Kutup filleri Sudan çimenlerinde

Hartum'daki çatışmanın uzaması ve yakında çevresine sıçraması muhtemel

Fotoğraf: Reuters

1952'de, teoloji ve etik alanında çalışmalar yapan uluslararası ilişkiler uzmanı Reinhold Niebuhr (1892-1971), Soğuk Savaş'ın galibinin kaçınılmaz olarak, uluslararası kavramlarla güç kullanımı şeklinde ortaya çıkan ancak bu gücün zamanla adaletin temel kaidelerini delecek kadar üstün bir hale gelip tartışılmaz bir konuma ulaşan tek bir otorite merkezinden geldiği emperyallik sorunuyla karşılaşacağını öngördü.

Bu tanımlama günümüzdeki ABD'ye uyuyor mu?

Büyük ihtimal evet.

Özellikle Sudan topraklarında olup bitenler bizi bunu söylemeye itiyor.

Bu bağlamda aklımıza şu meşhur İngiliz atasözü geliyor:

Filler tepişirken olan çimenlere olur.


Ufukta birkaç işaret gözüküyor. Bunların hepsi, Washington'un kara kıta Afrika'ya atılan ilk adım olarak Sudan'da büyük bir kutup çatışmasına girdiğini gösteriyor.

Operasyon sahnesi buradan başlıyor.

Afrika topraklarında bir yanda Washington ile diğer yanda Moskova arasında şiddetli bir uluslararası çatışma yaşandığı ve bu sırada Pekin'in ise her ikisinin de imkanlarına çökmek için fırsat kolladığı herkesçe bilinen bir gerçek.

ABD'nin Sudan'da olup bitenlerle başa çıkma yöntemi normal görünmüyor ve dünyadaki baş süper gücün kabiliyetleriyle tutarlı görünmüyor.

Zira bir anda büyükelçiliğini kapatıp tüm çalışanlarını bir kere de tahliye etmesi, olayların rahminde şekillenen çok büyük bir meselenin habercisi olabilir.

Sudan, Mali, Libya, Orta Afrika Cumhuriyeti ve diğer ülkelerde yaşanan çatışmalarla ilgili olarak son zamanlarda ABD ve uluslararası gündemi meşgul eden sızıntılara göz atmadan, Sudan'daki olaylarla ilgili ABD'nin tutumundaki gelişmeleri değerlendiremeyiz.

The Wall Street Journal'ın birkaç gün önce yayınladığı haberi okuyanlar, Rus Wagner grubunun Afrika'da ABD ve Avrupa'ya düşman ülkeleri içeren bir 'birlik' kurmaya çalıştığından bahseden sızdırılmış gizli ABD istihbarat belgelerini gördüler.

Suçlama, Moskova'nın kara kıtadaki müttefiklerini güçlendiren yalan bilgiler yayma konusundaki yeteneklerinin yanı sıra, paramiliter güçler kullanarak çatışmaları körükleme noktasına kadar uzanıyor.

Wagner'in kurucusu Yevgeniy Prigojin Telegram aracılığıyla yaptığı açıklamalarda, grubunun Afrika'daki operasyonlarının doğru ve tarafsız olduğunu ve yol kesiciler, teröristler ve güvenilmez komşular tarafından ezilenler de dahil olmak üzere Afrika halkını savunmaya geldiklerini vurguluyor.

Pek çok taraf Prigojin'in konuşmasında bir nevi samimiyet buluyor.

Nitekim Prigojin'in kendisi ve grubu işlerini yürütmek için genellikle resmi davetler alıyorlar yani kendi kendilerine gelin güvey olmuyorlar.

Bu bağlamda Orta Afrika Cumhuriyeti bariz bir örnektir.

Ülke Wagner ile 2018'den beri resmi bir anlaşmaya içinde. Anlaşma, cumhurbaşkanı için emniyetin sağlanması ve orduya destek verilmesini içeriyor.

Grup son zamanlarda buradaki faaliyetlerini madencilik, konvoy güvenliği, gümrük kontrolü ve hatta votka ve yerel bira üretimine kadar genişletti.


Aynısı Sudan'daki Wagner için de geçerli. Başkan Putin'e şu ya da bu şekilde yakın olan Rus savaş grubu ile Sudan arasındaki gözle görülür ilişkilere ek olarak, Rusya'nın Sudan'daki çıkarları, 16 Kasım 2020 tarihinde üzerinde uzlaşma sağlanan deniz üssü sayesinde resmi olarak varlığını gösteriyor.

Bu anlaşma, özellikle nükleer enerjiyle çalışan Rus donanma gemilerine Port Sudan'da yer edinmelerine kapı açması sebebiyle ABD'yi rahatsız ediyor.

Rusya tarafından gelen resmi açıklamalarda ise üssün, anlaşmanın girişinde belirtildiği gibi 'başka tarafları hedef almak için değil', 'bölgenin barış ve güvenliğinin artırılması' amacıyla Kızıldeniz kıyısındaki Rus donanma gemilerine ikmal ve bakım sağlamayı amaçladığı söyleniyor.

Washington'ın harekete geçme ve Afrika'daki Rus varlığıyla doğrudan çatışma zamanı geldi mi?

Bugün Prigojin'in aktif olduğu 13 ülke arasında Wagner'in sekiz Afrika ülkesinde bir Rus vekili olarak varlığını sürdürdüğü görülüyor.

İşin oldukça şaşırtıcı tarafı, Rusya-Ukrayna savaşında rol oynayan bu Rus grubuna

Washington tarafından uygulanan onca yaptırımın grubun önünü kesmeyi başaramamış olması.

Öte yandan Washington, bir kere Libya'daki çatışmada ve birkaç yüz kişinin hayatına mal olmakla birlikte Suriye'deki bazı uzak çatışmalar dışında askeri olarak ölümcül elini oynamadı.
 


Kara kıtada Rus etkisinin hızla yayıldığını gösteren Sudan ve bazı komşu ülkelerdeki gelişmeler, şüphesiz ABD istihbarat yetkilileri ve Pentagon generalleri için bir endişe sebebi oldu ve onları fil çatışması için bir plan aramaya sevk etti.

Talihsiz Sudan ise bu çatışmanın arenası oldu ve çimleri yakılarak, yağmalanarak, talan edilerek ve öldürülerek kırıp geçirildi.

Perde arkasından bakınca Sudan'da yaşananlar, ABD'nin Afrika kıtasını bugün için Rusya'nın Wagner'inden ve yarın için Putin'in Şi Cinping ve kolları gibi diğer yeni müttefiklerinden kurtarmaya yönelik gizli bir stratejisinin başlangıcı mı?

Washington vatandaşlarının tahliyesini tamamladıktan ve büyükelçiliğini hızla ve anlaşılmaz bir şekilde kapattıktan sonra, Pentagon, kötüleşen bu durumun koşullarının ortaya çıkardığı tüm olasılıklara hazır olmak için donanma birliklerini Port Sudan limanına hareket ettireceğini ve orada konuşlandıracağını duyurdu.

Ancak uluslararası medyanın çok küçük bir kısmı dışında büyük çoğunluğunun fark etmediği şey, uydu görüntülerinin gösterdiği hava köprüsü oldu. Ruslar bunu kaçırmayarak pek çok tarafa sızdırdı.

Fotoğraflarda, ABD Özel Kuvvetleri'nin görevlerinde özel bir işareti temsil eden bir C-17 uçağı filosunun Fort Benning ve Fort Campbell gibi ihtiyat ve acil durumlarda kullanılan üslerden Cibuti'deki ABD üssü Camp Lemonnier'e doğru hareket ettiği görülüyor.

ABD askeri operasyonları bununla sınırlı kalmadı. Özellikle Almanya'daki ABD Afrika Kuvvetleri (AFRICOM) üslerinden Cibuti'deki sözü edilen ABD üssüne doğru paralel hareketler gerçekleştiği ortaya çıktı.

Burada hükmen, Afrika'daki ABD askeri sahnesindeki gelişmelerin, Washington'un Sudan'da yaşanan savaşın cehenneminden kaçmalarına yardım edecek birilerini bulamayan birkaç bin Sudanlı-ABD'liyi bırakırken Beyaz Anglo-Sakson Protestan (White Anglo-Saxon Protestant/WASP) ABD'lileri tahliye etmesiyle hiçbir ilgisi yok.

ABD'liler neyden korkuyor veya neyi bekliyorlar da sadece büyük savaşlarda görülen bu kadar büyüklükte kuvvetleri nakletmeye çalışıyor?

Şu ana kadar net bir cevap gözükmüyor. Bununla birlikte, ABD gölge istihbarat teşkilatı Stratfor, olaylara ilişkin değerlendirmesinde, Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Rus paralı askerlerinden halihazırda güç, ekipman ve hatta askeri destek aldığına dair bir görüş sunuyor.

Bu bakımdan Hartum'daki çatışmanın uzaması ve yakında çevresine sıçraması muhtemel.

Sözlerimizi sonlandırmadan önce geriye ne kaldı?

Kesinlikle ve özellikle, Pekin'in Sudan'ın en büyük ticaret ortağı olduğu düşünüldüğünde önce Sudan'da ve sonra Afrika'da Çin'den bahsetmek ve Sam Amca'nın tek taraflı Amerikan hegemonyasını sağlama almak için ekarte etme hamleleriyle neler planladığı. Bunları tamamlayacağımız yazıya kadar görüşmek üzere…

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat 

DAHA FAZLA HABER OKU