Dilimizden yalnızca Arapça kelimeleri çıkarsak ne olurdu?

Geçtiğimiz hafta bir yazı hazırladık "Dilimizden yalnızca Farsça kelimeleri çıkarsak ne olurdu?" bu yazı hayli ilgi gördü.

Çokça mail ve telefon aldım. Bazıları kelimelerin ihtilafına dairdi.

Seçtiğimiz kelimelerde hatalar vardı ise onları düzeltmeye çalıştık.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Esasen amacımız Türkçenin yaşayan bir medeniyet dili olduğunu göstermekti. 

Bu dosyanın benzerlerini Türkçenin beslendiği Arapça, Latince ve Ermenice gibi diğer ana unsur dillerde de göstereceğiz.

Kimsenin Türkçeyi tahakkümü altına almaya ve kısırlaştırmaya hakkı yok. Bir kelime gündelik hayatımıza girmiş ve kullanılıyorsa, o kelime artık bizimdir. 

Arapça, belki de Türkçenin bel kemiği olan lisanlardan. Son dönemlerdeki gergin ortam nedeniyle Arapça kelimelere dahi tahammülün kalmamış olması son derece üzüntü verici bir durum.

Oysaki her lisan Allah'ın ayetlerindendir. Türkçenin kapsayıcılığı aslında onu meydana getiren insanların hoşgörü ve medeniyetinin gücünü gösteriyor.

Bu kelimeleri göstermekteki kasıt, Türkçenin gücünü gösteriyor.

Mevcut sosyolojik durum ve siyasi bagajlarına göre ideolojik sapmalar yapan kimsenin Türkçeyi Orta Asya bozkırlarının ölü kelimelerine mahkûm etme hakkı yoktur.

(Ömer Seyfettin merhumun belki de
en sevdiğim cümlelerinden birisidir.)


Elbette şunu belirtelim kelimeler tamamen bendeniz müellifin tercihine göre seçilmiştir, yerim sınırlı olduğu için sadece "ya bu da mı Arapça imiş" diyeceğimiz kelimeleri seçmeye özen gösterdim.

Alfabetik gitmeye gayret edeceğim.
 

 

A harfi

Akıbet, aşiret, azamet, asker, asıl, asker, âşık, ayar, adalet, ahlak, acil, aile, akrep, ameliyat, ayıp, aziz…


B harfi 

Balgam, basit, bedel, beyit, bakkal, belediye, berrak, beyaz, buhran, belde…

A ve B kelimelerindeki harflerden kelime seçerken yukarıda da dediğim gibi ölçüyü gündelik hayat olarak aldık.

İlmi ve edebi kelimelere girdiğimizde iş giderek değişmektedir. Böyle bir teşebbüs hem haddim olamaz hem de benim cürmümü hayli aşar.


C harfi

Cahil, cumhur(iyet), cennet, cehennem, cereyan, cilve, cinayet, coğrafya, cami, cellat, cemiyet, cenaze, cümle, cazip…


D harfi

Dakika, dal, dava, ders, devir, diyet, devlet, din, dolap, defter, devam, dua, diyar, düstur…


E harfi

Ecel, eser, emanet, ecza, edebiyat, esir, esaret, ezan, ezeli, ebeveyn, ecdat, emir, enfes, evveli evrak…


F harfi

Farz, fetret, fetva, fıstık, fitil, firavun, facia, fayda, fecir, fakir, facia, fikir, fatih…


G harfi 

Gafil, gam, gurbet, garaz, gurur, garabet, gaye, gıpta…


H harfi

Haber, hadis, hacet, hak, hakaret, hakem, hareket, harp, haset, hata, hazine, hedef, heykel, hikâye, hizmet, hukuk, hüzün…


I harfi

Ispanak, ısrar, ırk, ıslah… 

Doğrusu "I" harfi zorlandığım bir harf oldu. Edebiyat sahasında çokça kelime olsa da gündelik hayatta bulmakta zorlandım. 


İ Harfi

İbadet, ibret, iddia, ifade, iftira, ihtimal, ihya, ilim, imkân, inat, inkar, intihar, ishal, istiklal, ittifak, itiraf…

"İ" harfi bu anlamda en bereketli harflerden diyebiliriz. İ harfi ile başlayan Arapça kelimeler yerine Türkçe kelime bulmak daha zor neredeyse. 


K harfi

Kabile, kebap, kabiliyet, kabul, kader, kafes, kafile, kâfir, kalp, kâinat, karar, kanun, kasıt, katil, kıymet, kısmet, kibir, kibrit, kitap…


L harfi

Lazım, levha, lezzet, lanet, lehçe, limon, lokma, lisan, lüzum, leyla…


M harfi

Maalesef, maden, mağara, mahalle, mağlup, mahkûm, makale, masraf, mecbur, meclis, medeni, mekân, merhaba, merkez, mesela…


N harfi

Nadir, nakit, nasihat, nefis, niyet, nikâh, nokta, nar, nefes, nöbet, nur, nabız, nasip…


P harfi

Pantolon, pijama

"P" harfi yine tıkandığımız kelimelerden birisi oldu.


R harfi

Rab, rağbet, rahat, rahmet, rakam, resim, ruh, rüşvet, ribat, Rum, rivayet…


S harfi

Saat, sabah, sabır, sabun, saniye, satır, sadaka, saffet, saltanat, sadık, sakin, sebep, secde, selam, seyahat, sınıf, sır…


Ş harfi

Şair, şükran, şark, şart, şekil, şeref, şeytan, şifa, şüphe, şurup, şehvet, şurup, şahit, şeyh…


T harfi

Taarruz, taassup, tabi, takip, tabut, takvim, tapu, tebessüm, tebeşir,  tesadüf, terbiye, teslim…


O-Ö-U-Ü harfi

Ömür, Unsur, ufuk, ukde, ümmet, usûl… 

U harfi yine tıkandığımız harflerden oldu. 


V harfi

Vakit, vaiz, vaha, vefa, vadi, varis, veda, verem…


Y harfi

Yetim, yeis, yemin, Yahudi, yani…


Z harfi

Zafer, zamir, zaviye, zirve, ziyaret, zümrüt, zan, zulüm, zekâ, ziraat, zümrüt, zürafaa…
 

 

Şunu belirtmek gerekir ki bir dilin ne kadar çok kelimeye sahip olduğu o dilin gücünü göstermez.

Macar dilindeki kelime hazinesi ile ölçüşebilecek çok az dil vardır. Eğer maksat yalnızca anlaşmak ise Kalahari Çölündeki ilkel kabileler yüz-yüz elli kelime ile gayet güzel anlaşabilmektedir. 

Bir dil Itriler, Şeyh Galipler, Tanpınarlar, Yahya Kemaller çıkartabiliyorsa güçlüdür. Bunun için bir medeniyet diline ihtiyaç duyarsınız.

Türkçe bu anlamda Arapça, Farsça ve Latince başta olmak üzere güçlü dillerden beslenmektedir.

Bunu yaparken de varlığını korur ve dokunduğu dili değiştirerek güçlendirir. 

Tanpınar'ın veciz ifadesiyle "Devam ederek değişmek, değişerek devam etmek" bu dilin temel düsturudur.

Kişi Türkçeye gönlünü açtıkça bu dil, kişinin ayağına cenneti sermektedir. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU