Bahçeli'den Yıldırım'ın istifası tartışması için çözüm önerisi: TBMM İçtüzüğü 14. madde

MHP lideri Bahçeli, Ak Parti'den İstanbul adayı olan TBMM Başkanı Yıldırım'ın istifa tartışmalarıyla ilgili bir öneride bulunarak TBMM İçtüzüğü'nün 14. maddesinin işletilmesini istedi

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ak Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak gösterilen TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ın istifa etmeme kararıyla başlayan tartışmaları değerlendirdi ve çözüm önerisi getirdi. 

"Seçimleri sabote etme amacı taşıyan istifa polemiklerinin bir an önce sonlandırılıp asıl gündeme geçilmesi elzemdir, acildir. Bize göre Sayın Yıldırım’ın istifasına gerek yoktur. Buna rağmen 'istifa etmeliydi, etmemeliydi' tartışması sürecekse, çözüm olarak TBMM İçtüzüğü’nün 14. maddesi akla ve mantığa uygun en kalıcı çözüm yoludur. Bu kapsamda TBMM Başkanı Sayın Binali Yıldırım, seçim propaganda ve yasaklarının başladığı tarihten oy verme gününe kadar, Ankara dışında olduğu dönemlerde başkanvekillerinden birisine yazıyla vekalet görevi verebilecektir. Böylece her itiraz, her suçlama, her polemik bıçak gibi kesilecektir. Sayın Yıldırım TBMM Başkanı olmasına rağmen propaganda yasaklarına doğal olarak uyacak, görevinin imkanlarını kullanamayacaktır. Biz sorunlara çözüm odaklı yaklaşıyoruz. 31 Mart 2019’da siyasi sonlarını yaşayacak zillet ortaklarının istismar kozları ellerinden alınsın istiyoruz." 

TBMM İçtüğüzü'ne göre, TBMM başkanının özürlü olduğu veya Ankara dışında bulunduğu zaman, görevlerini yerine getirmek üzere başkanvekillerinden birisini kendisine yazıyla vekil olarak tayin etmesini ön görüyor. 

Eğer Bahçeli'nin formülü kabul edilirse Yıldırım resmi bir yazı yazarak, başkanvekilleri Mustafa Şentop, Levent Gök, Mithat Sancar veya Celal Adan'dan birini vekil olarak tayin edecek.

MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmanın satırbaşları şöyle: 

"Duruşumuzdan geri adım atan namert olsun"

Türkiye'yi sonu hüsran olan küresel sarmaldan çekip çıkaracak güç biziz. Bir başımıza kalsak da zalimlere dünyayı zindan ececek inanmışlık bizdedir. Kaynağımız bellidir, kıblemiz birdir, kaderimiz millettir, kavgamız zilletledir. 

Bir daha sistem tartışmalarının olmaması için sorumluyuz. Kimin ne uydurduğunun değeri yoktur, biz millet ne istiyorsa onu seslendiriyoruz. Gocunan varsa, bu kış kıyamette tavsiyem gocuk giysin. 'Cumhur ittifakı'na laf sokanlar, bize haksız eleştiri yağdıranlar, yan yatıp çamura saplananalar boşuna heves etmesin. Dün olduğu gibi bugün de duruşumuzdan geri adım atan namert olsun. 

Şahsımın ve Sayın Erdoğan'ın bir ayağı dışarıda bir ayağı da içeride olan odaklar tarafından yönetildiği ileri sürülmektedir. Bu  zavallılar fazla film seyrediyorlar. İşleri güçleri yok nasılsa. Bu iddia sahiplerine diyorum ki; manavdan aldığınız kabak çıktı, gördüğünüz hayaller kabus olarak size döndü. Hala terbiye bulamadınız. Ey densizler bilmelisiniz ki, MHP'ye istikamet çizecek iç ve dış odaklar ne olmuş de de olacaktır... Tutsak alınmışlar haberleri yok. Ne var ki Türkiye'yi tutsak alamayacaklar, 'Cumhur ittifakı'nı tuzağa çekemeyecekler... Herkes ayağını denk almalı, herkes kendine gelmelidir. Bu vatan sahipsiz, aziz millet çaresiz değildir. Her sorunun üstesinden muhakkak gelinecektir...

"CHP'iler YSK'yı tanımıyormuş"

Ülkemiz tarihi bir dönemeçtedir. Küresel baskılar günden güne artmaktadır. Lazım gelen tedbirlerimizi titizlikle alıyoruz. Zillet figuranlarını gayet iyi biliyoruz. CHP'liler YSK'yı tanımıyormuş. Hayali seçmenler oluşturuluyormuş. Bu iddiaların amacı 31 Mart'ı gölgelemek, sabote etmektir. CHP, YSK'yı tanımyorsa seçime de katılmasın. Katılacaksa iddialarını acil olarak ispatlasın. Ya suç duyurusunda bulunsun ya da bu iddiaları YSK ihbar kabul edip harekete geçsin. 31 Mart'a şaibe bulaştırmak siyasi etikle bağdaşmaz. CHP, ateşle oyun olmayacağını öğrenecektir. 

31 Mart'ta sadece belediye başkanı seçilmeyecektir... Hepsinden mühimi Türkiye'nin bekası, tarihi ve milli çıkarları söz konusudur. Bu Türkiyemiz için ertelenemez bir sorumluluktur. '31 Mart seçimleri beka meselesi değil' diyorlar. Bütün kararların bir kişi tarafından alındığı sistemin Türkiye'nin bekası olarak anlatıldığını iddia ediyorlar. Bugün Türkiye'nin beka sorunu olmadığını söyleyenler, belanın ta kendileridir. Biz belanın değil bekanın yaşatılmasını hedefleyoruz. Bela varsa onu yerle bir edecek beka adanmışlığı da vardır, çok şükür ki buradadır... Dört bir tarafımız kuşatılmışken ne yapsaydık, bir belediye daha fazla kazanmaya mı heveslenseydik. Beka gittikten sonra ne yapacağız belediyeyi. 

Konuyu at pazarlığına çevirmedik, partimizin hak ve hukukunu ezdirmedik, onlarınkini de yok saymadık. Eşit bir mutabakat olmuşken, MHP'nin belediyelerden vazgeçtiğini söylemek, sefil ve ahlaksızlık değildir de nedir... İlle bir tercih yapacak olursam, şunu herkes bilsin ki bin defa beka derim, bekayı savunurum... 

"Palu ailesinden çıkmış gibiler"

MHP'yi erken havlu atmış gibi göstermek, iddialarından vazgeçmiş gibi sunmak nasıl bir ahlaksızlıktır. Günahımıza girenler, sosyal medyadan zehir kusanlar, adeta son günlerde ülke gündemine demir atan Palu ailesinden çıkmış gibiler. Bunlarda hiç mi utanma kalmadı?..

Trump'a tepki: Twitter bekçisi Mecnun

Anlaşılan odur ki ABD'nin Türkiye'yle bir sorunu vardır. Trump'ın gözünü nefret bürümüştür. Biz, zalimle gelen düğün bayram, ip inceldiği yerden kopacaksa varsın ki kopsun. Korkak her gün kahraman ise bir gün ölür. ABD başkanı yine şaşırmış, paylaştığı Twitter mesajı düşmanlık ötesidir. "Mahvederiz, 20 millik güvenlik bölge, Kürtler de provoke etmesin" diyor. Geçen hafta açıklamıştım ama demek ki kalın kafaları anlamamış. ABD başkanı PKK/PYD/YPG'yi Kürt kardeşlerimizin temsilcisi olarak görüyorsa, bu su katılmamış alçaklık, su götürmemiş küstahlıktır. Senin doların varsa Türk miletinin imanı var. Senin para baronların varsa, sermaye çetelerin hazırsa, bilesin ki Türk milletinin eğilmez başı bükülmez bileği var. Elinden geleni ardına koyma, ne biliyorsan onu yap. Senin tehditlerine tamam diyen senin gibi olsun, Türkiye'yi mahvetmek senin ne haddine... Bu saatten sonra Fırat'ın doğusuna girmek vatan borcumuzdur, milli namusun gereğidir.

Twitter bekçisi Mecnun'a diyorum ki hodri meydan, Türk milletinin kitabında ne kaçmak ne de korkmak yazmaktadır... Teröristleri Türkiye'ye tercih eden bir ABD başkanı yok hükmündedir. Trump'a diyorum ki; aç kalabiliriz, açıkta yaşayabilir, yoksul düşebiliriz, ekonomik kayıplara maruz kalabiliriz. Eğer size boyun eğersek, aman dilersek bize yazıklar olsun, hayat bize haram zıkkım olsun... 

Kimseden emir ve izin almayız. Trump'ın tehditlerine boyun eğmek, yok olmak anlamına gelecektir... Bu aşamada hükümete diyorum ki, asla çekinmeyin, asla alttan almayın. Allah şahittir ki yanınzıda MHP, arkanızda millet, himaye eden yüce Allah'tır...


 

 

DAHA FAZLA HABER OKU