Washington ve değişik bir çılgınlık

İran'ın nükleer dosyasının akıbeti, Çin'le ilişkiler, Ukrayna savaşına dair tutum ve derin derin düşündüren daha fazlası

Fotoğraf: Reuters

2008 yılında başkanlık seçimlerinin hız kazandığı bir dönemde eski Başkan Barack Obama, kendisine yönelik bazı eleştirilere yorum yaparak, bu eleştirilerin 'siyasi açıdan saçma bir dönemin' ortasında bulunan bir ulusa işaret ettiğini söyledi.

Orada seçim dönemi genellikle 'saçma dönem' olarak adlandırılır.

Meşhur politik ABD televizyon dizisi The West Wing'de Beyaz Saray'ın basın sözcüsü rolünü oynayan oyuncu şöyle diyor:

Seçim yılında herkes aptallaşır.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Peki, abartılıyor mu?

Bence hayır.

Şimdi başkanlık seçimleri öncesindeki etkileşimleri takip eden kişi, ABD'nin farklı bir 'çılgınlık' aşamasına hazırlandığını fark edecektir. Başkanlık seçim kampanyalarına hazırlık, benzeri görülmemiş bir hukuki sürtüşmenin yaşandığı bir dönemde yapılıyor.

Bir yanda Cumhuriyetçi Donald Trump'a yöneltilen suçlamalar var. Bu suçlamalar üzerine ABD Özel Savcısı, Trump için yayın yasağı getirilmesini talep etti.

Bu suçlamalar, Beyaz Saray'a gitmek isteyen Trump'ın yolunda engel olabilir. Kazanırsa da ilk günden topal ördek olacak.

Diğer yanda Biden'ın oğlu Hunter'a yönelik farklı suçlamalarla açılan davalar var ve bunlar Başkan Biden'ın, başta yaş faktörü olmak üzere başka zorluklarla da karşı karşıya olan seçim kampanyasına zarar verebilir.

Yapılan son kamuoyu yoklamaları, bizzat Demokratların da Biden'ın ikinci bir başkanlık döneminde görevlerini yerine getirip getiremeyeceğinden endişe duyduğunu gösteriyor.

Biden'ın son dönemde yaş faktöründen dikkat çekici bir şekilde etkilenmesi, Demokratların kaygılarını özellikle artırıyor.  

Amerikan medyasının, özellikle de Başkan Biden'ı destekleyen kanadın onu açıktan açığa eleştirmeye başlaması da ayrıca dikkat çekiyor.

Mesela CNN kanalı, son zamanlarda Biden'ın verdiği yanlış bilgilere dair bir haber yayınladı.

Dikkat çekici bir diğer şey de David Ignatius'un The Washington Post gazetesi için kaleme aldığı makale.

Tamamen Biden yönetimi yanlısı olan bir gazetede yayımlanan bu makalede Ignatius dikkat çekici bir şekilde, Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in performansını eleştirerek, Başkan Biden'ın ikinci başkanlık dönemi için aday olmaması çağrısında bulundu.

Bu noktada okuyucu, bunun ABD'nin iç meselesi olduğunu söyleyebilir. Ama hayır. ABD'deki bu keskin ayrışma ve en öne çıkan iki aday Cumhuriyetçi Trump ile Demokrat Biden'a ilişkin belirsizlik, uluslararası bir siyasi karışıklığa yol açabilir.

Başkanlık seçimlerinin sonuçlarını tahmin etmek zor. Farklı zamanlarda hem Cumhuriyetçilerden hem Demokratlardan başka isimler de ortaya çıkabilir. Özellikle de Trump'ın ve aynı şekilde Biden'ın oğlu Hunter'ın davasına ilişkin gelişmelerle birlikte.
 


Bu yüzden bu, uluslararası siyasi tutumlarda kafa karışıklığına sebep olacaktır.

Mesela yaşı ve şimdi de oğlunun gelişme aşamasındaki davası sebebiyle destekçilerinin aday olmaması için çağrıda bulunduğu bir başkanla kim bir anlaşma imzalayacak ya da bağlayıcı bir tutum benimseyecek?

Peki, Cumhuriyetçi bir başkan üzerine kim oynayabilir?

Öyle ya, kendisine yöneltilen suçlamalar onun Beyaz Saray'a gitmesini engelleyebilir.

Partisinin Trump'tan sonraki ikinci adayı olan Florida Valisi Ron DeSantis'in başkanlık seçimlerinde öne geçme ihtimali de var.

Bu değişik 'çılgınlık', özellikle hukuki ve yasal etkenlerin de devreye girmesiyle birlikte, ABD'de yaşanan mevcut belirsizlik ve yoğun ayrışmaya karşı uluslararası bir konum almak için temkinlilik ve tereddüt haline yol açacaktır.

İran'ın nükleer dosyasının akıbeti, Çin'le ilişkiler, Ukrayna savaşına dair tutum ve derin derin düşündüren daha fazlası…

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU