Cumhuriyetin 100. yılında siyasi af şart

Altan Tan Independent Türkçe için yazdı

Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Ekim 2023 günü yeni yasama yılına başlıyor. 

Tabii bu dönemin büyük bir önemi var çünkü 29 Ekim 2023'te cumhuriyet 100'üncü yılını dolduruyor. 

100 yıl önemli bir süre…

Bizim gençliğimizde,"genç cumhuriyet"ten bahsedilirdi, artık bütün sorunlarıyla, bütün problemleriyle birlikte biraz yaşını başını almış bir cumhuriyet var.

Cumhuriyetin 100'üncü yılında yeni açılan yasama yılıyla da ilgili tabii ki halkın birçok beklentisi var.

Ekonomiyle ilgili, eğitimle ilgili, dış politikayla ilgili, emekli maaşlarıyla ilgili büyük beklentiler var.

Ama bunların içerisinde en büyük beklenti, adalet ve hukuk sisteminde bir yumuşama, bir yenilik ve hepsinden de önemlisi bunu taçlandıracak bir siyasi genel af. 

Bunun adına ister "af", ister "infaz indirimi" deyin, isterseniz de başka türlü teknikler, terimler kullanın… Neticede cezaevleri tıklım tıklım dolu ve dünya ortalamasını çok üzerinde. 

Cezaevlerindeki doluluk Türkiye tarihinin de en yüksek rakamına ulaşmış durumda. 

Halk tabiriyle ifade edersek; "cezaevlerinde yatacak yer yok."

Ve her sene bir diğerinden çok daha büyük cezaevleri inşa ediliyor. 
 


Peki, niye "siyasi genel af" dedim?

Çünkü bizim genel hukuk anlayışımıza göre,

Kişilere yapılan haksızlıkları, zulümleri, cinayetleri, tecavüzleri ancak kişiler affedebilir. 

Ama devlete karşı işlenen suçları affetme, silme yetkisi devlettedir.

Tabii bunlar suç mudur değil midir; bu da ayrı bir tartışma konusu. Bunların büyük bir kısmı düşünce ifadesidir; adı üzerinde siyasidir. Büyük bir kısım bir eylem öldürme, sabotaj, terör eylemi değil. 

Ama her halükârda devletin suç kabul ettiği, cezalandırdığı, devlete karşı olan eylemleri affetme yetkisi devlettedir. 

Onun için, bir tecavüz veya bir cinayet suçunu devlet vatandaş adına silsin, silmeli, demiyoruz.

Bu konuda hukuken de vicdanen de bu kararı verecek olan o mağdurların bizzat kendileri ve aileleri. 

Siyasi meseleye gelince şu an Türkiye'de en çok tartışılan konu bu.

Bu memlekette Nazım Hikmet ile Kemal Tahir komünistlikten yıllarca hapiste yattılar. 

Kemal Tahir 28 yaşında girdiği cezaevinden 40 yaşında çıktı.

Nazım Hikmet 15 yıla yakın cezaevinde kaldı. 

Necip Fazıl Kısakürek'ten başlayın, Said-i Nursi'den, Abdulmelik Fırat'a, Şerafettin Elçi'ye Alparslan Türkeş'e kadar her kesimden insanlar yıllarca cezaevinde kaldılar. 

Ve bizzat Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bir şiir okuduğundan dolayı cezaevinde yattı. 

Halk arasında meşhur bir laf var:

Damdan düşenin halinden, damdan düşenler anlar. 

Sayın Cumhurbaşkanı da bizzat damdan düşenlerdendir. 

Onun için bugün hakkı yenen, haksız yere mağdur olan, düşüncelerinden dolayı cezaevinde olan, öldürme, bombalama gibi ciddi bir fiili eylemi olmayan on binlerce kişinin artık bu mağduriyetlerinin sona erdirilmesi lazım.

Onun 29 Ekim'deki en büyük beklenti cumhuriyetin 100'üncü yılında bir siyasi genel af, bir uzlaşma ve bir yumuşama olmalı.

Tekrar ediyorum: 

Bugün işlendiği söylenen suçlar suç mudur değil midir; bu başka bir tartışma. 

Kim kimi affetmeli; bu da ayrı bir tartışmalıdır. 

Ama bunu siyasi terminolojideki adı bu. 

Ve Cumhuriyet en çalkantılı dönemlerinde bile bu siyasi afları yapıldı. 

1925'te Şeyh Said hadisesi olmuş. 1928'de Şeyh Said ailesini de kapsayan bir af uygulandı. 

1933'te cumhuriyetin 10'uncu yılında yine aynı şekilde af uygulandı.

Ondan sonraki yıllarda adına "af","ceza indirimi" ya da"infaz indirimi" denilen birçok düzenlemelere gidildi. 

Bunların en büyüklerinden birisi de 1974'te Ecevit-Erbakan hükümetinin yaptığı bir siyasi genel aftı.

O günden bugüne de yine bu işler devam etti. 

Dolayısıyla beklenti bu. 

Eğer bu sağlanama ve mağduriyetler devam ederse, bu gerilimli siyasi atmosfer sürerse inan edin kaybeden ülke olacak. 

Birileri belki siyaseten bir iki şey kazanabilir ama huzur olmadıkça, barış olmadıkça, yumuşama olmadıkça ülkeye huzur gelmez. 

Meclisin yeni yasama döneminde yapacağı ilk iş, 29 Ekim 2023 cumhuriyetin 100'üncü yılını bir siyasi genel afla taçlandırmak olmalı.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU