Dünya liderlerinin BM toplantılarına katılmaması ne anlama geliyor?

Gözlemciler bunu, yeni ortaya çıkan veya genişleyen eski ittifaklar karşısında uluslararası örgütün gücünün azaldığının bir göstergesi olarak yorumluyor

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantılarına katılmayan büyük ülkelerin liderlerini eleştiriler hedef aldı / Fotoğraf: AFP

Emmanuel Macron, Rishi Sunak, Şi Cinping ve Vladimir Putin, Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) daimi üye devletleri 'veto yetkisi' ile temsil eden beş liderden dördü.

Giderek karmaşıklaşan ve iç içe geçen küresel sorunların en büyük ve en önemli uluslararası buluşması olan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 78. oturumuna katılmadılar.

Dünya, korona pandemisinin etkilerinden henüz kurtulamazken ve Ukrayna'daki savaş zirveye ulaşırken, iklim değişikliği yoğunlaştı, yoksulluk ve mülteci krizleri de ağırlaşıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, bu yokluk ortamını hafifletmeye çalışarak, ülkeleri kimin temsil edeceği konusunda endişe duymadığını, ancak kendisini ilgilendiren şeyin "buradaki ülkelerin, ne yazık ki doğru yönde ilerlemeyen sürdürülebilir kalkınma hedeflerini gerçeğe dönüştürmek için gerekli taahhütleri üstlenmeye hazır olmalarını sağlamak" olduğu dile getirdi. 

BM Genel Kurulu'nun yıllık toplantısının sadece lüks bir tören değil, hükümetlerin temsil edildiği siyasi bir organ olduğunu belirten Guterres, yıllık basın toplantısında, meydana gelen bölünmeye ilişkin sorulan bir soruya biraz iyimser olduğunu ifade ederek, "Bazı semptomlarımız var. Ancak henüz geri dönülemez bir durumda değiliz. Dolayısıyla bundan kaçınmak için tam zamanında burada olsak da bölünme tehlikelerinin biriktiği bazı alanları da görüyoruz" dedi. 

Bununla birlikte Washington ve Batılı başkentlerdeki gözlemciler, meseleyi bu kadar basit görmüyor.

Daha ziyade dün çalışmalarını tamamlayan uluslararası forumda Arap liderler de dahil olmak üzere önde gelen liderlerin yokluğunu, BM'nin yeni ortaya çıkan veya genişleyen diğer eski ittifaklar karşısında gücünün azaldığının bir göstergesi olarak yorumluyorlar.

Geçen yıl BM Genel Sekreteri, dünyanın giderek daha fazla bölündüğüne dair alarma geçti ve bu yılki Genel Kurul, bu eğilimin somut örneği olabilir.

BRICS grubunun altı kişiyi kapsayacak şekilde genişletilmesinin ve yakın zamanda G7 ve G20 toplantılarına üst düzey katılım sağlanmasının yanı sıra I2U2, Quad (Dörtlü Güvenlik Diyaloğu) ve AUKUS gibi birçok yeni ittifakın ortaya çıkması ve Hindistan-Avrupa hattını kurmaya yönelik ekonomik ortaklık çerçevesinde gözlemciler, bazı liderler için BM Genel Kurulu'ndan daha küçük ama daha az bölünmüş forumların daha etkili olabileceğini söylüyor.


Küçük güçlerin üzüntüsü

Pek çok diplomat için büyük güçlerin yokluğu, BM'nin artık çok taraflılığın ana platformu olamayacağının sinyalini verdi. Bu durum ise küçük güçlerin üzüntüsünü artırıyor.

Bir diplomat, Avustralya'daki Lowy Enstitüsü'ne bağlı Interpreter bloğu üzerinden, "BM'de küçük ve orta ölçekli ülkelere sahibiz. Ancak bunlar, bu ittifakların birinde değiller ve çoğu durumda fark yaratıyorlar" açıklamasında bulunarak, G20, G7 ve BRICS gibi ittifaklara atıfta bulundu. Diplomat, "Bizim için burası sorunlarımızı tartışmamız gereken ve onların da liderlerini getirmeleri gereken yer" dedi. 

