Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Astana sonuçlarını kınadı

Badran Jia Kurd, bu görüşmeyi, Türkiye ile rejim arasındaki karşılıklı ilişkileri yeniden kurmaya çalışmanın temsil ettiği yeni bir aşama olarak değerlendirdi

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı Badran Jia Kurd / Fotoğraf: Independent Arabia

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (Rojava), Suriye rejiminin yanı sıra, Rusya, İran ve Türkiye'nin de içinde bulunduğu Astana Grubu'nun son toplantısında, 'Kürtlerin ve bölgedeki diğer halkların haklarına ve kendilerine düşmanlık' konusunda anlaşmaya varıldığını düşünüyor.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı Badran Jia Kurd, Suriye rejiminin üç ülkeye (Rusya, İran ve Türkiye) katılımını, Suriye halkının çıkarları pahasına karşılıklı anlaşmalar yaparak, Türkiye ile rejim arasındaki karşılıklı ilişkileri yeniden kurmaya çalışmanın temsil ettiği yeni bir aşama olarak değerlendirdi.


Bölücü gündem

Astana formatındaki 20. Suriye konulu yüksek düzeyli toplantılar, 20-21 Haziran 2023 tarihlerinde Kazakistan'ın başkentinde düzenlendi.

Toplantılarda, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve Fırat'ın doğusunda yer alan bölgelerdeki durumlar ele alındı.

Toplantıların sonunda garantör ülkeler tarafından yayınlanan ortak sonuç bildirisinde, 'terörle mücadele bahanesiyle hayata geçirilmeye çalışılan gayri meşru, sözde öz yönetim teşebbüslerinin kabul edilemez' olduğu ifade edildi.

Açıklamada ayrıca, "Taraflar, sınır ötesi saldırılar ve sızmalar dahil olmak üzere, komşu ülkelerin Suriye'nin ulusal güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı gündemlere karşı mücadeledeki kararlılıklarını kaydetmişlerdir" denildi.
 


Ulusal güvenliği kim tehdit ediyor?

Ortak bildiride yer alan ifadeleri değerlendiren Badran Jia Kurd şunları söyledi:

Özerk Yönetim, Türk işgali gerçeğinin, bölücü projelerinin ve Suriye içinde halkımıza karşı işlediği suçların görmezden gelindiği bir dönemde, bunları yalan ve gerçeklerden uzak olarak nitelendirdi. Türk ulusal güvenliğini tehdit ettiğimiz iddiası bizi şu soruyu sormaya sevk ediyor: Ulusal güvenliği kim tehdit ediyor? Tüm Suriye bileşenleri ve komşu ülkeler arasında demokratik şekilde birlikte yaşama projesini oluşturan, aynı zamanda kendisini, bölgeyi ve hatta dünyayı terörden korumak için silah taşıyan bizim halkımız mı? Yoksa işgal eden, öldüren, yağmalayan ve terörü destekleyen, binlerce teröriste Suriye'ye girmesi için sınırlarını açan, yerleşim yerlerini ve altyapıyı her gün hedef almaya ve Suriye'deki her türlü doğrudan işgal müdahalesine devam eden Türk rejimi mi?


Nefret söylemini artırmak

Badran Jia Kurd, Astana söyleminin 'Suriyeliler arasında diyalog, uzlaşma ve uzlaşı dilinden uzak olduğunu', daha ziyade gerilimi tırmandırma, suçlama ve yüzleşme içerdiğini öne sürdü.

Jia Kurd ayrıca, "Şam ile Ankara arasındaki normalleşme süreci, gerilimi de beraberinde getirerek bölgeyi bilinmezliğe doğru itiyor, uzun vadeli krizler üretiyor ve Suriye toplumu yelpazesinde çatlakları ve nefret söylemini artırıyor" dedi.

Özerk yönetim yetkilisi, "Suriyelilerin, toplumsal ve ulusal haklar pahasına krizlerle dolu ve otoriter politikalarını sürdürmek için iktidardaki rejimler arasında varılan uzlaşmaya değil, bir çözüm üzerinde Suriye mutabakatına varmak için yaraların sarılması ve görüşler arasında köprüler kurulmasına ihtiyacı var" ifadeleri ile açıklamasını noktaladı.

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU