Ezan, bayrak, tank...

Hakan Gülseven Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Türkiye İşçi Partisi'nin Balıkesir milletvekili adayı, çok sevdiğim ağabeyim Serhat Özcan geçen gün bir hikaye anlattı.

Kendisi usta bir oyuncu ya, tiyatro camiasında çok bilindik bir hikayeymiş bu. 

Eskiden Anadolu'da dolaşan gezici kumpanyalar oyunları iyi oynayamayınca, yahut alkış alamayınca sahnede hemen bir bayrak çıkarmış ortaya, izleyiciye coşkuyla sallanırmış, mecbur, ortalık alkışa boğulurmuş.

AKP liderliğinin yedek oyuncusu Binali Yıldırım Meclis'te bayrak açıp İstiklal Marşı'nı okumaya çalıştı ya, aklına o başarısız tiyatro kumpanyaları gelmiş.

"İstiklal Marşı'nı okumaya çalıştı" diyorum zira Binali Bey İstiklal Marşı'nı kağıttan bile doğru düzgün okuyamadı.

Neyse işte...
 


AKP ve küçük ortaklarının seçim kampanyasını çok iyi anlıyoruz. Özeti: Ezan, bayrak, palavra...

"Ezan-bayrak kısmını anladık, dini ve milli duyguları sömürerek oy toplamaya çalışıyorlar da işin palavra kısmı ne oluyor?" diye soracaksınız haliyle.

"Tank yapıyoruz, uçak yapıyoruz, yetmedi uçak gemisi yapıyoruz, 'yerli ve milli' otomobil yapıyoruz..."

İşte bunların tamamı palavra.

Evet, İçişleri Bakanı'nı ekranlara çıkartıp depremzedeler için terlik, kahvaltılık erzak falan isteyen mevcut iktidarın "Yapıyoruz" dediği her şey koca birer palavradan ibarettir.

***

Daha önce TOGG otomobillerin 'yerlilik' ve 'millilik' hikayesini anlatmıştım. Bütün bilgisayar ağı ve güvenliği Alman devlet kuruluşu Deutsche Telekom tarafından yönetiliyor. Halbuki bunu Türkiye'nin kendi kaynaklarıyla yönetmek mümkün.

Gerisini ise Türkiye'de yapmak mümkün değil ne yazık ki.

Zaten kendileri söylüyor.

Bu iktidarın palavraları o kadar aşikar ki, hakikaten her şeyi gözümüze sokuyorlar.

Misal, geçtiğimiz gün şaşaalı bir törenle TOGG otomobil için pil fabrikası temeli atıldı.

'Yerli ve milli' dediğiniz ve üretmeye başladığınız otomobilin pilleri için fabrika temelini daha yeni atıyorsanız, siz bu otomobile nasıl 'yerli ve milli' diyorsunuz?

Pili bile Türkiye'de üretilmiyor, Çin'den satın alıyorlar ama otomobil 'yerli', üstüne bir de 'milli'!..

Ha, pil fabrikasının temeli atıldı ama daha önce Antakya'da attıkları uyduruk temel hafızalarımızda epey canlı.

Bu pil fabrikasının temeli de ne biçim bir temel, onu hiç bilemiyoruz.

***

Evet, ortada koskoca bir 'yerli ve milli' palavra var...

Palavralarına orduyu da alet ediyorlar. Geçen gün komutanlarla beraber 'yerli ve milli' Altay Tankı gösterisi yaptılar.

Tüm kurumları nasıl Saray siyasetinin basit birer aleti haline getirdilerse, bürokrasinin, Yargı'nın iplerini nasıl Saray'ın kapısına bağladılarsa, orduyu da Saray'ın siyasi şovlarına malzeme ediyorlar.

Ordu komuta kademesini Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı'ndaki partilerin diğer temsilcileriyle sahneye çıkartıp gösteri yaptırıyorlar.

23 Nisan bando mızıka takımı gibi!..

Böyle ordu komuta kademesi olmaz. Olursa da bir ciddiyeti olmaz.

Altay Tankı'na gelince...

Malum, yine 'yerli ve milli' diye şişirilen bu tank test için TSK'ya teslim edildi dediler ve teslim töreniyle seçim şovuna soyundular.

Peki tankın motoru ne?

'Yerli ve milli' denen tankın motoru Kore'den. Transmisyon sistemi, yani tankı yürüten sistem de Kore'den.

Daha önce Koç Otokar zaten bu prototipleri yapmış, test için Silahlı Kuvvetler'e teslim etmişti.

Şimdi dünyada görülmemiş bir ikinci test müsameresi yapıldı!

Neyse, Koç Otokar'dan alınan bu iş daha sonra BMC'ye devredildi. Üç sene önce BMC yerli motorla seri üretime geçmiş olmalıydı.

Sözleşmede ceza maddesi olmasına rağmen bu ceza BMC'ye uygulanmıyor.

BMC kimin?

Biliyorsunuz, yarısı Katarlıların. Yarısı da Galip Öztürk ve Ethem Sancak'ın üzerine görünüyordu, sonra hisselerini Tosyalı Holding'e sattılar.

Birisinin esas gizli ortak olduğu söylenir. O 'birisi' kimse artık....

Tayyip Erdoğan yeniden seçilirse, devletten aldığı kredilerle medya grubu sahibi olan ama kredilerin üzerine yatan Demirören yerine medya işlerinin de Tosyalı'ya teslim edileceği söyleniyor.

Tosyalı Avrupa'nın en hızlı büyüyen gruplarındanmış.

Neden büyüdüklerini ben gayet iyi anlıyorum, siz de anlamışsınızdır.

Biliyorsunuz, Mehmet Cengiz'in de içinde yer aldığı o beşli de çok hızlı büyüdü, büyüyor...

Neyse, biz şu Altay tankına dönelim.

Altay, atış testlerinde TSK'nın elindeki 1948 yapımı Amerikan M48A5T2 tankından ve Alman Leopard tanklarından daha düşük isabet oranı elde etmiş.

Yani 'yerli ve milli' namlularda sorun var!

İsabet oranını artırmak için Almanlardan yardım istedikleri, Almanların da, "İsterseniz size namlu satalım" diye cevap verdiği konuşuluyor.

Yerli ve milli tankta durum bu.

Ha, bu arada en önemlisi, ortada tank fabrikası var mı?

Tank fabrikasını gören var mı?

Koskoca bir palavra...

Peki 'uçak gemisi' palavrasına girelim mi?

Bir dahaki buluşmamıza saklayalım, daha iyi...

***

Şimdi... AKP ve küçük ortaklarına akıl vermiş gibi olacağım ama artık şahsen ne bekliyorum biliyor musunuz?

İster misiniz bunlar Binali Bey'i ABD'ye, bir Hollywood film stüdyosuna yollasınlar, bir "Ay'a sert iniş" filmi çektirsinler...

Vallahi olur mu olur.

Binali Bey, astronot kıyafetleri içinde, elinde bir bayrak, Ay yüzeyinde İstiklal Marşı okuyormuş mesela!..

Dönüş senaryosunda da, Binali Bey, "Ay'da ezan sesi duydum" dedi miydi, tadından yenmez...

Hiç şaşırmam. Siz de şaşırmayın. Benim aklıma gelmeyen daha acayip şeyler de yapabilirler. Bekleyip göreceğiz.

Bu sırada Allah hepinize akıl sağlığı versin.

Görüşmek üzere...

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU