COP28 karşıtı tepkiler Afrika'yı tehlikeye atıyor

İklim görüşmelerini bir petrol kralının yönetmesi ideal olmasa da daha savunmasız ülkelere karşı görüşmelerin devam etmesini sağlama sorumluluğumuz var. İlerleme pahasına mükemmellik talep edemeyiz

ABD Kongresi'nin ve Avrupa Parlamentosu'nun 130'dan fazla üyesi, iklim görüşmelerine liderlik eden BAE'li petrol kralı Dr. Sultan el-Cabir'in görevden alınmasını talep ediyor (AP)

Bu aralıkta Abu Dabi'de düzenlenecek COP28 zirvesi tartışmalardan uzak değil. Dünyanın önde gelen petrol üreticilerinden Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE), belki de çağımızın en önemli iklim toplantısının dizginlerini eline aldığını görüyoruz. İroniyi görmezden gelmek zor ama neyin riske atıldığını da gözden kaçıramayız.

Anavatanım Afrika'da iklim değişikliği soyut bir kavram değil, varoluşsal bir tehdit. Küresel Güney genelindeki ülkeler iklim felaketinin eşiğinde. COP28'i boykot etme lüksüne sahip değiliz; özellikle bu, hayatta kalıp kalmayacağımızı belirleyebilecek kritik müzakerelere sırtımızı dönmek anlamına geliyorsa.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

COP28'i boykot çağrılarının gittikçe şiddetlendiği yadsınamaz. ABD Kongresi'nin ve Avrupa Parlamentosu'nun 130'dan fazla üyesi, iklim görüşmelerine liderlik eden BAE'li petrol kralı Dr. Sultan el-Cabir'in görevden alınmasını talep ediyor. İklim aktivistleri ve çevre örgütleri tam bir sivil toplum boykotunu savunuyor. Belçika Çevre Bakanı ziryveye katılmayacağı sözünü çoktan verdi bile.

Ama gerçekten ilerlemenin yolu bu mu?

BAE'nin COP28'deki rolünü sorgulamak doğru ama şöyle acı bir gerçek var: İlerleme pahasına mükemmellik talep edersek elimizde ikisi de kalmaz.

Şunu düşünün: Büyük bir ulusal petrol üreticisi 2050'ye gelindiğinde fosil yakıtların "kademeli olarak azaltılması" için kamuoyu önünde çaba sarf ediyor. Petrol, doğalgaz ve kömürün sınırlandırılmasına yönelik bu çağrı çoktan, COP28'den aylar önce gündeme alındı. BAE'nin 2030'da küresel yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma ve 2040'ta da bir kez daha iki katına çıkarma teklifi tek kelimeyle cüretkar. Bu tek başına tehlikeli iklim değişikliğini önleyecek mi? Hayır ama Avrupa Birliği'nin yenilenebilir enerji planlarının ötesinde bir atılım ve Birleşmiş Milletler'in daha önceki tüm iklim zirvelerinden çok daha iddialı.

Fosil yakıtların "kademeli olarak" tamamen "bırakılması" yönündeki yaygın görüşe katılıyorum. BAE Çevre Bakanı bile "petrol ve doğalgazın makul bir yolla kademeli olarak bırakılması" gerektiğini kabul ediyor. Ancak BAE'nin COP28'deki önerilerinin potansiyelini de göz ardı etmeyelim. Eğer "etkisi azaltılmamış" tüm fosil yakıtların 2050'ye gelindiğinde ortadan kaldırılmasına yönelik bir anlaşmaya varılırsa, bu dünyanın en büyük petrol şirketleri için ölüm çanlarının çalması anlamına gelir.

Ültimatom mu? Ya karbonsuzlaşın ya da yok oluşla yüzleşin. Burada, petrol ve doğalgazdan arınmış bir dünyaya yönelik nihai hedefimize doğru ilerlemek için tarihi bir fırsat sözkonusu.

Unutmayalım ki BAE, gelişmekte olan ülkeler için iklim finansmanı sözkonusu olduğunda nihayet elini cebine atıyor. Geçen sene ABD'yle beraber Temiz Enerjiyi Hızlandırma Ortaklığı'nı başlatan BAE, 2035'e gelindiğinde dünya genelinde 100 gigawatt yeni temiz enerji sağlama amacıyla 100 milyar dolar topluyor. Bir de COP28 başkanı Sultan el-Cabir'in kurduğu, BAE devletine ait yenilenebilir enerji devi Masdar var. 2035'e gelindiğinde Afrika'da 100 milyon kişiye temiz elektrik götürmeyi uman Masdar, kıtanın yenilenebilir enerji alanındaki en önemli yatırımcılarından biri olma yolunda hızla ilerliyor.

Bir petrol üreticisinin COP28'in dümeninin başında ne aradığını sorgulayan Batılı politikacılara soruyorum: İklim değişikliğiyle mücadelede Afrika'yı desteklemek için siz ne yaptınız?
 


Daha zengin ülkelerden, iklim değişikliğine karşı en savunmasız olanlara gelen mali desteğin yetersizliği, sömürgecilik sonrası devam eden ırkçı eşitsizliklerin acımasız bir hatırlatıcısı. COP28, uluslararası finans reformu için bir yol haritası çizmek üzere Britanyalı ünlü iklim ekonomisti Lord Nicholas Stern liderliğinde üst düzey bir grubu bir araya getirerek iklim finansmanında ilerlemeye ket vuran yapısal bürokrasiyi ele alan ilk girişim.

Dahası el-Cabir, bugüne kadar taahhüt edilen miktarın tam 10 katına denk gelen 1 trilyon dolarlık iklim finansmanının kilidini açabilecek devrim niteliğindeki Bridgetown Girişimi'ni destekliyor. COP28'de kabul edilmesi halinde bu girişim, iklim felaketlerinin ortasında borçlarını geri ödemekle boğuşurken küresel ısınmayla mücadele etmeye çalışan, gelişmekte olan ülkeler açısından çığır açabilir.

COP28'e gösterilen amansız tepki iklim eylemine tehlike, Küresel Güney'e de kötülük teşkil ediyor. Boykot, tam da iklim finansmanına en çok ihtiyaç duyan, gelişmekte olan ülkelere orantısız bir zarar verebilir.

İklim değişikliğinin acısını halihazırda hisseden Afrika dönüm noktası olabilecek, COP28'deki iklim finansmanı umudunun parmaklarının arasından kayıp gitmesine izin veremez. BAE'nin başkanlığı, gelişmekte olan ülkelerin eline sadece boş vaatler değil para da koyan bir iklim finansmanı anlaşmasına öncelik veren ilk başkanlık.

Bunu tehlikeye atmak, altından kalkamayacağımız bir kumar olur.

Büyükbabam Nelson Mandela'nın mirası, zorluklar karşısında birliğin ve sağduyunun gücünün kanıtı. Dünya yaklaşan iklim kriziyle yüzleşirken, sorgulamaktan ve meydan okumaktan kaçınmayalım. Ancak dünyanın en savunmasız kesimleri pahasına ilerlemeyi de engellemeyelim.

Ndileka Mandela bir sosyal aktivist, eski yoğun bakım hemşiresi ve Güney Afrika'daki Thembekile Mandela Vakfı adlı kırsal kalkınma kuruluşunun başkanıdır.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU