman, İspanya'nın Guernica kasabasında gerçekleşti.

Dünyanın en önde gelen sanatçılarından biri olan Picasso, bu katliama sessiz kalmamak adına, dünya tarihine geçecek ve savaş karşıtlığının simgesi olacak o eseri yapmaya karar verdi.

Öyle bir eser ki yakın zamana kadar Birleşmiş Milletler'in duvarlarında heybetiyle o vahşeti gözler önüne sermekten geri kalmadı.
 

BM.jpg
Birleşmiş Milletler Genel Sekreter António Guterres, BM Güvenlik Konseyi Odası'nın önünde Pablo Picasso'nun "Guernica" eserinin bir sunumu olan kanvas duvar halısının yanından geçiyor / Fotoğraf: Mark Garte-BM Fotoğrafı

 

Peki neydi Picasso'yu bu denli büyük bir eseri yaratmaya iten motivasyon.

Bu eser yaratılmadan önce dünya, en kanlı savaşların olduğu bir dönemden geçiyordu.

20'nci yüzyılda 26 Nisan 1937 tarihinde Adolf Hitler ve Benito Mussolini'den destek alan Francisco Franco; Nazi ve İtalyan kuvvetlerinin yeni uçaklarıyla, yeni bir bombalama taktiğini test etmek için Guernica'yı havadan bombalamaya başladı.

Bombalama esnasında askeri gücü olmayan kasaba kan gölüne döner.

Vahşetin yaşandığı Guernica da üç gün boyunca yandı, kasaba nüfusunun yarısı saldırıda hayatını kaybetti.

Bin 700 kişinin hayatını kaybettiği bir saldırı tarihe "kara leke" olarak geçmiş oldu.

İspanya hükümeti, katliamın yaşandığı zaman Paris'te yaşayan Picasso'dan, Paris Dünya Fuarı'nda sergilemek üzere bir tablo yapmasını talep etti. 

Picasso henüz ne çizeceğine karar vermemişken saldırıyı bir gazetede gördü ve konu olarak Guernica katliamını çizmeye karar kıldı.
 

 

Böylece İspanyol sanatçı, kana bulanan sokakları; anneler ve çocukların çığlıklarını, yaşanan tüm vahşeti "Guernica" eserinde anlatmış oldu.

Bugün bile tablo iç burkan bir görüntüsüyle dünyanın en büyük savaş karşıtı eseridir.
 

Guernica'nın Madrid'deki Reina Sofia müzesindeki orijinal tablosu. Fotoğraf_ Denis Doyle_AP.jpg
Madrid'deki Reina Sofia Müzesi'ndeki orijinal "Guernica" tablosu / Fotoğraf: Denis Doyle-AP

 

Tablonun içeriğine bakacak olursak;

3,5 metre yükseklik ve 7,8 metre genişliği ile dikkat çekici büyüklükte olan tablo, izleyiciyi adeta bütünleştirir.
 

 

Tuval üzerine sadece siyah ve beyaz yağlı boyayla yapılan "Guernica" eserinde;

  • Solda başı arkada acı içinde cansız bir bedeni tutan kadın figürü göze çarpıyor.
     
  • Kadın karakterler ile beraber tabloyu aydınlatan alevler tabloya hakim.
     
  • Eserin her bir noktasında Guernica'daki katliamın izleri gözlerden kaçmıyor.
     
  • Kübik metaforlar ve İspanya halkını temsil eden boğa motifleri de tabloda yer alıyor.
     

 

Ayrıca tabloda;

  • Ölen çocuğunun yasını tutan perişan bir anne,
     
  • Boş veya şaşkın ifadeyle onun omzunun üzerinden yükselen bir boğa,
     
  • Ölen bir asker vücudunun altında kapana kısılırken acı içinde kıvranan yaralı bir at dikkatleri çeken başka bir sahnedir.

 

"Guernica" eseriyle ilgili yüzlerce yorum yapılabilir elbette.

Eserin çiziminden sonra dünya gündemine oturan çalışma, savaş karşıtlarının sembolü haline geldi.

Picasso, "Guernica" eserini çalıştığı sırada şu sözleri ile dikkatleri üzerine çeker:

İspanya'nın mücadelesi; insanlara, özgürlüğe yapılan saldırıya karşıdır. Ressam olarak hayatım boyunca sürekli sanatın ölümüne karşı durmaya çalıştım. Benim gericilikle ve ölümle anlaşma içinde olduğumu kim bir an için bile olsa düşünebilir? Üzerinde çalıştığım 'Guernica' ismini vereceğim resimde ve son zamanlardaki tüm eserlerimde, İspanya'yı acı ve ölüm okyanusuna batıran askeri sınıfa duyduğum nefreti açıkça göstermekteyim.


Eser hakkında farklı bir detay da Picasso ve Alman bir general arasında geçen diyalogtur.

Sergi esnasında bir Alman General Picasso'ya yaklaşır ve "Bu tablo sizin eseriniz mi?" diye sorar.

Picasso'nun yanıtı oldukça manidardır:

Hayır, bu sizin eseriniz.

Bu söz tarihe bir not olarak anekdotlarda kayıt altına alındı.

Pablo Picasso'nun eseri dünyanın birçok ülkesinde sergilenerek çok büyük beğeni topladı.

Böylece İspanya'daki iç savaşa diğer ülkelerin ilgisi de çekilmiş oldu.

"Guernica", sadece bir tablo olmak ile sınırlı değil. Trajedi ve savaşın bireyler üzerindeki acı verici etkilerinin de bir aynası.

Tablo zaman içinde, savaşın yarattığı travmaların anımsatıcısı, savaş karşıtı ve barış yanlısı düşüncelerin sembolü bir kült haline geldi.


Savaşlar ile ilgili şu notları düşmeden geçmek istemedim.

Birleşmiş Milletler'in 1994 tarihli "United Nations Development Program, Human Development Report" raporunda ilginç karşılaştırmalara yer verildi.

  • Hindistan, Rusya'ya sipariş ettiği 20 adet MIG-29 savaş uçağına vereceği para ile okula gidememiş 15 milyon kız çocuğunun eğitimini sağlayabilirdi.
     
  • İran, Rusya'dan aldığı iki denizaltı parası yerine tüm ülkeye uzun süre yetecek ilaç giderini karşılayabilirdi.
     
  • Nijerya, İngiltere'den aldığı 80 tank maliyetine 2 milyon çocuğu aşılayabilir, 17 milyon aileye aile planlaması eğitimi verebilirdi.

Şu bir gerçek ki savaşlar artık savaş meydanlarında değil sivil kayıpların olduğu kent merkezlerini de vuruyor.

Üstelik bu oran yüzde 10'lardan yüzde 90'lara yükselmiş durumda.

II. Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanan 200'e yakın savaşta 30 milyona yakın insanın öldüğü gerçeğini de gözden kaçırmamalıyız. 


Son olarak bir anekdotla bitirmek isterim… 

Henüz 15 yaşında iken Liberya'daki iç savaşa "çavuş" rütbesi ile katılan Lawrence Moore'un, savaş bittiğinde ne yapacağını soran gazeteciye verdiği yanıt, adeta dünyanın içindeki durumu özetler nitelikte

Annem Amerika'da, oraya gidip deniz piyadesi olacağım.


Sanatla, sağlıkla…

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU