"Beyaz evlilik": Avrupa'ya yerleşmenin bir yolunu aramak

Kimi genç Arapların başvurduğu bir yöntem olan "beyaz evlilik" bir miktar para karşılığında Avrupa ülkelerinde ikamet belgesi almasını sağlıyor

İstatistik Enstitüsü'nün Ulusal Göç Gözlemevi ile işbirliği içinde hazırladığı bir anket, 1 milyon 700 bin Tunuslunun ellerine geçen ilk fırsatta göç etmeyi planladığını gösterdi / Fotoğraf: AFP

"Beyaz" veya "sahte evlilik", Avrupa'ya yerleşme hayali kuran bazı genç Arapların başvurduğu bir yöntem.

Tunus'a en yakın olan kuzey ülkelerinin, genellikle Fransa veya İtalya, vatandaşlarından bir kişiyle kağıt üzerinde yaptıkları evlilik beyaz evlilik olarak adlandırılıyor.

Bu evlilik, hayali karı kocaya ödenmesi kararlaştırılan para karşılığında genç erkek veya kadının Avrupa ülkesinde ikamet belgeleri almasını sağlıyor.

Ancak bu yöntem, öncelikle yabancı makamların bu konudaki katılığı ve ikinci olarak dolandırıcılık ve dolandırıcılığın sıklığı nedeniyle güvensiz hale geldi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Münir Veslati, 15 yıl önce düzensiz bir şekilde Avrupa'ya göç etmiş 42 yaşında bir Tunuslu.

Münir, özel bir röportajda beyaz evlilik ile ilgili deneyimini hatırlıyor. Fransa'nın Marsilya kentinde çeşitli sektörlerdeki sıkı çalışmalarıyla topladığı parayla, kendisine yaklaşık 8 bin dolara mâl oldu, yaşadığı ve zor olduğunu düşündüğü bu deneyimin ayrıntılarını anlattı.

Münir, "İnşaat, temizlik, bekçilik ve diğer birçok zor günlük işten parayı topladıktan sonra, Fransa'da daimi ikamet almama yardımcı olacak sahte bir evlilik sözleşmesi yapmayı kabul ettiğim bir Fransız kızı tarafından dolandırıldım" dedi.


Şekli evlilik

Münir Veslati, "Tunuslu ve hatta Faslı arkadaşların deneyimlerini gördükten sonra beyaz evlilik fikri ilgimi çekmeye başladı. Çoğu bunda başarılı oldu. Ben de yasal durumumun yerleşmesini kolaylaştıracak resmi bir evlilik yapmak, hakları ve ödevleri olan bir vatandaş olarak hayatımı sürdürmek için genç bir kadın bulmak için yola çıktım. Arkadaşımın evinde tanıştığım 45 yaşındaki Fransız kadınla sahte evlilik konusunda anlaştım. Ancak, 8 bin doları peşin almayı şart koştu ve ben ikamet belgelerini alana kadar birlikte yaşamanın detayları üzerinde anlaştık" dedi.

Ancak Veslati’nin tabiriyle Claudia sözünü yerine getirmeyip onu dolandırdı ve nikâh akdinin olacağı gün belediye binasının önünde kendisini bekletti, sonra da gelmedi ve onunla iletişim kurduğu tüm bağlantılarını kestikten sonra ortadan kayboldu.

Fransız Medeni Kanunu'nun 21-2'nci maddesine göre bir yabancı, evlilik tarihinden itibaren 4 yıl geçmeden Fransız vatandaşlığına başvuramaz. Ancak ikamet belgelerini bu tarihten önce tamamlayabilir.

30'lu yaşlarında bir genç olan Murat Cebnun, Veslati'den tamamen farklı bir deneyim yaşadı.

O, önceden kararlaştırılmış bir miktar para karşılığında genç bir Fransız kadınla sahte bir evlilik sözleşmesi yapmayı başardı.

Bu sözleşme evlilik tarihinden bir buçuk yıl sonra ikamet belgelerini almasını sağladı.

Murat, "Fransız kadınla benim evimde ortak bir yaşam sürme konusunda anlaştık ve bu bir formaliteydi. Medeni durum yetkililerine normal bir evlilik hayatı yaşadığımızı kanıtlamalıyız ki Fransız makamları sahte sözleşmeden şüphelenmesin ve oturma belgelerim reddedilmesin" dedi.


Kötü niyetli suçlamalar

Ancak son dönemde Fransız makamları daha katı hale geldi ve Tunus'taki Fransa büyükelçiliği, Fransız kadınlarla evli genç Tunuslulara vize vermeyi reddetti.

Geçenlerde, Fransız bir kadının, ülkesinin yetkilileri Tunuslu kocasına dört yıldır vize vermeyi reddettiği için, Tunus'taki Fransız büyükelçiliği önünde kendini yakmakla tehdit ettiği bir video sosyal medyada yayıldı.

Son yıllarda, çoğu Avrupa ülkesi, ikamet belgeleri almadan önce birlikte uzun bir süre geçirmek de dahil olmak üzere, bir yabancıyla evlilik durumunda kadın ve erkeklere karşı katı yasalar uyguladı.

Göçmenlik hizmetleri, özellikle geceleri eşlerin tek çatı altında birlikte yaşamalarını sağlamak amacı ile herhangi bir zamanda evlerine sürpriz bir ziyaret yapmak için sosyal hizmet görevlilerini gönderir.

Göç daireleri, sözde beyaz evlilik kapsamına girdiğini iddia ederek birkaç evlilik talebini reddediyor.

Ayrıca göçmenler, para arayan Avrupalı kadınların dolandırıcılık vakalarının yüzdesinin arttığını bildiriyor.

Bu artış, Avrupa Birliği ülkeleri tarafından benimsenen göçmenleri kısıtlama politikası ile aynı zamana denk geliyor.

Bu bağlamda, "Herkes İçin Toprak" örgütünün başkanı Imad Sultani, "Örgüt, son üç yılda eşleriyle birleşme talepleri aynı gerekçeyle reddedilen Tunuslu erkek ve kadınların sayısının bin 200'den fazla olduğunu tespit etti" dedi.

Sultani, yaptığı özel açıklamada, Fransız makamlarının "bu vizeler için başvuranların gerekli tüm yasal belgeleri ve evlilik ilişkilerinin ciddiyetini kanıtlayan tüm kanıtları sunmalarına rağmen, vizeleri reddediliyor" diyerek yetkililerin kararlarına şaşırdı.

Sultani, "Başvurusu reddedilenler arasında yıllardır Fransız kadın ve erkeklerle evli olup çocuk sahibi olanlar da var" dedi.

Sultani, bu kararların arka planını "kötü niyet, ırkçılık ve hukuka saygısızlık" olarak nitelendirerek, "Fransa'nın güney ülkeleriyle ilişkilerinde yasalara ve anlaşmalara riayet etmediğini" ifade etti.
 


Fransız tarafından inkar

Tunus'taki Fransız konsolosu Dominique Maas, iki ay önce Tunis Afrique Presse ile yaptığı röportajda "aylardır vize başvuruları için randevu alınamamasıyla ilgili bir krizin ortasında, ülkesinin Tunuslulara yönelik vize verilmesine kısıtlamalar getirdiğini" yalanladı.

Konsolos, şunları söyledi:

Fransız Büyükelçiliği, her ay incelenen 10 bin dosyadan 70 binden fazlasına vize vererek 2022 yılında Tunuslulara, 860 binden fazla vize verdi.


İstatistik Enstitüsü'nün Ulusal Göç Gözlemevi ile işbirliği içinde hazırladığı anket, 1 milyon 700 bin Tunuslu'nun ellerine geçen ilk fırsatta göç etme niyetinde olduğunu gösterdi.

Yüksek öğrenim derecesine sahip kişilerin göçünün son yıllarda bir hızlanmaya tanık olduğuna işaret etti.

Aynı ankette, 5660 bin kişi olduğu tahmin edilen mevcut Tunuslu göçmenlerin yüzde 55,5'inin, göç ettikleri ülkede profesyonel bir faaliyette bulundukları belirtildi.

Korona salgını krizi öncesinde bu oranın yüzde 63,4 olduğu tahmin ediliyor. Bu oran, korona krizinin oradaki Tunusluların faaliyetleri üzerindeki olumsuz etkisini göstermekte.

Bu bağlamda sosyoloji alanında göç konusunda uzmanlaşmış araştırmacı Halid el Tababi, şunları söyledi:

Tunus'ta gençler arasında 'Harka' olarak bilinen düzensiz göç projesinin ortaya çıkışı, yoksulluk, işsizlik, marjinalleşme duygusundan kaynaklanan istikrarsızlık durumunu ve bunun olumsuz psikolojik yansımalarını gösteriyor. Bu, gencin kendisiyle toplum arasındaki ayrılığın başlangıcını ifade ediyor. Böylece gençler kendilerini gösterebilecekleri ve bazı hayallerini gerçekleştirebilecekleri daha geniş ufuklar arayışı içinde göç etmeyi arzuluyorlar.

 

 

Independent Arabia 

DAHA FAZLA HABER OKU