Gözlemciler, Fransa, İngiltere, Çin ve Rusya'nın liderlerinin yokluğunun birçokları için BM ve küresel diplomasinin gidişatında potansiyel bir değişim anlamına geldiğini söylüyor.

Ancak BMGK'nın beş daimi üyesinin açıkça görülen küçümsemesi, gelişmekte olan ülkeler açısından daha büyük görünüyor.

Öyle ki bu yıl Genel Kurul, BM'nin 'insanlar ve gezegen için barış ve refah amaçlı ortak bir plan' olarak hizmet etmek üzere tasarlanan 17. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi'nin uygulanmasında ilerleme eksikliği yaşandığını vurgulamayı amaçlıyor.

Her ne kadar BM'nin varlığı boyunca etkinliği şüphe konusu kalsa da ve kaderi çoğu zaman Milletler Cemiyeti'ne (Avrupa'da ve İkinci Dünya Savaşı'da diktatörlüklerin kayaları üzerinde çöken uluslararası yapı) benzetilse de yıllık toplantılara katılımın önemi inkâr edilemez. BM platformunun en üst sıralarında yer alan ülkeler gündemlerini, şikâyetlerini ve eylem çağrılarını tüm dünyaya yayımlıyor.
 

Rusya ve Çin liderleri, BM Genel Kurul toplantılarına katılmadı.jpg
Rusya ve Çin liderleri, BM Genel Kurul toplantılarına katılmadı / Fotoğraf: AFP

 

Çoğulculuk tehlikede

Şi ve Putin'in yokluğu şaşırtıcı değildi. Zira Şi, Genel Kurul toplantılarına hiç katılmadı ve uzaktan konuşmayı tercih etti. Ancak Putin, defalarca katılım sağladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Ukraynalı çocukların sınır dışı edilmesiyle ilgili olarak kendisini savaş suçları işlemekle suçlaması ve hakkında çıkardığı tutuklama emri nedeniyle şu anda ABD'de tutuklanma riskiyle karşı karşıya. 

İki lider, BM huzuruna çıkma konusunda daha fazla isteksiz hale geldi. Öyle ki onlara göre BM'de Batı'nın hakimiyetinde olan uluslararası bir yapı için yarışıyorlar.

Ve iki lider, ABD'nin hegemonyasını kınıyor. Geçen Ağustos ayında Şi, BRICS zirvesine katılmak için Johannesburg'a gitmeyi tercih etmişti.

Öte yandan Avrupalı liderler Macron ve Sunak'ın yokluğu daha da şaşırtıcıydı. Çünkü Fransız Le Monde gazetesine göre Avrupa ve çoğunlukla Fransa ve İngiltere, çoğulculuktan ellerinden geleni kurtarmaya çalışıyor.

Gazete, Paris ve Londra'nın Pekin ve Moskova'nın isteklerine karşı genişletme çağrısında bulunduğu BMGK'nın, BM Tüzüğü'nü ihlal eden daimi üye Rusya'nın bu forumda kendisine yönelik herhangi bir kınamayı engelleme (veto) yetkisine sahip olan davranışı nedeniyle kesinlikle güçsüz hale geldiğine dikkat çekiyor.

Dolayısıyla bu durum, üye devletlerin eşit oy kullanması nedeniyle Genel Kurul'un önemini artırıyor.

Ancak bu yapının kendisi de bölünmüş durumda. Öyle ki Çin ve Hindistan gibi yaklaşık 30 üye ülke, Ukrayna'daki savaşın başlangıcından bu yana Moskova'yı kınamaktan kaçındı.

Avrupalı gözlemciler, bu gözle görülür yokluğun, çökmekte olan uluslararası tiyatro ortamında BM organlarını etkileyen krizi yansıttığını söylüyor.

Fransa'nın BM nezdindeki büyükelçisi olarak görev yapan eski diplomat Gerard Araud, "Giderek çok kutuplulaşan bir dünyada çoğulculuk endişe verici bir şekilde tehlikeye giriyor. Güvenlik Konseyi liderlerinin yokluğu, Ukrayna'daki savaş ve ABD ile Çin arasındaki rekabet nedeniyle BM'nin acizliğinin tek belirtisi olmasa da bir başka belirtisidir" açıklamasında bulundu. 


Sisi'nin görüşmeleri ve Çin ziyareti

BM 78. Genel Kurulu'na katılmayanlar arasında, toplantılara katılmak ve ülkelere konuşma yapmak üzere temsilcilerini gönderen Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan da vardı.

Mısır heyetine Dışişleri Bakanı Sameh Şukri ve BAE heyetine ise Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid Al Nahyan başkanlık etti.

Aynı şekilde Sisi ve Bin Zayid, BM toplantılarına denk gelecek şekilde BAE'de görüşmede bulundu. Mısır Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre ziyaret, "iki kardeş ülkeyi bir araya getiren yakın ikili ilişkileri güçlendirme yollarını tartışmanın yanı sıra çeşitli bölgesel ve uluslararası sorunlar ile mevcut aşamada ortak öneme sahip krizler hakkında istişare ve koordinasyonun ele alınmasını" amaçlıyor. 

Independent Arabia'ya konuşan eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Muhammed Hicazi, Arap liderlerin veya diğerlerinin BM'nin yıllık toplantılarına katılmamasının, uluslararası organın öneminin azaldığının bir göstergesi olduğuna dikkati çekti.

Mısır Dışişleri Bakanı'nın geçen cumartesi günü BM önünde yaptığı ve BM organının karşı karşıya olduğu zorluklar hakkındaki konuşmasına atıfta bulunan Hicazi, "Bugün dünyamız, bu çalışmanın etkinliği ve çok taraflı sistemin çağdaş zorluklarla yüzleşmedeki verimliliği konusunda acil bir soruyla karşı karşıyadır" dedi.
 


Şukri ise çok taraflı çalışmalarda güveni ve etkinliği yeniden tesis etmeyi amaçlayan bir dizi önceliklere ilişkin Mısır'ın vizyonunu sundu.

Muhammed Hicazi, BM'nin mevcut oturumunun dünya tarihinin en önemli aşamalarından birinin ortasında düzenlendiğini belirtti.

Rusya-Ukrayna krizi üst üste iki yıldır tüm şiddetiyle devam ederken, çevresel ve ekonomik tehlikelerin yanı sıra küreselleşmeye, uluslararası rekabete ve kutuplaşmaya karşı korumacılığın ortaya çıkışı ve dar ulusal gündemler arayışına geri dönüş de dahil olmak üzere uluslararası toplumu tehdit eden tehlikeler, alışılmışın dışındadır.

Bu nedenle BM ve uluslararası kuruluşların rolünün desteklenmesi önemli ve gerekli. 

Sisi'nin Mısır'ı üst üste temsil etmemesine ilişkin olarak bir diplomatik kaynak, Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada Mısır Cumhurbaşkanı'nın son birkaç ayda Hindistan'daki G20 zirvesi gibi birçok önemli etkinliğe katıldığını söylerken, "Dolayısıyla yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçiminin yanı sıra son dönemde gerçekleştirdiği uluslararası temas ve toplantılarla da yetinebileceğini düşünmüş olabilir. Ayrıca siyasi liderliğin içsel nedenleri de olmuş olabilir" dedi. 

Kaynak, "Cumhurbaşkanı, uluslararası arenada çok sayıda önemli ve resmi toplantı kaydetti. Yakın zamanda Çin'deki toplantısını da takip edeceğiz. Dolayısıyla uluslararası arenadaki temaslar çok sayıdaydı ve cumhurbaşkanına uluslararası liderlerle iletişim kurma fırsatı sağladı. Bu da Mısır'ı BM Genel Kurulu'nda temsil etmek üzere Dışişleri Bakanı'nın kolayca gönderilmesini mümkün kıldı" açıklamasında bulundu. 

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU