Darfur’daki silahlı grupların harekete geçmesi nedeniyle Sudan'ın doğusunda gerginlik hakim

Siyasiler çatışmanın Kızıldeniz ve doğu eyaletlerine taşınmaması için uyarılarda bulundu

Sudan Kurtuluş Hareketi savaşçıları, Darfur eyaleti valisine 30 Ağustos’ta Port Sudan yolunda eşlik ederken böyle görüntülendi / Fotoğraf: AFP

Sudan'ın doğusundaki eyaletler bir gerilim durumuna tanıklık ediyor. Aslında bu durum, Darfur’daki silahlı mücadele hareketlerine bağlı güçlerin yayılmasının sonucunda meydana gelen güvenlik eksikliğinin habercisi. Bu eyaletler, ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki savaşın bölgesel bir savaşa dönüşeceği ve bunun bedelinin kırılgan bölge tarafından ödeneceği korkusunu yaşıyor. Ayrıca ordu askerlerinin birbirleriyle, yerel halkla ve ordu için seferber edilen silahlı gençlik gruplarıyla çatışacağı endişesi hâkim.

Sudan'ın doğusundan gelen orduya sadık diğer hareketlerin mensuplarını eğitmek üzere Eritre sınırları içerisinde kamplar kurulduğuna dair bilgilerin yayılması, durumu daha kritik ve tehlikeli hale getirdi. Son günlerde, Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif eyaleti, şehirde eğitim gören iki Darfur gücü arasında neredeyse çatışmaya dönüşen ciddi bir gerilime tanık oluyordu. Bunlar Mini Arko Minavi liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi ve Mustafa Tambur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi idi. Aslında ikisi de HDK’ye karşı savaşında Sudan ordusunu destekliyor.

El-Gadarif’te yaşayan gazeteci Muhammed Selman, Şarku’l Avsat’a, “Dört silahlı hareketin; Malik Akar liderliğindeki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi, Mustafa Tambur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi, Mini Arko Minavi liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi ve muhalif bir lider olan Âdem Karbino'ya bağlı dördüncü bir gücün şu anda el-Gadarif’te bulunduğunu” söyledi. Minavi ve Tambur’un liderliğindeki iki hareketin orduları arasındaki gerginlik neredeyse silahlı çatışmaya dönüşecekti. Bu durum halk arasında korku yarattı ve yetkilileri şehrin doğu ve batısında kamplar açarak onları ayırmaya zorladı. Selman, “Çatışma Cebel Tavava kampında, Minavi'ye bağlı birliklerin Tambur'a bağlı güçlerin bulunduğu bir kampa girmesinin ardından meydana geldi” dedi.

Selman, bu hareketlerin kendi içlerinde ve orduya sadık gruplar ile aralarında sürtüşme çıkarabileceği konusunda uyardı. “El-Gadarif halkı düzenli kuvvetlerle bile çatışmaya girmekten korkuyor” diyen Selman, sözlerine şöyle devam etti:

“Silahlı hareketlerin kamplarının varlığı bir memnuniyetsizlik durumu yarattı. Özellikle de yetkililer vatandaşlara silahlı hareketlerin varlıklarının nedenini ve kalış sürelerini açıklamadıkları için onları eyaleti havaya uçurmakla tehdit eden bir tehlike olarak görüyorlar.”

Eritre'deki eğitim kampları

Sudan'ın doğusundaki eyaletler, silahlı hareketlerin güçlerinin yayılması tehdidinin yanı sıra, eğitim ve toplama kampları gibi daha ciddi tehditlerle karşı karşıya. Sudan ordusunu destekleyen hareket ve örgütlerin yanı sıra Darfur'daki silahlı hareketleri eğitmek üzere komşu ülke Eritre'de, iki ülke sınırı yakınlarında kamplar kuruldu. Hollanda'dan yayın yapan Sudan radyosu Dabanga'nın askeri kaynaklardan aktardığına göre, Sudan sınırı yakınında Eritre'nin Gash-Barka bölgesinde altı eğitim kampı kuruldu. Bu kamplarda beş silahlı grup bulunuyor. Gruplar şunlar: el-Emin Davud liderliğindeki Birleşik Halk Kurtuluş ve Adalet Cephesi, Doğu Sudan Kurtuluş Güçleri, Musa Muhammed Ahmed liderliğindeki Beca Ulusal Kongresi, Ömer Muhammed Tahir liderliğindeki Beca Silahlı Kongresi ve Mini Arko Minavi liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi.

Beca Konferansı Başkanı ve Sivil Demokratik Güçler Koordinasyonu (Tekaddum) lideri Usame Said, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Eritre topraklarında yaşananları kabul etmediğini söyledi. Bu vakayı bölgedeki güvenlik ve barış için bir tehdit olarak değerlendiren Said, “El-Gadarif’te yaşananlar tarihte eşi benzeri olmayan bir olgudur. Devlet, Sudanlı partilerin yabancı bir ülkede kamp açmasına izin veriyor. Aynı zamanda devlet, Sudan'ın doğusundaki gençleri mantıksız ve gerçek dışı argümanlarla orada eğitim almaya ve silahlanmaya çağırıyor” dedi. Silahlı kuvvetlerin yasalarına göre suç sayılan ve açılması yasak olan bu kampları inceleyen Said, bu durumu silahlı kuvvetler yasalarının ihlali olarak değerlendirdi. Said, sözlerini şöyle sürdürdü:

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Bu kamplar kabile modeline göre kuruluyor. Bu, Doğu'da güvenlik, barış ve istikrarı tehdit eden tehlikeli bir eğilimdir, bölgenin kırılganlığının aleyhinedir. Söz konusu kamplar, orduya bağlı güçlere tahsis edildi. Bunların çoğu da orduyu desteklemesiyle bilinen Demokratik Blok’un içinden geliyor. Dolayısıyla bu, kampların kurulmasının ordunun onayıyla gerçekleştirildiği anlamına geliyor."

Said, bu kampların ülkeyi Kızıldeniz üzerindeki uluslararası çatışma alanına sürükleyeceği konusunda uyardı. “Ordu ile İran arasındaki yakınlaşma, Doğu Sudan'ın güvenliğine karşı bir tehdit oluşturuyor ve bu sorunu uluslararası bir boyuta taşıyor” diyen Said, “Savaşı görmezden gelmek, İran'la olan şüpheli ilişki ve Eritre'de kampların açılması, Doğu Sudan'ın güvenliğine yönelik ciddi bir tehdittir” ifadesini kullandı. Said, gençlere bu kamplara katılmamaları çağrısında bulunarak, bunların bölgede büyük çatışmalara yol açacak bir tuzak olduğunu söyledi. Said gençleri, savaşın durdurulması için demokrasinin arkasında saf tutmaya çağırdı.

Said, asker toplama operasyonlarını ve kendi deyimiyle halk direnişi kavramını savaşı sürdürme planı olarak değerlendirdi. Bu planda ülkenin doğusuna yönelik hiçbir çıkarın olmadığını ifade eden Said, “Doğu Sudan'ın problemi totaliter bir askeri devletle değil, demokratik bir sivil devletin kurulmasıyla çözülür” dedi. Said, el-Gadarif ve Darfur hareketleri arasındaki çatışmadan kaynaklanan gerginlikle ilgili olarak, bu güçlerin varlığına izin veren eyalet valisini ve askeri tümen komutanını sorumlu tuttu. Bu güçlerin varlığını eyaletteki güvenlik ve barışa yönelik bir tehdit olarak nitelendiren Said, “Eyaletteki Darfur hareketleri için asker toplama kamplarına izin vermek, güvenliğe ve toplumsal barışa yönelik açık bir tehdittir” ifadeleriyle meseleyi vurguladı.

Doğu Sudan'ın en önde gelen liderlerinden biri olarak kabul edilen Said, Darfur hareketlerine Doğu Sudan'ı kötülüklerden koruma çağrısında bulundu. Asker toplamanın durdurulması, güvenlik ve barışı tehdit eden kampların kapatılması çağrısında bulunan Said, “Eğer hareketlerin savaşın devamı ile bir bağlantısı varsa o zaman savaşın yeri de bilinmektedir” dedi. “Ayrıca el-Gadarif gençlerine zorunlu askerlik çağrılarına yanıt vermemeleri çağrısında bulunuyorum” diyerek sözlerine devam eden Said, askere alma kamplarının açılmasını yasa dışı olarak nitelendirdi. Said, yasaların yalnızca silahlı kuvvetler için personel alımına izin verdiğini, orduya entegre olmayan silahlı hareketlerin eğitim kampları açmasına izin vermediğini belirterek, bu durumu Doğu Sudan'ı tehdit eden büyük bir kaos olarak değerlendirdi.

Siyasi analist Eşref Abdulaziz ise Mini Arko Minavi liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi'nin Eritre eğitim kamplarındaki varlığını, yasada öngörülen görevleri yerine getirmedeki başarısızlığının bir ifadesi olarak görüyor. Abdulaziz, Darfur Bölgesi Başkanı olan Sudan Kurtuluş Hareketi liderinin, yönettiği bölgenin yüzde 90'ından fazlası üzerinde HDK’nin kontrolünü görmezden geldiğini ve güçlerini ilgisiz bir bölgeye aktardığını söyledi. Abdulaziz’e göre, ordunun Darfur hareketlerine Sudan'ın doğusunda eğitim kampları açma izni vermesi, zayıflığını ortaya koyuyor. Ordu, HDK ile yaptığı savaşta doğusunu korumak için Batı Sudan'dan gelen hareketleri kullandı. Ancak silahlı hareketlerin korumasını ve savunmasını beklediği Darfur bölgesi üzerindeki kontrolünü görmezden geldi.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat'ın haberlerine ulaşmak için tıklayın

DAHA FAZLA HABER OKU