Sömürge bağımlılığı

Bu konuda abartılı ve kapsamlı bir tavır benimsersek önünde sonunda yolumuz Taliban ve Taliban benzeri modellere çıkar

İllüsrasyon: Adam Maida/The Atlantic

Memduh Muheyni, Şarku'l Avsat gazetesi için kaleme aldığı son makalesinde üzerinde düşünmeye değer sorular sordu.

Bu sorulara verilen cevapların çeşitliliği, Arap aklının bölünmüşlüğünü gözler önüne seriyor.

Allah, meşhur 'Arap Aklının Eleştirisi' adlı serinin sahibi ünlü Faslı düşünür Muhammed Abid el-Cabiri'ye rahmet eylesin.

Bazıları, var olmayan bir aklın eleştirisine dair ciltlerce eser kaleme alan Cabiri'ye hayret ederek başlıkla alay etmişti!

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ancak bu hafif bir yorumdu ve Cabiri'nin, Arap Aklının Oluşumu1 adlı kitaptan başlayıp diğer kitaplarına kadar muhteşem bu serideki büyük eleştirel keşifleri için harcadığı muazzam çabayı yansıtmıyordu.   

Memduh Muheyni'nin özellikle Bilâdüşşam2, Mısır ve Arap Batı'da (Magrib) yer alan geniş bir yelpazedeki Arap seçkinler ile bu seçkinlerin öğrencileri arasında Batı sömürgeciliğine dair düşünce karmaşasının ciddiyetini ortaya koyan sorularına geri dönelim.

Memduh diyor ki:

Şu an gördüğümüz kadarıyla bu fikirlerin canlı kalıp gelişmesini sağlayan şey, (bazısı Batı'da yaşayan) akademik isimler tarafından tekrar gündeme getirilmeleridir. Kendi uzmanlık alanlarında parlak bu isimlerin gençlik çağlarında edinmiş oldukları bu fikirler, onların zihninde ve vicdanında yer etmiş; onlar da basında bunların propagandasını yapar olmuş ve bilimsel değerlerinden ötürü bu fikirler güvenilirlik kazanmış.


Muheyni, bir röportajında sömürgeciliğin ruhlarda yaşamaya devam ettiğini söyleyen George Saliba hakkında, yine Şarku'l Avsat gazetesi için yazdığı bir makaleyi hatırlatarak şaşkınlıkla şu soruyu sordu:

Daha ne zamana kadar? 50 yıl mı 100 yıl mı yoksa sonsuza kadar mı?!

Daha sonra eleştirisinin yönünü yeni bir tarafa, Prof. Wael Hallaq'a (Vail Hallak) yöneltti. Hallaq da Semaniye (Thmanyah) platformundaki bir podcast programında bu tür zararlı fikirleri dillendirenlerden biri.

Memduh Muheyni, tüm hata ve günahlarımızdan eski Batı sömürgeciliğini sorumlu tutanlara şunu söylerken haklıydı:

Şimdi, el-Burhan ile Hamideti arasındaki anlaşmazlığın, sömürgeci istilalarıyla ne alakası var? Husiler her gün 'Amerika'ya ve Yahudilere Lanet Olsun' diye bağırıp dururken, Yemenliler siyasi ve ekonomik sorunlarından ötürü zorlu bir kaderle yüzleşiyor. Libya ise düşünüldüğü gibi emperyal planların uygulanmasından dolayı değil, kendi halkı yüzünden bölünmüş durumda.
 


Çamuru ve suçu eski sömürgeci Batı'ya mensup ötekilere atarak, kendini temize çıkaran bu tür fikirler, geniş kesimlerde ilgi görüyor.

Bunların başında da Batı ile teması bilim, teknik ve araç alanıyla sınırlayıp, fikir ve medeniyet alanında Batı medeniyeti bağlamından çıkmak isteyen İslami hareket geliyor.

Evet, 'seküler' Arap seçkinler, şu ya da bu nedenle bu keskin söylemi benimsiyor. Ama son dönemde bu kişileri kutlayanlar, İslamcı hareketlerin entelektüel kanadıdır.

Amaç, köklü fikir üretimi üzerindeki tekeli güçlendirmek ve iddia ettikleri gibi Batı ile 'faydalı' etkileşimlerini sınırlamak.

Batı veya Batı'nın bir kısmı ile zaman zaman siyasi sorunlar, bazen de keskin çatışmalar yaşadığımız doğru.

Ama bu, aklı başında insanların Batı medeniyetinin sanat, fikir ve sosyal bilimler (mesela sosyoloji) alanındaki başarılarından faydalanmasına engel teşkil etmez.

Bu konuda abartılı ve kapsamlı bir tavır benimsersek önünde sonunda yolumuz Taliban ve Taliban benzeri modellere çıkar.

 

 

1. Arap Aklının Oluşumu -Cabiri- Mana Yayınları
2. Tarihte bugünkü Suriye, Filistin, Lübnan ve Ürdün ülkelerini içine alan bölgenin adıdır.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Aybüke Gülbeyaz

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU