Putin'in tahıl anlaşmasından çekilmesi Ankara'nın arabuluculuk rolünü nasıl etkiler?

Başta Batı pek çok ülke, Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması'nı sonlandıran Rusya'ya kararından geri dönme çağrısında bulunuyor. Peki Rusya'nın bu kararı ne anlama geliyor? Uzmanlar Independent Türkçe için yorumladı

Rusya'nın tahıl anlaşmasından çekilmesi kararı ateşkes umutlarının da suya düşmesi anlamına mı geliyor? / Görsel: Indy Yeni Medya

Rusya, tahıl anlaşmasından çekildiğini duyurdu. 

Kremlin'in kararı tam da Ukrayna'nın Kırım'daki köprüye düzenlediği saldırının ardından geldi.

Ama mesele çok katmanlı.

NATO üyelerinin Vilnius'taki zirvesinde takındığı tutum, batının Ukrayna'ya silah yardımları, misket bombası meselesi, Azov taburu komutanları hadisesi, Ankara'nın yeni dönemde yüzünü bir parça daha Batı'ya çevirmesi...

Yani Rusya'yı kızdıran çok şey var.

İstanbul'da Temmuz 2022'de imzalanan ve daha önce birkaç kez uzatılan anlaşmanın resmi geçerlilik süresi 17 Temmuz'da doluyordu. 

Kremlin'den gelen "Anlaşmanın içinde değiliz" açıklaması esasen şaşırtıcı olmadı. 

Tahıl koridoru anlaşması, Moskova ile Kiev arasındaki savaş sebebiyle Karadeniz limanlarında sıkışıp kalan tahıl ve diğer gıda ürünleriyle yüklü gemilerin dünya pazarlarına ulaşmasını sağlamak amacıyla imzalanmıştı.

Anlaşma kapsamında Ukrayna tarafından yaklaşık 33 milyon ton mısır, buğday ve diğer tahıl türleri yurt dışına ihraç edildi.

Küresel gıda krizini önlemek açısından önemliydi.

Ama bir başka etkisi daha var.

O da Ankara'nın gerilimden, çatışmaya, oradan savaşa dönüşen süreçte her iki ülke başkentiyle konuşabilme becerisine sahip ülke sıfatıyla ortaya koyduğu diplomatik güce sekte vurulması olabilir. 

Zira anlaşmanın devamı iki ülke arasındaki çatışmaların azalması, ateşkesin sağlanması ve diyalogu artırmak için bir nevi fırsat penceresiydi. 

Bununla birlikte Karadeniz'deki mayınların temizlenmesi için de bir zemin hazırlıyordu.

Bir başka deyişle küresel sorunlara karşı ortak çözümler üretilmesi adına yegane girişim olarak kabul ediliyordu. 

Avrupa ve ABD, Rusya'nın kararına tepkili; Türkiye ise temkinli yaklaşıyor. 

Körfez turu öncesi Ankara'da gazetecilere konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Putin'in tahıl anlaşmasının devamını istediğine inanıyorum" deyip ağustos ayındaki görüşmeyi beklemeden kendisiyle bir telefon görüşmesi gerçekleştireceğini belirtti. 

Kremlin'den gelen çok açıklama ise Rusya’nın bulunmadığı tahıl koridorunda riskler olacağı yönünde. 

Sözcü Dimitriy Peskov, "Burada hangi ülkelerin bu riskleri almaya ne ölçüde hazır olduğunu söylemeye hazır değiliz" diyor.

Ankara'dan Moskova ile temas eden son isim Dışişleri Bakanı Hakan Fidan oldu ancak Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile telefonda ne görüştüğü konusunda bir detay yok. 

"Rusya yaptırımlar nedeniyle anlaşmadan çekildi"

Beykent Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Kemal Olçar'a göre tahıl koridoru anlaşmasının Rusya tarafından sonlandırılması için çokça sebep vardı.

Olçar, Rusya'nın gübresi ve tahılının henüz dış piyasaya aktarılmadığını, yaptırımlar sonucu bunların öylece durduğu hatırlatıyor.
 

olçar.jpg
Dr. Kemal Olçar / Fotoğraf: Beykent Üniversitesi


Dr. Olçar, Avrupa ülkelerine yüzde 70 oranında aktarım yapıldığını, neredeyse 3'te 2'sinin İrlanda, Almanya gibi ülkelere dağıtıldığını belirtip Putin'in duyduğu rahatsızlığa işaret ediyor.

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi'nden (ANKASAM) Dr. Sabir Askeroğlu ise Rusya'nın çekilmesiyle tahıl koridorunun tehdit altında olup olmadığını sorup Ankara ve Moskova arasında sıkıntı yaşanabileceği öngörüsünde bulunuyor:

Eğer bunu tehdit edecekse o zaman Türkiye ile Rusya arasında sıkıntı yaşanabilir. Ama Rusya bu kadar da kararlı olmayabilir. Yani çekilmekle birlikte tahıl koridoru Türkiye tarafından güvenliği sağlanacağı için Rusya Türkiye'yle karşı karşıya gelmemek adına bu kadar kararlı davranamayabilir. Anlaşmayı durdurduğunu açıklamasının ardından farklı bir adım atabilir mi? Geri dönebilir mi?  O da Erdoğan-Putin görüşmesine bağlı olacak. Türkiye, Rusya'yı ikna etmeye çalışacak. Çünkü Rusya'nın da bu tahıl anlaşmasından aslında çıkarları var"

Avusturya'da yayın yapan Der Standard gazetesine göre suç yalnızca Rusya'nın değil.

Gazete anlaşmanın esasen iki yüzü olduğunu yazıyor.

Bunlardan biri tahıl gemilerinin Karadeniz limanlarından serbest geçişi diğeri anlaşma uyarınca Rusya’nın da tarım ürünü ihraç etmesine izin verilmesi.

Fakat, banka yaptırımları gibi tedbirler bunu zorlaştırıyor.

Rusya devlete bağlı tarım bankasının iş yapabilmek için Batı’nın yaptırımlarından muaf tutulmasını istiyor.

Ancak Batı oralı değil.

Uluslararası İlişkiler profesörü Hasan Köni de tam da bu noktaya vurgu yapıyor; Köni'ye göre çok üreten Rusya, çok örselenen de Rusya:

Moskava'nın ilk baştaki itirazı 'Tahıllar bize söylendiği şekilde gelişmekte olan ülkelere gidecekti ama gitmedi' yönünde oldu. Yani Afrika'ya, açlık çeken bazı Ortadoğu ülkelerine, kısacası tahıl ihtiyacı olanlara dağıtalacaktı. Bunun yanında da Rus gübresi de... Hepsi Türkiye üzerinden. Anlaşmanın Ukrayna kısmına izin verdiler. Bu gerçek dengeli bir boyut olmadı. ABD'nin tutumunun üzerine çıkmak mümkün olmuyor. Rusya'nın tahılı tahmin ediyorum dolaylı olarak İran ve Azerbaycan üzerinden bir yerlere gidiyordu. Ukrayna'nın beş misli tahıl üretmesine rağmen Ukrayna gibi yoğun şekilde dağıtılmıyordu. Ukrayna'nın Kırım Köprüsü'ne son saldırısından sonra tahıl anlaşmasını devam ettirmeyeceği kesinleşmişti"

Dr. Kemal Olçar anlaşman ile 500 günü aşan Rusya-Ukrayna arasında doğrudan ilişki olduğunu "Koridor iptal olursa savaşa sonuna kadar devam edeceğiz demektir. Koridoru eğer tekrar açarlarsa barışla ilgili görüşmeler konusunda da zihinsel yaklaşabiliriz bir miktar" cümlesiyle izah ediyor.  

Dr. Sabir Askeroğlu ise Ankara'nın Karadeniz'de güvenliği sağlayan ülkelerden biri olduğunun altını çizip Erdoğan'ın Putin ile görüşmesinde elinden geldiği kadarıyla bu meselede Rusya'ya da çıkarları olduğunu anlatmaya çalışacağını belirtiyor, hatta bir adım ileri giderek mevcut konjonktürde Moskova'nın Ankara'ya bağımlı olduğunu öne sürüyor:  

Belki de anlaşmaya dönmeyebilir. Ama koridoru ve anlaşmayı tehdit edecek davranışlardan uzak durmaya çalışacak Rusya.  Türkiye'yle ilişkileri iyi, Batı'yla sıkıntı var. Ve Türkiye Rusya'nın burada Batı'yla iletişim kurabilecek ve ekonomisiyle ticari yapabilecek tek ülke olduğu için burada Türkiye'nin eli hala güçlü. Yani Rusya Türkiye'ye bağımlı. Bu bağlamda Türkiye'nin dediklerini dikkate alacağını düşünüyorum" 

NATO toplantısı Putin'in gözüne çok mu sokuldu?

Sorulardan biri de bu. Prof. Hasan Köni ve Dr. Kemal Olçar aynı fikirde.

Hatta Olçar'a göre Ukrayna lideri Zelenski'nin toplantıdaki tavırları ve NATO liderlerin yaklaşımıyla iş sulandırıldı, resmi toplantıda gayriresmi bir hava verildi, bu durum da Putin'i rahatsız etti. 
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


Rusya'da zaten sallantıda olan koridorla ilgili bu tavrı aldı.

Peki masaya geri döner mi?

Olçar, Moskova'nın her halükarda ağır koşullar öne sürebileceği kanaatinde: 

Türkiye'yle bir miktar daha bu konuda istişare yapmak suretiyle, özellikle yüz yüze görüşmelerde tekrar normale dönebilir ya da bir takım koşullar getirilebilir Rusya tarafından. Rusya belki 'Artık benim de gübrem ve tahılım dünya piyasalarına akacak kardeşim' diyebilir. Ama ne AB ne ABD samimi değil. BM'yi kenarda tutalım. Çünkü o artık uluslararası bir kuruluş olduğu için samimiyetiyle ilgili bir değerlendirme yapmıyorum. Bence Batı çıkarları haricinde ne Ukrayna'yı düşünüyor ne bu savaşın insanlığa yönelik zararlarını. Sadece Rusya'nın Batı'nın kontrolünde bir güçsüz devlet haline gelmesi için bir çaba var ortada. Rusya da bu manzarayı görüyor. Unutulmaması gereken bir diğer mesele ise enerji konusu. Birkaç ay sonra yeniden kış koşulları başlayacak. Almanlar çok ciddi sıkıntı içerisinde. Rezervleri kullanarak birinci kışı atlattılar ama ikinci kışı atabilecekler mi? Çok emin değilim. Çünkü Avrupa halkı olup bitenin çok farkında. O yüzden ikinci kış koşulları başladığında gazla ilgili konular da sıkıntıya geçecek. Ve Putin bunu da kullanacak önümüzdeki günlerde. 

Olçar, tahıl koridoru konusu bir daha açılmayacak şekilde kapanırsa Türkiye'nin ara buluculuk rolü, takas konusundaki bir takım ricaların gerçekleşmesi, savaşın sonlanmasıyla ve masa kurulmasıyla ilgili hususların ortadan kalkabileceğini söylüyor.

Prof. Hasan Köni ise İsveç'in NATO üyeliğine onay vereceğini duyuran Ankara'nın Moskava tarafından anlaşıldığını ancak özellikle ABD'nin Ukrayna'ya misket bombası desteği verecek olmasına karşılık anlaşmadan çekildiğini anımsatıyor ve bir satranç tahtası kurup sözü Türkiye'ye getiriyor: 

Rusya'nın kararı dolaylı olarak Türkiye'deki buğday fiyatlarına ve onun yansıması olarak ekmek fiyatının artmasına neden olacak. Zaten bu konulardaki durumumuz belli. Biraz daha zorlanacağız. Bu bir satranç tahtasıdır. Satranç tahtasında atlar, filler vezirler vardır. Bu sırada olan aşağıdaki atlara oluyor"

Dünya ilginç zamanlardan geçiyor.

Buğday bir savaş silahı.

Ama kuşkusuz yeni olan bu değil.

Buğday zaten antik çağlardan bu yana en büyük diplomatik güç aracı.

Wagner kriziyle dünya karşısında 48 saatliğine acze düşen Rusya'nın 23 yıllık başkanı Vladimir Putin, hala bu durumu bir savaş silahına dönüştürebiliyor.

Ya da en azından dünyaya bu mesajı vermek istiyor. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU