Türkiye'nin beton duvarı güvenlik tehditlerini ve yasadışı göçü engelliyor mu?

Ankara, bu yılın başından itibaren yaklaşık 183 bin düzensiz göçmenin geçişini engelledi ve 10 bin kişiyi gözaltına aldı

Ankara, beton duvar inşasına 8 Nisan 2019'da başladı, duvarın yüksekliği 3 ila 4 metre arasında / Fotoğraf: AFP

Türkiye beton duvarı, Çin Seddi'nin büyüklüğü ve ününe sahip olmayabilir, ancak modern beton duvarlar arasında en sonuncusu ve neredeyse tamamlanmış olanı.

Ayrıca, dünyadaki iki ülke arasında bulunan en büyük bu üçüncü sınır duvarı, modern çağın en dayanıklısı olarak kabul ediliyor.

Türkiye ile Suriye arasındaki sınır boyunca, yüksek ve büyük beton bloklar düzenli bir şekilde dizili duruyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu beton bloklar, zeytin ve üzüm tarlalarını delerek, ülkenin geleceğini tehdit eden tüm güvenlik sorunlarını sona erdirmek için atılmış yeni bir proje olarak kabul ediliyor.

Ankara, 8 Nisan 2019'da inşaatına başladığı, yüksekliği 3 ila 4 metre arasında olan ve üzerinde dikenli tel bulunan, 911 kilometre uzunluğundaki Suriye sınırındaki beton duvarı, yasadışı göçü önlemek ve kaçakçılık yollarını kapatmak amacıyla inşa etti.  

Aynı zamanda Kürt militanları tehdit olarak gören Türk kuvvetlerinin ulusal güvenliğini koruma amacını da güttü.


Sınır güvenliği ve baş düşman

Bu arada Milli Savunma Bakanlığı Plan Harekat Koordinasyon Dairesi Başkanı Tuğgeneral Serkan Birkan, Türk ordusunun Suriye'nin kuzeyinde yürüttüğü operasyonlarla Türk yerel makamlarının Suriye sınırının yüzde 63'ünü kontrol altına alabileceği duvarın inşaatının tamamlandığını duyurdu.

Birkan, duvar çalışmalarına ilişkin detaylı bilgi vererek şunları dile getirdi:

Suriye'de 657 kilometre uzunluğunda hendek kazılmasının yanı sıra yaklaşık 74 kilometrelik yüksek çit inşaatı da yapıldı. Suriye'de Afrin Nehri ile Asi Nehri'ni birbirine bağlayan bölgede sınır güvenliğini sağlamak için yaklaşık 60.000 görevli çalışıyor. Duvar yüksek teknolojik cihazlarla donatılmıştır.


Coğrafyayı koruma

Bu bağlamda Suriyeli Mülteciler Derneği Başkanı Mudar el-Asad şöyle konuştu:

Türkiye beton duvarı, ülkenin ulusal güvenliğini koruma amacıyla inşa edilen ve Suriye ile Türkiye arasındaki sınırları güvence altına almayı hedefleyen bir proje olarak hayata geçirildi. Bu proje, kaçak ve yasadışı göçü önlemek, sınır güvenliğini artırmak ve Türk hükümetini sınır ötesi tehditlere karşı korumak amacıyla başlatıldı. Suriye'den gelen göçmenler, Filistinliler ve hatta Iraklı göçmenlerin Türkiye'ye kaçak yollarla girmesini önlemek için bu duvar inşa.


Asad, Independent Arabia'ya verdiği röportajda şunlara dikkat çekti:

Duvarın inşa edilmesi, Türkiye'nin Suriye coğrafyasında herhangi bir iddiasının olmadığı anlamına gelir. Dolayısıyla bu tedbir, Suriye-Türkiye sınırının uluslararası hukuka uygun olarak istikrara kavuşturulmasına katkıda bulunuyor. Duvar, Suriyelileri Suriye coğrafyasında tutmayı sağlıyor ki bu da Suriye halkının çıkarınadır. Çünkü çatışmanın tarafları, özellikle Suriye'nin kuzeyinde, Cezire ve Fırat'ta ve askeri operasyon bölgelerinde Arapları ve aşiret mensuplarını yerinden ederek sürekli demografik değişiklikler yapmaya çalışıyor. Sürekli bombalamalardan siviller etkileniyor ve bu da kuşkusuz geniş çapta yer değiştirmelere yol açıyor.

 
Birkan'ın açıklamasına göre bu yılın başından bu yana Türk makamları yaklaşık 183 bin düzensiz göçmenin geçişini engelledi ve 10 bin kişiyi tutukladı ve 563 teröristi yakaladı.

Bu göstergeler insan kaçakçılığı, silah, mühimmat ve diğer suçlarda önemli bir azalma olduğunu gösteriyor. 
 


Göçü azaltmaya yönelik önlemler

Türkiye, yasa dışı göçü sınırlamayı ve bu duvarı aşabilen veya Türkiye topraklarına girebilenleri hedef alan düzensiz göçü de sınırlamaya çalışıyor.

Ankara ve Londra'nın kaçakçılık ağlarını ortadan kaldırmak için veri paylaşımını artırmak amacıyla yürüttüğü anlaşma, botların geçişini engellemek için özel bir merkez kurma yolunu içeriyor.

Bu tür bir adımın, mültecileri tehlikeli bir yolculuktan caydırabileceği medyada sıkça vurgulanıyor.

Diğer yandan İstanbul Belediyesi kaçak göçmenleri hedef alarak Arnavutköy bölgesinde sığınmacıları barındıracak yeni bir merkez kurarken, Türkiye İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da 26 Eylül'de "mobil göç noktası" adı verilen yeni bir prosedürle ilgili uygulamayı duyurdu.

İstanbul'da deneysel olarak hayata geçirilen uygulama, futbol maçlarında bile insanların kimliklerini doğrulamayı amaçlıyor.

Çin Seddi ve Amerika ile Meksika arasındaki ayrım duvarından sonra dünyada üçüncü olan bu devasa duvar, Türk ordusunun Suriye'nin iç bölgelerinde 30 kilometre derinliğinde bir tampon veya güvenli bölge oluşturma hamlesinin bir sonucu olarak ortaya çıktı.

Türk ordusunun başta Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Fırat Kalkanı olmak üzere geniş çaplı güvenlik operasyonları, duvarın aşılabileceği ihtimalinden dolayı Kürt gruplarının etkisi altındaki bölgelere yapılan kara harekâtını durdurmadı.

Yakın zamanda Türkiye'nin başkenti Ankara'nın kalbindeki bakanlığı hedef alma sorumluluğunu üstlenen PKK başta olmak üzere, Kürt gruplarıyla arasındaki gerilimin arttığı dönemde ülke tamamen beton duvara güvenmiyor.

Yine de Türkiye gelecekteki dönemde ülkesinin güvenliğini ve istikrarını sağlamak için bu büyük beton duvarın belli ölçülerde yardım sağlayacağına inanıyor.

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU