HDP’li Beştaş: Yüreğiniz varsa bütün fezlekeleri tek tek kamuoyu önünde tartışalım

HDP Grup Başkanvekil Meral Danış Beştaş, “6-8 Ekim’den HDP’yi sorumlu tutuyorsanız neden 5 ay sonra Dolmabahçe Mutabakatı imzalandı” diye sordu

HDP Meclis Grubu, “Herkes İçin Adalet” kampanyası kapsamında, TBMM’de “Demirtaş AİHM Kararı Uygulansın” açıklaması yaptı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

HDP Grup Başkanvekilleri Saruhan Oluç ve Meral Danış Beştaş, burada yaptıkları konuşmada partilerindeki milletvekilleri hakkında Meclis’e gönderilen dokunulmazlık fezlekelerinin hukuki değil siyasi olduğunu belirtirken, fezlekelerin içerinin de kamuoyu önünde tartışılması çağrısında bulundular.

AİHM’in 22 Aralık 2020’de Selahattin Demirtaş hakkında verdiği kararın 72 gün geçmesine rağmen uygulanmadığını söyleyen Saruhan Oluç, 9-11 Mart tarihlerinde Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin toplanacağını ve bu toplantıda AİHM’in Demirtaş kararının uygulanmaması meselesinin gündeme geleceğini söyledi.

“AİHM kararının uygulanmamasının hiçbir hukuki cevabı yoktur”

“AİHM’in Demirtaş kararı neden uygulanmıyor” sorusunun hiçbir hukuki ve doyurucu cevabı olmadığını söyleyen Oluç, “Cumhurbaşkanının hukuk danışmanı sıfatıyla da olsa başka sıfatlarla da olsa çeşitli kişiler AİHM kararının uygulanmamasının gerekçelerini üretmeye çalışmışlardır. Fakat hukuken ve uluslararası sözleşmeler açısından bugüne kadar üretilmeye çalışılan gerekçelerin tamamı safsatadır. Hiçbirinin hukuki ve uluslararası sözleşmeler açısından değeri yoktur” dedi.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46. maddesi ile Anayasa'nın 90’ıncı maddesinin açık bir şekilde kararın uygulanması gerektiğini düzenlediğini söyleyen Oluç, AİHM’in 5 konuda ihlal saptadığını hatırlattı.

“Milletvekillerinin halkı temsil etme hakkı engellenmektedir”

HDP’nin kapatılması ve HDP’nin milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının tartışıldığını söyleyen Saruhan Oluç , AİHM’in verdiği ihlal kararında yer alan maddelerden bir tanesinin sözleşmeye ek 1 nolu protokolün 3. maddesinin ihlali anlamına geldiğini ve bunun da seçilme hakkının ve halkı mecliste temsil etme hakkının ihlali olduğunu vurguladı.

“O kadar tuhaflık var ki; kimisi konuştuğu kimisi de sustuğu için fezleke almış”

Oluç, “Bizim gelmiş olan fezlekelerimizde örneğin Meclis'te yaptığımız basın toplantılarının paylaşımları yer almıştır. Yani Meclis kürsüsünde, Meclis basın toplantılarında, grup toplantılarında yaptığımız bütün konuşmalar açıkça 83’üncü madde, yani dokunulmazlık kapsamındadır ama bize gelmiş olan fezlekelerin içinde Meclis'teki konuşmalar ve basın toplantıları yer almaktadır. Açıkça Anayasanın 83. maddesi ihlal edilmektedir” dedi.

Milletvekillerinin halk toplantılarında, parti toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve buna ilişkin yaptıkları sosyal medya paylaşımlarının da  fezlekelerde yer aldığını söyleyen Oluç, “O kadar tuhaflık vardır ki kimisi konuştuğundan dolayı kimisi de sustuğundan dolayı fezleke almıştır. Yani bir milletvekili konuşurken diğeri yanında durup sustuğu için gelen fezlekeler vardır. Halk bunu bilmelidir. Bu kadar büyük bir hukuki kepazelik ile karşı karşıyayız” dedi.

hdpmeslic.jpg
HDP'li vekiller “Herkes İçin Adalet” kampanyası kapsamında TBMM bahçesinde açıklama yaptı / Fotoğraf: HDP

 

“AİHM, HDP’ye dönük tutuklamaların siyasi nedenlerle yapıldığını belirtmiştir”

AİHM’in Demirtaş kararında; “6-8 Ekim 2014 Kobanî çağrısı, HDP’nin attığı tweetle yaptığı Kobanî çağrısı siyasi ifade sınırları kapsamındadır, şiddete çağrı değildir. Yaşananlar bu çağrının doğrudan sonuçları değildir” dediğini vurgulayan Oluç ,”Çok açık bir biçimde AİHM kararında bu cümleler yer almıştır. Buna rağmen gelmiş olan fezlekeler ve açılan davalar bunu göz ardı etmektedir. Dokunulmazlıklarımızı düşürmeye yönelik tutum siyasi kumpastır” dedi.

AİHM’nin verdiği Demirtaş kararının uygulanması çağrısını tekrarlayan Oluç, “2014 Ekiminden sonra 6,5 yıl bekledikten sonra bu fezlekelerin ve davanın gündeme getirilmesi açıkça siyasi kumpastır. İktidar ortaklarının, AKP ve MHP’nin HDP’yi susturmak ve demokratik siyasetten tasfiye etmek için hazırladıkları kumpasın devamıdır, bunun hukukla en ufak bir ilgisi yoktur” dedi.

“Yüreğiniz varsa bütün fezlekeleri tek tek kamuoyu önünde tartışalım “

Oluç’un ardından söz alan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Baştaş ise, “En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Meclis'e fezleke yağmasına, fezlekelerin bu şekilde tartışılması içeriğine dair şu ana kadar fezleke meselesi hukukidir diyenlere tek cümle ile yanıt verelim. Gelin eğer yüreğiniz varsa, hukuk bilginiz yetiyorsa bütün bu fezlekeleri tek tek -bine yakın fezleke var- kamuoyu önünde tartışalım. Bakalım bunlar hukuki mi yoksa siyasi mi? Hodri meydan diyorum. AKP ve MHP’li bütün hukukçuları açıkça tartışmaya devam ediyorum. 84 milyon yurttaşın gözü önünde canlı yayında biz tek tek fezlekelerin nasıl olduğunu açıklamaya hazırız, bunu peşinen söyleyeyim” dedi.

Varlığımız bile fezleke konusu

“Ellerinden gelse 100 yıllık tarih boyunca 28 Kürt isyanının sebebi HDP diyecekler” diyen Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tarih o kadar esnek ki, varlığımız fezleke konusu. Sadece HDP’liler olarak bu ülkede siyaset yapmamız fezleke konusu. Neredeyse benim adım Meral, benim adım fezleke konusu olabilir. Bu konuda hiçbir tartışma yok bizim açımızdan. Bunları tek tek inceliyoruz”

“Torba Yasadan sonra Torba Fezleke dönemi başladı”

Torba Yasa uygulamasının bir parlamento klasiği haline geldiğini belirten Beştaş,  “Şimdi de Torba Fezleke dönemi. Nasıl hazırlanıyor, otomatiğe bağlanmış. AKP’li yetkililer, Cumhurbaşkanı konuşuyor ertesi gün savcılar bunu emir telakki ediyorlar, oturup fezleke hazırlıyorlar” şeklinde konuştu. 

“Savcılar arasında fezleke yarışı başlamış”

HDP’li vekiller arasında fezleke hazırlamak konusunda savcılar arasında bir yarış başladığını savunan Meral Danış Beştaş, “Ses AKP’den, fezleke savcılardan. Burada şunu da söyleyelim; “yargı tarafsız ve bağımsızdır” diyenler aklımızla alay etmesinler. Aklımızla alay ettirmeyiz. Bu parlamentoda 600 vekil var, suç işleyenler sadece muhalefet ve özellikle HDP’li vekiller mi? Bizim evrakta sahtecilik, irtikap, dolandırıcılık, iftira veya benzer fillerle bir bağımız yok. Bize gelen fezlekelerin tamamı konuşmadır, sözdür, düşünceyi ifadedir, siyaseti açıklamaktır. Biz nasıl siyaset yapalım, konuşmadan siyaset yapamayacağımıza göre! Yargının bağımsız ve tarafsız olmadığı bir dönemde fezleke yağmuru yağıyor” dedi.

“6-8 Ekim’den HDP’yi sorumlu tutuyorsanız neden 5 ay sonra Dolmabahçe Mutabakatı imzalandı”

Hazırlanan fezlekelerin Kobani Soruşturması ile ilgiil olmasına da tepki gösteren Beştaş, “Kobanî davası üzerinden kıyamet koparılıyor. 6-8 Ekim protestolarından sonra 28 Şubat’ta 5 ay sonra Dolmabahçe Sarayı’nda heyetlerimiz oturdu. Dolmabahçe Mutabakatını açıkladılar. Mademki 6-8 Ekim’den HDP’yi sorumlu tutuyordunuz, neden çözüm süreci devam etti. Neden Dolmabahçe Mutabakatı imzalandı ve neden sonradan vazgeçildi. Bu soruya verilecek cevap Kobanî davasının ne olduğunu yeterince açıklıyor” diye konuştu.

“Anketler morallerini bozuyor; HDP’ye saldırıyorlar”

“Eğer suç olsaydı AKP masaya oturmazdı. 6,5-7 yıl beklemezdi” diyen HDP Grup Başkanvekili Beştaş, sözlerine şöyle devam etti:

“Şu anda siyaseten sözleri tükendi, bütün vaatleri bitti, toplumda büyük bir tepki var, büyük karamsarlık var, anketler morallerini bozuyor ve HDP’ye saldırarak güç devşirmeye çalışıyorlar. Buna izin vermeyeceğiz”

“ANF diye bir site olmasaydı bu dava olmayacaktı”

Kobanî davasına ilişkin hazırlanan iddianamenin ekleri hariç 353 olduğunu ve iddianamenin bir haftada kabul edildiğini belirten Beştaş, “Ya bir haftada kim okur bu iddianameyi! Nasıl okudunuz? Bunu soru olarak ortaya koyuyorum. İkinci tutuklamayı nasıl yaptınız? Aynı suçtan ikinci tutuklama yapılamaz ki! Siz her gün yeni suçlar iddiasıyla yeni suçlar iddia ediyorsunuz. Kobanî iddianamesi tek bir medyayı esas almış ANF sitesi. Yüzde 80’i oradaki haberlere dayanıyor. ANF diye bir site olmasaydı bu dava olmayacaktı. Erdoğan geçmişte AKP’ye kapatma davasında bu bir Google iddianamesi demişti ya bu sadece Google değil keşke Google olsaydı diğer basın yayınlarından faydalanırlardı, daha objektif bir değerlendirme yapılabilirdi” dedi.

“Adalet Bakanlığı Bütçesi üzerine konuşmamdan fezleke var”

Kendisi hakkında hazırlanan fezlekeyi örnek gösteren Danış Beştaş, “Parlamenter olarak yaptığımız faaliyetler Kobanî fezlekesinde yer alıyor. Neymiş önceki dönem Meclis Başkanı İsmail Kahraman’a Kürt illeri üzerinden yapmış olduğumuz tartışma fezlekede var. 25 Kasım 2019’da benim Adalet Bakanlığı bütçesi üzerinde yaptığım konuşma da var. Yine 4 Ekim, 17 Ocak basın toplantılarımız var. Benim bizzat Adalet Bakanlığı bütçesi üzerine yaptığım konuşmadan fezleke var” dedi.

“TBMM’deki konuşmaları suç saymak yetmemiş AKPM’deki konuşmalara kadar gitmişler”

Kendisinin Strasbourg'da İnsan Hakları Komiseri ile yaptığı görüşmenin de,  Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu'nun Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi üyesi olduğu dönemde Türkiye ve HDP adına Genel Sekretere sorduğu sorunun da fezlekede yer aldığını belirten Beştaş, “Yani bu parlamentoda suç saymak yetmemiş, AKPM’ye kadar gitmişler ve orada sorulan soruyu fezleke yapmışlar. İzmir Milletvekilimiz Serpil Kemalbay hakkında Hasankeyf'le ilgili olan fezlekenin sonuç bölümünde Pervin Buldan’ın cezalandırılması istenmiş! Mardin Milletvekilimiz Pero Dündar hakkında, kendisi 2013 yılında cezaevinde aslında ama o tarihte bir eyleme katıldığı gerekçesiyle fezleke hazırlanmış. Yani cezaevinden nasıl çıkıp Diyarbakır'a gitmiş onu sormak istiyorum. Ben okurken acı acı gülümsedim. Bu savcılık mı hukukçuluk mu bu siyaset mi diye gülmedim değil” diye konuştu.

“Siz siz olun AKP’ye güvenmeyin, sizden öncekiler gibi yarı yolda kalabilirsiniz”

Kendisinin, Saruhan Oluçç ve Garo Paylan’ın Boğaziçi direnişiyle ilgili attıkları tweetlerinde fezleke dosyasında yer aldığını söyleyen Beştaş, “Son olarak savcılara, valilere, emniyet müdürlerine bir çağrım var. Bütün samimiyetimle bütün içtenliğimle çağrı yapmak istiyorum. AKP’ye güvenmeyin. Güvenmeyin sonra yarı yolda kalırsınız. Sizden öncekiler şu anda nerede biliyorsunuz. Hukuksuzluğa imza atmayın. Çünkü yarın bu ülkenin Cumhurbaşkanı çıkıp yanıldık diyebilir; yanıltıldık, pişmanız diyebilir. Başka bir şey söyleyebilir. O nedenle siz siz olun, önerimizdir, bir emir filan değil sakın yanlış anlamayın, biz yargıyı birileri gibi etki altına alma onları yönlendirme çabasında değiliz. Sadece önünüzdeki mevzuata göre değerlendirme yapın. Hukukun gereğini yapın” çağrısında bulundu.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU