Güney Kore'de koronavirüs vakalarındaki ani azalışın sırrı ne?

Vakaların hızla tespiti, hastaneye kaldırma öncelikleri, evde karantina kuralları ve temas halindeki kişilerin takibi gibi hususlar Seul’ün salgınla mücadelesinde başlıca faktörleri oluşturuyor

Güney Kore'de vakaların zirveye çıktığı sırada günlük enfekte sayısı 900'ü aşmıştı (Reuters)

İtalya, İspanya, Fransa ve Almanya’da yeni tip koronavirüse (Kovid-19) dair vakaların hızla artmasıyla birlikte Avrupa salgının merkezi haline gelirken, çok sayıda ülke de tecrit ilan edip sınırlarını kapattı.

ABD’de gecikmiş ve hatalı test kitleri nedeniyle yaşanan sorunlara rağmen Kovid-19 yükünün kaldırılabileceğine dair bir inanış hakimken, Güney Kore’deyse salgının büyük ölçüde düşüşe geçtiği gözleniyor.

Kovid-19 nedeniyle bugüne dek Güney Kore’de 8 bin 413 kişi enfekte oldu, 84 kişi yaşamını yitirdi. Sadece 29 Şubat’ta 909 vakanın tespit edildiği ülkede bu rakam şimdilerde 74’e kadar düştü.

Sciencemag dergisinde yer alan bir makalede, bazı ülkelerin salgını kontrol altına almak için başvurduğu sert tedbirler ya da tüm şehirlerin tecrit altına alınması gibi yöntemlerin izlenmediği Güney Kore’nin koronavirüsle mücadelesi için şu ifadeler kullanıldı:

Güney Kore’nin şimdiye kadarki başarısının ardında, dünyanın en geniş ve iyi organize edilmiş test programına sahip olmanın yanı sıra, enfekte olmuş insanları izole etmek, temaslarını izlemek ve onlarla bağlantı halindeki kişileri karantinaya almak var.

Worldometer web sitesine göre, Güney Kore, 270 binden fazla kişi testten geçirildi, bu da milyon başına 5 bin 200 test anlamına geliyor. ABD’de ise şimdiye kadar Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri'nin (CDC) verilerine göre göre milyon başına 74 test gerçekleştirildi.

Salgını kontrol etmede anahtar faktör

Yeni Güney Galler Üniversitesi’nden bulaşıcı hastalıklar uzmanı Raina MacIntyre, 50 milyon nüfusa sahip Güney Kore'nin deneyimine bakıldığında “teşhis kapasitesinin, salgını kontrol etmede anahtar faktör olduğunu” söylüyor. MacIntyre, “İnsanların birbirleriyle temasını izlemek de vaka izolasyonu gibi salgını kontrol altına almada çok etkili” diye ekliyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yeni hasta sayısının büyük ölçüde azalması ayrıca, mevcut vakaların çoğunun, yani 5 binden fazlasının (ülke toplamının yüzde 60’ı) zaten Shincheonji İsa Kilisesi bağlantılı olmasıyla açıklanıyor. Uzmanlar bu toplu vakalar üzerinde araştırma yürütüyor.

Mesih olduğunu iddia eden tarikat lideri Lee Man-hee ve diğer bazı yetkililer, kilise mensuplarının tam sayısını hükümete bildirmeyip yönetimin virüsün yayılmasını durdurmasına engel olmakla suçlanıyordu.

Ancak bu meseleye ağırlık verildiğinde dikkati çeken Seul Ulusal Üniversitesi’nden bulaşıcı hastalık uzmanı Oh Myoung-Don, “Güney Kore'nin diğer bölgelerine pek bakmadık” uyarısı yapıyor.

Bununla birlikte başka toplu vaka haberleri de gelmeye devam ediyor. Yetkililer geçen haftadan bu yana 129 yeni vaka tespit edildiğini, bu kişilerin çoğunun Seul merkezli bir çağrı merkeziyle bağlantılı olduğunu kaydediyor.
 

reuters.jpeg
Yetkililer koronavirüsle mücadele için yoğun önlemler almıştı (Reuters)


MERS’ten önemli dersler çıkarıldı

Diğer taraftan Güney Kore’nin bu tür salgınlara hazırlıklı olmanın önemini zor yoldan öğrendiğine dikkat çekiliyor.

2015’te Güney Koreli bir işadamı, üç Ortadoğu ülkesini ziyaret ettikten sonra ülkesine Ortadoğu Solunum Sendromu (MERS) ile döndü. Bu kişi MERS teşhisi konmadan ve izole edilmeden önce üç sağlık tesisinde tedavi görmüştü. O zamana kadar, başka hastalıklar için tedavi görenler, ziyaretçiler ve hastane personeli dahil 186 kişinin enfekte olduğu, 36 kişinin de öldüğü bir salgın zincirine yol açtı. Bu olayı devam eden iki ay boyunca yaklaşık 17 bin kişi takip edildi, testten geçirildi, karantinaya alındı. Denetimden çıkan salgın Güney Kore’yi alarma geçirdi, ekonomiyi çökertti.

Kore Üniversitesi’nden Kim Woo-Joo “Bu deneyim, ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalığı kontrol etmek için laboratuvar testlerinin gerekli olduğunu gösterdi” diyor.

“MERS deneyimi kesinlikle hastane enfeksiyonunu önleme ve kontrolünü geliştirmemize yardımcı oldu” diyen Oh ise, şimdiye kadar Güney Koreli sağlık çalışanları arasında Kovid-19 enfeksiyonlarına dair herhangi bir rapor bulunmadığını ifade ediyor.

Ayrıca, o zaman yürürlüğe giren mevzuatların, hükümete test sonuçları pozitif çıkanların takibini sağlamak için bu kişilerin cep telefonu, kredi kartı ve diğer bilgilerini toplama yetkisi verdiği belirtiliyor.

Test kitlerini geliştirmek için zamanla yarıştılar

Öte yandan Çin'de yeni koronavirüs ortaya çıktıktan sonra, Kore Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (KCDC) testlerini geliştirmek için zamana karşı yarışa girdi ve ticari test kitleri için üreticilerle işbirliği yaptı.

İlk test, ülkenin sadece birkaç vakasının olduğu 7 Şubat'ta onaylandı ve bölgesel sağlık merkezlerine dağıtıldı.

Sadece 11 gün sonra, “Vaka 31” olarak bilinen 61 yaşında bir kadın pozitif olarak test edildi.

Bu kişi, Seul'ün yaklaşık 240 kilometre güneydoğusunda yer alan Daegu'daki Shincheonji İsa Kilisesi’ne 9 ve 16 şubat günlerinde gittiğinde zaten biraz hasta hissediyordu. Yerel haberlere göre, 500'den fazla katılımcı iki saatlik merasimler sırasında kilisenin tabanına omuz omuza oturuyordu.

Ülkede sonraki 12 gün içinde 2 bin 900'den fazla yeni vaka tespit edildi, büyük çoğunluksa bu kilisenin üyeleriydi. Sadece 29 Şubat'ta KCDC, 900'den fazla yeni vaka bildirerek kümülatif toplamı 3 bin 150'ye getirdi ve bu rakamlar Güney Kore’yi Çin anakarası dışında salgından en çok etkilenen ülke yaptı.
 


Yüksek risk gruplarına öncelik tanındı

Bu arada Kore Üniversitesi’nden epidemiyoloji uzmanı Chun Byung-Chul, Güney Kore’deki vakalarda başka hastalıkları da bulunan yüksek risk grubundaki kişilere hastaneye kaldırılmada öncelik tanındığını vurguluyor.

Orta seviye semptomları olanlar temel tıbbi destek ve tetkik hizmeti sunulan, yeni düzenlenmiş eğitim kurumları ve bölgelere gönderiliyor. İyileşenler ve sonuçları iki kez negatif çıkanlar da taburcu ediliyor.

Karantina ihlallerine büyük ceza

Hastalarla yakın teması olanlarla, aile üyeleri kronik hastalıklardan yoksun olan ve kendi sıcaklıklarını ölçebilen ufak semptomları olanlara da iki hafta boyunca kendilerini karantinaya almaları emrediliyor. Yerel bir izleme ekibi, karantinadaki bu kişilerin durumunu kontrol etmek ve hastalık belirtilerini sormak için günde iki kez arıyor.

Karantinayı ihlal edenleri de 3 milyon won (yaklaşık 15,4 bin TL) para cezası bekliyor. Bugünlerde gündemdeki bir yasa kabul edilirse cezanın bir yıl hapis ve 10 milyon won para cezasına kadar yükselmesi bekleniyor.

Ayrıca yeni vaka sayısının Daegu-Gyeongbuk bölgesinde ve ülke çapında gönüllü sosyal mesafelenmenin yardımıyla son iki haftada düştüğü kaydediliyor.

Hükümet insanlara maske takmalarını, ellerini yıkamalarını, kalabalıktan ve toplantılardan kaçınmalarını, uzaktan çalışmalarını ve kiliselere gitmek yerine internetteki dini hizmetlere katılmalarını tavsiye ediyor. Ateşi veya solunum yolu hastalığı olanların evde kalmaları ve semptomlarını 3-4 gün boyunca izlemeleri isteniyor.

Bununla birlikte yeni toplu vakalar ortaya çıkıyor ve teyit edilen vakaların yüzde 20'sinin nasıl bulaştığı henüz bilinmiyor.

Chun, “Bu belirsizlik devam ettiği sürece salgının zirve yaptığını söyleyemeyiz” diyor.

Diğer taraftan Seul hükümeti yeni toplu vakaları Shincheonji'de uyguladığı yöntemlerle kontrol etmeyi umuyor.

 

Independent Türkçe, Sciencemag

Derleyen: Elvide Demirkol

DAHA FAZLA HABER OKU