CHP'li Gökçen'den "Taksim" yorumu: "Devlet yarına bırakır ama yanına bırakmaz" sözü kanunsuz emrin itirafıydı

CHP Adalet Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, CHP’nin takip ettiği toplumsal olay ve davalara ilişkin bugün partisinin genel merkezinde basın toplantısı yaptı

Fotoğraf: CHP

Gökçen, İstanbul Valisi Davut Gül’ün ‘Devlet yarına bırakır ama yanına bırakmaz’ sözlerinin kanunsuz emrin itirafı niteliğinde olduğunu belirterek “Bizler, 1 Mayısları Taksim’de barış içinde kutlamak ve emek için mücadelemizi tüm kararlılığımızla sürdüreceğiz” dedi.

Gökçen, "Bizler, hukukun gereği neyse onun yapılması, toplumun yakından takip ettiği birçok olayın her yönüyle aydınlatılması ve her kim olursa olsun, herkes için adalet sağlanması amacıyla mücadelemizi sürdüreceğiz." diye konuştu.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün sembolü olarak gördükleri Taksim Meydanı'nın 1 Mayıs'ta açılmadığını anımsatan Gökçen, Anayasa'ya göre herkesin önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahip olduğuna dikkati çekti.

İstanbul Valiliği ile İçişleri Bakanlığına 1 Mayıs'ta Taksim Meydanı'nı kapattıkları için tepki gösteren Gökçen, "CHP ve milyonlarca işçi için 1 Mayıs meydanı, Taksim Meydanı'dır. Bizler, 1 Mayıs'ları Taksim'de barış içinde kutlamak ve emek için mücadelemizi tüm kararlılığımızla sürdüreceğiz." diye konuştu.

"Anayasa'nın 153. maddesi açıktır"

Genel Başkanı Özgür Özel ile Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasına ilişkin görülen davanın duruşmasına katıldıklarını aktaran Gökçen, tren davasının avukatlarından olan Selçuk Kozağaçlı ve Can Atalay'ın halen cezaevinde olduğunu hatırlattı.

Can Atalay'ın, Anayasa Mahkemesi kararına rağmen cezaevinde tutulduğunu ifade eden Gökçen, "Anayasa'nın 153. maddesi açıktır. Anayasa Mahkemesi kararları, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Yaratılan kriz, Anayasa'nın bir bölümünün askıya alınması anlamına gelmektedir." değerlendirmesini yaptı.

Gökçen, parti olarak, Adıyaman'daki İsias Oteli, Ankara Garı önündeki terör saldırısı, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 9 yıl önce dönemin Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin hayatını kaybetmesine ilişkin açılan davalara yönelik yaptıkları çalışmaları da değerlendirdi.

Tahir Elçi davasındaki beraat talepleri

Tahir Elçi Davası’nda savcılığın sanık polislerin beraatine karar verilmesi yönünde bir mütalaada bulunmasına tepki gösteren Gökçen, “Türkiye’de faili meçhul cinayetler döneminin geride bırakılması gerekliliği söze gelince herkesçe paylaşılsa da bu davanın gidişatı hepimizi kaygılandırırken cezasızlık politikasının da sürdürüleceğini göstermektedir. Tahir Elçi suikastının bir an önce aydınlatılması ve tüm sorumluların yargı önünde hesap vermesi çağrımızı tekrarlıyoruz” ifadelerini kullandı.

28 Şubat sürecinden sorumlu tutularak yargılandıkları davada emekli generallerin olumsuz sağlık koşullarına rağmen cezaevinde tutulduğunu dile getiren Gökçen, şunları kaydetti:

Bizler, hukukun gereği neyse onun yapılması, toplumun yakından takip ettiği birçok olayın her yönüyle aydınlatılması ve her kim olursa olsun, herkes için adalet sağlanması amacıyla mücadelemizi sürdüreceğiz. Bizler biliyoruz ki, 31 Mart'ın ardından yeni bir siyasi iklim doğmuştur. Bu siyasi iklim, yalnızca partimizin başarısı değil, aslında daha çok, yurttaşlarımızın hak arayışı ve doğruda bir araya gelme, hakikati ortaya çıkarma talebiyle gerçekleşmiştir. Adalet arayışı yükseldikçe, nerede bir zulme uğrayan varsa orada bizler çoğaldıkça, Türkiye'yi çok daha parlak bir geleceğe hep birlikte kavuşturabiliriz.

 

AA, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU