Saadet Partisi İBB Başkan Adayı Aydın: En hakiki çözüm İstanbul'un 7-10 milyon nüfus aralığına çekilmesidir

Aydın, “Hem Anadolu’nun güçlenmesine vesile olacağız hem İstanbul’un nüfusunun kademeli olarak düşmesini sağlayacağız” dedi

Fotoğraf: X / @birolaydinSP

Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Birol Aydın, Ümraniye ve Kadıköy’de düzenlenen aday tanıtım programlarına katıldı.  “Tabii ki kalıcı, İstanbul’u İstanbul yapacak olan çözümümüz var” diyen aydın şunları söyledi:

En hakiki çözüm İstanbul'un 7-10 milyon nüfus aralığına çekilmesidir. Bu nasıl olacak? İstanbul’dan bu insanları böylece uzaklaştıracak mıyız? Yok, cezbedici, teşvik edici projelerimizi devreye sokacağız. Bunlardan birkaç tanesi işte KİPTAŞ, Anadolu'nun çeşitli şehirlerinde ev inşa edecek. İstanbul'un Kadıköy'ünde Ataşehir'inde bulunan emeklimiz buradaki yeriyle, oradaki yerini değiştirecek. Değerler örtüşecek tabii ki. Buradaki boşluğu biz kentsel dönüşümde, sosyal donatılama olarak kullanacağız. Başka ne yapacağız? İstanbul'dan Anadolu'ya iş merkezleri kuracağız. Bir kısım emeklilerimiz, bir kısım işi uzaktan çalışmaya elverişli olan insanlarımız için Anadolu'nun çeşitli yerlerinde iş merkezleri kuracağız. Gençlerimiz için daha cazip projeler devreye soktuk. Hem Anadolu’nun güçlenmesine vesile olacağız hem İstanbul’un nüfusunun kademeli olarak düşmesini sağlayacağız. Ve yapı stoğumuzu daha sağlıklı bir şekilde yenileceğiz. Yenilerken de hak sahipleri üzerine ekstra bir yük yüklememenin kararlılığı içerisindeyiz.

Sizin bir İstanbul tasavvurunuz var mı?

Ben doğru ve doğruluğun yanında oldum. Ahlakın ve vicdanın yanında oldum. Adaletin yanında oldum’ demekten daha değerli bir şey bırakamayız; kendimize, çocuklarımıza ve geleceğimize. Bu kavramlar üzerinden bir Kadıköy, bir İstanbul tasavvurumuzun olması gerekiyor. Bugün sizler televizyon ekranlarında çok gördüğünüz proje tartışmaları var, adaylar konuşuyor. Projeler, mega projeler konuşuluyor. Ama sormak lazım değil mi kardeşim? Tamam, sizin bir İstanbul tasavvurunuz var mı? Nasıl bir İstanbul tasavvuru ediyorsunuz ki bu projeleri, bu mega projeleri millete takdim ediyorsunuz, sunuyorsunuz. Nasıl bir İstanbul tasavvur ediyorsunuz? Gelecek on yıllarda nasıl bir Kadıköy, nasıl bir İstanbul olacak? Bunu ortaya koymadan bunun sınırlarını çizmeden sizin söyleyeceğiniz her bir söz, günü kurtarma sözüdür.

50 yıl sonra ne olacak?

Bakınız biz bugün İstanbul'da en çok konuştuğumuz işlerden birisi kentsel dönüşüm. Ve adayların en mega projeleri bunlar üzerinden yürüyor. Peki kentsel dönüşüme tabi tuttuğunuz binaları ne zaman inşa etmişiz? Bugün yıkmayı düşündüğümüz binalar, 40-50 yıllık binalarımız. Çünkü 40-50 yıl önce de bir vizyon bir tasavvur olmamıştı. Bu tasavvur, bir İstanbul tasavvuru olmayınca böyle bir tablo ortaya çıktı. Aradan 40-50 yıl geçti. Bugün bütün siyasi partiler bir deprem afetinin karşısında dayanaklı, güvenli kurumları inşa etmek için kentsel dönüşüm vaatlerinde bulunuyor. İyi de bir tasavvurumuz olmazsa sadece bugünü kurtarmak adına, oy almak adına ortaya koyacağımız projeler 50 yıl sonra bugün yıkmak istediğimiz binalar gibi yıkılmayı bekleyen binalar olacak. Bugün dikeceğimiz binalar bugün var olan büyük plazalar, yüksek katlı binalar ne olacak? 50 yıl sonra belediye başkanı adaylarının, ‘En verimli, en hasarsız şekilde nasıl yıkacağız? Molozları nereye istifleyeceğiz?’ projeleri olarak takdim edilecek.

Kalite denince akla İstanbul gelecek

Bizim bir İstanbul tasavvurumuz var. Merkezinde insanın, ailenin ve mahallenin olduğu bir İstanbul. Bizim bir İstanbul tasavvurumuz var. Kalite denince akla İstanbul gelecek. Taksisiyle, taksicisiyle, berberiyle, ayakkabıcısıyla, aşçısıyla, kaliteli bir İstanbul. İstanbul taksicisi, İstanbul müezzini, İstanbul ezanı, İstanbul sokağı, İstanbul caddesi, İstanbul binası, İstanbul mahallesi, İstanbul esnafı. Böyle bir tasavvuru gerçekleştirmek için de doğru işleri dosdoğru yapmamız gerekiyor. Yanlış işleri, doğru yapmak değil. Doğru işleri, dosdoğru yapmak lazım. Doğru işlerin yanlış yapıldığına örnek. İşte yanı başımızda Fikirtepe. O bölgenin bir kentsel dönüşüm ihtiyacı var mıydı? Vardı. Doğruydu. Ama bugün ortaya çıkan tablo. Gelecek 5 yıl, 10 yıl sonra onun bölgemize maliyetini hesap edebiliyor muyuz? Ayrıca oradaki insanların bir kısım müteahhitler zengin edilirken nasıl mağdur edildikleri ortada mı? Bakınız doğru iş, yanlış yapıldı. Yine İstanbul'umuzda dünden bugüne birçok yanlış proje, doğru yapıldı. En uzun köprü, en yüksek bina, devasa adliye sarayları... Bunlar İstanbul'un ihtiyaçlarını çözecek işler değildi. Yanlış işlerdi ama mühendislik açısından doğruydu.

 

 Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU