Rusya'nın 11 Eylül'ü ve üçüncü dünya savaşı

Prof. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AP

Başı ABD, kuyruğu bunak ve frengi hastası Avrupa'dan oluşan Batı dünyası, insanlığa hâkim olduğu son iki asırdan beri tarihte görülmemiş zulümler yapıyor.

Bugün, Batı tarafından soykırıma uğratılmasaydı yaklaşık bir milyarlık nüfusa sahip olacak olan Amerikan yerli halkı Kızılderililer ve ontolojik kırılmaya uğratılan Afrika'nın siyah derilileri başta olmak üzere; Avusturalya, Hindistan, Çin ve İslam coğrafyasında Batı, soykırım uyguladı.

Batı'nın eliyle yanan son ocak ise Filistin Gazze'sidir.

Batı, ulaşmak istediği maddi ve manevi menfaati elde etmek için en az 4strateji kullanıyor:

Birincisi, elindeki tüfekle, meyve bıçaklı adamın elindeki meyveyi almak için, bıçakla beni tehdit etti diyerek adamı bir elma için öldürür. Kızılderililer ve Afrikalılar bu kapsamda ya köle yapıldı ya da imha edildi, toprakları ve hazineleri gasp edildi. Oysa onlar savaşmayı dahi bilmezlerdi ve katil Colomb'un ifadesine göre, bir şey isteyince hemen verirlerdi.

İkincisi, Rusya, Çin ve Osmanlı gibi düzenli olan ülkeleri kuşatıp, onların aydın ve siyasi tabakasına, frengi hastalığı yani ideolojilerini bulaştırıp, mankurtlaştırdığı kişiler üzerinden bu ülkeleri içerden çökertti. Rus Bolşevikleri (1917), Çin Komünistleri (1949) ve Jön Türkler (1908) gibi.

Üçüncüsü, Frengi hastalığı ruhuyla kurduğu PKK ve DAİŞ gibi terör örgütleri üzerinden, halkları birbirine kırıyor ve Aristo-İskender taktiğini uyguluyor.

Ve sonuncusu, Ukrayna gibi yemlerle Asya devletlerini bataklığı sürüklüyor.

Bu yazıda sadece Batı'nın Rusya üzerinde oynadığı oyunlara kısaca bakacağız.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ukrayna savaşı ve Moskova saldırısıyla Rus ayısının dişine kan değdi.

Ancak bu ilk değil.

Batı, duvarları buz ve kutuplardan oluşan ve soğuk mağarasından, sıcak su ve topraklara ulaşmaya çalışan Rusya'yı bugüne kadar en az 4 kez tuzağa düşürdü ve onu tekrar mağarasına geri gönderdi:

1. 1904 Rus-Japon savaşı: Japonya, Rusya'ya karşı bilinçli olarak İngilizler tarafından, İmparator Meiji döneminde güçlendirildi. İngilizlere uzak olan Doğu Çin, Rusya ve Kore'yi Japonlara bıraktı. Kuyruğundan yakalanan Rus Ayısı, 10 bin kilometreden donanma göndermesine rağmen Japon Amiral Togo, İngilizlerin desteğiyle Baltık donanması dâhil olarak tüm Rus deniz kuvvetlerini yok etti. Bunun sonucu olarak Ruslar, Kafkasya ve Balkanlardan Osmanlıya daha fazla baskı kurmaya başladılar.
 

2. 1917 Bolşevik Devrimi: Hitler'in satranç arkadaşı olan ve Avrupa'da kahvehanelerde dolaşan Lenin, cebine konulan milyon dolarla Rusya'da devrim yapmıştı. Böylece Rusya, tam da Hazar ve Akdeniz'i birleştirmek üzere olan Sykes-Picot Anlaşması'ndan çekildi ve Doğu Akdeniz, İngiliz ve Fransızlara kaldı. Çar İmparatorluğu yıkıldı ve Çar Hanedanlığı, Kaddafi ve Saddam gibi idam edildi.
 

3. 1979 Afganistan işgali: Afganistan, İngilizler ve Ruslar arasında yaşanan Büyük Oyun'da (Great Game) 150 yıl boyunca tampon bölge oldu. Asya kıtasının, Kafkasya ve Balkanlardan sonra en zayıf üçüncü çıkış noktası olan ve Hint Okyanusu'na uzanmaya çalışan Rusya'ya karşı, CIA, tarihinde o güne kadar ki en büyük dış operasyonla, Rusları tuzağa düşürdü. Kısa sürede tek adam kaybetmeden, Müslümanların nüfus ve parasıyla Batı, başta Stinger silahı olmak üzere silahları için test ve pazar sahası olarak Afganistan'ı zehirli yem gibi Rus ayısının önüne attı ve SSCB'nin yıkılmasını sağladı.
 

1.JPG
(Solda) Hitler ve Lenin Viyana'da satranç oynarken, (ortada) Lenin tarafından 300 yıllık Romanov Hanedanı'nın infaz edildiği oda ve (sağda)  Rusya'nın sıcak sulara çıkış noktaları

 

4. 2022 Ukrayna İşgali: 1991 yılında yıkılan SSCB'den sonra Ruslar, 2000 yılından önceki Viyana, Münih ve diğer zirvelerde, başta Doğu Almanya ve Doğu Avrupa hariç olarak, eski SSCB topraklarına AB ve NATO kapılarını açmayacağına dair Batı'dan garantiler aldı. Bunun anlamı Batı'nın Ukrayna ve Baltık ülkelerinden uzak durmasıydı. Ancak Batı, Baltık, Gürcistan ve Ukrayna üzerinden ayının mağarasına girdiği gibi onun kuyruğuna da çöp soktu. 

Sarhoş Yeltsin'den sonra, Rus derin devleti tarafından 2000 yılında iktidara getirilen Putin, önce Çeçenistan ardından da Gürcistan'ın icabına baktı. Başkenti yok edilen Çeçenistan'a bir mankurdu başa getirdiği gibi Gürcistan liderine de canlı yayında kravatını yedirdi. 

Soğuk ve sıcak savaş bitmesine ve küresel anlamda bir tehdit olmamasına rağmen sürekli NATO ve AB üzerinden Rusya'yı kışkırtan ve son olarak aynı ırka ve tarihi sahip olduğu Ukrayna'yı Rusya'ya karşı ikinci Afganistan yaptı.

Bununla da yetinmediği gibi, Finlandiya ve Norveç'i de Türkiye'ye baskı kurarak NATO üyesi yaptı.

Son olarak Japonya'da da bir ofis açan NATO'nun 75 yıllık genişlemesine bakıldığında hedefin önce Rusya olduğu ardından Libya, Afganistan, Afrika ve Çin üzerinde Küresel bir saldırı örgütü olduğu görülüyor.

Böylece NATO'nun kuruluş amacından çıkıp Küreselcilerin elinde saldırı gücü olduğu anlaşılıyor. 
      

2.JPG
NATO, tarihi boyunca Rusya'yı kuşatma altına almaya çalıştığı gibi, Ukrayna savaşında Batı, bütün gücüyle Ukrayna'ya yardım etse de Rusya hala Ukrayna ve Kırım'ı kontrol altında tutuyor

 

Rusya'nın 11 Eylül'ü: Moskova konser salonu baskını 

Batı'nın bütün direncine rağmen Ukrayna cephesinde ilerleme kaydeden Rusya'da, anayasa değişikliğiyle beşinci kez, yüzde 87 gibi kuvvetli bir destekle tekrar Rusya Devlet Başkanlığına seçilen Vladimir Putin'in bu zaferi taçlandırmasının bir yolu olarak Moskova konser salonu baskını, Rusya'nın 11 Eylül'ü olarak kullanacağı düşünülüyor.

Rus halkı da bu yüzden Putin'i seviyor. Çünkü o, ayı tabiatlı halkının duygularına tercüman oluyor.

Yevgeniy Prigojin ve Aleksey Navalni dahil olmak üzere, katilleri ve hainleri hemen infaz ediyor. 

Hatırlanacağı gibi, 11 Eylül 2001 tarihinde ABD derinde devleti tarafından yapılan İkiz Kule ve Pentagon tiyatrolarından sonra ABD kamuoyu, ABD'nin Irak ve Afganistan'ı işgal etmesine razı oldu ve Batı, "küresel tek dünya devleti"nin ilk adımı olan BOP için Saddam'ı sallandırdı ve Kaddafi'yi yerde sürükledi.

Afganistan'da yenilen Batı, bugün de Sudan, Suriye, Libya, Irak ve Gazze'de tüm dehşetiyle devam ediyor.

Moskova'daki olay bir konser salonun sahnesinde tiyatro havasında başladı ve bitti.

Silahlı 5 adam karavan atışlarla on binlerin olduğu kalabalığı taradı.

140'tan fazla kişinin öldüğü ifade edilen bu olaydan sonra yüzü açık olan 4 kişi, Fransız Reno marka basit bir arabayla, Ukrayna'ya doğru kaçarken yakalandı.

İslam Halil adında 14 yaşındaki Müslüman bir çocuk olmazsa belki de 100 kişi daha ölürdü.

Ancak kulakları ve diğer organları oracıkta kesilen ve kısa bir ayı okşamasından sonra mahkemeye çıkarılan ve 5 bin 400 dolara iş yaptıklarını belirten kişilerin akıbeti artık görülüyor. 

Oysa bu olayı önlemek için zaten savaşta olan Rusya'nın 50 kişilik özel güvenlikçileri bile onları yakalayabilirdi.

ABD, Kanada, Almanya ve tüm Batı ülkeleri, 8 Mart'tan beri Moskova'da terör tehdidi olduğunu ve onların kalabalık yerlerden uzak durmalarını istedi.

Çünkü DAİŞ, Batı'nın "Truva Atı"dır.

Rusya'nın bunu bilmemesi mümkün mü?

