ABD başkanı olma hayali kuran bir Hint asıllı Amerikalı: Vivek Ramaswamy

Hindistan asıllı bir girişimci olan Ramaswamy, Cumhuriyetçi Parti’den deneyimli siyasetçilere verilen desteğin ötesinde dikkate değer bir destek alıyor

ABD başkanlığı için Trump ile yarışan yeni isim; Vivek Ramaswamy / Fotoğraf: AP

ABD, ışıltısını her geçen gün biraz daha kaybeden "Amerikan rüyasını" yeniden canlandıracak yeni bir simaya mı kavuşuyor?

Bu soru son 20 yıldır ortalıkta dolaşsa da daha önce beyaz Anglo-Sakson Protestan olmayan bazı isimlerin Beyaz Saray'a girmesi ve kimilerinin de yakında bu hedefe kavuşmayı hayal etmesi gibi, göz ardı edilemeyecek bazı sinyaller de yok değil.

Afrika kökenli Senatör Barack Obama'nın, 2008 yılında Beyaz Saray'a kadar yükseleceği kimsenin aklına gelmezdi.

Ama o bir gün ABD başkanı olmayı hayal etme cesaretini gösterdi ve gerek ülkesinde gerekse dünyada iki dönem boyunca üstlendiği görevle ilgili aynı değerlendirmeler yapılmasa da bu hayalini gerçekleştirdi.

Peki, Hint kökenli yeni bir isim olan Vivek Ramaswamy ile tarih tekerrür edecek mi?

İngiliz siyasetçi Nigel Farage, Telegraph gazetesinde yer alan makalesinde, siyasi hayalini kimseden saklamayan başarılı bir girişimci olan Hint kökenli ABD'li genç adam Ramaswamy ile geçen mart ayında Maryland'de düzenlenen Muhafazakar Siyasi Eylem Konferansı (CPAC) sırasında tanıştığını ve Amerikan siyasetinde çarpıcı bir güç haline gelmesini sağlayan özelliklere sahip olduğuna inandığını yazdı. 

Batı'da iyi fikirlere geri dönmek isteyenlere seslenen Faarage, "Bu genç adam aynı zamanda genel olarak iyilik için de bir güç olabilir" diye ekledi.

Son yıllarda çok sayıda başarıya imza atan, çok uzaklardan kalkıp gelen ve Cumhuriyetçi Parti'nin kendisini bir gün başkanlığa aday göstermesini hayal eden Ramaswamy'nin Amerikan rüyası yeniden gerçek olacak mı?

Hint-Asya kökenli Amerikan lobisi, ABD'de kendine bir yer edinmek için ilerleme kaydetti mi?

Eğer öyleyse bu ilerlemeyi sağlayan araçlar ve mekanizmalar neler? Amerikan rüyası görmeye devam eden var mı?

Çok fazla detaya girmeden ve geçmişe geri dönemeden anlatacak olursak ABD, her şeyden önce, bir zamanlar yaşadıkları bölgelerde dogmatiklerin adaletsizliğine ve zulmüne uğramış Avrupalı kitleler için bir çıkış ve kaçış noktasıydı.

Amerikan rüyası, özellikle havacılık sektörünün kurulmasından önce okyanusu aşıp gelen bir göçmenin karşılaştığı ilk manzara bağımsızlığın ve özgürlüğün sembolü olan Özgürlük Heykeli olduğundan artık sadece yeni bir 'Kenan ülkesine (diyarı)' ulaşmakla ilgili değil, daha çok bu toprakların dolup taştığı fırsatlarla ilgili olarak görülüyordu. 

Amerikan rüyası, ABD halkının vatanseverliğinin objektif bir eşdeğeri kabul edilirken bakış açısından demokrasinin amacı da refah vaadinin yerine getirilmesidir. 

Amerikan rüyasının kıvrımları arasında tüm sosyal sınıflardan insanlar, "daha iyi, daha zengin, daha mutlu bir yaşam" elde edebileceklerini hissediyorlar.

Amerikan rüyası fikri, Amerikan Bağımsızlık Bildirisi'nin "tüm insanların eşit yaratıldığı, değiştirilemez bazı haklara sahip oldukları ve buna yaşam hakkı, özgürlük ve mutluluk arayışının da dahil olduğu" belirtilen ikinci cümlesinde yer alıyor.

Amerikan rüyası, çocukların iyi bir eğitim almaları ve dolayısıyla buna uygun iş fırsatlarına sahip olmaları ve böylece sınıf, mezhep, din ya da etnik kısıtlamalara bakılmaksızın bireysel kararlar alabilmeleri için olanakları da kapsıyor.

Amerikan rüyası ifadesi ilk kez yazar James Truslow Adams tarafından 'The Epic of America' (Amerikan Destanı) adlı kitabında kullanıldı.

Birçok şüphe nedeniyle Amerikan rüyasının üzerine gölge düşmüş olsa da Ramaswamy adlı genç adam Amerikan rüyasıyla ilgili belli başlı başarılar kazandı.
 

Nigel Farage'nin Telegraph'ta yer alan ve ABD başkanlığı yarışına katılan Ramaswamy'yi öven yazısının ekran görüntüsü Telegraph.jpeg
Nigel Farage'nin Telegraph'ta yer alan ve ABD başkanlığı yarışına katılan Ramaswamy'yi öven yazısının ekran görüntüsü / Görsel: Telegraph

 

Ramaswamy, seçim kampanyasına Cincinnati'den başladı

Ramaswamy, 9 Ağustos 1985 yılında ABD'nin Ohio eyaletine bağlı Cincinnati şehrinde Hindistan'ın Kerala eyaletinden gelen göçmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.

Hint kast sisteminin en üst kademesi olan Brahmanlar (rahipler ve bilginler) sınıfından bir ailenin ve yaşlılar için psikiyatrist olarak çalışan bir babanın çocuğu olarak İngilizcenin yanı sıra Tamil dilini de konuşuyordu.

Ramaswamy, ailesiyle birlikte Ohio'nun Dayton şehrindeki yerel Hindu tapınağına gitse de ilkokuldan liseye kadar piyano öğretmenliğini yapan Hıristiyan öğretmeni onunda üzerinde büyük bir etki bırakmıştı.

Piyano öğretmeni, Ramaswamy'nin sosyal yetiştirilme tarzına uyum sağlarken fanatik ya da hoşgörüsüz davranmadan değerlerini kararlılıkla öğrencisinin zihnine yerleştirdi.

Bunun yanında birçok yaz tatilini öğrencisinin ailesiyle birlikte Hindistan'da geçirdi. Zihninde onların farklı kültürlerine ve medeniyetlerine dair ortak bir vizyon oluştu ve erken yaşlarda ırkçı eğilimlerinden sıyrıldı.

Ramaswamy'nin eğitim yılları ilerleyen yıllarda kariyerinin şekillenmesine kılavuz oldu mu? 

Kesinlikle oldu. Ramaswamy, ilkokulun sekizinci sınıfına kadar devlet okullarında okuyan ve daha sonra Cincinnati'nin en seçkin okullardan biri olan St. Xavier Lisesi'ne girdi.

Katolik Kilisesi'ne bağlı Cizvit (İsa Cemiyeti) tarikatı tarafından yönelen okula, akli dengesi yerinde olmayan, psikolojik tedavi gören ve sonradan manevi eğitim alanlar kabul edilmiyor.

Öğrencilerinin ABD'nin seçkin liderlerinin mezun olduğu büyük Amerikan üniversitelerine girmelerini sağlayan okul, bilimsel ve sosyal açıdan büyük bir prestije sahip.

Ramaswamy, başarılı bir öğrenci ve ulusal düzeyde genç bir tenisçi olarak yüksek notlarla okuldan mezun oldu.

Bu bakımdan Ramaswamy'nin en önemli ve en büyük Amerikan üniversitelerinden biri olan Harvard Üniversitesi'ne girmesi son derece doğal. Ramaswamy, Harvard Üniversitesi'nden 2007 yılında biyoloji bilimleri alanında üstün başarıyla mezun oldu.

Cesur ve kendine güvenen bir liberal olarak ün kazandığı, Harvard Üniversitesi Siyasi Birliği'nin önce üyesi, sonra başkanı olan Ramaswamy'nin siyasete atılacağı özellikle Harvard Üniversitesi'ndeyken açıkça görülüyordu. 

Ciddi sosyal tartışmalara olan ilgisinin yanı sıra müzikle de ilgilenen Ramaswamy, finans ve ekonomi alanlarına ilgi gösterdi ve Harvard'da hedge fon ve yatırım bankası alanında ciddi eğitimler aldı.

Bitirme tezini kurgusal insan-hayvan yaratılışının ortaya çıkardığı etik sorular üzerine yazan Ramaswamy, bu çalışmasıyla Bowdoin Ödülü'ne layık görüldü.

Ramaswamy'nin tezini özetleyen bir makalesi The Boston Globe tarafından yayımlanırken The New York Times'da da yer aldı.

Ramaswamy, 2013 yılında prestij sahibi Yale Üniversitesi'nin Hukuk Fakültesi'nde hukuk alanında yüksek lisans yaptı.

Ramaswamy, hukuk alanında yüksek lisans eğitimine hazırlanırken, özellikle ilaç ve teknoloji alanlarındaki ticari faaliyetlerde bulunması dikkati çekti.

Bu alanlardaki faaliyetleri sayesinde henüz öğrenciyken yaklaşık 15 milyon dolarlık bir servet elde etmesi akademik ve sosyal düzeyde herkesin onu umut verici bir geleceğin beklediğini düşünmesine neden oldu.

Amerikan siyaset sahnesinde yükselen bir trende dönüşen Hindistan asıllı ABD'li seçkinler arasında katılarak ülkenin önde gelen iş adamlarından biri olmasıyla kendisiyle ilgili beklentileri karşılaşmış oldu.
 

Ramaswamy hem bir iş adamı hem de bir politikacının kafa yapısına sahip.jpg
Ramaswamy hem bir iş adamı hem de bir politikacının kafa yapısına sahip

 

Ramaswamy ve ABD toplumuyla ilgili bir görüş

Nigel Farage, hem başarılı bir iş adamının hem de başarılı bir siyasetçinin kafa yapısına sahip olan Ramaswamy'nin özellikle Demokrat Parti saflarında sol akımın ve ateizme yakın materyalizmin yükselişine yönelik sert eleştirileriyle ABD'de birçok kişinin dikkatini çektiğini söyledi.

Ramaswamy, Başkan Joe Biden yönetiminin yaklaşık üç yıllık çalışmalarının ABD'yi bilinenden, tanınandan ve tarif edilenden farklı bir toplumsal noktaya götüren ve karşılığında aşırı sağcı bir uyanışı güçlendiren demokratik bir sol akım doğurduğuna ve yakında, özellikle de 2024 başkanlık seçimleri sırasında büyük bir krizin habercisi olmasını beklediği merkez sağın boşluklarını kapattığına inanıyor.

Ramaswamy, geçen mayıs ayında bir akşam yemeğinde yaptığı konuşmada ülkedeki mevcut duruma karamsar bir bakış açısıyla yaklaşarak "Bir grup kör yarasa gibi yaşıyoruz. Oysa bizler milenyum kuşağıyız. Biz, Amerikalılar olarak artık ayaklarımızı göremiyoruz" ifadelerini kullandı.

Hindistan asılı ABD'li genç ve zengin bir adam neden böyle düşünüyor?

Ramaswamy, milenyum kuşağını 'bir amaca, hedefe, anlama ve kimliğe aç bir nesil' olarak tanımladığı konuşmasında "İnanç, vatanseverlik, sıkı çalışma ve aile gibi bu boşluğu dolduran şeylerin kaybolduğu ulusal tarihimizde belirleyici bir aşamadayız" dedi.

Bu asil ve güzel değerlerin yerini 'zehirli' dediği şeylerin aldığını söyleyen Ramaswamy, egemenliğin ve liderliğin 'laik akımlar ve belki de sınıflar' olarak tanımladığı şey haline geldiğini de sözlerine ekledi.

Ramaswamy, ABD'de orman yangını gibi yayılan ve British Bank of Coutts ve National Westminster Bank gibi büyük bankaların karşılaştığı sorunlara yol açan çevresel, sosyal ve yönetim standartlarıyla da ilgileniyor.

Son derece başarılı bir girişimci olan Ramaswamy, şirketlerin çalışanlarını mezheplerine, ırklarına ve cinsiyetlerine göre işe almaları halinde asıl görevlerine odaklanmayı bırakıp müşterilerine da 'dar' dünya görüşlerine göre davranmaya başlayacaklarını çok iyi biliyor.

Ramswamy, ABD için post-politik bir projenin, yani Amerikalıları mevcut ve yaklaşan toplumsal çatışmalardan çekip çıkaracak, toplumsal atmosferi ve fikirsel temeli olan bir projenin geliştiricisi olarak kabul edilebilir mi?


ABD başkanlık yarışına giden yol

Cumhuriyetçi Vivek Ramaswamy, bir yandan eski Başkan Donald Trump art arda krizlere neden olurken ve hakkındaki onca iddianameye rağmen, aday olmaktaki ısrar ederken günden güne ABD siyaset sahnesinde yükselen bir yıldıza dönüşüyor.

Eski Beyaz Saray muhabiri Andrew Feinberg, Ramswamy ile ilgili bir yazısında "Bir gün bile herhangi bir kamu görevinde bulunmamış ve daha önce herhangi bir kamu görevine aday gösterilmemiş 38 yaşındaki bir Hindu olsa da bugün, cumhurbaşkanlığı birincil oylarına ezici bir çoğunlukla yaşlı, beyaz ve Hıristiyan Cumhuriyetçi seçmenlerin oylarını almak için yarışıyor" yazdı.

Son zamanlarda yapılan anketlerin çoğunun Ramaswamy'ye verilen desteğin aralarında eski Başkan Yardımcısı Mike Pence, eski valiler Nikki Haley, Chris Christie ve Asa Hutchinson ile Senatör Tim Scott gibi isimlerin bulunduğu daha ünlü ve deneyimli siyasetçilerden daha yüksek olduğunu göstermesi dikkati çekti.

Cumhuriyetçi Parti içinde adaylık konusundaki yarışa gelince Ohio eyaletindeki Cumhuriyetçiler arasında temmuz ayı sonlarında yapılan ve Ohio Northern Üniversitesi tarafından yayımlanan bir anketin sonuçlarına göre siyaset sahnesine yeni giren Ramaswamy'nin şimdiye kadar önde gelen Cumhuriyetçi adaylardan biri ve Cumhuriyetçilerin Trump'tan sonra ikinci tercihi olan, ancak Trump'ın hakkındaki iddianameler nedeniyle adaylığının düşürülmesi belki de ilk tercihi olacak olan Florida Valisi Ron De Santis'i geride bıraktı.

Kim ne derse desin Hint kökenli bu genç adamın popülaritesinin her geçen gün artıyor olduğu kesin.

Geçen temmuz ayı sonlarında Iowa'da Cumhuriyetçi Parti'den başkan adayı olmak için yarışan 13 ismin katıldığı bir seçim mitinginde Ramaswamy, reform yerine devrim vaat ederek en çok alkışı alanlardan biri oldu.

ABD siyaset sahnesini takip eden gözlemcilerden birçoğu, "Seçmenler, siyasetçilerin ve belki de ABD başkanlarının Wasp'lardan yeni Avrupa kökenli beyaz Anglo-Sakson Protestanlardan seçilmesinin tarihi bir sabite olduğu düşüncesine karşı daha hoşgörülü hale mi geldiler?" diye soruyorlar.

Ortada Beyaz Saray'a kadar ulaşan ve başkanlık seçimlerini iki kez kazanmayı başaran Afrika kökenli eski bir başkan var.

Ardından yerine emlak geliştiricisi ve reality şov sunucusu Donald Trump geldi. İkinci kez aday olduğu seçimlerde seçimlerin galibi olduğunu, kaybetmediğini, bir kumpasa kurban gittiğini ve şansının elinden alındığını söyledi.

Peki ABD'liler, özellikle ülkede geleneksel inancın gerilediği bir dönemde Hindu inancına karşı daha hoşgörülü olabilecekleri için Ramaswamy özellikle ABD'ye farklı bir vizyon sunuyorsa neden kazanmasın?

Ramaswamy, derin devletin ABD'lilerin imkanlarıyla manipüle edilmesinden, sermaye sahiplerin seçmen alıp satarak onları kontrol etmesinden ve her gün yalan yanlış haber üreten çarpık medyadan iç siyasi hayatta pek çok dengesizliği ve eksikliği ortaya çıkaran eski Başkan Trump'ın ilkelerinin büyük kısmını benimsiyor gibi görünüyor. 

Ancak Ramaswamy'yi Trump'tan ayıran nokta, tüm bu konuları öfkelenmeden ve kitleleri daha ırkçı hale getiren şiddet halini körüklemeden masaya yatırabilmesi.

Trump'ın istediğini son derece sakin ve nazik bir şekilde yapıyor. Toplumun aydınlarıyla da en eğitimsiz sınıfıyla da iletişim kurabiliyor.

Ramaswamy, ABD medyasının seçimleri yönlendirme gücüne saygı duyuyor gibi görünüyor.

ABD basında yer alan haberlere göre Ramaswamy, seçim kampanyasıyla ilgili podcastler hazırlamasına yardımcı olan ve her an herhangi bir programa çıkabilmesini sağlamaya hazır, çok basit bir stüdyosu bulunan tam bir medya ekibiyle seyahat ettiğini aktardı.

Ramaswamy, Trump yönetimine yönelik eleştirilerine başladı mı? Onu, adayları olmak için Cumhuriyetçilerin desteğini kazanma yoluna iten nedenler nelerdi?
 

Ramaswamy, Barack Obama'nın attığı siyasi adımları ters yönde atarak onu taklit ediyor AP.jpg
Ramaswamy, Barack Obama'nın attığı siyasi adımları ters yönde atarak onu taklit ediyor / Fotoğraf: AP

 

Biden'a yönelik eleştiriler ve Ukrayna'ya müdahale olmasının sırları

Ramaswamy'nin, bu ayın başlarında, Başkan Biden'ı ve ABD'nin Ukrayna'da olup bitenlerle ilişkisini açık açık eleştirirken sert bir siyasi mücadele başlatma kararı aldığı açıkça görülüyordu.

Ramaswamy'nin NBC'ye verdiği röportajda Washington'ın Ukrayna'daki savaşa müdahil olmasının kesinlikle Biden ailesi üyelerinin yolsuzluk vakaları ve Ukrayna hükümeti ile olan ilişkilerinden kaynaklandığını öne sürdü. 

Ramaswamy, Biden'a, oğlu Hunter'ın bilgisayarından sızdırılanların neden olduğu kriz nedeniyle suçlamalarda bulunurken söz konusu sızıntılarda Hunter Biden'ın babası eski Başkan Obama'nın yardımcısı olduğu dönemde Ukraynalılarla arasında mali ilişkileri olduğuna dair kanıtlar bulunmuştu.

Konuyla ilgili başlatılan adli soruşturmalar devam ediyor.

Ancak gelecek vaat eden bu genç adam, ABD Silahlı Kuvvetleri'nin vatanın çıkarına olmayan çatışma bölgelerden nasıl uzak tutulacağını anlatarak anavatanın bedeninde büyük bir yara açtı.

Ramaswamy, şunları söyledi:

ABD ordusunun görevi rastgele ve amaçsız savaşlar yürütmek değil, ülkenin çıkarlarını ve anavatanı korumaktır. ABD'nin Ukrayna konusundaki tutumu, mevcut Başkan Biden'ın bir aile üyesinin (Ukrayna'nın en büyük enerji şirketlerinden biri olan) Burisma Holdings'ten aldığı beş milyon dolarlık rüşvetin tazminatı olabilir. Bunun Ukrayna konusundaki tutumumuzla bir ilgisi olduğunu düşünüyor muyum? Muhtemelen evet, bununla ilgisi olduğunu düşünüyorum.


Ramaswamy, bu yanıtı, Cumhuriyetçi Parti'nin yeni adayının ABD'nin önümüzdeki yıllarda karşılaşacağı zorluklara dair görüşü hakkında bir izlenim veriyordu.

Geçen haziran ayında Fox News'e verdiği röportajda, Washington'ın ABD için en büyük askeri tehdit olan Rusya-Çin ittifakını dağıtması gerektiğini söyleyen Ramaswamy, "Çin-Rusya ittifakını dağıtmaya odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum" dedi. 


Peki, Ramaswamy neden böyle sert duruşa sahip?

Çünkü Ramaswamy'nin tahminine göre ittifaka karşı bir şeylerin yapılmaması Çin'e Tayvan'a karşı eylemleri konusunda cesaretlendiriyor.

Zira Pekin, Washington'ın aynı anda iki nükleer süper güce karşı hareket etmeyeceğini düşünüyor.

Ramaswamy, yaklaşan başkanlık seçimleri öncesinde kötüleşen sağlık durumu ve anketlerin çoğunun gösterdiğine göre Demokrat Parti'nin onu ikinci kez aday gösterme şansını azaltan popülaritesindeki düşüşle birlikte Biden'a ağır bir darbe indirdi.

Ramaswamy'nin yükselişi her halükârda ABD'deki Hint diasporasına ilişkin büyük bir soru işaretinin orta çıkmasına neden olurken bu gelişme Hint diasporasının yakında ABD yerel düzeyinde etkili bir aday çıkarabilecek kadar büyük bir rol üstelenebileceğinin göstergesi mi?
 


Amerikan Hindu lobisi ABD'de kendine yer edinmek için ilerleme kaydetti

İstatistikler, Hint asıllı Amerikalıların, Amerikan yerlilerinden (Kızılderili) ayırmak için Hint-Asya kökenli ABD vatandaşı olduklarına işaret ediyor.

Toprak sahibi olan Hint asıllı Amerikalıların sayısı yaklaşık üç buçuk milyona ulaşırken Çin asıllı Amerikalılar ve Filipin asıllı Amerikalılardan sonra ülkedeki üçüncü en büyük Asya kökenli topluluğu oluşturuyorlar.

Ancak Hint asıllı Amerikalıları diğer topluluklardan ayıran nokta, çocuklarının daha yüksek bir eğitim almalarına büyük önem vermeleri.

Hint asıllı Amerikalıları yüzde 67'si ya lisans ya da daha yüksek derecelere sahipler. Yüzde 40'ı doktora yapan kişiler.

ABD'li ünlü yazar Thomas Friedman, "The World Is Flat: Further Updated and Expanded" (Dünya Düzdür: Yirmi Birinci Yüzyılın Kısa Tarihi) adlı kitabında Hindistan'dan ABD'ye yapılan beyin göçü üzerinde açık bir şekilde durmuştur.


Bu eğitim seviyesi Hint asıllı Amerikalıların hayat şartlarını yansıtıyor mu?

Evet. Bu eğitim seviyesinin ABD'deki tüm etnik gruplarla karşılaştırıldığında aralarında en yüksek gelir düzeyinin Hint asıllı Amerikalılara ait olduğunu gösteren 2010 yılındaki nüfus sayımı sırasında ortaya çıktı.

Pew Araştırma Merkezi'ne göre Hint asıllı Amerikalıların yüzde 51'i kendilerini Hindu, yüzde 18'i Hristiyan (yüzde 11 Protestan, yüzde 5 Katolik ve yüzde 3 diğer Hristiyan mezhepleri), yüzde 10'u Müslüman, yüzde 5'i Sih, yüzde 2'si Jain ve yüzde 10'u hiçbir dine inanmayan olarak tanımlıyor.

ABD merkezli Jacobin adlı derginin mart sayısında Hindu lobisinin ülke içindeki nüfuzunun arttığına ve bu nüfuzun özellikle ABD Kongresi'ne ulaştığına dair bir makale yer aldı.

Dergi makalede, ABD'deki Hint asıllı Amerikalıların oluşturduğu sağ görülü lobilerin Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin diğerlerinin 'radikal Hinduizm' olarak gördüğü politikalarını eleştiren sesleri bastırmaya çalıştıklarını öne sürdü.

Bu lobilerin çalışmalarında Amerikan İsrail Kamu İşleri Komitesi (American Israel Public Affairs Committee, AIPAC) gibi İsrail yanlısı baskı gruplarını taklit ettiğine işaret eden makalenin bu baskı gruplarının bağnazlık ve İslam düşmanlığı temelinde ittifaklar kurmayı başardıkları belirtilerek sonlanması dikkati çekti.

ABD'de 1990'lı yıllarda ortaya çıkan Hindu lobilerin kendilerini nasıl ABD'deki Hint diasporasının en büyük temsilcisi olarak gösterdiklerine değinen dergi, Hindistan'ın adını yaklaşık bir asır önce Hindu dinini Hindistan'daki diğer dinlerin üzerinde tutmaya çalışan Hint milliyetçiliği 'Hindutva' ile eşanlamlı hale getirmek için birçok Hindu kurumun kurulduğunu ve Modi'nin lideri olduğu Bharatiya Janata Partisi'nin (Hindistan Halk Partisi) de bu kurumların önde gelenlerinden biri olduğunu vurguladı.

Dergi ayrıca Hindu lobilerinin özellikle Kongre üyelerini, eyalet valilerini ve diğer üst düzey makamlardaki isimleri desteklemek için bol bol harcanan paralarla ABD'nin egemen kararı üzerinde artan etkisinin altını çizdi.

Tüm bunlar çerçevesinde Ramaswamy yarının Cumhuriyetçi Parti'den ABD başkanı olmayabilir, ama her halükarda Amerikan siyasetinin seçkinleri içinde Hint asıllı Amerikalıların varlığının artmasıyla birlikte geniş bir siyasi geleceğin beklediği kesin.

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU