Ders kitaplarına girecek bir soykırım vakası: Gazze

İsrail Gazze'de ne yaptığını açıkça ortaya koyuyor. Ancak dünya neden duymuyor?

Filistinliler, İsrail'in 12 Ekim 2023'te  Gazze Şeridi'nin güney kesimindeki Refah Mülteci Kampı'na düzenlediği hava saldırısının ardından hayatta kalan yakınlarını arıyor / Fotoğraf: Hatem Ali/AP

İsrail Devleti, 13 Ekim Cuma günü Gazze Şeridi'nin kuzey yarısında yaşayan kuşatma altındaki halka, güneye gitmeleri uyarısında bulunarak, en yakın bir zamanda şeridin kuzeyine yönelik saldırılarını yoğunlaştıracağını duyurdu.

İsrail'in bu kararıyla birlikte, yarısı çocuk olmak üzere 1 milyondan fazla masum insan, devam eden hava saldırılarının ortasında,1 hiçbir yerin güvenli olmadığı duvarlarla çevrili bir yerleşim bölgesinden kaçmaya çalışıyor.

Filistinli gazeteci Ruveyda Kemal Amir'in bugün Gazze'den yazdığı üzere, "kuzeyden mülteciler, füzelerin ardı arkasının kesilmediği, yiyecek, su ve elektriğin tükendiği Han Yunus'a gelmeye başladı bile." 2

Birleşmiş Milletler, insanların Gazze'nin kuzeyinden güneye doğru kaçışının "muazzam yıkıcı insani sonuçlar" ortaya çıkaracağı ve "zaten çok büyük trajediye dönüşen durumun daha da büyük felaketlere yol açacağı" uyarısında bulundu. 

Geçen hafta boyunca İsrail'in Gazze'ye yönelik şiddetli saldırıları bin 800'den fazla Filistinlinin ölümüne, binlercesinin yaralanmasına ve 400 binden fazlasının da yerinden edilmesine neden oldu.

Ancak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu mevcut durumda gördüklerimizin "sadece bir başlangıç" olduğunu söyleyerek "intikam" sözü verdi. 4

İsrail'in Gazzelileri yerinden etme ve potansiyel olarak tamamen Mısır'a sürme kampanyası5 yeni değil aslında.

İsrail Devleti'nin kurulmasına yol açan 1948 Savaşı sırasında da tahminen 750 bin Filistinlinin evlerinden sürüldüğü meşhur Nekbe olayının bir devamı niteliğinde.

Ancak Gazze'ye yönelik saldırıların bir başka önemli yönü daha var:

O da (sözde çağdaş dünyada) gözlerimizin önünde cereyan eden bir soykırımın yaşanması.

Bunu, İsrail'in Filistinlilere yönelik (sistematik) kitlesel şiddeti hakkında uzun yıllar yazmış bir soykırım uzmanı olarak söylüyorum.

İsrail'in işgal ve gasp politikasının bir parçası olan yerleşimciler, İsrail'de Yahudi aşırı özgüveniyle kutsal toprakları Yahudileştirme çabaları,6 İsrail silah endüstrisini güçlendirmek için Holokost'un kasten çarpıtılması,7 İsrail'in Filistinlilere yönelik şiddetini meşrulaştırmak için antisemitizm suçlamalarının bir silah olarak kullanılması8 ile İsrail'deki ırkçı rejim ve politikaları9 hakkında pek çok yazı yazdık.

Ve şimdi de Hamas'ın 7 Ekim 2023 Cumartesi günü gerçekleştirdiği ve binden fazla İsrailli sivili katlettiği saldırının ardından en kötüsü gerçekleşiyor: Filistinlilere yönelik soykırım!

Uluslararası hukukta soykırım suçu, Aralık 1948 tarihli Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nde belirtildiği üzere, "ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu tamamen veya kısmen yok etme kastı ve teşebbüsü" şeklinde tanımlanmaktadır. 10

Gazze'ye yönelik son ölümcül saldırısında İsrail bu niyetini (gizleme gereği duymaksızın) yüksek sesle ilan etti. 

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant 9 Ekim 2023'te, "Gazze'ye tam bir kuşatma uyguluyoruz. Elektrik olmayacak, yiyecek olmayacak, su olmayacak, yakıt olmayacak. Her şey kapatıyoruz. Biz, hayvanlaşmış insanlarla savaşıyoruz ve buna göre de hareket edeceğiz" sözleriyle bu (soykırım kastını) kesin bir dille açıkladı.11

Batılı liderlerden ABD Başkanı Joe Biden, Hamas'ın uluslararası hukuka göre bir savaş suçu olan, İsrail'de ve tüm dünyada haklı olarak dehşet ve şok yaratan İsrailli sivillere yönelik katliamını "katıksız bir kötülük eylemi" olarak niteledi.12

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise bunu "kadim bir kötülük" olarak tanımladı.13

Ancak bu liderler (sorumsuzca sarfedilen bu demeçleri ile) İsrail'in ırkçı söylemi pekiştirmekten başka birşeye hizmet etmemektedirler.

Açıkçası bu insanlık dışı dilin, Filistinlilerin geniş çapta yok edilmesini meşrulaştırmak için bilinçli bir tercih olduğu da belirtilmelidir.

Demeçlerindeki "mutlak kötülük" iddiası ise, Hamas militanları ile Gazzeli siviller arasındaki ayrımları ortadan kaldırmakta; sömürge ve işgali meşrulaştırmayı hedeflemektedir.

BM Soykırım Sözleşmesi'nde, "soykırım" tanımına giren 5 eylem vardır.14

İsrail şu anda soykırım tanımına giren 5 eylemin şu 3'ünü Gazze'de fiilen gerçekleştirmektedir:

  1. Belli bir grubun üyelerinin (kasten) öldürülmesi,
  2. Belli bir grubun üyelerine ciddi anlamda bedensel ya da zihinsel zarar verilmesi,
  3. Belli bir grubun fiziksel olarak tamamen ya da kısmen yok olmasına yol açacak yaşam koşullarının kasıtlı olarak sınırlandırılması.

İsrail Hava Kuvvetleri, basına yaptığı açıklamalarda,15 dünyanın en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri olan Gazze'ye şu ana kadar 6 binden fazla bomba attığını deklare etmiştir ki, bu miktar ABD'nin Afganistan'daki savaşında 1 yılda tüm Afganistan'a attığı bombalardan daha fazladır.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), İsrail'in Filistinlilere karşı kullandığı silahlar arasında cesetleri ve binaları yakan, suyla temas etse dahi sönmeyen alevler saçan fosfor bombalarının bulunduğunu tespit edip kaydetmiştir.16

Bu durum aslında İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın yukarıda aktardığımız demecinde sarfettiği "yok etmek için gereği neyse yapılacak" ifadesinin açıkça eyleme dökülmüş halidir.

Açıkça ifade etmek gerekirse İsrail'in amacı, (basına yansıyan demeçlerde) iddia ettiği gibi tek tek Hamas militanlarını hedef almak değil, BM Soykırım Sözleşmesi'nde tanımlandığı şekliyle Gazze'deki Filistinlilere karşı ölümcül bir şiddet uygulamaktır. 

Öte yandan İsrail, uluslararası insani hukuku17 hiçe sayarak modern tarihin en uzun süreli kuşatması olan "16 yıllık Gazze Ablukası"nı, Gallant'ın  ifadesiyle "(elektrik, su, gıda ve yakıtın olmadığı) tam bir kuşatmaya"18 dönüştürmüştür.

Gallant'ın bu ifadesi, kuşatmanın nihai hedefinin Gazze'deki Filistinlileri ve Filistin toplumunu katlederek, aç bırakarak, su kaynaklarını keserek ve hastanelerini bombalayarak19 sistematik bir şekilde yok etmek olduğunu göstermektedir.

"Yok etme" dilini kullananlar sadece İsrailli yöneticiler de değil aslında. İsrail'de Netanyahu yanlısı Kanal 14'te katıldığı bir programda (Siyonist parti Zehut'un lideri ve eski bir milletvekili olan Moshe Zalman Feiglin gibi siyasetçiler de) İsrail'in Gazze'yi "Dresden'e çevirmesi" çağrısında bulundu.20 

[Dresden, Almanya'nın II. Dünya Savaşı sırasında bombalanma neticesinde 230 bin kişinin öldüğü ve tamamen harabeye dönen şehridir -çn.]

İsrail'in en çok izlenen haber kanalı "Kanal 12", sol eğilimli İsraillilerin "Gazze Harabelerinde Dans Etmeye Var mısınız?!." çağrısında bulunduklarına dair bir haber yayımladı.21 

Bu arada, "Gazze'yi yok etme" 22 ve "Gazze'yi dümdüz etme" 23 gibi soykırımcı eylem çağrıları İsrail'deki etkin sosyal medya hesaplarında boy boy paylaşıldı.24

Tel Aviv'de bir üstgeçitte "Gazze'de Gazzeli Hiç Kimse Kalmayacak!" 25 yazılı bir pankartın asıldığı görüldü.

Bütün bu örneklerden hareketle İsrail'in Gazze'ye yönelik giriştiği soykırım teşebbüsü oldukça somut, belirgin ve utanmazcadır.

İstisnaları olsa da soykırım failleri genellikle niyetlerini bu kadar açık bir şekilde ifade etmezler.

Meselâ 20'nci yüzyılın başlarında sömürgeci Alman işgalciler, Afrika'nın güneybatısındaki yerli Herero ve Nama halklarının ayaklanmasını soykırım yaparak bastırmışlardı.

1904 yılında Alman komutan General Lothar von Trotha, "ırk savaşı" gerekçesiyle bir "imha emri" vermişti.

1908 yılına gelindiğinde Alman yetkililer Nama halkından 10 bin kişiyi öldürmüştü.

Aynı Almanlar Herero halkından da nüfusunun yüzde 80'ine tekabül eden 65 bin kişiyi öldürerek (aynen Gazze'de olduğu gibi) "Hereroları yok etme" hedeflerine ulaşmışlardı.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın 9 Ekim (2023)'te verdiği "yok etme" emri de bunlardan farklı değildir.

Belirtilmelidir ki, İsrail'in amacı Gazze'deki Filistinlileri toptan yok etmektir. Ancak dünyanın dört bir yanından (olup bitenleri bir film izler gibi) izleyen bizler, maalesef İsraillilerin bunu yapmasını engelleme sorumluluğumuzu yerine getirmiyoruz.

 

 

1.  https://twitter.com/hebh_jamal/status/1712840400816279914?s=20
2.  https://www.972mag.com/gaza-flee-south-khan-younis/
3.  https://edition.cnn.com/2023/10/13/middleeast/israel-gaza-hamas-war-friday-intl-hnk/index.html
4.  https://www.timesofisrael.com/liveblog_entry/netanyahu-weve-hit-hamas-hard-but-its-only-the-beginning/
5.  https://edition.cnn.com/2023/10/13/middleeast/egypt-rafah-crossing-gaza-palestinians-mime-intl/index.html
6.  https://www.regthink.org/en/the-people-who-claim-eternal-ownership-of-jerusalem/
7.  https://www.thenation.com/article/world/holocaust-bulgaria-elbit/
8.  https://www.972mag.com/antisemitism-israel-jews-ihra/
9.  https://contendingmodernities.nd.edu/global-currents/israeli-apartheid-and-its-apologists/
10.  https://www.un.org/en/genocideprevention/genocide.shtml
11.  https://www.aljazeera.com/program/newsfeed/2023/10/9/israeli-defence-minister-orders-complete-siege-on-gaza
12.  https://www.whitehouse.gov/briefing-room/speeches-remarks/2023/10/10/remarks-by-president-biden-on-the-terrorist-attacks-in-israel-2/
13.  https://www.timesofisrael.com/eu-chief-says-hamas-attack-an-act-of-war-that-reflects-an-ancient-evil/__cf_chl_rt_tk=7v5Smi.M8SzFQcte3Uv7XHbAePR7unJTxi_YoI8.8mQ-1697230303-0-gaNycGzNDNA
14.  https://www.un.org/en/genocideprevention/genocide.shtml
15.  https://www.ynetnews.com/article/sj2h11muw6
16.  https://www.hrw.org/news/2023/10/12/israel-white-phosphorus-used-gaza-lebanon
17.  https://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=2214163
18.  https://watson.brown.edu/cmes/events/2022/gaza-longest-siege-modern-history
19.  https://www.aljazeera.com/news/2023/10/13/who-warns-hospitals-in-besieged-gaza-strip-are-at-breaking-point
20.  https://www.youtube.com/watch?v=5yPjMy9G-Fo
21.  https://www.mako.co.il/culture-weekend/Article-daab7aabf542b81026.htm
22.  https://sports.walla.co.il/item/3615455
23.  https://www.inn.co.il/news/616644
24.  https://twitter.com/Ha_Matar/status/1710586240687304974
25.  https://twitter.com/hiba_natour/status/1712811211639623817?s=20

(*) Bu makale Jewish Currents sitesinde 13 Ekim 2023 tarihinde yayımlanmıştır. Independent Türkçe’nin çevirdiği bu makale notlarla zenginleştirilmiştir.

DAHA FAZLA HABER OKU