Hatırlanacağı gibi Putin, Grozni'yi yok etmek için 300 öğrencinin öldüğü Beslan okul baskınının kapısını da açmıştı.

Propaganda ve Ajitasyon Bakanlığını tarihte ilk kuran devlet olan Ruslar neden Putin'e bağlı özel kuvvetler üzerinde böyle bir tiyatro çevirmiş olmasın? 

Üzerinde 23 yıl geçtikten sonra görülüyor ki; 11 Eylül uçak kaçırma ve onlarla kulelere çarpma filmini ABD derin devletini çevirdi.

ABD, zaten hatalı mimariden dolayı yıkılması gereken ve kolonlarına konulan patlayıcılarla patlatılan İkiz Kuleler için olayı aylar önceden tezgâhlamış, ölenlerin yakınları ve öldürülen 18 Arap için de Suudilerin 1 trilyon dolar parasına el koymuştu.

Bu olay olmasaydı ABD, Afganistan ve Irak'ı hangi bahaneyle işgal edebilirdi? 

Ya da şöyle diyelim nükleer kartını masada sıcak tutan Putin, bu olay olmasa, bunu sürekli masada tutup "ilk kullanan ben olacağım" der mi?

Baltık Denizi'nde, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyesi olmasıyla sadece nefes alacak kadar kıyıya sıkışan Putin, Ukrayna'yı imana getirebilir mi?

"İlk Kan" filminde Rambo'nun dediği gibi, "ilk kanı onlar döktü" diyebilir mi?

Kısacası, geçen hafta yüzde 87 ile ve süper güçle tekrar devlet başkanı olan Putin ve bu olay birbiriyle ilgili görünüyor.

Rus halkı, başını omuzlarında dik tutan Batı ve sapıklıklar karşıtı Putin'e hayran.

Çünkü Ruslar bir daha Aksaray'a gelip bavul ticareti ya da merdiven altı işler yapmak istemez.

Elinde nükleer bombası, doğalgaz kartı olan Rusya, Batı'ya boyun eğmez.

Hatırlanacağı gibi I. Dünya Savaşı'nın tetikleyicisi Sırplar ve onun arkasındaki Ruslardı. 

Daha bir gün önce LGBT'yi bir terör örgütü olarak yasalaştıran Putin, Rus toplumunu korumak için sahne ve seyircisi gerçek ama ölenleri 11 Eylül'deki gibi yalan olan cenaze törenlerine ve olayın karşılığına bakacağız.

Bu arada, Zaporijya Nükleer Santrali'nde bir kaza olursa şaşırmayacağımı belirtmek isterim.

Çünkü Rusya, Çin ve İran desteğine rağmen Konvansiyonel silahlardaki geriliğini telafi etmek için elindeki 6 bin nükleer başlığı kullanmaktan çekinmez.

Rusya, bunu ilk kullanan ülke olacağını daha önce defalarca deklere etti.

Casus belli: Batı, Rus ayısının lebenshraum, yani hayat sahasından çekilmeli.

Aksine ikinci ve üçüncü vuruş gücü için ilki uçaklara yüklendi bile. 

ABD'nin Rusya'yı çıldırttığı, 1 Mayıs 1960 U-2 casus uçağı krizinde Rusya, Türkiye'yi otom bombasıyla vurmakla tehdit etmişti.

Allah'tan ki U-2, haberimiz dahi olmadan İncirlik'ten kalkmasına rağmen, Pakistan üzerinden Rusya'ya girmişti de kurtulmuştuk.

Ancak bazen de uçağı düşürüldüğü ve Büyükelçisi Karlov Ankara'da öldürüldüğü halde soğukkanlı olabiliyor.

Rahmetli Hocam Mahir Kaynak'ın belirttiği gibi, "Siyasette tesadüf yoktur. Bir olay kimin işine geliyorsa onun yapmış olması kuvvetle muhtemeldir."

Putin, Suriye ve Libya gibi sıcak sulardan ve Afrika gibi zengin ve sıcak topraklardan çıkmamak için son ve en güçlü silahını kullanmaktan çekinmez.

Düşüncemi, daha da net olarak şöyle belirteyim:

Rusya, Ukrayna'da nükleer tesisleri vurup bu savaşı bitirmek istiyor.

Aynı zamanda "düşmanımın düşmanı" olan Çin de kendisini kıtasında boğmaya çalışan, kaçırılan gelin Tayvan'ı elinde tutan ve kollarını kesmeye (Kuşak Yol/BRI) çalışan Batı'ya karşı kolları sıvamış durumda.

Çin, Batı'dan daha iyi ve daha çok savaş uçağı ve elektrikli araba üretebiliyor. 

Kısaca, I. ve II. Dünya savaşlarına baktığımızda üçüncü dünya savaşının şartları oluşmuş durumda.

Başta Türkiye olmak üzere, İslam dünyası olarak sıkı tedbirler alalım.

NATO ve BM'ye değil, kolumuza ve Bayraktarlarımıza güvenelim.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU