Sudan'a çözüm dışarıdan mı gelecek?

Mevcut savaş, başarılardan çok başarısızlıklarla, istikrar ve kalkınmadan çok savaşlar ve darbelerle dolu bir tarihin bir bölümünden başka bir şey olmayacak

Fotoğraf: AFP

Bugün Sudan iç savaşı ikinci ayını tamamlamış ve üçüncü ayına girmiş olacak. Askeri düzeyde, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) kontrol alanının önemli  ölçüde daraldığına işaret eden belirtiler arasında ordu lehine değişiklikler olurken, diplomatik ve siyasi hamleler açısından süreç sekteye uğramaya devam etti.

Washington'un son iki gün içinde yaptığı açıklamaları dikkate alırsak, bir yetkilinin ifadesiyle ABD yönetiminin "müzakereleri desteklemek amacıyla daha fazla bölgesel oyuncuyu sürece katmak" için yaptığı hamleler ve istişareler var.

Bu süreç, savaşı durdurma çabalarını ilerletmeye yönelik "yeni bir yaklaşım" olarak tanımlanıyor.

Kişisel olarak, arabulucu çemberinin genişletilmesinin çözüm çabalarını karmaşıklaştırmasa bile, çatışan çıkarların ve gündemlerin varlığı göz önüne alındığında, yardımcı olacağına da inanmıyorum.

Dahası, Sudan'daki siyasi krize dışarıdan çözüm arayışları işe yaramayacak ve gerçek sürdürülebilir çözümlere yol açmayacak.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu yöntem, son üç yılda denendi ve istenen başarı sağlanamadı, aksine komplikasyonlar devam etti ve bugün bulunduğumuz yere varana kadar arttı.

BM Misyonu Başkanı Volker Peretz ve ekibinin 2021'in başından bu yana uluslararası çabalarda bulunmak üzere Hartum'da bulunmalarına ek olarak, Batılı Troyka ülkeleri (ABD, Birleşik Krallık ve Norveç) ile Avrupa Birliği, Dörtlü Grup, Afrika Mekanizması ve Doğu Afrika bloku Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi (IGAD) Grubu vardı.

Bu çatılar altında birçok toplantı ve müzakere yapıldı, ancak zaman zaman kaydedilen ilerlemelere rağmen, umulan atılımı gerçekleştiremediler.

Karmaşanın belki de en büyük kanıtı, bir yanda Askeri Konsey ve bazı sivil güçler ile diğer yanda BM Elçisi Volker Peretz arasında yaşanan yoğun gerilim yaşanmasıydı.

Gerilim, Egemenlik Konseyi Başkanı General Abdulfettah el-Burhan'ın 'hükümet’inin Peretz'in istenmeyen adam haline geldiğini ve onunla hiçbir şekilde çalışılmayacağını açıklamasıyla sonuçlandı.

BM Sudan'ın kararını reddetmesine ve Güvenlik Konseyi kararıyla atanan BM elçisi için geçerli olmadığını ifade etmesine rağmen, bu, etkili bir tarafın onunla çalışmayı reddetmesi ışığında, BM misyonunun şimdi gerçek bir ikilemle karşı karşıya olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor.

Gerçek şu ki, BM elçisinin değiştirilmesini kabul etse ve ikinci, üçüncü ve dördüncü elçisini atasa bile, bunların başarılı olacağından şüpheliyim.

Sorun BM veya elçisinde değil, Sudanlıların kendisinde ve daha kesin ve spesifik olmak gerekirse, askeri ve sivil bileşenlerde.

Ülkeyi içinde bulunduğu durumdan çıkaracak, güvenli limana ulaştıracak ortak bir paydada buluşamamalarında.

Siyasi manevralar ve çekişmeler olayları daha karmaşık hale getirdi ve atmosferi gerdi, birikintileri de sonunda bu savaşa yol açtı.

Acı gerçek bu ve ilgili taraflar ciddi ve radikal bir şekilde değişmiş ya da değişime hazır da görünmüyorlar. Ülkeyi bu hale getiren tartışma hala devam ediyor ve siyasi söylem değişmedi.

Pozisyonların arkasında siperlenme devam ediyor ve her iki taraf da birbirini suçluyor ve hatta bazen ihanetle itham ediyor.

Bu durum ışığında, özellikle de bazı yerel taraflar şu veya bu tarafı koz olarak kullanmaya, güç almaya çalışacakları için, arabulucular şemsiyesinin genişletilmesi daha fazla karışıklığa yol açacak.

Taraflardan birinin bir bölgesel aktörle olan ilişkileri, diğeri tarafından şüpheyle karşılanacak. Buna kanıt olarak, bu hafta Sudan "Dışişleri Bakanlığı"nın Cibuti'deki son zirvesinden sonra "IGAD" girişiminin bazı maddeleri hakkında dillendirdiği çekinceleri gösterebiliriz.

Bu çekincelerin en belirgini, Sudan Dışişleri Bakanlığı'nın savaşa çözüm bulma çabalarını takip etmekle görevli Dörtlü'nün başkanlığını Kenya'nın üstlenmesine yaptığı itirazdı.

Zira Kenya Cumhurbaşkanının Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) ile özel bir ilişkisi olduğunu düşünenler var.

Dahası açık ve gizli çıkar çatışmaları ışığında, pozisyonlarla ilgili şüpheler bu komitedeki diğer tarafları da kapsıyor.

Bazı tarafların savaşa destek verdiği ve bazılarının da emellerine ulaşmak amacıyla Sudan'ı zayıflatmak için Hızlı Destek Kuvvetleri’ne destek verdikleri biliniyor.

Sudan sahnesinin karmaşıklığı ve onu çevreleyen, örtüşen ve çatışan çıkarlar nedeniyle, müzakerelerin genişletilmesi, siyasi ve sivil güçlerin bu aşamada dahil edilmesi müzakereleri karmaşıklaştıracaktır ve hatta bu, savaşı uzatmak için bir neden olabilir.

Bu aşamada belki de Cidde müzakerelerinin askeri ve sivil taraflara, ateşkes konusuna ve ateşkesi neyin sağlayabileceği arayışına odaklanması daha iyi olacak.

Bu, sivil güçlerin krizi çözme çabalarından uzak olması anlamına gelmez, sivil güçler kesinlikle esas taraflardan biri.
 


Bu güçler, bir sonraki aşamanın yol haritasını çizmek için askeri bileşenle – burada ordu kastediliyor- paralel ve doğrudan müzakereler yürütebilir.

Tamamen bağımsız bir acil durum hükümeti, yani görevleri devleti yönetme ve hızlı bir şekilde normal hayata hemen hemen geri dönme sorunuyla ilgilenmek olan teknokratlardan oluşan bir hükümet kurmak üzerinde uzlaşılabilir.

Yeniden inşa görevine girişilebilir ve her biri belirli bir alanı denetleyen ihtisas komiteleri oluşturulabilir. Sözgelimi sağlık sektörü komitesi ve sistematik yıkıma maruz kalan sanayi sektörü komitesi gibi.

Bankaların yaygın bir biçimde yağmalanmasından sonra bankacılık sektörü komitesi kurulabilir.

Yağmalanan para ile Sudan cüneyhinin yeniden değer kazanması meselesine çare olarak yeni bir para birimi çıkarılması konusunu incelemek de bu komitenin görevlerinden biri olabilir.

Sudan ekonomisinin temel dayanağı olarak gelişmesi beklenen tarım sektörünün sorunlarını ele alacak bir komiteye de ihtiyaç var. Keza enerji sektörü ve gurbetçi yatırımları çekmek için de komiteler kurulabilir.

Dış tarafların bir rolü olacaksa, sivil ve askeri unsurlar arasındaki bu müzakereleri kolaylaştırmak ve sonra müzakereleri hiçbir etki ve müdahale olmadan Sudanlıların kendilerine bırakmaktır.


Sivil güçler, iç savaşın derslerinden yararlanmak, savaşın tozlarının dağılmasını beklemek yerine, zamandan faydalanmak istiyorsa, son 4 yılda başaramadığı şey üzerinde anlaşmaya varmak için gayretle ve ciddi bir şekilde çaba göstermeli.

Sivil güçler 4 yıl boyunca iktidar paylaşımına ve makam dağıtımına değil, Sudan devletini yeniden inşa etmeye yönelik temel bir projenin uzlaşıya dayalı yapı taşlarını yerleştirmeyi temel alan, net bir siyasi vizyon meydana getirmekte başarısız oldular.

Keza geçiş sürecini tamamlamak için pratik bir yol haritası çizemediler, iktidar krizine köklü çözümler geliştiremediler.

Kendisini asli görevi olan ülkeyi dış tehditlere karşı korumaya adayan, onu bu görevlerden uzaklaştıran, yeteneklerini zayıflatan, halk nezdindeki itibarının çoğunu kaybetmesine neden olan siyasi arenayı terk eden, güçlü, profesyonel ve milli bir ordu kurarak askeri kurumu reforme edemediler.

Bütün bunlar gerçekleşmeden, aynı çatışma ve istikrarsızlık kısır döngüsünde kalacağız. Mevcut savaş, başarılardan çok başarısızlıklarla, istikrar ve kalkınmadan çok savaşlar ve darbelerle dolu bir tarihin bir bölümünden başka bir şey olmayacak.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU