Lamborghini aşığı olarak söylüyorum: Benzine zam yapın

RAC'nin pompalarda litre başına 5 peni indirim çağrısına kulak asmamanızı bir araba tutkunu olarak söylüyorum; ucuz benzin sadece sorunu körüklüyor

Benzini bu kadar özel yapan ne? (Reuetrs)

Otomobil yanlısı olmaktan gurur duyan biri olarak (inceleme yazıları ve makalelerin çeşitli yerlerinde görebilirsiniz), otomobil lobisinin benzin fiyatlarının düşürülmesi için sürekli çağrı yapmasını hayret verici buluyorum.

Lamborghini'leri, Maserati'leri (ve Skoda'ları) kullanıp sevmiş bizler bile ucuz yakıtın kutsal hakkımız olduğuna inanmıyoruz ya da geçmişte sahip olduğumuz gibi bir yaşam tarzıyla yaşayabileceğimizi hayal etmiyoruz. Gezegenimiz ve kamu hizmetlerimiz bundan çok daha önemli. Yaklaşan sonbahar açıklamasında (Birleşik Krallık Maliye Bakanı'nın ekonomik tahminlere dayanarak hükümetinin vergilendirme ve harcama planları hakkında milletvekillerine yaptığı güncelleme -ed.n.) yakıt vergisinin (yine) azaltılması ya da dondurulmasına yönelik bir durum sözkonusu değil ve Kral Konuşması'nda yer alan "otomobil yanlısı tedbirlerle" ilgili söylentilere de şüpheyle yaklaştığımı söylemeliyim.

RAC (Royal Automobile Club/Kraliyet Otomobil Kulübü) Vakfı'nın perakendecilerin 1 litre akaryakıt fiyatında derhal 5 peni indirim yapması çağrısına gelince bu; meselenin bir tarafını görmezden gelen bir savunma, günah keçisi ilan etme ve ekonomik saçmalığın özellikle güçlü bir karışımı gibi görünüyor. Tahmin edilebileceği gibi RAC'nin son reklam atağının yolcu koltuğuna atlayan Birleşik Krallık Enerji Bakanı Claire Coutinho, süpermarketlere kâr marjlarını düşürmeleri için baskı yapıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Serbest ve rekabetçi bir piyasada (ki öyle) olması gereken aslında bu değil. Muhafazakar Parti'nin perakende akaryakıt endüstrisini kâr amacı gütmeyen bir sektöre dönüştürmeyi savunacağını hiç düşünmesem de görünüşe göre artık işler böyle yürüyor. Bu mazot sızıntısından daha pis.

Ekonomimizin bu hayati önemdeki motorunun kaputunun altında neler olup bittiğine dair açık olalım. Birincisi, pazarın rekabetçi olduğu açıkça ortada ve Rekabet ve Piyasalar Kurumu da bunu teyit ediyor. Müşterileri bölgelerine çekmek için sık sık ucuz benzin ve mazot teklif eden süpermarketler, kâr marjlarını yeniden yapılandırmaya çalışıyor ama bunu yapmaya çalışmak ve yapmak en doğal hakları.

Ucuza yakıt satmak sosyal hizmetlerin bir kolu olmadığı gibi, bir perakendecinin köşeyi dönmeye çalışması da suç sayılmaz. Genel anlamda iş dünyası ve sağlıklı bir ekonomi için kârlar iyi, zararlar da kötüdür; ve perakendeciler fena halde ihtiyaç duydukları yatırımı da buluyor. "Hem karnım doysun hem pastam dursun" çağı, ardında korkunç bir ekonomik cehalet mirası bıraktı.

Diğer pek çok şey gibi benzin fiyatı da piyasadaki güçlere bağlı inip çıkıyor. Bir süre önce benzinin litresi 2 sterline (yaklaşık 70 TL) çıktığında bunun nedeni Shell ve BP istasyonlarında aniden patlak veren açgözlülük ya da Tesco, Sainsbury's ve Morrisons'ın yeni bir gizli anlaşması değildi; bunun Rusya'nın Ukrayna'yı istila etmesinin ardından tedarikte yaşanan aksaklıklardan kaynaklandığı epey açıktı.

İkincisi, muazzam bir bütçe açığımız var ve kamu hizmetlerimize uygulanan baskılar rahatlıkla görülüyor. Kamu ekonomimizi sürdürülebilir bir zemine oturtmanın en iyi yollarından biri, vergi yükünü işçilerden ve işletmelerden alıp fosil yakıtların yakılması gibi zararlı veya savurgan tüketime uygulanan vergilere aktarmaktan geçiyor.

Diğer tüm vergiler ve kamu sektörü ücretleri artarken yakıt vergisinin 2011'den bu yana dondurulması hayret verici ve haksız bir durum. Bu absürt bir şey. Benzini bu kadar özel yapan ne? Gıda ve kira fiyatları hızla artmaya terk edilmişken neden herkes hükümetin bu özel ürünün fiyatını sabit tutması gerektiğini düşünüyor? Bu mantıklı değil. Toplumun elektrikli araçlara geçmesini sağlamalı ve bunun için her türlü teşviki vermeliyiz ya da en azından araba kullanımını azaltmalı, daha küçük arabalar almalı ve daha az yakıt yakmak için onları daha nazik kullanmalıyız.
 


Üçüncüsü, bizi yöneten lüks içindeki gerçek elitler arasındaki gibi modası geçmeye başlasa da gezegenle ilgili bir şeyler yapmalıyız. Fosil yakıtların fiyatını artırmak, yeşil enerji ve elektrikli arabalara yönelik ekonomik teşvikleri yeniden düzenlemenin çok basit bir yolu ve fosil yakıtlara bağımlılığımızı da azaltacak.

Benzin ve mazotun bir alternatifi var ve giderek daha erişilebilir ve pratik hale geliyor: bataryalı elektrikli araç (BEV). Yeni modellerin nispeten pahalı olduğu inkar edilemez ve üreticilerden her zamankinden daha hızlı, daha güvenli ve daha verimli araçlar üretmesini talep ettiğimizden günümüzde yeni arabalar pahalı olmaya yatkın. Ancak yeni BEV'lerle İYM (içten yanmalı motorlu) araçlar arasındaki değer farkı, yani nispi fiyat azalıyor ve hatta ortadan kalkmış olabilir.

Bu akım eninde sonunda ikinci el piyasasına da girecek ama bu sadece elektrikli yolcu arabalarına ve minibüslere geçişi, Rishi Sunak'ın tercih ettiği gibi ertelemek yerine, hızlandırırsak gerçekleşebilir. Ayrıca sıfır emisyonlu elektrikli otomobiller dünyasında doğası gereği, ultra düşük emisyon bölgelerine ve bunlarla birlikte gelen cezalara gerek kalmıyor.

Elektrikli otomobiller, İYM muadilleri kadar güvenli, daha gelişmiş ve çalıştırması ve bakımı da çok daha ucuz. En iyi yanı da hızlı gitmeleri; elektrikli motorun doğası gereği sahip olduğu torkun avantajları, mütevazı bagaj kapıları ve bebek SUV'lerde süperspor otomobil performansı sağlıyor.

Örneğin, tamamen elektrikli yeni Smart #1 Brabus (şekilsiz, küçük bir SUV) sizi durduğunuz yerden Ferrari gibi 3,9 saniyede 60 mil (yaklaşık 97 km) hıza çıkarıyor. Başka bir deyişle araba tutkunları bile elektrikli otomobillerde eğlenebilir ve artık içten yanmalı motoru bazı çok mutlu anılarla birlikte geride bırakabiliriz. Ucuza seri otomobil üretme çağının sona ermesi gerekmiyor ama çalışmak için sınırlı ve giderek daha pahalılaşan bir yönteme bel bağlayan araçlardan vazgeçmezsek sona erecek.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Sevgi Aydoğan

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU