Tayvan liderinin ABD ziyaretine Çin'den misilleme: 5 kişi aileleriyle birlikte listeye alındı

Ayrıca Pekin yönetimi çarşamba günü bir operasyon başlattı

Tsai (solda) ve McCarthy (sağda), Tayvan - ABD ilişkilerinin geliştirilmesini istediklerini belirtti (@SpeakerMcCarthy / Twitter)

Çin, Tayvan lideri Tsai Ing-wen'in ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy'le görüşmesinin ardından yaptırım kararları alındığını duyurdu.

Pekin yönetiminin Tayvan İlişkileri Ofisi'nden bugün yapılan açıklamada, Tsai ve Cumhuriyetçi McCarthy'nin Kaliforniya eyaletindeki görüşmesine ev sahipliği yapan Ronald Reagan Kütüphanesi'nin kurul başkanı Sarah May Stern ve direktörü John Walters'ın yaptırım listesine alındığı bildirildi.

Tsai'yi New York'ta ağırlayarak kendisine Küresel Liderlik Ödülü veren Hudson Enstitüsü'nün kurul başkanı John Heubusch ve eski direktörü Joanne Drake'e de yaptırım uygulandığı belirtildi.  

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: 

Hudson Enstitüsü ve Reagan Kütüphanesi, Tsai'nin Çin'in egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ciddi şekilde baltalayan ayrılıkçı faaliyetlerine platform sağlamış ve bu çalışmaları kolaylaştırmıştır.

Ayrıca Şi Cinping yönetimi, Tayvan'nın fiili ABD Temsilcisi Hsiao Bi-khim'in de yaptırım listesine alındığını duyurdu. 

Bu kapsamda söz konusu 5 kişinin ve ailelerinin Çin anakarasına, Hong Kong'a ve Makao'ya girişi yasaklandı. Çinli yatırımcıların ve şirketlerin de bu kişilerle iş yapmasına yasak getirildi. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Tsai, 29 Mart'ta başlayan Orta Amerika turu kapsamında Guatemala ve Belize'ye ziyaret düzenledi. Tayvan lideri, programında iki kez de ABD'ye uğrayarak gayriresmi ziyaretlerde bulundu. 

30 Mart'ta New York'a giden Tayvan lideri, Temsilciler Meclisi'nin azınlık lideri Demokrat Hakeem Jeffries'le görüştü. Tsai, 6 Nisan'da da McCarthy'le buluştu. Programını sonlandıran Tsai, dün ülkesine döndü. 

Tayvan liderinin ziyaretleri öncesinde Pekin yönetiminden yapılan açıklamada, Tsai'nin McCarthy'le görüşmesinin provokasyon olarak niteleneceği ve gerekli önlemlerin alınacağı bildirilmişti. 

Washington ise ziyaretlerin normal olduğunu savunarak, Pekin yönetiminin bunu saldırgan bir tavır sergilemek için bahane olarak kullanmaması gerektiğini söylemişti.
 


Eski Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin ağustosta Tayvan'ı ziyaret etmesi de Pekin'den büyük tepki toplamış, Çin Halk Kurtuluş Ordusu adanın etrafını sararak büyük askeri tatbikatlar düzenlemişti. 

Pekin yönetimi, bu ziyaretin ardından da aralarında Hsiao'nun olduğu 7 Tayvanlı yetkiliye yaptırım uygulamıştı. Hsiao, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda bunu da hatırlatarak, "Vay canına, Çin bana yine yaptırım uyguladı" ifadelerini kullandı.

Ancak Şi hükümeti, Tsai'nin ziyaretine yanıt olarak bu kez bir askeri tatbikat düzenlemedi. Çin, bunun yerine Tayvan Boğazı'nda seyreden gemilerin denetlenmesine yönelik çarşamba günü bir operasyon başlattı. 

Pekin, yarın son bulacak operasyonun Tsai'nin ziyaretiyle ilgili olup olmadığına dair net bir açıklamada bulunmadı. Fakat Tayvan Savunma Bakanı Chiu Kuo-cheng, Çin'in bunu adaya yönelik sessiz bir tehdit oluşturmak amacıyla yaptığını savundu.

Öte yandan ABD'nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal'a konuşan Avustralya Ulusal Üniversitesi'nden Tayvan uzmanı Wen-ti Sung da şu değerlendirmeyi yaptı: 

Misilleme olarak görülecek ve gerginliği korkunç derecede tırmandıracak bir askeri eyleme başvurmak, Pekin'in stratejik çıkarına olmayacaktır.

 


Çin - Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı'yla ilişkilerini koparan Çin'i 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM'nin 1971'de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM'den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, "tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.


Independent Türkçe, Guardian, CNN, Wall Street Journal

DAHA FAZLA HABER OKU