Üç senaryoda savaş sonrası Gazze'nin kaderi

Gazze'deki savaş sürerken, bölgenin geleceği belirsizliğini koruyor

İsrail ordusunun tankları Gazze Şeridi'nin içlerine kadar girerken, bölge gece gündüz bombardımana tutuluyor (AFP)

Gazze'deki savaş 34. gününde de tüm şiddetiyle sürerken, bölgenin geleceğine dair endişeler artıyor.

ABD, Gazze'nin kontrolünün Filistin Ulusal Yönetimi'ne devredilmesini isterken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise bölgenin "genel güvenlik sorumluluğunu" kendilerinin alacağını söylüyor.

Gazze'nin savaş sonrası durumuna dair üç muhtemel senaryoyu değerlendirdik. 

1 - Gazze'nin Filistin Ulusal Yönetimi'ne devredilmesi

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Senato'ya bağlı Ödeme Komitesi'nde geçen hafta yaptığı konuşmada, "Gazze için en mantıklı senaryo, etkin ve yeniden canlandırılmış bir Filistin Ulusal Yönetiminin bölgenin başına geçmesidir" ifadelerini kullandı. 

Böylelikle Joe Biden yönetimi, Gazze'nin Filistin Ulusal Yönetimi'ne devredilmesine ilişkin talebini savaşın başından beri ilk kez resmen duyurmuş oldu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Blinken, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'la 5 Kasım'da yaptığı görüşmede de benzer bir mesaj vererek, savaş sonrasında Gazze'nin Filistin Ulusal Yönetimi'ne devredilmesi gerektiğini söyledi.

Ancak Filistin yönetimi, mevcut haliyle Gazze'nin sorumluluğunu üstlenmeye yanaşmıyor. 

Filistin haber ajansı WAFA'nın aktardığına göre Abbas, Blinken'la görüşmesinde Gazze'nin Filistin'in ayrılmaz parçası olduğunu belirtirken, bölgenin yönetimini "Doğu Kudüs de dahil Batı Şeria'nın tamamını ve Gazze Şeridi'ni kapsayan geniş ölçekli bir siyasi çözüm oluşturulması şartıyla" kabul edeceklerini dile getirdi. 

Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye de Gazze'deki savaş tamamlandıktan sonra Batı Şeria'yı da kapsayan bir anlaşma yapılmadan Gazze'nin yönetimini devralmayacaklarını söylemişti. Iştiyye, 29 Ekim'deki açıklamasında "iki devletli çözüm çerçevesinde Gazze'nin Batı Şeria'ya bağlanabileceğini" belirtmişti. 
 

abbas-blinken.jpg
Washington yönetimi, savaşın başından beri Abbas'la diplomasi trafiğini yoğunlaştırdı (WAFA)


Gazze Şeridi, 1996-2006'da Filistin Ulusal Yönetimi'ne bağlıydı. Ancak Hamas, 2006'da yapılan seçimlerde, Abbas'ın partisi Fetih'i geçerek 132 sandalyeli mecliste 74 koltuk kazanmış, Fetih ise 45 sandalyede kalmıştı. Daha sonra taraflar arasında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle 2007'de Gazze'de patlak veren çatışmalarda, Hamas bölgenin kontrolünü ele geçirmişti.

Paris'teki Sciences Po Üniversitesi'nden Frederic Encel, Fransız haber ajansı AFP'ye, Filistin Ulusal Yönetimi'nin Gazze'ye dönebilmesi için üç ön koşul olduğunu söyledi. 

Encel, bunlardan ilkinin Hamas'ın silahsızlandırılması, ikincisinin uluslararası kamuoyundan Abbas'a ciddi destek gelmesi ve üçüncüsünün de Netanyahu öncülüğündeki radikal sağcı bloğun kısa vadede iktidarı kaybetmesi olduğunu ifade etti.

Fakat AFP'nin analizinde, Filistin halkının Abbas yönetimini "yozlaşmış, baskıcı ve İsrail'in hizmetinde olarak gördüğüne" de dikkat çekildi. Yönetimin ABD ve Avrupa Birliği'nin yanı sıra Arap ülkelerinden fon aldığı bilgileri de paylaşıldı. 
 

gazze.jpg
Filistinliler, Gazze'nin kuzeyindeki evlerini bırakıp bölgenin güneyine geçerken, İsrail bombardımanlarına hedef olmamak için beyaz bayraklar taşıdı (Reuters)


Independent yazarlarından Kim Sengupta, Gazze'nin Abbas yönetimine devredilmesinin "muzzam derecede problemli" olacağını belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı

Muazzam büyüklükte uluslararası fonlarla desteklenen Filistin Yönetimi kısa vadeli bir çözüm olabilir. Ama büyük ve anlamlı bir reformdan geçmeden bölgenin yönetimsel sorunlarına uzun vadeli bir çözüm getirmesi pek muhtemel değil.

2 - İsrail'in Gazze'yi yeniden işgal etmesi

Öte yandan savaşın başından beri yapılan ateşkes çağrılarını reddeden İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi, Gazze'nin savaş sonrasında Filistin Ulusal Yönetimi'ne devredilmesine dair üçüncü taraflarla herhangi bir resmi görüşme yapılmadığını bildirdi. 

İsrail ordusundan yapılan açıklamalarda, savaştaki temel hedefin Gazze'yi yöneten Hamas'ın tüm askeri ve siyasi faaliyetlerini sonlandırmak olduğu ifade edilmişti. Ancak Tel Aviv yönetiminin savaş sonrasında Gazze için planları henüz bilinmiyor. 

Netanyahu, ABD merkezli ABC News'a pazartesi verdiği demeçte şunları söyledi:  

İsrail, henüz çerçevesi netleştirilmeyen bir dönem için Gazze'nin genel güvenliğinden sorumlu olacak. Biz buna sahip olmadığımızda neler yaşandığını gördük.

Birleşik Krallık'ın tanınmış gazetelerinden Guardian'ın eski Kudüs muhabiri Peter Beaumont'un kaleme aldığı analizde, Netanyahu'nun açıklamasının, Gazze'nin yeniden İsrail tarafından işgal edilebileceğine dair endişeleri artırdığı belirtildi. İsrail, 1967'de Gazze'yi işgal etmiş ve 2005'e kadar ordusunu bölgeden geri çekmemişti.  

Netanyahu'nun planlarının belirsizliğinin bölgedeki şiddeti körüklediğine işaret eden Beaumont, savaş sonrası dönemde İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ve İsrail'in iç istihbarat teşkilatı Şin Bet'in Gazze'deki güvenliğin sağlanmasından sorumlu olabileceğini yazdı.
 

netanyahu.jpg
BK merkezli haber ajansı Reuters, Netanyahu'nun Gazze'deki güvenlilik sorumluğunu alacaklarını söylemesinin "yanıttan çok soru doğurduğuna" dikkat çekti (Reuters)


3 - Hamas'ın Gazze'deki kontrolünü sürdürmesi

Ateşkes çağrılarının yanıt bulmadığı ve rehine krizinin henüz çözülemediği göz önüne alındığında, Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de başlattığı Aksa Tufanı operasyonunun kısa sürede sonlanması muhtemel görünmüyor. Buna ek olarak Hamas, ABD'nin savunduğu şekilde Gazze'nin yeniden Filistin Ulusal Yönetimi'ne devredilmesine de yaklaşmıyor.

Hamas'ın Lübnan'daki üst düzey yetkililerinden Usame Hamdan, Washington merkezli Orta Doğu Medya Araştırma Enstitüsü (MEMRI) tarafından pazartesi yayımlanan röportajında, "ABD'nin, İsrail'in işgaline uygun bir yönetim oluşturma planlarını bize dayatmasına izin vermeyeceğiz" dedi.

Hamas'ın üst düzey isimlerinden Gazi Hamad da Lübnan'ın televizyon kanalı LBC International'da 24 Ekim'de yayımlanan konuşmasında, "İsrail yok olana kadar saldırıları devam ettireceklerini" söylemişti.

Aksa Tufanı'nın sadece başlangıç olduğunu belirten Hamad, şu ifadeleri kullanmıştı: 

İsrail'e bir ders vermeliyiz. Bunu da ikinci ve üçüncü kez saldırarak yapacağız. Aksa Tufanı operasyonu sadece ilk saldırıydı. Bunun ikincisi, üçüncüsü ve dördüncüsü de olacak.

Eski İsrail Başbakanı Ehud Barak ise ABD'nin önde gelen gazetecilik kuruluşlarından Politico'ya verdiği söyleşide, Avrupa ve ABD'den aldığı desteği kaybetmeye başladıklarını ve Hamas'ı yenmek için birkaç haftaları kaldığını söyledi. Barak, Hamas'ın tamamen Gazze'den çıkarılmasının aylar sürebileceğine işaret etti.
 


İsrail, İzzeddin Kassam Tugayları'nın Aksa Tufanı operasyonuna Demir Kılıçlar operasyonuyla yanıt vermişti.

Filistin Sağlık Bakanlığı'nın paylaştığı rakamlara göre, İsrail ordusunun bombardımanlarında Gazze'de 4 bin 324'ü çocuk, 2 bin 823'ü de kadın 10 bin 569 kişi öldürülürken, yaralananların sayısıysa 26 bin 475'e yükseldi. 

İsrail ise Gazze'den düzenlenen saldırılarda 351'i asker en az 1400 kişinin öldürüldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını duyurdu.


Independent Türkçe, AFP, Times of Israel, Guardian, Reuters, Politico, WAFA, ABC News, MEMRI, New York Times

DAHA FAZLA HABER OKU