Nijerya'dan ilginç bir gelenek: Kabile izleri

Sare Şanlı Independent Türkçe için yazdı

Nijerya'nın ünlü mankeni Adetutu Alabi, uzun yıllar boyunca yüzündeki izler nedeniyle alaya alındığını, arkadaşlarının onunla toplum içinde görüşmekten kaçındığını ve özgüvenin zedelendiği söylüyor

250'den fazla etnik grubun yaşadığı Nijerya'da, Yoruba ve Hausa kabileleri başta olmak üzere diğer bazı kabileler uzun yıllardır çok ilginç bir geleneği yaşatmaya devam ediyor: Deriye kazınarak oluşturulan kabile izleri. 

Dünyanın geri kalanı tarafından nasıl oluştuğu tahmin edilemeyen izler bunlar.

Yırtıcı bir hayvanın pençe izleri mi?

Kavga sırasında oluşan yaralar mı?

Yoksa bir suç sonucunda verilen ceza mı?

Hiçbiri değil. 
 


Bazen bir kimlik tanımı olarak, bazen de geleneksel inançların etkisiyle bazı Batı Afrika kabilelerinde insanlar yüzlerine derin çizikler atıyor. 

Uyuşturulmadan ve hijyen kurallarına dikkat edilmeden açılan bu yaralar, jilet veya keskin bir başka obje yardımıyla yapılıyor.

Cilt kendisini iyileştirmeye çalışacağı için, yaranın üzerine kömürden elde edilen bir toz sürülerek, kanama engelleniyor ve bu şekilde yara kapanmıyor.
 

1.jpg
Fotoğraf: Afrocritik

 

Kundaktaki bebekler bile bu uygulamaya maruz kalıyor.

Çizgiler yalnızca ait olunan kabileyi değil, aileyi ve mesleği de sembolize edebiliyor. 

Örneğin kişi asil bir aileden geliyorsa çizgiler daha uzun yapılıyor. Her iki yanakta 6 iz varsa bu yalnızca annenin asil bir aileden olduğu anlamına geliyor.

Bir yanakta 6, diğerinde 7 iz varsa kişinin hem anne hem de babasının asil olduğu anlaşılıyor. 

Kasap çocuklarının bir yanağında 10, öbür yanağında 11 yara izi var. Balıkçı çocuklarının izleri ise kulaklara kadar uzanıyor. 
 

2.jpg
Fotoğraf: Laeila Adjovi

 

Ruhani ve kutsal bir sembol olarak yara izleri

Ülkenin güneyinde bulunan ve Nijerya'nın en büyük etnik gruplarından olan Yoruba ve İgbo kabilelerinde ise bazı yara izleri yaşamı ve ölümü temsil ediyor.

Kadınların doğum esnasında ve sonrasında çok sayıda çocuk kaybetmesi Nijerya'da hayli yaygın.

Bazı kabilelerde aynı çocuğun tekrar tekrar dünyaya gelip anneye eziyet vermek istediği düşünülüyor.

Aileye musallat olan ve durmadan talihsizlik getiren kötü ruh "ogbanje" tarafından tanınmaması için doğan bebeğin yüzüne çizilen yara izleri değiştirilerek bebeğin yaşaması umut ediliyor. 

Bazı kabilelerde ise yalnızca ergenliğe ulaşmadan ölen çocukların(abiku) hemen arkasından doğan çocukları korumak amacıyla bu çocukların yüzüne henüz bebekken izler çiziliyor.
 

4.jpg
Fotoğraf: Laeila Adjovi

 

Yara izleri en çok Nijerya'da görülse de, Gana ve Benin gibi diğer Batı Afrika ülkelerinin yanı sıra kıta genelindeki diğer ülkelerde de nadiren gözlemlenebiliyor.

Kimi zaman yara izleri, kadınlar arasında güzellik ve kadınlık sembolü olarak da kullanılıyor. Doğurduğu her erkek evlat için annenin yüzüne küçük bir çizik atılıyor.

Erkekler için ise gücün ve dayanıklılığın sembolü olan yara izlerinin vücuttaki sayısının çokluğu ve derinliği bir erkeğin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.

Bazen öldürülen büyük bir hayvan için, bazen savaşta gösterilen başarı için vücuda çizgiler atılabiliyor.
 

5.jpg
Fotoğraf: Laeila Adjovi

 

Yara izleri sömürgecilik dönemine mi ait?

Nijerya'da bu yara izlerinin tarihinin Avrupalıların başlattığı köle ticareti dönemine dayandığı rivayet ediliyor.

Kölelerin, çocuk yaşta kaybettikleri aile üyelerini daha sonrasında bulabilmek ve tanıyabilmek için bu yönteme başvurdukları dile getiriliyor.

Başlarda bu kalıcı izlerle tanınmayı ve aile üyelerini bulmayı hedeflerken, zamanla izler kişinin ait olduğu aileyi, köyü ve kabileyi simgelemeye başlıyor.

Senegalli yönetmen ve yazar Ousmane Sembene ise meşhur öyküsünde (Tribal Scars) yara izlerinin nasıl ve ne amaçla başlatıldığına dair farklı bir teori öne sürüyor.
 

3.jpg
Fotoğraf: Twitter

 

Köle ticareti esnasında bir genç kızın yüzüne ve vücuduna ailesi derin kesikler atıyor. Bu kesikler sayesinde köle tacirleri kızı değersiz bularak kaçırmaktan vazgeçiyor.

Zamanla diğer köleler de vücutlarına ve bedenlerine yaralar açarak korunuyor ve direniyor. Sembene'ye göre, yara izlerinin temelinde esarete karşı direniş anlamı var.  

Kökeni ne kadar anlamlı olsa da, değişen normlar yara izlerine bakış açısını da değiştiriyor.

Kimi zaman kimlik, kimi zaman güzellik sembolü olan yaralar bugün daha çok geri kalmış ve utanç verici bir geleneğin izleri olarak algılanıyor. 

Bazı kabileler ısrarla geleneği sürdürmek istese de, bugün çoğu insan yüzünde taşıdığı bu izlerden utandığını ve kurtulmaya çalıştığını dile getiriyor. Bu nedenle Nijerya'da yara gizleyen kremler bir sektör haline gelmiş durumda. 

Güzellik anlayışının farklılaşması, modern dünyaya uyum sağlama ve 2003 yılında gelen resmi yasak sonrası yara izleri uygulaması yavaş yavaş Nijerya'yı terk ediyor. 

 

 

Kaynaklar:

http://www.socialiststories.com/en/writers/Sembene-Ousmane/tribal-scars/ 
https://www.globalcitizen.org/es/content/adetutu-alabi-instagram-model-scars/ 
https://www.bbc.com/news/world-africa-61229617 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU