Cumhuriyet Halk Partisi'nde (CHP) seçimlerin ardından başlayan "değişim" tartışmalar sürüyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yakın çalışma ekibinde yer alan Bülent Tezcan, Engin Altay gibi isimler de değişim taleplerini iletti.
Devam eden değişim tartışmalarını eski CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin ile konuştuk.
Çünkü Tekin, seçimden önce de zaman zaman partinin stratejilerine yönelik kimi eleştirilerde bulunuyor, tüzüğün demokratikleştirilmesi gerektiğini söylüyordu.
Uzun yıllardır parti yönetiminde yer alıp "şimdi değişim zamanı" diyen kimi isimleri eleştiren Tekin, "Zamanında niye konuşmadınız?" diye tepki gösteriyor.
"Daha düne kadar genel başkanın burnunun dibinde olanlar şimdi İmamoğlu ile hareket ediyor"
Partinizdeki "değişim" tartışmalarını nasıl buluyorsunuz?
Gerek kendisini muhalif olarak tanımlayanların gerekse genel merkezin bu konuda daha özenli, daha dikkatli davranmaları gerekiyor. Bir kere öncelikle insanlar birbirlerinin duygularını incitmemeli. Günün sonunda aynı ailenin mensuplarıyız. Zaman zaman ayrışabiliriz. Zaman zaman yan yana gelebiliriz. Daha düne kadar kimileri sayın genel başkanımızın burnunun dibindeyken bugün Ekrem İmamoğlu'yla hareket ediyor. İmamoğlu'nun burnunun dibindeyken bugün sayın genel başkanla hareket edenler de var. Bu siyasetin doğasında olan bir şey.
"Büyük bir tuzağın içinde olduğumuzu hepimizin bilmesi gerekiyor"
Tartışmalar sürerse ne olur?
Ailedeki insanlar farklı düşünebilir. Bu farklı düşünceler zenginleştirilirse anlam ifade edebilir. Zenginleştirmeyip didişmeye, sonra da bölünmeye doğru götürürse işte o zaman hiç istenmeyen bir sonuç gerçekleyebilir. Şunu unutmamak gerekiyor: Herkesin, Cumhuriyet Halk Partisi'ne çok ihtiyaç olduğu bir dönemde büyük bir tuzağın içinde olduğumuzu bilmesi gerektiğine inanıyorum.
"CHP önümüzdeki günlerde kendi demokratik tüzüğünü yapacak"
Gürsel Tekin, CHP'de nasıl bir değişim öngörüyor?
Öncelikle değiştirmemiz gereken tabii birçok şeyler var. CHP fıtratına uygun hale gelmemiz lazım. CHP siyasetçileri, genel başkanları, yöneticileri, genel başkan yardımcıları bunların tamamı dava uğruna mücadele etmiş insanlardır. Hiç birisi siyasette zenginleşmemiştir. Siyasette zenginleşmeye son vereceğiz. Eğer bir ülkede yolsuzluk varsa o ülkedeki vatandaşın yoksulluktan sefaletten kurtulma şansı olmaz. Buna CHP öncü olacaktır. CHP, önümüzdeki günlerde kendi anayasasını yani demokratik tüzüğünü yapacak ve milletimiz kendi kararını kendisi verecek. Tayinli, atamalı dönemleri kapatacağız. Bu hiçbir demokratik ülkede kabul edilir bir durum değildir.
"Kapsayıcı, toparlayıcı bir görevim olacak"
Partide yeni bir görev üstlenmeniz söz konusu mu?
CHP'de müşahit olarak başladım. Halen müşahit olarak devam ediyorum. Önümüzdeki günlerde elbette bir görevim olacaktır. Bu konuda kapsayıcı, toplayıcı bir görev olacaktır. Ayrıştırıcı ötekileştirici değil, geçmiş dönemde de hiçbir arkadaşımı ayrıştırmadım. Hiçbir dönem kongrelerden sonra bana kim oy verdi, kim oy vermedi arayışı içinde olmadım. Hiçbir dönem herhangi bir aday olduğum dönemde de herhangi bir delege arkadaşımı aramış değilim. Bir kişi 'Gürsel Tekin bizi aradı. Oyunu bana ver dedi' derse yarın siyasetten çekilirim. Çünkü CHP'nin delegesine, örgütüne, yapısına çok güvenen bir insanım. Önümüzdeki günlerde sahada, sokakta çok iyi şeyler yapacağız.
"Ana muhalefet görevimize hızla dönecek, yoksulları örgütleyeceğiz"
Ekonomik sıkıntıların ve zamların arttığı bir süreçte muhalefetin görevini yapmadığı, gündemi kaçırdığı iddialarına katılıyor musunuz?
Elbette kaçırıyoruz. 1994 ve 2001 krizlerine tanık olmuş biriyim. Bugün ekonomik kriz değil, derin yoksulluk ve büyük sefalet var. Derin yoksulluk ilk kez tarihimizde her gün can alıyor. Aileler parçalanıyor. Hiçbir dönemde olmadığı kadar kiracı-ev sahibi kavgaları ve reddi miras davaları patladı. İnsanların ailelerinin borçlarından kurtulmak için açtığı reddi miras davaları yüzde 85 oranında arttı. Bu süreçte tabii ki birbirimize de muhalefet yapacağız, eksiklerimizi aksaklıklarımızı gidereceğiz, değişimi yapacağız ama asıl görevimiz olan millete karşı olan sorumluluğumuzu bir tarafa bırakamayız. Bugünden itibaren sahada sokakta bu kadar sefalet yaşayan insanlarımızı dertlerine ortak olmak zorundayız. Yani ana muhalefet görevimize hızla dönmek zorundayız. İktidar yoksulluğu yönetecek. Biz yoksulların yanında saf tutacağız. Yoksulları örgütleyeceğiz.
"Göçmen meselesi önümüzdeki günlerde daha çok derinleşebilir"
Sığınmacılar ve düzensiz göçmen sorununa dair açıklamalarınız olmuştu. Geçenlerde Dilovası'nda bir gerilim yaşandı. Sığınmacıların içinde yer aldığı gerilimli olayları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dilovası'ndaki kavganın sebebi ekmek kavgasıdır. Çünkü sanayi yani ağır işçilik var. Ağır işçiliğin olduğu yerde daha çok kapitalizm olur. Takdir edersiniz ki ucuz iş gücü ve insan yaşamını yok sayan bir sistemdir. Şimdi iyi kötü orada bir Türk işçi 400 - 500 lira yevmiyeyle çalışırken, Afganistanlı, Suriyeli ya da Iraklının gelmesiyle ucuz iş gücü nedeniyle yevmiyeler 250 liralara kadar düştü. Durum böyle olunca elinizden giden ekmekle ilgili ciddi bir kavga vermek zorundasınız. Sadece elinizde ekmeğiniz mi gidiyor? Hayır. Kira ve bir sürü maliyet de yükseliyor. Bu tabloya bakıldığında önümüzde çok kritik ve sıkıntılı süreçler olacağı kesin. Göçmen meselesi önümüzdeki günlerde daha çok derinleşebilir.
© The Independentturkish
