ABD Temsilciler Meclisi'nde İranlı kadınlara destek amacıyla iki partinin de katıldığı bir grup kuruldu

Bu grup, Washington'daki merkezciler arasında dış politika alanında ortaya çıkan uzlaşmanın bir işareti

(Jose Luis Magana/AP)

Tahran'da hükümete karşı protestolar devam ederken ve 2015'teki nükleer anlaşmasının yeniden başlaması her zamankinden daha uzak görünürken Capitol Hill, İran'a yönelik iki partili yeni bir konsensüs etrafında birleşiyor.

Perşembe günü, ABD Temsilciler Meclisi'nin Demokrat üyesi Sheila Jackson Lee ve Cumhuriyetçi üyesi Nancy Mace'in öncülüğünde her iki partiden milletvekilleri İranlı Kadınlar İçin Kongre Grubu'nu kurdu. İran genelinde kadınların hükümetlerinden daha fazla özgürlük talebiyle mücadele ettiği bir dönemde bu grup, muhafazakar ve Müslüman ülkedeki insan haklarının ilerlemesine odaklanıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Grubun liderleri perşembe günü iki partili yeni bir önergeyle bu oluşumun duyurulmasına öncülük etti. Halihazırda bir düzineden fazla Cumhuriyetçi ve Demokrat üyenin desteklediği önergede İran'daki kız öğrencilere yönelik son gazlı saldırı kınandı. Önergede ABD Dışişleri Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler'e de meselenin soruşturulması çağrısı yapıldı.

Kurucu Eş Başkan Nancy Mace perşembe günü "Pek çok İranlı kadın, eşitlik ve insan hakları için verdiği mücadelede karşılaştığı zorluklar karşısında cesaret ve dayanıklılığını gösteriyor" dedi.

Mace, "Tanık olduğumuz üzere, kadınlar ve gençler son 5 ayda İran'daki protestolara öncülük ederek muazzam bir cesaret sergiledi" diye devam etti.

Özgürlüğün yanında ve Birleşik Devletler'deki, İran'daki ve dünyanın dört bir yanındaki kadınlara uygulanan baskıların da karşısında duracağız.

Bu hem Demokratların hem de Cumhuriyetçilerin, ABD Başkanı Joe Biden'ın geçen aralıkta Kaliforniya'daki bir etkinlikte bariyerin üzerinden konuştuğu bir kadına söylediği gerçeği kabullenmeye başladığının işareti: Biden'ın Beyaz Saray'a bundan önceki gelişinde imzalanan İran nükleer anlaşması öldü. Aylar süren müzakerelerin ardından her iki taraf da anlaşmaya yeniden uyum sağlamak için fikrini değiştirip diğerinin öne sürdüğü şartları yerine getirmeye istekli görünmedi ve İran'ı aylardır sarsan protestolara ABD'nin somut destek verdiği iddiaları meseleyi daha da karmaşık hale getirdi.

Kasımda Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karine Jean-Pierre, kapının İran'la gelecekteki müzakereler için "açık kalacağını" söylerken, bu görüşmelerin mevcut durumunun umut verici görünmediğini de sözlerine eklemişti.

Jean-Pierre, "Diplomasi kapısı her zaman açık kalacak ancak şu an itibarıyla yakın zamanda bir anlaşmaya varılacağını düşünmüyoruz" demişti.

Öte yandan her iki partiden ama özellikle de Cumhuriyetçi Parti'den olan, dış politikada daha saldırgan bir tutum takınan siyasetçiler, İran'la ilişkilerde neo-muhafazakar görüşü benimsemeye devam ediyor. Bu görüş, bazı noktalarda ABD'yle İran'ı silahlı çatışmaya süreklemeye hazır görünen, Trump yönetiminin izlediği "azami baskı" kampanyasıyla sonuçlanmıştı.

Bu stratejinin savunucuları, İran hükümetinin yapısal açıdan zayıf olduğunu ve yakın geçmişteki en kırılgan noktasında bulunduğunu iddia ediyor; İran'ın ekonomisini ve enerji sektörünü sekteye uğratan ABD yaptırımlarının Tahran'ı zayıflatmaya devam edeceğini ve hükümetin çökmesine yol açacağını savunuyorlar.



*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU